Avrasya odaklı çalışma ödül getirdi
Türkiye’nin yetiştirdiği, evrensel bilgi birikimine katkıda bulunan başarılı bilim insanlarını ödüllendirmek amacıyla verilen Koç Üniversitesi Rahmi M. Koç Bilim Madalyası, Divan Kuruçeşme’de gerçekleştirilen törenle sahibini buldu.
Bu yıl sekizincisi gerçekleştirilen törende, madalya insani bilimlere yaptığı yenilikçi ve bütünsel olağanüstü katkılarına istinaden Prof. Dr. Ayşe Zarakol’a takdim edildi. Prof. Dr. Ayşe Zarakol’un 2022'de Cambridge University Press’ten çıkan ve şimdiden birçok ödüle layık görülen son kitabı Before the West: the Rise and Fall of Eastern World Orders, (Batı Öncesi: Doğu Dünya Düzeninin Yükselişi ve Çöküşü) Avrasya odaklı uluslararası ilişkiler için alternatif bir küresel tarih öneriyor.
SORMAYA CESARET EDİLEMEYEN
Prof. Dr. Zarakol bu kitabıyla yeni bir uluslararası ilişkiler tarihini özellikle Batılı uluslararası ilişkiler uzmanlarına anlatmayı hedefliyor. Araştırmaları dünyaca ilgi gören Prof. Dr. Ayşe Zarakol’un Koç Üniversitesi Yayınları (KÜY) tarafından yayımlanmış Yenilgiden Sonra: Doğu Batı ile Yaşamayı Nasıl Öğrendi isimli bir kitabı da bulunuyor.
Prof. Dr. Ayşe Zarakol’u akademinin dışına çıkarıp kitlelerle buluşmasını sağlayan kitapta Türkiye, Japonya ve Rusya’nın Batı ile ilişkileri derinlemesine ve karşılaştırmalı olarak inceleniyor; bu ülkelerin uluslararası sisteme entegrasyonu irdeleniyor. Törende konuşan Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Sitti, Prof. Dr. Ayşe Zarakol’un insani bilimlere dair kimsenin sormaya cesaret edemediği sorulara bambaşka cevaplar aradığını not etti.
HEP AVRUPA MERKEZLİYDİ
Prof. Dr. Ayşe Zarakol da törende yaptığı konuşmada, “Türkiye’den aldığım bu ödül benim için çok kıymetli. Özellikle Cumhuriyet’in yüzüncü yılında almış olmak çok güzel bir duygu ve beni bundan sonraki uluslararası çalışmalarımda daha da motive edecek.” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Zarakol, çalışmalarıyla ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Uluslararası ilişkiler tarihi hep Avrupa merkezli ve 17. yüzyıldan başlatılarak anlatılıyor. ABD’de ders görürken anlatılan şeyler bana bir noktada hep eksik ya da yanlış geliyordu. Tezimi bunun üzerine şekillendirdim.... Yakın zamana kadar düzenin sürekli büyüdüğü, genişlediği sonunda bütün dünyayı kaplayacağı ve orada tarihin biteceği konuşuluyordu. Uluslararası liberal düzen krize girene kadar zannedilen şey herkesin katılmasıyla bu düzenin tamamen küreselleşeceğiydi – sonrasına ise ‘end of history’ deniyordu. 90’ların yaygın düşüncesi buydu. Çünkü 17. yüzyıldan yakın zamana kadar olan bu hikâye, düzenin genişleyip sadece içindeki büyük güçlerin değişeceğine dair bir hikâyeydi. Ama işin içine Avrasya’yı da katıp daha önce orada var olan uluslararası düzenlere bakarsanız uluslararası düzenin illa büyümesi gerekmediğini, bazen çökebileceğini, kaybolabileceğini, unutulabileceğini de görüyorsunuz. O karşılaştırmadan öğrenebileceğimiz şeyler var.”