Avrupa, çocuk haklarında sınıfta kaldı
Batı’nın sebep olduğu savaşlar ve istikrarsızlık sonucu her geçen gün daha fazla hissedilen göç krizinin çocuklarda yarattığı bilanço verilere yansıdı. Avrupa Birliği (AB) İstatistik Kurumu Eurostat, Anadolu Ajansının (AA) talebi üzerine, Eylül 2021’de AB'ye yapılan sığınma başvurularında 2 bin 800 refakatsiz çocuğun olduğunu açıkladı. Kurum, bu sayıyı, sınırdan refakatsiz geçen çocuklarla birlikte sonradan terk edilen çocukları ekleyerek elde ettiğini belirtti. Yapılan açıklamada ayrıca, Ocak 2021’de 27 AB ülkesine yapılan sığınma başvurusu sayısının toplamda 1300 olduğu ve bu sayının her geçen gün arttığı kaydedildi. Başvuruların toplam sayısının Kovid-19 salgını öncesindeki düzeyleri aştığına dikkat çekildi. Raporda refakatsiz çocukların AB ülkelerine en çok Afganistan’dan geldiği; Afganistan’ı sırasıyla Somali, Gine, Suriye, Arnavutluk, Kamerun, Eritre ve Gambiya’nın takip ettiği belirtildi. AB sınırları içinde en çok sığınma talebini de 660 başvuruyla Avusturya aldı. Avusturya’yı, Belçika, Hollanda, Bulgaristan, Almanya, Romanya, Yunanistan, İtalya ve İspanya izledi. AB Komisyonu, çocuk haklarının korunduğunu iddia ederken, sorunla ilgilenen sivil toplum kuruluşları, AB devletlerinin yeterli önlemleri almadığını vurguladı.
‘KİMSESİZ DURUMDALAR’
Belçika’nın başkenti Brüksel’de faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları, savaştan kaçan sığınmacı çocukların, Avrupa’nın çeşitli kentlerinde kimsesiz durumda olduğunu belirtti. Yetkililer, Belçika’nın sığınmacılara yeterli barınak “sağlayamadığını” belirtti ve bürokratik çözümlerin yetersiz olduğunu vurguladı. AA’ya konuşan Sokak Hemşireleri (Infirmieres de Rue) Derneğinden Koen Van den Broeck, kimsesiz sığınmacı çocukların sayısının önemli ölçüde arttığını söyledi. Van den Broeck, bunun, Afganistan, Suriye ve Irak gibi ülkelerden gelen sığınmacı dalgasından kaynaklandığını ancak Belçika’nın sosyal politikalarındaki eksikliklerin sorunun çözümünü engellediğini ifade etti. Çözüm için gönüllü girişimlerin yetersiz olduğunu vurgulayan Broeck, sığınmacılara öncelikli olarak devlet tarafından düzenli konaklama ve uygun fiyata barınma imkânlarının sağlanması gerektiğini belirtti.
Dünya Doktorları Derneği Belçika Temsilcisi Michael Genet, bu önerilere ek olarak, çocuklara özel bakım sağlamak amacıyla refakatçilerin atanması gerektiğini söyledi. STK’ların, devletin ve AB’nin yürüttüğü projelerin zaman alacağına dikkat çeken Genet, her gece kimsesiz sığınmacı çocuklara barınak sağlamaya çalıştıklarını ancak bu karmaşık sorunu çözmek için herkesin özel ve yüksek bir çaba sarf etmesi gerektiğini vurguladı. Sınır Tanımayan Doktorlar Derneği (MSF) yetkilisi Julien Buha Collette de kimsesiz sığınmacı çocukların sayısının arttığını, kesin sayının bilinmediğini söyledi. Collette, Belçika’nın devlet kuruluşu Fedasil’in, barınma sorununa kısmi katkı sağladığını ancak MSF olarak, 9 yaş altındaki sığınmacı çocuklara tam bir barınma, sağlık ve gıda hizmetinin sağlanması için resmî makamlara başvuruda bulunduklarını belirtti.
Öte yandan, AA muhabirine açıklama yapan AB Komisyonu yetkilisi Ciara Bottomley, sorun nedeniyle kaygılandıklarını söyledi. Söz konusu çocukların savunmasız olduğunu dile getiren Bottomley, AB Komisyonunun, 2016’daki göç krizi sonrasında, AB üyesi devletlere bazı prensipleri bildirdiklerini söyledi. AB Çocuk Hakları Stratejisi ve Avrupa Çocuk Garantisi, 2020 Entegrasyon Eylem Planı’ndan bahseden Bottomley, “çocukların geniş kapsamlı haklarının korunduğunu” savundu. Komisyon, 2015'te yaşanan göç dalgasından bu yana sığınmacıların yönlendirilmesi ve başvurusu reddedilen sığınmacıların geri gönderilmesine çözüm bulmak amacıyla bir yasa tasarısı hazırlamış ancak üye devletlerin farklı tutumları nedeniyle bir çözüm bulunamamıştı.
