Attilâ İlhan tiyatro sahnesinde
Metin Boran’ın sahneye koyduğu ‘Sisler Bulvarında Attilâ İlhan’ oyunu izleyiciyle buluştu. Oyun, büyük üstad İlhan’ın değerini her gün daha fazla anladığımız bu günlerde sanatseverlere sunulmuş bir hediye gibi
Rampa Tiyatro sanat yönetmeni Metin Boran’ın, Attilâ İlhan'ın eserleri ve anılarından kurguladığı “Sisler Bulvarında Attilâ İlhan” adlı oyununu 8 Şubat Perşembe akşamı Cihangir Atölye Sahnesi'nde izleme daveti aldım. Konu büyük üstat Attilâ İlhan olunca salonda yerimizi almak kaçınılmazdı. Metin bey ile oyun öncesi kısa bir görüşme ve iyi oyun dileklerimden sonra, oyunun başlamasını beklemek üzere fiziki koşullar açısından küçük, fuaye demekte zorlanacağımız alanda bir avuç tiyatro sever ile oyunun başlama saatini beklemeye başladık. Geçmişteki tiyatro salonlarını düşününce; salonun küçük olması, değişen tiyatro anlayışını ve izleyicinin tiyatro sevgi boyutunu ister istemez sorgulatıyor. Sonradan öğrendiğime göre salon 93 kişi alıyormuş.
“Sisler Bulvarında Attilâ İlhan” oyununda; yazarın siyasi ve entelektüel kimliği, genç yaşta başlayan siyasi mücadelesi, düşünce dünyası, sanat ve estetik tavrı, edebiyat ve şiir anlayışı, aşkları, ürettiği yapıtlar ve söyleşileri anlatının merkezine alınıyor. Oyunda yazarın yaşadığı şehirler, sık sık uğradığı mekânlar, dostlukları, kırgınlıkları, yalnızlığı dramatik hikâyeler paralelinde seyirciye aktarılıyor.
İLHAN’IN DÜŞÜN DÜNYASI
Attilâ İlhan’ın yaratıcılığı, düşün dünyasının zenginliğinden kaynaklanır. İnsanlık tarihini, sosyal ve siyasi millî tarihle özümseyerek yorumlaması, kendi köklerimize bağlılığı, geleneksel değerlerimize önem vermesi ve Kemalist Devrim’i en iyi anlayan aydınlardan biri olması, onun önemli Türk Devrimci kimliğini öne çıkarır. Anti-emperyalistti ancak “alafranga” diye tanımladığı Batı merkezli sola karşıydı. Sığ ve tortulu Atatürkçüler ile arasında her zaman boyut farkı oldu. Sözde aydınları en acımasız şekilde eleştirdi. TRT’de yayınlanan “Zaman İçinde Yolculuk” programında bunu sık sık dile getirdi. Şimdi Ulusal Kanal’da “Dip Dalgası” adıyla Attilâ İlhan’ın söyleşisi yayınlanıyor. Geçmişte izleyemeyenler için üstadın toplumsal ve siyasi olayları nasıl yorumladığını öğrenmek için büyük fırsat.
İNSANÎ YÖNÜ VURGULANIYOR
Oyunun akışı eklektik tarzda gelişiyor. Metin Boran oyunda çok şey anlatma telaşı içine düşüyor. Yaklaşık 90 dakikalık oyunda çok ilginç ve uzun yaşam diyebileceğimiz (80 yaşında hayatını kaybetti) özgün bir karakteri anlatmak çok kolay değil. Oyun ancak kendisi hakkında bazı ipuçları veriyor. Oyunda çok fazla konuyu anlatmak yerine, belki biraz daha seçmece konuların irdelenmesi ve önemli anekdotların ön plana çıkarılması, temponun hız düşürmesine olanak sağlayarak daha anlaşılır hale gelmeyi sağlardı. Yönetmen Yardımcısı Nurhayat Yıldırım, sahnede iki farklı karakteri oynuyor; Paris’teki Portekizli fahişe Margo ve İstanbul’daki arkadaşı Suzan. Sahne sempatisi olan bir oyuncu. Bu iki karakterle Attilâ İlhan’ın tavrı, onun insanî karakteri hakkında önemli bir ipucu veriyor. Soğuk bir Paris kış akşamında sokakta müşteri bekleyen ve soğuktan olumsuz olarak etkilenmiş Margo, hem para kazanmak, hem de biraz ısınmak amacında. Attilâ İlhan kendisine şöyle bir karşılık veriyor:
“İnsanların durumundan fırsattan istifade etmek benim anlayışıma uygun değil, arzu ederseniz hemen şu binada evim var, sıcak bir şey içer ısınabilirsiniz. Zaten soğuktan neredeyse donmuş çaresiz Margo daveti kabul ediyor. Eve geldiklerinde çayını içen, biraz ısınan Margo işini icra etmek amacı ile tekrar teşebbüs ediyor. Attilâ İlhan tekrar bu ilişkiyi reddediyor “benimle konuşabilir dertlerinizi anlatabilir, arzu ederseniz geceyi burada kanepede geçirebilirsiniz” karşılığını veriyor. Ayrıca İstanbul’da bir kulüpte dans eden arkadaşı Suzan ile de seviyeli bir arkadaşlık, dostluk ilişkisi var. Bu onun çapkınlığını ön plana çıkaran popüler yazılarda vurgulandığı gibi değil, asıl onun kadınların ruhunu anlayan ve onlara değer veren bir insan olduğunu ortaya koyuyor.
GÜNÜMÜZDE HAKLI ÇIKAN İLHAN
Oyun Attilâ İlhan’ı fazla tanımayanlar için eserleri hakkında merak uyandırması bakımından olumlu düşünülebilir. Özellikle Batıcı düşünce tarzı ile toplumun sosyal ve siyasi ilişkilerine yaklaşan sözde aydınların, emperyalizmin yaratıcı yıkıcılık faaliyetlerinde rol alması, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde günümüzde bu tuzağın içine çekilmeleri, Attilâ İlhan’ın ne kadar güncel bir düşün ve sanat insanı olduğunu bize bir kere daha hatırlatarak oyunun izlenmesi için önemli bir sebep teşkil ediyor. Aydın ve sanatçılar, kendi topraklarında biriken kültür ve gelenekleri iyi özümseyerek ve sorumlu icraatlar içinde olması o topluma fayda sağlayacağı tarihsel bir gerçektir. Popülist sanat girişimleri saman alevi gibi parlar ve söner. Sanat meşalesi uzun yanarak toplumun yolunu aydınlatmalıdır. Yazımı, ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün 1923 yılında Ankara Halkevi’nde ressamlarla yaptığı bir söyleşideki cümlesi ile bitirmek istiyorum. “Sanatçı, toplumda uzun çalışma ve çabalardan sonra alnında ışığı ilk hisseden insandır.”
OYUNUN KÜNYESİ:
Konsept-Kurgu: Metin Boran
Yönetmen: Metin Boran
Yönetmen Yardımcısı: Nurhayat Yıldırım
Dekor: Melis Tamtaş
Kostüm: Egenaz Azak
Işık Tasarım: Sümer Tanrıöğer
Işık Kumanda: İsmail Cem Özkan
Asistanlar: Irmak Kalkanlı, Nazlıcan Olgun
Oynayanlar: Nurhayat Yıldırım, Metin Boran