Avrupa’nın göçmen çıkmazı: Göç ve iltica kuralları değişiyor
Avrupa Parlamentosu, göç ve iltica kurallarını değiştirecek paketi onayladı. Göç yoğunluğu karşısında özellikle Akdeniz’e kıyısı bulunan ülkeler, Avrupa Birliği üyesi diğer ülkelerin dayanışmasını bekliyor.
Parlamentoda kabul edilen tasarı, AB ülkeleri arasında bir “dayanışma mekanizması” öngörüyor. Ancak, “Hangi ülke gönüllü olarak göçmenleri kabul eder ki?” sorusu kafaları karıştırıyor
Avrupa göç ve iltica konusunda yeni adımlar attı. Dublin Yönetmeliği doğrultusunda İtalya, Malta, Bulgaristan gibi göç güzergâhındaki ülkeler, Avrupa Birliği’ne iltica eden kişilerin ilk başvurularını ele almak zorunda. Bu durum, uzun süren işlemlerin yanı sıra mülteci kamplarında da yığılmalara yol açıyor.
Sorunu çözmek için Avrupa Birliği geçen hafta önemli bir karar aldı. 20 Nisan Perşembe günü toplanan Avrupa Parlamentosu (AP), Avrupa Komisyonu’nun üç yıldır üzerinde çalıştığı göç ve iltica paketiyle ilgili oylama yaptı. AP, Avrupa Birliği'nde (AB) düzensiz göçmenlerin geri dönüşlerini hızlandıracak ve acil durumlarda sığınmacıların üye ülkeler arasında zorunlu dağıtımı gibi yeni göç ve iltica kuralları getirecek paket üzerinde uzlaştı. Oylamanın ardından AP tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, onaylanan yeni kurallar düzensiz göçmenlerin geri dönüşünü hızlandırmayı ve AB içindeki diğer ülkelere seyahat etmelerini engelleyecek tedbirleri içeriyor.
DAYANIŞMA MEKANİZMASI ÖNGÖRÜLÜYOR
Oylama ile ilgili bilgi veren AB Komisyonu’nun İçişlerinden Sorumlu Üyesi Ylva Johansson sosyal medya hesabından, “Göçle ilgili önerilerim için bugün AP'de çok önemli bir oylama yapıldı. Pragmatik, pratik ve her şeyden önce 'Avrupalı' göç yaklaşımımızın ciddi bir siyasi desteğinin olduğunu gördük. İlerleme kaydediyoruz” paylaşımını yaptı. İlerleyen süreçte paketin AP ve AB Komisyonu tarafından müzakere edilmesi beklenirken, üye ülkelerin farklı tutumları bugüne kadar çözüme varılmasını engelledi. 2020 yılından bu yana çözüm bekleyen pakete yönelik ise AB Komisyonu bu kez ümitli. Parlamento kararının ardından bu kez Komisyonun daha hızlı sonuca varması bekleniyor. Kabul edilen paket, AB ülkeleri arasında bir “dayanışma mekanizması” öngörüyor. Buna göre göçmenlerin, AB’nin gerekli gördüğü durumlarda üye ülkelere dağılımını zorunlu hale getirebilecek. Özellikle olağanüstü göçmen akını yaşanan süreçlerde uygulanması beklenen karar doğrultusunda başka ülkeler de bir miktar mülteciyi kendi ülkelerinde ağırlamak ve baskı altındaki ülkeye maddî destek sağlamak gibi yöntemlerle destek verecek.
GERİ İTMELER ENGELLENECEK Mİ?
Kabul edilen paket, Dublin Yönetmeliğinin sürdürülmesini ise hâlâ savunuyor. Ancak pakette istisnalar da öngörülüyor. Buna göre bir göçmenin bir AB üyesi ülkede bir akrabasının bulunması durumunda göçmen, bu ülkeye seyahat edebilecek. Öte yandan başka ülkelere göç, dayanışma mekanizması dahilinde gönüllü yardım olarak geçiyor. Ancak bir üye ülkenin “kriz durumu” ilan etmesi durumunda diğer ülkelerin göçmenleri almaları zorunlu hale gelecek.
Paket ayrıca AB ülkelerinde 3 yıllık yasal ikametin ardından uzun vadeli izinlerin verilmesinin hızlandırılması ve geçici koruma statüsünden yararlanan kişilerin uyum sağlamalarını da öngörüyor. Avrupa Birliği sınırları önünde sığınmacıların geri itilmesinin engellenmesi de amaçlanırken, bu doğrultuda bağımsız bir mekanizma kurularak temel hakların korunduğunun gözlem altına alınması da paketin kapsamına dahil.
FİKİR AYRIŞMALARI SÜRÜYOR
Madde madde oylanan paketin parlamentoda kabul edilmesinin ardından AB ülkelerinin yıl sonuna kadar bir sonuca varmaları bekleniyor. 2024 yılının ilkbaharında yapılması öngörülen Avrupa Parlamentosu seçimlerine kadar yasalaşması düşünülen paket her ne kadar bir uzlaşmaya işaret etse de, parlamentodaki gruplar arasındaki tartışmalar öne çıkıyor. Bu doğrultuda muhafazakar partiler özellikle dış sınırların korunması çağrısı yaparken sol ve sosyal demokrat gruplar da ülkelerin birlikte çalışmasına vurgu yapıyor. Paketi Euractiv sitesine değerlendiren Avrupa Göç Siyaseti Uzmanı Sergio Carrera ise iyimserliğe karşı temkinli yaklaşıyor. “Avrupa Komisyonunun maddî dayanışmaya yönelik iyimserliğini paylaşmıyorum” ifadelerini kullanan Carrera, “Çünkü yük paylaşımındaki büyük farklılıklar bu şekilde ortadan kaldırılmıyor” diyor. Özellikle Almanya ve Fransa’nın sorunun çözülmesinde yapıcı görevler üstlenmesini de değerlendiren Carrera, dayanışma mekanizmasının başarılı olacağından da şüpheli. “Göçmenleri gönüllü olarak kabul edecek çok sayıda ülke olacağını sanmıyorum” diye konuşan Carrera, “Bu gönüllü dayanışma mekanizmasına bakarsak, hiç işe yaramadı” yorumunu yapıyor.