Atlantik’in korsanı mı, Avrasya’nın ortağı mı?
Uluslararası alanda hiçbir devlet “Yeni Dünya” saflaşmasının dışında kalamıyor. Bütün insanlığın virüse karşı savaşında Batı’nın liberal sistemi çıkmaza giriyor, hegemonyacılık sona eriyor. Asya’nın temel gücünü oluşturduğu yeni devrimci yükselişte Türkiye önde gelen ülkedir. Bölge lideri, deniz gücü ve Avrasya önünde kilit role sahip Türkiye, dört bir yanından kuşatılıyor. ABD, Avrupa’yı arkasına alarak fetihçi bir politika sürdürmek istiyor. Önde gelen hedef Türkiye’yi dize getirmektir. Biden’ın iç yıkıcılar tayfası da Batı’yı müdahaleye çağırıyor ve “yaratıcı yıkıcılık” yoluyla iktidara gelmeyi ve Türkiye ile Almanya’nın arasını açmak istiyor. Bu planın ilk eylemi bir Türk ticaret gemisine korsanlık yapmak oldu. Ancak bu çaresiz adım AB’yi büyük bir ikilemle karşı karşıya bıraktı: Atlantik’in Akdeniz’de korsanı mı olacaklar, yoksa Batı Asya ve Avrasya ile eşit ortak mı olacaklar?
ALMANYA VE AB AKDENİZDE ÜSTÜNLÜĞÜ KAYBETTİ
Almanya ve Batılı güçler Akdeniz'deki üstünlüklerini kaybettiler. Bu tespit, İtalya’nın eski Genelkurmay Başkanı Amiral Luigi Binelli Mantelli’ye aittir. Mantelli'nin saptadığı gibi, Rusya, Türkiye ile birlikte "Akdeniz' in önde gelen deniz gücü" oldu. İtalyan amiral, “Moskova ve Ankara birlikte ‘geleneksel’ Batılı düzen güçlerini deviriyorlar” diyor. Açıklama şöyle: “BM silah ambargosunu ihlal etme olasılığı nedeniyle Libya'ya giden bir Türk yük gemisini kontrol eden Alman ekibi, Ankara'nın müdahalesiyle aramayı durdurduğunu açıkladı. Haziran ayı başında da Türkiye, Fransız donanmasının benzer bir eylemini püskürtmüştü. Hâkimiyete alışkın AB, Türk rakibinin yükselişini durdurmaktan aciz olduğunu kanıtladı.”
Hamburg gemisi, AB’ye bağlı Irini tarafından yönetiliyordu. “Roselina A” Libya’ya silah taşıdığı “şüphesiyle” arandı. Güya Roma’daki kumanda merkezi bayrağın sahibi Türkiye’den arama izni istemiş. İtiraz süresi olan 4 saat bitince arama başlatmışlar. Süre geçtikten sonra Türkiye’nin itirazı gelmiş ve Alman askerleri aramayı durdurmuşlar. Rosaline A’da silah bulamamışlar. “İzahat” böyle.
ALMAN GEMİSİNİN YAPTIĞI KORSANLIKTIR
Uluslararası sularda gemideki bayrağın sahibi Türkiye’nin izni olmadan arama yapılamaz. Ticari gemilerin bu şekilde aranması korsanlıktır, bütünüyle politik bir tavırdır. Bu girişim Biden ekibinin Türkiye’de iktidarı devirme politikasının parçasıdır. TRT World, mürettebatın Alman askerleri tarafından elleri yukarda götürüldüğünü gösteren bir video yayınladı. Video kaydı açıklamaları yalanlıyor.” (augengeradeaus.net 23.11.2020)
Basında burada açıklandığı gibi sadece bir Alman askeri değil, bütün askeri birlik aynı şekilde hukuksuz olarak davranmıştır. Nitekim Federal hükümet yaptığı açıklamada, "Aslında uluslararası hukuka göre arama için bayrak sahibi devletin izni gerekiyordu. Bu nedenle Alman askerleri, Türkiye'nin itirazı üzerine operasyonlarını sonlandırdı.” Açıklamalarda AB ve Almanya’nın deniz hukuku ve uluslararası teamüllerle ilgilenmediklerini, zorla alan hâkimiyetini sürdürmek istediklerini gösteriyor.
TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERDE DÖNÜM NOKTASI
GFP bu gelişmeleri şöyle yorumluyor: “Yeni olay, genel olarak AB ile Türkiye arasındaki çatışmanın tırmanmasıyla sınırlı değildir.” AB Dış politika görevlisi Joseph Borell, “Türkiye AB’den ayrılık çizgisini derinleştiriyor” dedi. Buna örnek olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kıbrıs'taki Maraş’a yaptığı tartışmalı ziyaret ve Akdeniz adasında iki devletli çözüm çağrısını gösterdi. (n-tv.de 15.11.2020)
Borell, “bu gelişmeler Türkiye ve Brüksel arası ilişkilerde dönüm noktasına doğru gidiyor” dedi. Aralık’taki zirvede Türkiye’ye karşı yeni ve sert yaptırımların açıklanacağını ekledi. Dışişleri Bakanı Heiko Maas da, “Türkiye’den tatmin edici sinyaller verilmezse kesinlikle sert tartışmalar olacak” diyerek, yaptırım tehdidinin altını çizdi. Şimdiye kadar Berlin, Ankara’ya karşı yaptırımları geçici olarak engellemişti.
BATI’NIN ALTIN GÜNLERİ BİTTİ
Türk gemisine karşı korsanlık esas çelişmeyi ortaya çıkarttı: “Akdeniz’de hâkimiyet kime ait olacak?” Bu soruya, 2013-2015 arası İtalyan Genelkurmay Başkanı olan Amiral Luigi Binelli Mantelli şu şekilde cevap verdi: “Batı, Akdeniz'deki etkisini kaybetti. AB, Fransa'nın önemli çabalarına rağmen, harekete geçmede isteksizdi. Çabalar "üzücü bir gösteriye" dönüştü. Rusya genel anlamda Akdeniz’de, Suriye, Libya örneklerinde olduğu gibi belirleyici bir deniz gücüdür. Türkiye de Rusya ile birlikte deniz gücüdür. Moskova ve Ankara, Suriye, Libya ve Azerbaycan'daki gelişmeler göz önüne alındığında, "geleneksel" düzen güçlerini -NATO, AB ülkeleri- ortaklaşa devirmeye başladılar. Bölgede Batı'nın "altın günleri" sona erdi. (euobserver.com 23.11.2020.)
FAZ. olayı ertesi günü, “Türkiye, silah yükü şüphesi olan bir geminin Irini Misyonu emriyle aranmasını engelledi” şeklinde verdi. Üstelik askerlerin gemideki yükün tamamını kontrol edemedikleri gibi suçlamaya devam ediliyor. Türkiye’ye haber verildiği ve 4 saatlik bekleme süresi içinde cevap gelmediği için aramaya başlandığı gibi bir hikâye Avrupa basınında yer aldı.
Bu gelişme Avrupa içinde bir tartışma ve bölünmeye yol açtı. Alman Meclisindeki milletvekilleri Türkiye’yi eleştirirlerken, Brüksel de AB Komisyonu sözcüsü Peter Stano, “gemide bulunan bayrağın bağlı olduğu ülkenin izni olmadan arama yapılamaz” dedi. Buna karşılık Alman ordusundan farklı bir açıklama geldi: “Türkiye’ye geminin aranacağına dair haberdar edildi. Ancak Türkiye 4 saat boyunca cevap vermedi. Bu durum aramaya ses çıkartılmadığı şeklinde yorumlandı.”
Yeşiller Partisi’nden Hannah Neumann, “şüpheli ülke engelleyebiliyorsa silah kontrolü yapmanın ne anlamı var?” diye bir soru ortaya attı. AP Milletvekili Neumann “gemideki bayrağın sahibi olan ülkeye rağmen arama yapılmalıdır” diyerek, korsanlığa yasal kılıf giydirmeyi önerdi.
BÖLGESEL İTTİFAKLAR ÖNEM KAZANDI
“Almanya Mısır donanmasını yoğun bir şekilde donatıyor. Buna karşılık Mısır’ın ana rakibi Türkiye, Alman savaş gemileriyle ilerliyor.” (GFP) Bülten, Akdeniz’deki Alman askeri girişimlerinin bir ayağı hakkında şu bilgiyi veriyor: “Almanya, Mısır’ın deniz kuvvetlerini yoğun bir şekilde donatarak Doğu Akdeniz’de silahlanmayı yoğunlaştırıyor. Donanmaya dört denizaltı devrinin yanı sıra, gelecek yıl da MEKO-fırkateyn monte edilecek. Bunlara ek olarak Kahire, daha önce Suudi Arabistan’a satılması gereken, ancak başlatılan silah ambargosu nedeniyle durdurulan dokuz adet devriye botunu da devralacak.
Mısır donanma faaliyetlerini yoğunlaştırırken, Türkiye’ye rakip olarak hareket ettiği dikkatlerden kaçmıyor. Bu arada Türk donanması çok sayıda Alman yapımı savaş gemisine sahip. Mısır, Yunanistan, Güney Kıbrıs ve Fransa ile savaş manevraları yapıyor.
1970’lerin ortalarına kadar Mısır Sovyetler Birliği’nden, daha sonra ABD’den silah aldı. 2000’lerden itibaren Almanya’nın kullanılmış uçaklarını almaya başladı. 2013’ten sonra Çin ve Rusya yanında Fransa ve dördüncü olarak da Almanya ile silah ticaretine başladı. ABD ile ilişkileri olumsuzlaştı. 2015-19 arası ABD, Fransa ve Rusya’dan sonra üçüncü sıraya düştü. Almanya dördüncü oldu. Almanya-Mısır arasındaki donanma bağlantılı ihracat 2016’da 4 denizaltının ihracı anlaşması ile yoğunlaşmaya başladı. Bu anlaşmalardan sonra Mısır donanması modernleşmeye başladı ve bugün de denizaltılar ve fırkateynler ile sürdürülüyor.
GFP’ye göre Mısır’ın donanmasını yenilemesi ve güçlendirmesi sadece denizlerde doğalgaz arama ile sınırlı değil. “Müslüman Kardeşler” örgütü ve onunla ilişki içinde olduğunu düşündükleri Erdoğan liderliğindeki Türkiye’dir. Bu nedenle Mısır, Türkiye ile sorunu olan ülkelerle yakın ilişki kurmaya çalışıyor. 2014'ten beri Yunanistan’la yapılan manevralara 2018 yılında Güney Kıbrıs da katıldı. Bölgede Mısır, Yunanistan ve Türkiye donanmaları benzer şekillerde Alman savaş gemileriyle donatılmış durumdalar. Kasım ayında, Mısır ve Fransız donanmaları ortak bir manevra gerçekleştirdiler. Ayrıca şunu da ekleyelim, Mısır ve İngiltere silahlı kuvvetleri tarafından ortaklaşa amfibi savaş tatbikatı yapıldı. Mısır donanması Kızıldeniz'de Sudan birlikleriyle, aynı zamanda Karadeniz'de de Rus ordusu ile birlikte manevralar yapıyor.Türkiye bütünlüklü politikanın bir gereği olarak Mısırla ilişkilerini düzeltmelidir.