Avrupalı 'sıcak kafalara' mesaj: Moskova ülkeyi sonuna kadar savunacak
Rusya-Batı cephesinde gerilim son iki günde bir kez daha zirve yaptı. NATO ülkelerinin saldırgan açıklamaları ve eylemleri Rusya'nın önemli mesajlar vermesine neden oldu. Nükleer savaşa hazırlık tatbikatı emri verildi, bazı büyükelçiler Dışişlerine çağrıldı
Polonya'nın NATO'ya ait nükleer silahları ülkesine konuşlandırma talebinden sonra İngiltere ve Fransa'dan yükselen tehditkar açıklamalara bir Fransız lejyonunun Ukrayna'ya geldiği haberleri de eklenince Rusya'nın Avrupalı 'sıcak kafalara' cevabı stratejik olmayan nükleer silahların hazırlanması ve kullanılmasına yönelik tatbikat yapılacağını duyurmak oldu. Moskova'nın ikinci hamlesi ise İngiliz ve Fransız Büyükelçileri Rus Dışişlerine çağırmaktı.
BÜYÜKELÇİLER DIŞİŞLERİNE
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre İngiliz Büyükelçi Nick Casey, “Ukrayna'nın İngiliz silahlarını kullanarak Rus topraklarını vurması halinde” Moskova'nın vereceği tepkinin “Ukrayna topraklarında ve ötesinde herhangi bir İngiliz askeri tesisi ve teçhizatı olabileceği konusunda uyarıldı.” İngiliz Dışişleri Bakanı David Cameron 2 Mayıs'ta Kiev'deyken Ukrayna'nın İngiliz silahlarıyla Rus topraklarını vurma hakkına sahip olduğunu belirtmişti.
Bakanlık, Cameron'un “düşmanca sözlerinin” Londra'nın Kiev'e gönderilen uzun menzilli seyir füzelerinin Rusya'ya saldırmak için kullanılmayacağı yönündeki güvenceleriyle çeliştiğini belirtti. Rus Dışişleri, İngiltere'nin böylece kendisini Ukrayna'daki çatışmanın bir tarafı olarak “fiilen tanıdığını” da sözlerine ekledi. Büyükelçi'ye ayrıca Cameron'ın sözlerinin Londra'nın Kiev tarafındaki askeri operasyonlara artan katılımını teyit ettiği söylendi ve bu tür düşmanca adımların kaçınılmaz feci sonuçlarını göz önünde bulundurması gerektiği de hatırlatıldı.
Fransız Büyükelçi Pierre Levy'yi ise Rus Dışişlerine taşıyan iki güncel sebep var. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Rusların cepheyi yarması halinde kara birliklerinin Ukrayna'ya konuşlandırılabileceği açıklaması ve Fransız Yabancılar Lejyonu'ndan yüz askerin Ukrayna'ya gönderildiği iddiası. Fransız Büyükelçi'nin Rus Dışişlerinden ayrılmasının hemen ardından Paris'ten Ukrayna'da Fransız askeri bulunmadığına dair açıklama gelmesi dikkat çekti.
'FRANSIZ BİRLİĞİ İLK KAYIPLARI VERDİ'
Paris haberleri yalanya dursun, Rus savaş muhabiri Boris Rozhin Telegram'da yaptığı açıklamada, Ukrayna'ya gönderilen Fransız Yabancı Lejyonu'nun muhtemelen ilk personel kaybını verdiğini belirtti. Rozhin, paralı askerlerin Chasiv Yar yakınlarında Rus güçleriyle girdikleri çatışmalarda yedi kişiye kadar kayıp vermiş olabileceklerini yazdı. Şehir şu anda Kiev'in kontrolü altında ancak oradaki durum Ukrayna güçleri için giderek daha tehlikeli hale geliyor ve yerleşimin kısa süre içerisinde düşmesi bekleniyor.
Rozhin, sahada bulunan yabancı güçlerin artık Ukrayna'ya hızlı para kazanmak için gelen ama karşılaştıkları ilk tehditte kaçan “TikTok askerleri” olmadığının altını çizdi. Artık “NATO ülkelerinin yüksek eğitimli, profesyonel askeri personelinin” mücadeleye girdiğini de sözlerine ekledi.
DEMOKRATLAR TOPA GİRDİ
ABD Temsilciler Meclisi'nin Demokrat Partili Azınlık Lideri Hakeem Jeffries pazartesi günü, “Ukrayna’nın düşmesine izin veremeyiz. Çünkü eğer düşerse çatışmaya sadece paramızla değil, ordu birliklerimizle de müdahale etmek zorunda kalma ihtimali çok yüksek.” dedi. Jeffries, “Kiev'e gerekli yardımların” gecikmesini Cumhuriyetçi Parti içerisindeki "Putin yanlısı bir gruba" bağladı. Kiev rejiminin Başbakanı Denis Şmıhal'ın da aynı gün, “Batı Ukrayna'ya asker gönderirse çok minnettar ve mutlu olacağız” demesi dikkatlerden kaçmadı.
ZELENSKİY SÜRESİNİ UZATIYOR
Bu arada Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de yine pazartesi günü sıkıyönetim ve genel seferberliğin 14 Mayıs'tan itibaren 11 Ağustos 2024 tarihine kadar 90 gün daha uzatılması için parlamentoya bir yasa tasarısı sundu. Ukrayna parlamentosu, Mayıs 2022'den itibaren de üç ayda bir sıkıyönetim ve genel seferberliği uzatıyor.
Moskova'yı nükleer hazırlıklara iten bir başka güncel konu da NATO'nun Ukrayna'ya teslim etmeyi planladığı F-16 savaş uçakları. Rus Dışişleri, ABD tasarımı savaş jetlerini potansiyel nükleer silah taşıyıcıları olarak değerlendireceğini ve bunları tedarik etme kararını "kasıtlı bir provokasyon" olarak ele alacağı uyarısında da bulundu.
'BÖYLE GİDERSE TOPYEKUN NÜKLEER SAVAŞ'
ABD ordusundan emekli Yarbay Earl Rasmussen, son gelişmeleri Sputnik Global'a şu sözlerle değerlendirdi: “Batılı liderler gerilimi doğrudan angajmanla daha da tırmandırırlarsa Rusya onlarla doğrudan çatışmaya girecek. Rus güçlerini yok edecekler ve bu da Rus Devleti'nin iradesini korumak için potansiyel olarak taktik nükleer silahlarını kullanılmasına yol açabilir. Bu, gerilimi tırmandıracak ve sonunda topyekün bir nükleer savaşa yol açacaktır.”
ABD'li savunma analisti, Rusya'nın bunu yapmak istediğine inanmadığını, Batılı liderleri gerilimi daha da arttırmamaları konusunda uyarmak için “bir sinyal gönderdiğini” belirtti. Rasmussen'e göre açıklanan nükleer savaş hazırlıklarını öngören tatbikat, Moskova'nın tehditlere göre hareket ettiğini, hazırlıklı olacağını ve mecbur kalırsa ülkeyi her ne pahasına olursa olsun koruyacağı mesajını gönderiyor. Batı ise Moskova'nın mesajlarını duyamayacak kadar sağırlaşmış gibi görünüyor.
'ÇOCUKSU MORONLAR'
Eski Rusya Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev, Moskova'nın Batılı askerlerin konuşlandırılması önerisine “yanıt vermek zorunda kalacağı” ve bu yanıtın “Ukrayna'da olmayacağı” uyarısında bulundu. Bu durumda Medvedev'e göre “Capitol Hill'de, Elysee Sarayı'nda ya da 10 Downing Street'te saklanacak yer olmayacak.”
Oluşan şartları 1962'deki Küba füze kriziyle karşılaştırılan Medvedev, altmış yıl önceki gerilimi tırmandırmaktan vazgeçen ABD Başkanı John F. Kennedy ve Sovyet lideri Nikita Kuruşçev'in aksine mevcut Batılı elitlerin riski görmeyi reddeden “çocuksu moronlar” olduğunu söyledi.
'BATI KARAR VERMELİ'
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin salı günü yaptığı konuşmada, Batı'nın Rusya ile diyalog kurmak mı yoksa ülkenin gelişimini engellemek amacıyla sonu gelmez bir saldırganlık peşinde koşmak mı istediğine karar vermesi gerektiğini belirtti. İşbirliği, güvenlik ve stratejik istikrar konularının tekrar ele alınması halinde Putin'e göre görüşmelerin eşit koşullarda karşılıklı saygı çerçevesinde ve “kibir, kendini beğenmişlik ve kişisel ayrıcalıklar” olmaksızın yürütülmesi gerekiyor.
Rus Devlet Başkanı çok kutupluluğa da değinerek, “Avrasya entegrasyonundaki ve diğer egemen kalkınma merkezlerindeki ortaklarımızla birlikte, çok kutuplu bir dünya düzeni ve eşit ve bölünmez bir güvenlik sistemi oluşturmak için çalışmaya devam edeceğiz.” dedi.