19 Ekim 2024 Cumartesi
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Avrupa’da zeytin ve zeytinyağı üretimi krizde: ‘Türkiye rekor üretimle tarihi bir şans yakaladı’

Avrupa’daki kuraklık zeytin üretimini de olumsuz etkiledi. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Dr. Mustafa Tan, “Türkiye, hem ihracata hem de iç tüketimine yetecek kadar rekor seviyelerde zeytinyağı olan şanslı ülkelerden biri” değerlendirmesi yaptı

Avrupa’da zeytin ve zeytinyağı üretimi krizde:  ‘Türkiye rekor üretimle tarihi bir şans yakaladı’
A+ A-
MERAL AKKAYA

Sıcaklıklar Avrupa'da tarımsal faaliyetleri de derinden etkiledi.  Akdeniz’e komşu olan Avrupa ülkelerinde zeytin üretimi düştü. Avrupa ülkeleri arasında zeytinyağı üretiminde ilk sırayı İspanya alıyor. Bu ülke normal dönemlerde AB zeytinyağı üretiminin yarıdan fazlasını gerçekleştiriyor. İspanya'yı, İtalya, Yunanistan ve Portekiz takip ediyor.

5 yıl öncesinde İspanya'nın zeytinyağı üretimi 1 milyon 790 bin ton seviyesindeyken son hasat dönemi olan 2022-2023'te yüzde 56 azalarak 663 bin tona kadar geriledi. İtalya'da da zeytinyağı üretimi önceki yıl 329 bin tonken geçen yıl yüzde 27 azalarak 241 bin tona indi. 

ZEYTİNYAĞI ÜRETİMİNDEKİ GERİLEME YÜZDE 39 

AB'nin toplam zeytinyağı üretimi 2021-2022 dönemindeki 2 milyon 272 bin tonluk seviyesinden 2022-2023 döneminde 1 milyon 379 bin tona indi. Böylece, bir önceki yıla kıyasla Birlik ülkelerinin zeytinyağı üretimindeki gerilemesi yüzde 39'u buldu.

Zeytinyağı üretiminin ciddi ölçüde gerilemesi sektörü ve fiyatları olumsuz etkiledi. Zeytinyağı fiyatları rekor kırdı. Zeytinyağının litre fiyatı son 3 yılda 4 kat artışla 9 avroya ulaştı.
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Başkanı Dr. Mustafa Tan, Aydınlık Avrupa’ya zeytin ve zeytinyağında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. 

Avrupa’da zeytin ve zeytinyağı üretimi krizde:  ‘Türkiye rekor üretimle tarihi bir şans yakaladı’ - Resim : 1
Mustafa Tan

‘ŞANSLI OLAN ÜLKE TÜRKİYE’

Dünya zeytin üretiminin düşmesi Avrupa ülkelerinde zeytinyağı krizi yaratacak mı? 

Tabi ki yaratacak. Geçen yıl üretim düşüktü. Bu sene de üretim düşük gidiyor. Burada şanslı olan ülke Türkiye. Geçen sene 420 bin ton ile rekor kırdık. 30 bin ton dönem başı stok vardı. Geçen sezon başına 450 bin ton stokla girdik. 150 bin tonu iç piyasada tüketiyoruz. 150 bin tonu ihraç ediyoruz.  Geriye 150 bin ton kalıyor.  Ayrıca Afrin'den ihraç, kayıtlı zeytinyağı geliyor. Türkiye hem ihracata hem de iç tüketimine yetecek kadar rekor seviyelerde zeytinyağı olan şanslı ülkelerden biri. Tarihi rekor üretim yaptık. Herkes üretimde diplerdeyken, Türkiye tarihi bir şans yakaladı ve rekor üretim gerçekleştirdi. Bu şansı biz zaten güzel değerlendirdik. Bugüne kadar yağlarımızı arz talep doğrultusunda hem dökme hem de ambalajlı olarak ve artan bir şekilde ihraç etmeye devam ettik. Önümüzdeki seneye de yetecek malımız var.

‘AVRUPA SEKTÖRÜNÜ KORUMAK İÇİN VERGİ KOYUYOR’

Türkiye bu şansını Avrupa pazarında değerlendirebilir mi? 

Değerlendiriyoruz zaten. Ama şöyle bir durum var; bizim Avrupa Birliği'yle gümrüksüz, vergisiz ihracatımız olmuyor. Biz Avrupa Birliği’nde imtiyaz sahibi değiliz. Mesela Tunus AB’ye 56 bin 400 ton gümrüksüz ve vergisiz zeytinyağı ihraç edilebiliyor. Ama Türkiye'den Avrupa’ya sadece 100 ton bir kontenjana müsaade ediliyor. Dolayısıyla genellikle İspanya ve İtalya’ya dökme yağ veriyoruz. Ambalajlı ürün de yolluyoruz ama belirttiğimiz gibi yaklaşık 1,20 avro/kg gümrük vergisi var.

Avrupa sektörünü korumak için vergi koyuyor. Türkiye’nin dış pazarlara ya da Avrupa pazarına girmesi de birden olmuyor. Ürünlerimizi ambalajlı vermek istiyoruz ama onların da pazarları var ve bugünden yarına hemen ambalajlı ihracat yükselmiyor. Avrupa kendini korumaya almış ve ihtiyaç halinde genellikle dökme zeytinyağı tercih ediyorlar bizden alırken. Ambalajlı ürünler ile bir pazara girmek için uzun yıllar çalışmanız gerekiyor. Mesela Japonya'ya girmek öyle kolay olmuyor. Yani bugün hemen sizden yağ almıyor. Onun için destekler gerekiyor. Mesela ambalajlı zeytinyağı ihracatında ihracat iadeleri vardı maalesef o kaldırıldı. Dökme zeytinyağı ihracatına fon getirildi önce bu fonun ambalajlı ihracatın teşviki için kullanılması öngörüldü. Daha sonra Ticaret Bakanlığı üç aylığına dökme zeytinyağı ihracatını yasakladı. Bu ne demek; ambalajlı satalım demek. Ama bu kez tarihi rekor seviyede bir ihracat fiyatı yakalamıştık ve bu fiyatta ambalajlı ile dökme zeytinyağı fiyatı arası çok açık değildi şu anda ihracatın hızı kesildiği ve ambalajlı ihracatının da hızının birden artmadığı için iç piyasada üreticilere baskı oldu ve adeta alım satım durmuş durumda üreticiler de haliyle bu durumdan şikayetçi. 

‘ZEYTİNYAĞININ FİYATI 9 AVROYA ULAŞTI’

Türkiye ve Avrupa'daki üretici kıyaslamasını nasıl yaparsınız? Üreticiye verilen destekler nasıl?

Türkiye’de uzun yıllardan beri 1 kilogram zeytinyağı için zeytin üreticisine 80 kuruş prim veriliyor. Avrupa Birliği'nde ise bu rakam 1,32 avro yaklaşık 39 TL/kg. Yani bizim üreticimizden yaklaşık 49 kat fazla. Türkiye’deki üretici çok iyi durumda değil. Şimdi siz dökme ihracatı yasakladığınız zaman; iç piyasadaki tüketiciyi korumak amacıyla da yaptık deniyor ama tüketiciyi koruyayım derken istemeden de olsa üretici fiyatlarına baskı oluşturuluyor. Bu da üretici de karamsarlık ve üretimden uzaklaşma sorunlarına neden oluyor.

Üretici bu yıllara kadar zeytinyağından çok fazla kazanamamışken bu yıl ise bizde ürünün fazla olması AB ülkelerinde çok kıt olması nedeniyle tarihi bir şans yakalanmış ve dünyada zeytinyağı fiyatları talebin yüksekliğine bağlı olarak sürekli yükselmiştir. Bu fiyatların oluşumunda başlıca borsalar var. Örneğin İspanya Jaen Borsası’nda Natürel Sızma Zeytinyağı fiyatı 7,5-8 avro. İtalya Bari’de 8-9 avrolara ulaştı. Türkiye'de ise 6,5 avrolarda. Bu fiyattan dökme de satsanız iyi para. Şimdi siz tarihi bir rekora çıkmış ihracatı yasaklatıyorsunuz. Hükümet önlemleriyle tüketiciyi, korumaya yönelik faaliyetler düzenleyebilir. İhracatta tabii ki bizim esas hedefimiz ambalajlı ürünlerle, Türk malı markalarıyla ihracat yapmak. Bu ambalajlı ihracatı arttırmak dökmeyi yasaklamakla olmaz.Avrupa’da zeytin ve zeytinyağı üretimi krizde:  ‘Türkiye rekor üretimle tarihi bir şans yakaladı’ - Resim : 2

‘HERKESİN BİR PAZARI VAR’

Biz Avrupa ülkelerine genelde dökme zeytinyağı satıyoruz. Bu sene bugüne kadar rekor seviyede ve yaklaşık 130-140 bin ton ihracat oldu. Bu rakamın 90-100 yüz bin tonu dökmedir. Oran bazında ambalajların da ihracatı kendi içinde yükseldi. 20-25 bin ton ambalajlı ihracatımız varken 30-40 bin tona çıktı yani bu birden bu 50 bin tona çıkmıyor. Hemen eline çantayı alıp zeytinyağı satamıyorsun. Herkesin bir pazarı var. İtalyanlar, İspanyollar o pazarları paylaşmışlar. O pazarlara girmek için sistemli çalışmalar ve ciddi pazar araştırmaları gerekiyor.

‘TÜRKİYE KENDİ MARKALARIYLA VE AMBALAJLI ÜRÜNLERİYLE İHRACAT YAPMALI’

Zeytinyağı ihracatında nasıl bir yol izlenmeli? Özellikle de Avrupa pazarlarında.

Ambalajlı zeytinyağı ihracatını arttırma çabasında olan katma değerini yükseltme çabasından olan Türkiye’nin sezon ortasında böyle ihracat rejimlerinde değişiklikler olursa bu alıcılarda itibar sorunu yaratır. Bizim ihracatımıza köklü darbe vurur. Bakın böyle yıllarda onlar bize muhtaç da onlarda üretim fazla olduğu zaman birkaç sene sonra o zaman biz iyice pazar kaybederiz. Ne ambalajlı pazarımız birden artmış olur. Ne de dökme pazarımız olur. Çünkü İspanya'da, İtalya'da rekoltenin ikiye katladığı yıl çökeriz. Çok tehlike var. Elimizde koz geçti diye çok da güvensizlik yaratan değişiklikler olmamalı. Bir nevi kötü gün dostu da olmak lazım. Şu anda kötü durumda onlar var. Ama biz şunu savunuyoruz. Türkiye kendi markalarıyla ve ambalajlı ürünleriyle ihracat yapmalıdır. Bunun için dökme zeytinyağını yasaklamak çözüm değildir. 

‘ÜRETİCİ VE İHRACATÇI DESTEKLENMELİ’

Yasaklamak yerine dökmeye fon getirilebilir. Vergi konabilir. Ambalajlı zeytinyağı ihracatı yapanlara da teşvik verirsiniz. Bu arada iç piyasa fiyatları da düşürmek için de üreticilere prim verirsiniz. Yani Avrupa Birliği'nde olduğu gibi pirim verirsiniz. Böylece üreticide 200 lira olan yağ 140 liralara düşer.  

Üreticiyi destek primi verilecek. Ambalajlı ürün ihraç edenlere teşvik verilecek. Dökmeye yasak getirilmeyecek. O halde biz sistemimizi kurup dünyanın en önemli zeytinyağı üreticisi, ihracatçısı olan İtalya'yı bile geçebiliriz. Yeter ki bunu planlayalım. Her yıl dönem başında konuşalım. Düğmeye basalım, yürüyelim. 

Öyle bir üründen bahsediyoruz ki. Tamamen katma değer yaratan bir ürün. Böyle bir ürün kaldı mı Türkiye’de? Sanıyorum. Her şeyin büyük oranda ithal edildiği bir ülkedeyiz. Cari açık vermediğimiz yani ithalat açığı olmayan tamamen ihraç edilen yerli bir ürünümüz. TOGG gibi düşün. Zeytinyağı, tarımın TOGG’udur. Bayraktar’ın ürettiği yerli ve milli İHA’ları SİHA’ları düşünün; zeytinyağı yerli ve millidir. Yerli ve milli olan üreteni de ihraç edeni de tüketimi de destekleyin.

Son Dakika Haberleri