Atatürk filmlerine baş ucu eseri: ATABE

Disney'in yayınlamama kararı aldığı Atatürk dizisiyle, Atatürk hakkındaki yapımlar da gündeme geldi. Atatürk’ün Bütün Eserleri (ATABE) Genel Yayın Yönetmeni Şule Perinçek bu kararın arkasında “Yükselen Asya ve Atatürk korkusu” olduğunu belirtiyor. Atatürk’ün, dizi, film ve belgesellerde doğru anlatılması için, yüzlerce akademisyen ve uzmanın bir araya gelerek 15 yılda tamamladığı 30 ciltlik ATABE’nin kaynak olarak kullanılması gerektiğini vurguluyor.

Dünyada 160 milyon kişinin abone olduğu Disney Plus, iddiaya göre Ermeni lobisinin baskısı üzerine yayın kataloğundan Atatürk dizisi çıkardı. Disney’in bu kararı son üç gündür tepkilerin odağında. Olay, çeşitli yönleriyle konuşuluyor. Konuyu, Kaynak Yayınları'ndna çıkan 30 ciltlik Atatürk’ün Bütün Eserleri (ATABE)’nin Genel Yayın Yönetmeni Şule Perinçek’e sorduk. Perinçek, “Arkamızda başarıya ulaşmış bir Devrim var. Asya’nın yükselişi, bugün çürüyen ve çöken Batı’yı da kurtaracaktır. İşte bir filmden korkmalarının sebebi budur.” diyerek filmin platform listesinden kaldırılmasına açıklık getirdi.

'O DEVRİMİN ÖNDERİ'

Şule Perinçek, kararı şöyle değerlendirdi: 

“Atatürk kimdir? O, kendisinin de söylediği gibi bizim gibi bir fani. Ama onu 'Atatürk' yapan nedir? Evet, Türkiye halkının Milli Demokratik Devrimi’ne önderlik etmiştir.

“Ancak onu bugün bile uluslararası çapta tartışma konusu yapan nedir? O sıradan 'önemli' bir siyasi kişilik de değildir. Mazlumlar dünyasının başarıya ulaşan bir ilk devrimine önderlik etmiştir.

Arkamızda kalan coğrafyanın kaderini belirleyen bir Devrim.

“Atatürk 1921’de bunu şöyle tanımlıyor:

'Anadolu, aynı haritadaki gibi bütün Asya’nın, bütün mazlumlar dünyasının, zulüm dünyasına doğru ileri sürdüğü bir vaziyette bulunmaktadır. Anadolu bu vaziyetiyle bütün zulümlere, hücumlara, taarruzlara, maruz bulunuyor. Anadolu yıkılmak, çiğnenmek, parçalanmak isteniliyor; fakat efendiler, bu hücumlar Anadolu’yla sınırlı ve kısıtlı değildir.

'Bu hücumların genel hedefi bütün Doğu’dur. Anadolu her türlü tasallutlara, taarruzlara karşı bütün mevcudiyetiyle nefsi müdafaa etmektedir ve bunda başarıya ulaşacağından emindir. Anadolu bu müdafaasıyla yalnız kendi hayatına ait vazife yapmıyor, belki bütün Doğu’ya yönelik hücumlara bir set çekiyor.

Efendiler, bu hücumlar elbette kırılacaktır. Bütün bu tasallutlar mutlaka nihayet bulacaktır. İşte ancak o zaman Batı’da, bütün cihanda hakiki sükun, hakiki refah ve insaniyet hüküm sürebilecektir.' (Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.12, s.50)

FİLMDEN KORKMALARININ SEBEBİ

“Yüzyıl sonra da benzer görevlerle karşı karşıyayız. Emperyalizmin hem ekonomik hem de toplumsal ve kültürel dayatmalarına karşı, Ortaçağ’ın yobazlığına karşı yine mücadelenin Batı kapısındayız. Eskisinden daha donanımlıyız. Arkamızda başarıya ulaşmış bir Devrim var.

Asya’nın yükselişi, bugün çürüyen ve çöken Batı’yı da kurtaracaktır. İşte bir filmden korkmalarının sebebi budur. Sistemleri çıkmazda. Yerine gelecekten korkuyorlar. Doğacak güneşten, gözleri kamaşıyor.

“Aslında Atatürk’ten korkmuyorlar, bugün bizden korkuyorlar. Bugün Atatürk’ün programını uygulayacak olanlardan korkuyorlar. Asya’nın yükselişinin anahtarı işte bu Milli Demokratik Devrim Programındadır. Gerçek Atatürk o programdır. Kendisi de bize döne döne bunu belletmiştir.”

‘EMPERYALİZMİN GEMİSİNE BİNDİLER’

Şule Perinçek, kamuoyunda kendisini Atatürkçü olarak tanıtan ancak sesini çıkaramayan isimlere de  “Farkında değil misiniz, car car sabahtan akşama kadar simgesini tişörtlerine indirenler, kravatlarına süs yapanların hiç sesi çıkmıyor.Neredeler? Onlar da emperyalizmin ve Ortaçağ kurumlarının gemisine bindiler limandan ayrılmak için saat sayıyorlar. Onlar da bu programın ayak seslerinden korkuyorlar. Bu gerçeği görmeden bir Atatürk filmi yapılamaz.” diyerek dikkat çekti.

'ATABE'SİZ FİLM OLMAZ'

ATABE'nin bu tür yapımlar için bir başucu kitabı olduğunu vurgulayan Perinçek şöyle devam etti:

“Atatürk’ün Bütün Eserleri’ne ilk başlarken önsözüne şöyle yazmıştık:

'Atatürk’ün Bütün Eserleri’ni en başta O’nun önderliğinde Türk Devrimi’ni gerçekleştiren Türkiye halkına, Birinci Dünya Savaşı’nın özellikle Çanakkale Direnişimizin, Kurtuluş Savaşımızın Silahlı Kuvvetlerine, şehit ve gazilerine, ‘Cumhuriyet bize emanet' diyen devrim gençliğine, Milli Demokratik Devrimimizi tamamlamak için mücadele eden emekçi ve aydınlarımıza borçluyuz.'

“Çünkü bu büyük eserin gerçek yaratıcıları başta Atatürk olmak üzere, onlardı. Şimdi 21. Yüzyılın büyük devrimci atılımlarına önderlik edecekler.

“İşte Atatürk’ün Bütün Eserleri’ni Cumhuriyetimizin 75. yılında başlayarak bu sorumlulukla her satırını, her sözcüğünü özenle, gerçeklere bağlı kalarak hazırladık. Türkiye’nin bu konudaki uzmanlarının, bilim insanlarının tek tek elinden denetiminden defalarca geçmiştir. Bütün tahrifatlar, gerçek olmayan yakıştırmalar, okuma hataları vb hepsi temizlenmiştir. Atatürk’ün altında imzası bulunan bütün yazıları, mektupları, notları, konuşmaları, söyleşileri, neredeyse detektiflik yaparak ulaştıklarımız da dahil hepsi tarih sırasına göre 30 cilt yayımlandı.

ATABE başvuru kaynağı olmadan Atatürk filmi olmaz. O programın adım adım nasıl inşa edildiğine tanıklık etmeden gerçek Atatürk’ü tanıyamazsınız. Bunu özellikle belirtmeyi de yine aynı sorumlulukla bir görev biliyorum.”

‘TABİİ’DE ATATÜRK DİZİSİ ÇEKELİM’

Eski radyocu Murat Soner, Youtube yayınında TRT’nin yeni uluslararası platformu TABİ’de kapsamlı bir Atatürk dizisi yayınlama çağrısı yaptı. Disney Plus'tan açıklama bekleyen Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ve Hükümet yetkililerine seslenen Soner şunları söyledi:

“Madem haklı bir tepkimiz var, madem lokal bir televizyon kanalı ya da sinemada değil, bütün dünyada yayınlanması derdimiz, hadi gelin, o diziden daha da iyisini devlet eliyle kendimiz çekelim. TRT'nin de Tabii adında uluslararası bir dijital platformu var artık. Gelin hadi devletimin platformunda bütün dünyanın konuşabileceği, bir Atatürk dizisi çekelim. Ama hiçbir siyasi düşünceye ideolojiye ve yurt içindeki lobilere de aldırmadan...

“Tarihi bu kadar şanlı olan, dünyanın en büyük liderine sahip olan bir ülke olarak, kalıcı olmayı başarmış, dünyada iz bırakmış bir tarihi yapıma sahip olamamaktan utanıyorum. Ve yine utanıyorum, tam anlamıyla kepazelik olan yapımlarla dizi ihracatçısı olmaktan gurur duyuyor oluşumuzdan. Olmayan tarihinden dolayı fantastik kahraman yumurtlamak zorunda kalanlar kadar olamamaktan... Ve son olarak bana inanın eğer Atatürk yaşıyor olsaydı en çok neye kızardı biliyor musunuz? Dizisinin iptal edilip bir dijital platformda yayınlanmayacak olmasına değil elbette. Oluşturduğu modern Türkiye'nin hala kendi yaratma gücüne değil lobilerin, Johnny'lerin lafına kalıyor olmasından