Atatürk'ün Avrupa'da bıraktığı iz.... Avrupa’da yaşayan Türk gençlerinin gözünden Atatürk

Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Almanya’daki izlerini ve etkisini araştırdık. Atatürk’ün Almanya’da bıraktığı en önemli iz Bad Kreuznach şehrindeki Parkhotel Kurhausu’da. Atatürk’ün Osmanlı padişahı Vahdettin ile birlikte 1917 yılında kaldıkları tarihi hotelde Atamıza ait fotoğraflar ve sözler yer alıyor.

15 Aralık 1917’de Mustafa Kemal Paşa, Veliaht Vahdettin ile Almanya’ya gitmek üzere İstanbul’dan trenle hareket etti. Alman Genel Karargâhı’nı ve Alman cephelerini ziyaret amacıyla düzenlenen ve 15 Aralık 1917-4 Ocak 1918 arasını kapsayan bu seyahat esnasında Atatürk, Alman askerî çevrelerinde incelemeler yaparak, Alman İmparatoru II. Wilhelm ve devrin tanınmış komutanlarıyla görüştü.

Türk-Alman dostluğuna ve işbirliğine büyük önem veren Alman İmparatoru II. Wilhelm, 1889, 1898 ve 1917 tarihlerinde üç kez İstanbul’u ziyaret etmişti. II. Wilhelm, 1917’deki ziyaretinden sonra, I. Dünya Savaşı’ndaki Alman savaş cephelerini ziyaret etmek üzere Sultan Reşat’ı Berlin’e davet etmişti. 73 yaşında olan Sultan Reşat rahatsız olduğundan, yerine kendisini temsilen Veliaht Mehmet Vahdeddin’i göndermişti. Aralık 1917’de Almanya’ya gelen heyette orduyu temsilen Mustafa Kemal Paşa da (Atatürk) yer aldı. Türk heyeti ziyaretin ilk durağı olarak Bad Kreuznach sehrinde, dönemin Alman Genel Karargahı olan Parkhotel Kurhaus’da konakladı.

PARKHOTEL KURHAUS’DAKI ‘ATATÜRK SALONU’

1993 yılında göreve atanan o zamanki Mainz Başkonkolosu Bad Kreuznach şehrinin o dönemin Belediye Başkanı Rolf Ebbeke ve otelin eski işletmecisi Gojko Loncar ile istişare ederek otelde bir anı paneli yapılmasını önerdi. Otelin Yugoslav vatandaşı sahibi Gojko Loncar da, Atatürk’e büyük hayranlık duyduğunu ve Parkhotel’de Atatürk’ün gezisi anısına yapılacak her türlü düzenlemeye açık olduğunu ifade etti. Dönemin Belediye Başkanıyla yapılan istişareler ve iletişim sonucunda; Atatürk’ün bu ziyaretinin anısına tarihi otelin en görkemli salonlarından birine ‘Atatürk Salonu’ adının verilmesini, salonun duvarlarına Türk-Alman tarihi ilişkileri ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarına ait fotoğrafların asılmasını, salona konulacak iki vitrine ise tarihi belge ve kitapların konulmasını kararlaştırdı. Ayrıca, otelin girişine bir yazıt konulması konusunda da anlaştılar.

Yoğun çalışmalar sonucu. ‘Atatürk Salonu’ ve yazıtın açılışı, Atatürk’ün Almanya gezisinden 80 yıl sonra 23 Nisan 1997 tarihinde, görkemli bir törenle yapıldı.

TÜRK GENÇLİĞİN YÜRÜTTÜĞÜ ÇALIŞMALAR VE EYLEMLER

Avrupa’nın birçok kentinde Atatürk bayrağı altında sayısız etkinlik ve eylemler yapıldı. Örneğin Öncü Gençlik Almanya ve Türkiye Gençlik Birliği (TGB) örgütlerinin geçen yıl 29 Ekim’de Cumhuriyetin 100’üncü yılında Köln’de sözde Ermeni soykırımı anıtına karşı sağ-sol, Alevi-Sünni veya Türk-Kürt demeden Atatürk bayrağı altında birleşti. Hep bir ağızdan “Atatürk und Talat, sie sind unser Widerstand” (Atatürk ve Talat bizim direnişimizdir) sloganlarıyla birlik ruhu tazelendi. Örneğin etkili etkinliklerden birisi de 8 Ekim 2015 Hendek operasyonlardan sonra düzenlenen “Hepimiz Mehmediz, PKK’ya yeteriz” eylemleridir. Hamburg, Hannover, Köln ve Berlin gibi şehirlerde PKK güdümlü sözde Kürt Kültür dernekleri sokağa çıkıp Türkiye’yi “Katliamcı” olarak tanımlarken Türkiye Gençlik Birliği, Almanya Türk Topluluklar Derneği ve bazı Atatürkçü Düşünce Dernekleri (ADD) aynı şehirlerde kitlesel eylemler yapmıştı. Türk topluğunu birleşerek ayağa kalkmıştı. Bunun yanı sıra resmî düzeyde millî bayramlarda konsolosluklar ve büyükelçilikler çeşitli etkinliklerle Türk toplumunu bir araya getirip Atatürk’e vatanlarına olan bağlılıklarını ortaya koymakta.

ATATÜRK’ÜN MİLLİYETÇİLİK ANLAYIŞI IRKÇILIK MI YOKSA MİLLETLERE SAYGI MI?

Avrupa’da son dönemlerde oluşan LGBT’cilik, elitizm, bireycilik, etnik ve mezhep milliyetçiliği gibi Atlantikçi emperyalist dayatmalar ulu önderimiz hakkında iftiralar atmaktadır. Kendi ülkelerinin milliyetçilerini ve vatanseverlerini ırkçı ve Nazi olarak suçlayan grup Atatürk hakkında ırkçı ve katliamcı gibi suçlamalarda bulunmakta. Bu kesim PKK terör örgütünden beslenen, “İslam” adı altında Alman devleti tarafından fonlanan bazı cemaat yapılanmaları ve bölücülüğün peşine takılan Alevi dernekleridir. Cumhuriyet değerlerini ve Atatürk’ü hedef alarak emperyalizmin kuklası olmaktadırlar.

Normal şartlarda Türkleri araştıran, Türk tarihi ile ilgilenen, Türkleri seven her yabancının yolu Atatürk’ten geçer. Atatürk’ün karizmatik bir lider olduğu kadar, kahraman bir asker, kahraman bir komutan ve mareşal olduğunu birçok Avrupalı bilir.

Fakat Atlantikçi çevrelerde Atatürk hedef alınmaktadır. Bu çevreler milli birliğin teminatını garantileyen milliyetçiliği adeta bir ırkçı düşünce olarak göstermektedir. Atatürk Milliyetçiliği: etnik kimliğe bağlı ayrıştırıcı bir milliyetçilik anlayışı değildir.

Tam aksine Atatürk’ün milliyetçilik anlayışı birleştirici bir yapıya sahiptir. Etnik kimliği ve inancı ne olursa olsun, vatandaşlık bağı ile Türkiye Cumhuriyeti Devletine bağlı olan her yurtsever vatandaş Türk’tür. Türklük bir ırka bağlı değil; Kederde ve kıvançta birlik göstermek, muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak ve yurdumuzu daima ileri taşıma ülküsüne bağlılıktır.

TÜRK GENÇLİĞİ GÖREVLERE HAZIRDIR

Türk gençliği Atatürk’ün gençliğe hitabesinde söylediklerini unutmadı. Henüz tüm kaleler zapt edilmedi. Türk Gençliği görevlere hazırdır, çünkü Türk gençlerinin karekteri yüksektir! Hiç bir Türk’ün dışarıdan yönetilmesine ihtiyacı yoktur. Emperyalist planlara kesinlikle kanmaz. Türk gençliği Cumhuriyetin değerlerine bağlı kaldığı sürece, millî şuur ile bir birine sahip çıktığı sürece, hiçbir güç Türk’ün bağımsızlığını elinden alamaz. Bu yüzdendir ki ne kadar gerici faaliyetler varsa orada bir emperyalist düşüncenin desteği, Almanya ve Avrupa’da dahil, görülür. Türk ve Türkiye düşmanları Türkiye’nin çağdaş, gelişmiş, refah ve barış içinde olmasını istemezler. Almanya’daki Türk gençleri şovenizm ve ırkçılık gibi bu iftiralara yenik düşmeyecektir.