Avrupa NATO’suz olur Rusya’sız asla!
Almanya'da NATO'ya karşı tepkiler büyürken, Rusya'ya yönelik ambargoların ülkeyi vurduğuna işaret ediliyor. Nazilerin Rus karşıtlığından dersler alınması gerektiğini belirten uzmanlar, savaş durumunun Avrupa'yı yıprattığını ileri sürüyor.
Avrupa’da Rusya’ya karşı yaptırımlar geri teperken, NATO’nun Doğu’ya doğru genişlemesine tepkiler büyüyor. Vatandaş Dayanışması Partisi-BüSo ve Alman Komünist Partisi (DKP) “Almanya NATO’dan çıkmalıdır” çağrısı yapıyor. Almanya Sachsen Eyaleti Başbakanı Michael Kretschmer’in “Rusya’ya yaptırımlar bize zarar veriyor, savaşı donduralım, en az 5 yıl Rus gazına mecburuz.” açıklamaları medyada geniş yer buldu. Eyaletin Hristiyan Demokratik Birlik Partisi (CDU) kendisini destekliyor.
'BAERBOCK’UN PLANINI GEÇMİŞTE YAŞADIK'
Hans-Rüdiger Minow*, 27 Temmuz 2022’de Alman Dışpolitika Bülteni German Foreign Polcy (GFP) için yazdı. Minow, Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un “Rusya’yı mahvetme” ilanını geçmişte başarısızlığa uğrayan bir gerilim stratejisi olarak nitelendirdi: “Alman Dışişleri Bakanlığı'nın 'Rusya'yı mahvetmek' beyanının, eskiden yaşananlara benzediği birkaç ay içinde kanıtlandı: Bu beyan Alman-Rus diplomasi tarihinde önceden görülen saldırganlığın ifadesidir. Rusya ile son ilişkilerde, yine Almanya’nın başarısızlığı görülüyor. 'Rusya'yı mahvetmek' isteyen o zamanki dışişleri görevlileri (Nazi’ler), Slav karşıtı ırkçı ve ekonomik olarak megalomandılar. Doğu ve güneydoğu Avrupa'da milyonlarca insan kurban edildi.”
Minow, Baerbock’un temsil ettiği, Nazi benzeri ırkçı görüşlerin medyada yazılmasına şaşırmıyor. Gazetelerdeki “Rusfobi” denen Slav karşıtı ırkçılığın, Dışişleri Bakanlığı tarafından tetiklenenmesinin altını çiziyor: “Alman iş çevrelerindeki seçkinlerin amiral gemisi niteliğindeki Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ), sayfalarını kökleri Ortaçağ'a kadar uzanan bir imgeye açıyor. 'Rusya'yı mahvetmeye' yönelik imha kışkırtmalarının yanında, Slav karşıtlığı üretiliyor: 'O zamanlar, Cengiz Han'ın Tatar-Moğol orduları Ukrayna topraklarına saldırdığında' bugünkü gibiydi. Şimdi Rus ordularının harekatı Ukraynalıları bir kez daha batıya sürüyor.” (FAZ 10. Mayıs 2022).
Minow'a göre editörler, bu tür metinleri yorumsuz basmakla suçlanmamalı: “Kamu yayıncıları ARD ve ZDF de dahil olmak üzere bu tür basın organları, 'Ruslara' karşı savaşta bir devletin, ırk temelli militarizmin kanaat oluşturan bir parçası haline geldi. ZDF'de 'Rusların Avrupalı göründüğü doğrudur, ancak unutmamalı, onlar kültürel anlamda Avrupalı değil.' (ZDF, 12 Nisan 2022) denildi. Bu nedenle, Avrupalı olmayan Ruslar etnik (ırksal) melezdir ve savaşları genetik olarak kodlanmıştır. Düşman imgesi, Asyalıları hedefleyen projeksiyonlarla güçlendirildi – Çin'e karşı gelecekteki bir savaş! 'Etik standartları' denetleyen Alman Basın Konseyi'nin itirazı var mı, bilinmiyor.”
Yazar; medya ve silah ticaretinden çıkar sağlayanların Rusya’ya karşı ırkçı kışkırtmada nasıl birleştiklerini ortaya koyuyor:
“Rusya’ya saldırı, AB üst seviyelerinde hazırlanmaktadır. ‘Avrupalı olmayan Ruslar' açıklamaları, ZDF'nin (Alman 2. Devlet Kanalı) Avrupa Birliği Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü (EUISS) Müdür Yardımcısının katkısıyla geliyor. Enstitü 'AB'ye askeri malzeme tedarikinde aktif' ve 'savunma sanayisinden insanlarla yakın işbirliği içinde çalışıyor.' 'Savunma sanayisinden insanlar'a bakıldığında, ön sıralardan geldikleri görülüyor. Onlar, insansız hava araçlarına ve Ukrayna'ya tedarik edilen türden güdümlü füzelere kadar, Avrupa'nın büyük ölçekli savaş teçhizatı endüstrisinin icra kurulu başkanlarıdır. Airbus, MBDA, BAE, SAAB, Indra veya Liebherr Aerospace'de satışları milyarlara yükseldi. AB Enstitüsü ile ekonomik ve silahlanma yolundan çıkarı olanlar Slav karşıtı ırkçılıkla birleşiyor.
Şiddetli teşviklere rağmen, Alman toplumu buna coşkuyla katılmıyor. Dedeleri geri dönmeyen günümüzün altmış yaşındakiler o anın sonuçlarını hatırlatıyor. Varşova'da veya Panvo'daki mezarlık duvarında yazanları görenler şiddetin yayılmasından korkuyor ve barış görüşmelerini savunuyor. FAZ bu gerçeği, savaş yorgunluğu olarak değerlendiriyor. Baerbock barış arzusunu değersizleştirmekle kalmıyor; aynı zamanda, Rusya’ya karşı şiddeti teşvik ediyor.
Die Zeit Gazetesi’nde Peter Dausend şu sonuçları açıklıyor: 'Alman halkının yüzde 58’i enerji krizi ve iklim değişikliği sorunlarının aşılamayacağını düşünüyor.' Rusya’ya karşı yaptırımlar ve dışlama politikaları nedeniyle böyle düşündüklerini de ekleyelim. Bütün dünyanın bildiği gibi Avrupalılar daha kış gelmeden titremeye başladı.
Alman askeri bürokrasinin en saldırgan kesimi, artan 'ateş gücü' yoluyla Ukrayna'daki şiddeti sürdürme çağrısını sürdürüyorlar. Müzakereler için 'ara' yoksa, Berlin hangi hedefleri takip ediyor? Kısacası: Berlin savaş alanında kazanmak için radikalleşiyor.
Scholz, parlamentoyu şaşırtan 100 milyar avroluk 'özel fon' açıklamasıyla (27 Şubat 2022) ilk adımı attı. Ama “Rusya'yı 'yıkma' çizgisi, toplumsal bütünlüğü mahvediyor. İç kargaşalık korkutuyor. Çevre koruma düzenlemeleri, güvenlik endişelerine yenik düştü. Doğa ve peyzaj rezervleri büyük ölçekli sanayiye açıldı, küçük hidroelektrik santralleri büyük enerji sağlayıcıları yararına kapanabilir. Savaşın tetiklediği acil durum atmosferi, sıkıntılı özel şirketleri milyarlarca meblağlarla destekleme ve "Rusya"ya karşı yaptırımlar için Alman nüfusuna özel vergiler koymayı mümkün kıldı.
Para piyasası spekülatörleri, göreli değer kaybeden avro yerine dolara yöneliyor. İthalat fiyatları yükseliyor. Değer farkı tüketicilere yansıtılarak enflasyon artıyor ve günlük ekmek azalıyor.
Scholz, Almanya 'Doğu ile Batı'yı, Kuzey ile Güney'i Avrupa'da bir araya getirmeli' diyor. Scholz Alman liderliğinin bugün, 'Bireysel üye devletler tarafından Avrupa kararlarının bencilce bloke edilmesine son vereceğini' söyledi. Bu duyuru AB üyelerine yönelik bir tehdit olarak anlaşılabilir: Berlin'in iddia ettiği, kendisi için küstah bir büyüklük ve egemenlik konumu, diğerleri için kendi egemenlik ve çıkarlarından vazgeçmek olabilir.”
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock,“Rusya’yı mahvetme” planlarının başında. Baerbock, önceki gün Çavuşoğlu ile bir araya geldi. Çavuşoğlu, Baerbock'a; “Almanya'nın Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi'nin propagandasına alet olmaması gerekiyor.” dedi.
'RUSYA ÇÖKMELİ, ÇİN’E KARŞI SAVAŞMALI'
Minow'un yazısının sonu şöyle: “'Rusya'yı mahvedeceği' varsayılan savaşın gergin ortamında Scholz, 'Orta Avrupa'nın ötesine geçiyor ve Alman himayesinde Avrupa devletlerinin kurulmasını talep ediyor. AB'nin 'jeopolitik aktörü' olmak isteyen Berlin'deki merkezi gücün bu küresel açılımı, Paris'i, Roma'yı, Madrid'i, Varşova'yı veya Budapeşte'yi uydulara çevirecektir.
Batı’da, içeride ve dışarıda hâkim para birimi Almanya’nın başarısızlığına yol açıyor. Dolar gelişiyor ve savaş durumu gerilimleri Avrupa'yı yıpratıyor. 'Gerilim uzamalı, Rusya mahvolmalı, Almanya zayıflamalı, AB parçalanmalı ve Çin'e karşı savaşa sıra gelmeli.' Çok tanıdık bir strateji.”
BÜSO: NATO’DAN ÇIKALIM
Vatandaş Hareketi (Bürger Solidaritaet-BüSo) Almanya’da “Yeni bir güvenlik mimarisi için NATO’dan çıkalım” kampanyası yürütüyor. Açıklaması özetle şöyle:
“İki dünya savaşından sorumlu jeopolitiği aşan ve insanlığın ortak hedeflerini ilkelerinin temeli yapan yeni bir güvenlik mimarisine ihtiyacımız var. ABD ve NATO'nun Rusya'ya yönelik davranışı, nükleer bir çatışmaya yol açabilecek tehlikeli bir tırmanmayı harekete geçirdi. Verili koşullar altında, Almanya'nın NATO üyeliği haklı gösterilemez. Westphalia Barışı gibi katılan tüm devletlerin çıkarlarını içeren anlaşmalar kalıcı barışın temeli olabilir. Sovyetler Birliği'nin sona ermesinden sonra Rusya'yı gereksiz yere Avrupa’dan dışlayan ve giderek saldırgan bir ittifaka dönüşen NATO, Almanya'nın güvenliğine hizmet etmediği gibi, aksine varlığına yönelik birincil tehdit haline gelmiştir.”
BüSo, seçim çalışmalarında da NATO’dan çıkalım temasını öne çıkartıyor.
LAROUCHE: RUSYA YAPTIRIMLARINA SON VERELİM!
Uluslararası politikaya ilgili entelektüeller arasında geniş bir ilişki ağı bulunan BüSo, Rusya’ya yaptırımlara karşı Başkan Helga Zepp Larouche imzasıyla dağıttığı bildiride şunları ifade ediyor:
“Rusya’ya kısmi bir zarar verebilir ancak Almanya'da ve Avrupa'da tüm kilit sanayi ve tarım alanlarını kalıcı olarak yok etmekle tehdit eder! Sadece aptallar bunu göremez! Sırbistan Devlet Başkanı Vucic haklı: Ukrayna çatışması yerel veya bölgesel bir savaş değil, Batı Baerbock'un dediği gibi 'Rusya'yı mahvetmek' için Ukrayna üzerinden Rusya'ya karşı bir dünya savaşı yürütüyor. Ukrayna, Rusya'nın ezilmesi için sadece bir araçtır. Daha sonra, ekonomik yükselişi ne pahasına olursa olsun kontrol altına alınacak olan Çin’e saldırılacak”.
ALMAN KOMÜNİST PARTİSİ (DKP): NATO’DAN ÇIKALIM
Avrupa’da NATO’nun Defender 2020-21 vb. tatbikatları olduğunda DKP “Defender 2020’yi durduralım, NATO’dan çıkalım” kampanyaları yürüttü.
DKP’nin sitesinden NATO üzerine eğitim veren Peter Strutynski’nin metninin özeti şöyle:
“60 yıldır NATO! Artık yeter!
İnsanlığın geleceği için NATO olmamalı. NATO’yu tarif etmek için Afganistan, Kafkaslar ve Karadeniz’deki faaliyetlerini analiz etmek gerekir. NATO’ya temel eleştirilerimiz özetle şunlardır:
NATO hiçbir zaman haklı bir kuruluş nedenine sahip olmadı. İkinci Dünya Savaşından sonra İnsanlığın gelişmesinin gerekleriyle çelişti.
NATO, uluslararası hukuka karşı bir canavardır.
Soğuk Savaş'ta NATO’nun sorumluluğu vardır.
İki kutuplu dünyanın sona ermesinden sonra NATO daha da saldırgan oldu.”
Bir önceki analizimizde belirttiğimiz gibi (27 Temmuz, Aydınlık) NATO çok kutuplu dünyanın önünü kesmek için hegemonyacılığın yönlendirdiği bir saldırı aygıtıdır. Atlantik hegemonyacılığının Avrupa’ya dayattığı çok kutuplu dünyaya karşı koçbaşı olma rolü geri tepmektedir.
*Hans-Rüdiger Minow; yapımcı, rejisör, tarihçi, felsefeci. 2000-2006 arası Alman Dışpolitika Bülteni (İnformtion zu deutschen Aussenpolitik)'nde çalıştı. Belgeselleri arasında “30 yıllık savaş Vietnam” önemli yer tutuyor.