22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Avrupa’da askerileşme dalgası

24 Şubat’ta Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik başlattığı askeri harekât, Avrupa’nın pek çok ülkesinde askerileşme dalgası yarattı.

Avrupa’da askerileşme dalgası
A+ A-

Askeri harcamaların ve yatırımların artırılması, zorunlu askerlik tartışmaları, NATO’ya üye olma girişimleri… Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 13 Haziran’da Fransa’nın ve Avrupa’nın “savaş ekonomisine girdiğini” açıklaması dikkat çekici oldu. Bütün bu gelişmeler, Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana Avrupa’nın yaşadığı en büyük askerileşme dalgası olarak değerlendiriliyor.

ALMANYA

Almanya Federal Meclisi, orduya 100 milyar euroluk ek fon öngören anayasa değişikliğini 3 Haziran’da onayladı. 736 sandalyeden oluşan mecliste 567 milletvekilinin ‘evet’ oyuyla kabul edilen kararın, Almanya’nın 2. Cihan Harbi’nde bu yana izlediği politikada ciddi bir değişime işaret ettiği kabul ediliyor. Nazilerin bıraktığı mirasın sonucunda Almanya’nın dış politikasını karakterize eden özelliklerden birinin, askeri güce yatırım yapmaya ve kullanmaya olan uzaklığı olduğu biliniyor.
Almanya Soğuk Savaş sona erdiğinde 500 bin olan ordu personel sayısını kademeler halinde azaltarak bugün itibariyle 180 bine kadar indirmişti.
Ayrıca Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, ülkedeki tüm gençler için zorunlu hizmet getirilmesini istediğini açıkladı. Steinmeier, zorunlu hizmetin diğer alanların yanı sıra Almanya Silahlı Kuvvetleri’nde de yapılabileceğini söyledi. Cumhurbaşkanının açıklaması ülkede tartışmayı da beraberinde getirdi.

FRANSA

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 13 Haziran’da Paris’te düzenlenen uluslararası savaş silahları endüstrisi sergisi Eurosatory 2022’nin açılışında yaptığı konuşmada, Fransa ve Avrupa’nın “savaş ekonomisi” vaziyetine girdiğini söyledi.
“Avrupa’yı savunmamız için çok daha güçlü şekilde Avrupa savunma sanayi ve teknoloji temelimizi güçlendirmemiz gerekiyor.” diyen Macron bu kapsamda 2025 yılına kadar savunma harcamalarını 50 milyar avroya çıkaracaklarını belirtti.

İSVİÇRE

İsviçre Kantonlar Meclisi ülkenin savunma harcamalarını artırma kararı aldı. Mecliste 11’e karşı 32 oyla kabul edilen karara göre askeri harcamalar, 2023’te 300 milyon frank olacak, 2030’a kadar da ülke Gayrısâfi Yurtiçi Hasılasının (GSYİH) yüzde 1’i oranında kademeli olarak artırılarak toplamda 7 milyar franka ulaşacak.
İsviçre’nin savunma bütçesi 1990’dan GSYHİ’nin yüzde 1,34’ü oranından 2019’da yüzde 0,71 oranına gerileyerek yıllık 5,6 milyar franka düştü. İsviçre, geleneksel tarafsızlık ve çatışmalardan uzak durma siyasetiyle tanınıyor.

DANİMARKA

Danimarka AB'nin ortak güvenlik ve savunma politikalarına katılma kararı aldı.
Ülkede 1 Haziran’da Avrupa Birliği ile güvenlik ve ortak savunma alanında iş birliğini oylamak için referanduma gidildi. Referandumdan Danimarkalıların yüzde 66.9’unun oyuyla “evet” kararı çıktı.
Danimarka AB’nin savunma iş birliğinde yer almayan tek Birlik üyesiydi. 1993’ten bu yana AB'nin güvenlik ve savunma politikalarına katılmayan Danimarka, AB’nin Avrupa dışındaki askeri misyonlarına da katkıda bulunmuyordu.
Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen referandumuna yaptığı açıklamada, ”Bugün Danimarka çok önemli bir işaret vermiş oldu. Avrupa'daki ve NATO'daki müttefiklerimize ve (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin'e. Putin eğer özgür bir ülkeyi işgal eder ve Avrupa'nın istikrarını tehdit ederse biz geri kalanlar da birlik oluruz" diye konuştu.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen referandum sonucunu "ortak güvenliğe güçlü bir bağlılık mesajı” olarak niteledi.
Danimarka Dışişleri Bakanı Kofod da "Rusya'yı caydırmak ve değerlerimizi korumak için gelecek yıllarda hepimiz savunma ve güvenliğe daha fazla harcama yapacağız." açıklamasında bulundu.

FİNLANDİYA VE İSVEÇ

Finlandiya ve İsveç, kısa süre arayla NATO’ya başvuran ülkeler oldular. İki ülkenin dış politikası da bugüne kadar tarafsızlıkla karakterize oluyordu.
Finlandiya, 2. Dünya Savaşı'ndan sonar Sovyetler Birliği ile ABD ve diğer Batılı ülkeler arasındaki mücadelede tarafsız olma yoluna gitmişti. “Finlandiya Modeli” olarak bilinen modele göre ülke NATO’ya katılmayacağı taahhüdünde bulunmuştu. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Moskova’da Vladimir Putin’le yaptığı görüşmenin ardından, Finlandiya Modeli’nin Ukrayna’daki savaşı sona erdirmek için değerlendirildiğini açıklamıştı.
İsveç ise 200 yıldır süregelen bir tarafsızlık politikasının sahibi. Fakat Rusya’nın harekâtının ardından İsveç yönetimi, NATO’ya üye olarak ülkenin güvenliğini temin edebileceğinde karar kıldı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Finlandiya ve İsveç'in NATO’ya üyelik başvurusuyla ilgili olarak, "Bizim için doğrudan tehdit teşkil etmiyor. Ancak NATO'nun askeri altyapısının bu ülkeleri de kapsayacak şekilde genişletilmesi halinde, kesinlikle buna yanıt veririz" şeklinde konuşmuştu.

Diğer yandan iki ülkenin NATO üyeliğinin önünde Türkiye engeli bulunuyor. Bir ülkenin NATO'ya katılabilmesi için oy birliği, yani mevcut 30 üye ülkenin tümünün onayı gerekirken Türkiye iki ülkenin üyeliğine açık bir tavırla karşı çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuyla ilgili açıklamasında iki ülkeye seslenerek “Siz teröristleri vermeyeceksiniz, bizden NATO üyeliği isteyeceksiniz. Hem PKK'ya destek verip hem bizden destek istemek olmaz... Bir güvenlik teşkilatını güvenlikten yoksun hale getirmeye biz 'Evet' diyemeyiz.” ifadelerini kullanmıştı.



Emmanuel Macron