Yandex
16 Ocak 2025 Perşembe
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Atatürk’ün sırrı: Bilim ve devrim

Atatürk’ün sırrı: Bilim ve devrim
A+ A-
Emrah MARAŞO / Bilim ve Ütopya Genel Yayın Yönetmeni

Atatürk dünya tarihinin en seçkin kahramanlarından biri. Onun kahramanlığının iki sırrı var: bilim ve devrim. Devrimci önder bu çizgilerin açık ifadesini 1 Kasım 1937 tarihindeki TBMM V. Dönem III. Yasama Yılı Açış Konuşmalarında verir:
“Bizim devlet idaresindeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, idarede ve siyasette bizi aydınlatıcı ana hatlardır. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.(Alkışlar)”
Bu dört cümle Atatürk’ün dünyaya nasıl baktığını özetleyen bir manifestodur adeta. 5 Şubat 1937’de Altı Ok, devletin temel nitelikleri olarak Anayasanın 2. Maddesi yapılır ve şöyle denir: “Türkiye Devleti Cumhuriyetçi, Milliyetçi, Halkçı, Devletçi, Laik ve Devrimcidir.”
Yani devlet idaresinin ana programı “gökten indiği sanılan kitapların dogmaları”na göre değil halkın, ülkenin ve devrimin ihtiyaçlarına göre biçimlenmiştir.
Atatürk dünyayı değiştirmenin yolunun devrimden, devrimin yolunun ise bilimden geçtiğini bilir. Rotasını hep maddeye yani hayata göre belirler. O nedenle “Zaman ivedilikle ilerliyor, ulusların, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur” demiştir. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra bilimsel alanda yaptığı devrimi anlamak öncelikle bu sözlerde ifade edilen gerçeği kavramaktan geçmektedir.
Atatürk ne ideolojiler üstüdür ne de felsefeler üstü. O, dünyayı, ufku sosyalizme açık olan millî ve demokratik bir pencereden görmekte, felsefede ise radikal aydınlanmacı ve materyalist geleneği savunmaktadır.
Bilimi yaşamın merkezine koyması da işte bu materyalizmin sonucudur:
Hiçbir şey vardan yok olmaz ve yoktan var olmaz!
Madde ve hareket sonsuzdur!
İnsan yüce bir varlığın ürünü değildir, evrimleşmiştir!
Atatürk’ün 1927 yılında CHP kurultayında okuduğu Nutuk’ta gönderme yaptığı tek yabancı yazar H. G. Wells’tir. Wells, bilimkurgu yapıtlarıyla tanınan, İngiliz İşçi Partisi’nde ve Fabian Derneği’nde etkin olan, Lenin’in yakın dostu bir sosyalisttir. Aynı zamanda Darwin’in devamcısı olan Huxley’in de öğrencisidir, biyologtur. Wells, 1920’li yıllarda bir Dünya Tarihi kitabı yazar ve kitap milyonlarca okura ulaşır. Eser, Atatürk’ün emriyle fasiküller halinde Türkçeye çevrilir. Bu kitap tarih anlayışımızı kökünden değiştirir. O güne kadarki tarih yaklaşımı dinsel referansların ürünüdür. Dünyanın yaşı en fazla dört bin-beş bin olarak kabul edilir. İnsanlığın ortaya çıkışı Âdem ve Havva efsanesine dayandırılır. Wells’in yapıtının temelinde ise bilimsel devrim ve Darwin’in öncülüğünü yaptığı, deneysel çalışmalarla kanıtlanan evrim kuramı vardır. Tarih ve Medeni Bilgiler kitabı bir doğa yasası olan evrime ve onun kuramına göre yazılmıştır. Böylece Osmanlı’nın dinsel dünya görüşüyle hesaplaşma sadece ideolojik değil bilimsel boyutlarıyla da yürürlüğe girmiştir artık.

Atatürk’ün sırrı: Bilim ve devrim - Resim : 1

TARİH VE BİLİM SAVAŞI
Atatürk’ün Batı emperyalizmine karşı cephelerde sürdürdüğü komuta rolü bu kez tarih ve bilim savaşının merkezinde cereyan etmektedir. Oryantalizmin ve ırkçılığın yükselişte olduğu bir dönemde Atatürk, Eugene Pittard’ın kuramına dayanarak yaptırdığı antropoloji çalışmalarıyla Avrupa emperyalizmine karşı belli ırkların üstünlüğünü değil insanlığı savunmuş, Türklerin ve Asyalıların geri ve barbar bir millet olmadığını göstermeye çalışmıştır. Bu teze göre Avrupa’ya uygarlık ve tarım Türkler aracılığıyla Anadolu’dan taşınmıştır. Son yıllarda yapılan antropolojik ve arkeolojik çalışmalar da tarımın Anadolu’dan Avrupa’ya neolitik çiftçilerle taşındığını kanıtladı. Konunun Türk Tarih Tezi’nin geçerliliğiyle olan ilişkisi bir yana, önemli olan Atatürk’ün dirençli ve öngörülü tutumudur. Bu tavır Türklerin Anadolu’daki büyük devlet, uygarlık ve kültür geleneğinin mirasçıları olduğu özgüveninin de kaynağı olmuştur.

YEDi YILDA MiLYONLARCA DİPLOMA
İşte bu iki alan yani Osmanlı feodalizmi ve Batı emperyalizmiyle hesaplaşma çizgisi bilimin Türkiye’deki gelişiminin önünü açmıştır. Medreseler kapatılıp eğitimin birliği sağlanmış, tekke ve zaviyeler tasfiye edilmiş, harf devrimi yapılarak yedi yıl içinde 2.546.051 vatandaşımız okuma yazma öğrenerek diploma almıştır. Bu sayede bilimin geçen yüzyılın başındaki merkezi olan Batı’nın birikimiyle birleşilmiş ve bilim altyapısı hızla hazırlanmıştır.
Yüksek Mühendis Mektebi, Yüksek Ziraat Enstitüsü, TTK, TDK ve DTCF devrimin bilim ve teknoloji alanındaki kaleleri olmuştur.
Başarıların arkasındaki güç, bilimi yol gösterici olarak kabul eden ve bilimle ülkenin ve dünyanın değişeceğine inanan devrimci iktidardır. Atatürk bu iktidarın öncüsü olduğu için büyüktür. Bilimin ve devrimin yolunda yürürken onu ölümünün 81. yıldönümünde saygıyla anıyoruz.

Kaynaklar:
Doğu Perinçek, Kemalist Devrim-5, Kemalizmin Felsefesi ve Kaynakları
Zafer Toprak, Darwin’den Dersim’e Cumhuriyet ve Antropoloji
Remzi Demir-İnan Kalaycıoğulları, Cumhuriyet Döneminde Bilim ve Tekniğe Genel Bir Bakış, Tantalos’un Çocukları

Son Dakika Haberleri