Avrupa oto pazarında hem rakip hem ortak: Çin'i durdurmayalım yatırımı ülkeye çekelim
Avrupa Birliği pazarı açısından Çin'in yeni oyuncu olacağını gördüklerini belirten OSD Başkanı, 'Çin bu işin gerçeği. Yasaklayarak bir yere gidemeyiz. Çinlilerin de gelip Türkiye'de üretim yapmasını sağlamamız lazım.' mesajı verdi
Çinli otomotiv markaları son dönemde Türkiye'de adından söz ettirmeye başladı. Çin makamları Kovid-19 sonrası açılış döneminde, çip krizi ile birlikte bulunabilirlik sorunu yaşanan otomotiv sektörüne sosyal medyadan “geliyoruz” mesajları verdi. Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, “2020 yılında gördüğünüz gibi Çin’in Avrupa'yla olan otomobil ihracatı gayet mütevazi rakamlarda. 2021 yılında Türkiye'ye paralel seviyeye geliyor. 2022 yılında da neredeyse Türkiye'nin önüne geçiyor. Burası tabii yalnız yalnızca otomobil. Bunun içinde ticari araçlar yok ama yine toplamda da her ne kadar daha rakamlar çıkmadıysa da biz Avrupa Birliği'nin en yüksek ithalat yaptığı ülke olma konumumuzu kaybedeceğiz gibi gözüküyor.” dedi.
SANAYİNİN PARÇASI OLSUN
Geçen günlerde otomotiv basını ile bir sohbette buluşan ve gelişmelere yönelik sunum yapan Erdoldu, “Bunun bir kısmı Çinli firmalar, çoğunluğu da aslında Avrupalı markaların Çin'de yaptıkları üretimden Avrupa'ya yaptıkları ithalat. Dolayısıyla burada Çin'in bir üretim merkezi olarak şu anda ama yakın gelecekte de markalarıyla Avrupa Birliği pazarı açısından da önemli bir potansiyel yeni oyuncu olacağını görüyoruz. Bizim tabii otomobil sanayi olarak görüşümüz rekabetin yasaklanması gibi bir şeyden çok Çinlilerin de gelip Türkiye'de üretim yapmasını sağlamamız lazım şeklinde. Çin, bu otomotiv işinin bir gerçeği. Yani bunu yasaklayarak da bir yere gidemeyiz. Biz otomotiv sanayi olarak her türlü rekabete açığız. Burada tabii Türkiye'nin izleyeceği politikalarla Çinlileri de Türkiye'de otomotiv sanayinin bir parçası yapmamız lazım. Bu aynı zamanda otomotiv sanayinin gelişimine de yol açacaktır.” ifadelerini kullandı.
HAFİF KÖPRÜ OLMAYALIM
Türkiye'nin bu yeni duruma göre bir politika oluşturmaya ihtiyacı olduğunu not eden Eroldu, Çin'den gelen elektrikli araçlara yönelik ek vergiye ilişkin soru üzerine ise, “Buradaki üretimi desteklemesi lazım. Çünkü oradan ithalat olarak geldiği zaman yüzde 40 vergiye tabi ama Çinli marka Türkiye’de yerli üretim yaparsa o vergiye tabi değil. Bu tür vergilerin teorik olarak ülkedeki üretimi desteklemeleri lazım. Ama tabi yerlilik seviyesinin belli kuralları var biliyorsunuz. Bir malın yerli olması için yani yalnızca montajını orada yapmak; o malı yerli kılmıyor. Sonuçta muhtevasının da belli oranda, o ülkede yapılmış olması lazım.... Çin’den biz de besleniriz. Rakip olması da iyi bir şey. Bizi de güçlendirir aslında. Aynı zamanda Türkiye’de de belli üretimi; ihracatı artırır. Yeter ki tabii burada Türk menşeine dönüşmesi lazım bunların. Onların da burasını hafif köprü değil de Boğaz Köprüsü gibi görmesi lazım. Tabir-i caizse; temellerinin derinlerde olması lazım.” diye konuştu.
MİLLİYETÇİLİĞİN ETKİSİ OLACAK
Milliyetçilik akımlarının sanayiyi de etkileyeceğine değinen Eroldu, “Şimdi Amerika bunu artık çok ciddi bir boyuta taşıdı. Aynı zamanda Çin'le de tabii belli konularda rekabette geri kalmak istemiyorlar.
Şimdi büyük bir yerden böyle bir hareket geliyor. Avrupa Birliği de ona cevap vermeye çalışacak. Dolayısıyla Türkiye'de de bu artık bütünsel politikaların otomotiv sanayi açısından tekrar ele alınmasının zamanı geldi diye düşünüyoruz.” mesajı verdi.
YÜKSEK TALEP İTHALATLA KARŞILANDI
Otomotiv Sanayii Derneği'nin 2023 yılının ilk çeyreğiyle ilgili verilerine göre, toplam üretim yüzde 21 artarak 366 bin 597 adet oldu. Üretim artışına karşın talep yüksek olunca ithalatın payı arttı. OSD Başkanı Eroldu, “Artan talebin bir miktarının ithalatla karşılandığını görüyoruz. İsmini söylemeyeyim, bir markamızın hafif ticari araç pazarındaki üretim azalmasının da burada etkisi var. Onun da etkilerini görüyoruz. Bu da işte yerli üretimin ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi aslında. Geçen sene 1.9 milyar dolarlık dış ticaret fazlamız varken bu sene bu 1 milyar dolarlar seviyelerinde.” dedi. Çip krizinin de henüz çözülmediğini belirten Eroldu, “Çipler konusunda bugün Amerika pazarında dahi mesela ikinci el fiyatlarının normalin üstünde seyrettiğini, birinci eldeki araçlarda belli bir sıra olduğunu, keza Avrupa’da da böyle; çip merkezli. Aslında bütün dünyada bu devam ediyor ki bu sene de tahminlere göre 3 milyonluk bir kayıp olacak deniyor.” bilgilerini verdi.
TL FAİZİ DÜŞTÜ OTOMOBİL YATIRIM ARACI OLDU
İlk 3 ayda da 250 bine yakın bir otomobil ve hafif ticari araç pazarı oluştuğuna dikkat çeken OSD Başkanı, şu bilgileri verdi: “Buradaki talebin de önemli bir kısmının yatırım amaçlı olduğunu gözlemliyoruz. Türkiye pazarındaki bu kadar yüksek talep, normal bir talep değil. Bu talebin arkasında 'kullanım ihtiyacı, yalnızca kullanım ihtiyacı var' kimse diyemez. Türkiye’de ilk 3 aydaki kapasite kullanımını görüyorsunuz. Bütün fabrikalarımız tam kapasite çalışmaya çalışıyorlar. Dolayısıyla biz üretimi zorluyoruz ama talep, normalin üzerinde. Pazarı parçalarsak; bir bireysel alıcılar var, bir de kurumsal alıcılar var. Kurumsal tarafta arkan bir talep var. O da karşılık bulamıyor çünkü finansman yok. Bireysel taraftaysa iş yatırıma dönüştü. O da dengeyi bozuyor şu anda. Bu da neden? Faizlerin, reel faizlerin negatif olması, ister istemez insanları yatırım yapmaya, yani bir ürün satın almaya yönlendiriyor... Ne zaman açıldı reel negatif faiz makası? O, bunu çok büyük tetikliyor doğal olarak. Çünkü elindeki parayı yani 'Elindeki Türk lirasını nasıl değerlendireceksiniz?' diyerek yatırıma gidiyorsunuz. Bir şeyler almaya çalışıyorsun.”