‘Avrupa’nın karnı tok olsa bile gözü açtır’
Rusya’nın Tahıl Koridoru Anlaşmasından çekilmesi dünyada ‘gıda krizi’ yaratır mı? Bu soruya yanıt veren Ziraat Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Cengiz Çakır, Avrupa, Afrika ve Asya kıtalarında bu durumun nasıl bir karşılık bulacağını değerlendirdi
Rusya’nın Tahıl Koridoru Anlaşmasından çekilmesi “dünya’da gıda krizi yaşanır” tartışmalarını da beraberinde getirdi. Özellikle de Avrupa’daki ülkeler gıda krizinin yaşanacağını, Afrika ve Asya’daki ülkelerin sıkıntı yaşayacağını öne sürdü. Ziraat Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Cengiz Çakır dünyanın bir tahıl krizi ile karşı karşıya kalıp kalmayacağı sorusuna yanıt verdi. Aydınlık Avrupa’ya değerlendirmelerde bulunan Çakır, “AB tahıl üretimi bakımından kendine yeterlidir Avrupa halklarının “karnı tok olsa bile gözü açtır”. Tahıl koridorundan geçen tahılların yarıdan fazlası Avrupa'ya gitmiştir. En çok ihtiyacı olan Afrika ülkelerine ulaşan tahıl miktarı yüzde 3 dolayındadır.” dedi. Cengiz şu görüşleri ifade etti:
‘EN FAZLA TAHIL SATAN ÜLKE RUSYA’DIR’
“Dünyada en fazla tahıl dış satımı yapan ülkesi Rusya Federasyonu'dur. Ayçiçeği ve kolza gibi yağ bitkileri üretiminde de önemli bir yere sahiptir. Çeşitli tarım ürünlerinin yetiştiriciliğinde kullanılan kimyasal gübrelerin üretiminde de birinci sırada gelmektedir. Azotlu kimyasal gübrelerin hammaddesi olan doğal gaz ve tarım ürünlerinin üretim ve taşınmasını sağlayan petrol üretiminde de büyük kaynaklara sahiptir. En olumsuz koşullarda bile büyük tahıl stoklarına sahip olabilen bu devasa ülkenin çatışma halinde olduğu benzer imkânlara sahip Ukrayna ile birlikte Türkiye ve Birleşmiş Milletler Teşkilatı tarafından ikna edilerek Tahıl Koridoru Anlaşması'nın yapılması büyük bir diplomatik başarı olmuştur. Bu sayede pandemi koşullarında gıda krizi yaşayan ve tahıl fiyatlarının aşırı yükseldiği bir ortamda stoklardaki tahıllar ve sıvı yağlar mallar sevk edilerek piyasalar düzene girmiştir.
Dünya'nın öbür ucundan gelerek Avrupa Birliği ve NATO gibi örgütleri de kullanmak suretiyle Rusya Federasyonu'na yaptırımlar uygulayan ABD, doğal gaz boru hatlarına sabotaj düzenlemekten Kırım Köprülerini bombalamaya, Karadeniz'e serseri mayınlar bırakmaya kadar her türlü melaneti yapmıştır.”
‘TAHILIN SADECE YÜZDE 3’ü AFRİKA ÜLKELERİNE GİTTİ’
“Avrupa Birliği ülkeleri çoğunlukla ileri sanayi ülkeleri olup gelir düzeyleri yüksektir. Afrika, Asya ve Güney Amerika'daki ülke ve halkları sömürerek bu düzeye erişmişlerdir. Toplam olarak bakıldığında AB tahıl üretimi bakımından kendine yeterlidir. Her iki Dünya Savaşı'nda birbiri ile boğazlaşırken açlıkla tanışan Avrupa halklarının “karnı tok olsa bile gözü açtır”. Tahıl koridorundan geçen tahılların yarıdan fazlası Avrupa'ya gitmiştir. En çok ihtiyacı olan Afrika ülkelerine ulaşan tahıl miktarı yüzde 3 dolayındadır.
İran, Mısır, Cezayir, Irak gibi Ortadoğu ülkeleri, Pakistan, Bangladeş gibi Asya ülkeleri Nijerya, Sudan, Etiyopya, Sahraaltı gibi Afrika ilkeleri tahıl ihtiyaçlarını büyük oranda dış alım yoluyla karşılamak zorundadır. Yoksul ülkelerde tahıllar, yağ ve şeker ana besin maddelerini oluşturur. Bu ülke halklarının, tahıl ve yağ arzının daralması halinde açlıkla karşılaşma riski Avrupa'dakilerden çok daha yüksektir.
Doğal gaz ve akaryakıt bakımından Rusya Federasyonu'na bağımlı olan Avrupa ülkeleri ABD'nin dayatmalarına boyun eğerek ucuz enerji kaynaklarından mahrum kalmışlardır. Rusya'daki doğrudan yatırımlarını geri çekmişler, büyük bir ihracat pazarını ve turizm gelirlerini kaybetmişlerdir. Avrupa'da ekonomik durgunluk sürmekte, işsizlik artmaktadır. Esasen yaşlı nüfus oranı yüksek olan Avrupa ülkeleri çalışabilecek genç ve nitelikli eleman sıkıntısı çekmektedir. Rusya'yı cezalandırmak adına saygın orkestra şeflerinden, balerinlerden, ölüp gitmiş edebiyat devlerine kadar yasak getirmeye kalkışmışlardır.
‘RUSYA’NIN SABRI TAŞTI’
Rusya devlet geleneği olan bir ülkedir. Akıllı ve sabırlı davranmaktadır. Ukrayna'nın Zelenski başkanlığındaki kukla yönetimine hesapsız şekilde destek verilmesi ve NATO'yu doğuya doğru genişletme çabaları Rusya yönetiminin sabrını taşırmıştır. Rusya ve Ukranya ile dengeli bir siyaset yürüttüğü iddia edilen Türkiye yönetiminin, seçimden sonra hızla çark ederek Batı'ya yönelmesi Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılmasına onay vermesi hatta Ukranya'nın da NATO'ya katılmasına sıcak bakması ilişkileri bozacak unsurlardır. Hava Savunma Sistemleri, doğal gaz tesisleri, nükleer enerji santralleri, turizm gelirleri, tarım ürünleri ihracatı, doğal gaz ve hampetrol alımı, müteahhitlik hizmetleri gibi konularda sıkı bir işbirliği içinde olduğumuz Rusya ile ilişkiler tehlikeye girmiştir. Bu şekilde Avrupa Birliği ülkelerinin yaptırımları kendilerine zarar verirken biz de aynı hataya düşmüş oluruz. Bu tehlikeli gidişattan derhal dönülmesi gerekir.
‘MOSKOVA’NIN KARARIYLA HERKES ZARAR GÖRECEK’
Tahıl antlaşmasından Rusya ve Ukrayna dahil bütün ülkeler yararlanmıştır. En uzaktaki ilgisiz gibi gözüken ülkeler bile tahıl fiyatları düştüğü için faydalanmıştır. Şimdi ise tahıl antlaşması sonlandırılınca tersine bir süreç başlayacak ve herkes zarar görecektir. İlk tepki olarak tahıl fiyatları yükselecektir. Stok yapma eğilimine giren ülkeler tahıl dış satımını sınırlayacaktır. Yoksul ülkelerde kıtlık ve açlık yaygınlaşacaktır. Kitlesel göçler tetiklenecektir.
Toplumları en çok ürküten şey aç kalma korkusudur. Örneğin, yaz günü olmasına ve çevremizde bol miktarda tarımsal ürün yetişmesine karşın 9 günlük Bayram Tatilinin son günlerinde zincir mağazaların hiç birinde taze meyve – sebze, karpuz- kavun, hatta yoğurt bile bulunmadı. Çoktan çöpe atılması gereken şeftaliye 56 lira etiket konmuştu. Ürün sevkiyatı aksadığı zaman depolardaki mallar birkaç günde tükeniyor. Akıllı liderlerin uykusunu kaçıracak sorunların başında beslenme konusu gelir, tahıllar da depolanması ve nakliyesi kolay olan temel besinlerdir. Avrupa liderlerinin tahıl koridorunun işlevine devam etme çağrısı yapması yerindedir, ancak ABD'ye karşı kurulmuş olan Avrupa Birliğinin ABD'nin kurşun askeri gibi davranmaması gerekir. Biraz rahatları kaçar belki ama yine de bu krizi en hafif onlar atlatırlar.
Dünyanın toplam gıda üretimi dünya nüfusunu sağlıklı şekilde besleyecek miktar ve çeşitliliğe sahiptir. Ancak nüfusun, gıda maddelerinin ve gelirin dağılımı adil değildir. Gıda krizinden ziyade gıdaya erişim krizi vardır. Gıdalar üretildiği yerden çok uzaklara taşınarak tüketilmektedir. Derleme, depolama, paketleme, taşıma, dağıtım gibi hizmetler maliyeti artırmakta yeterli geliri olmayanlar gerekli gıdaya erişememektedir. Üretimin büyük tüketim merkezlerinin yakınında gerçekleşmesi icap eder. Afrika ülkeleri bağımsızlığına sahip çıkarak sömürgeci zihniyet kalıntılarını temizledikçe daha iyi duruma gelecektir.
‘TÜRKİYE TAHIL KORİDORU İLE DİR KAPSAMINDA İHRACAT YAPIYOR’
Tahıl Koridoru Antlaşmasının mimarı Türkiye'dir. İki yıl boyunca dünya ülkeleri bu avantajdan bizim sayemizde yararlandı. Bu ülkemize saygınlık kazandırmıştır. Maddi bir kazanç beklentisiyle değil, insancıl duygularla bu konuya el atılmış ve başarıya ulaşılmıştır. Biz de Rusya Federasyonu'ndan tahıllar, ham yağ ve yağlı tohumlar, petrol, doğal gaz gibi ürünleri satın alıyoruz. Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında tahıl alarak un ve makarna sanayinde hammadde olarak kullanıp, mamul madde olarak dış satımını yapıyoruz. Ciddi bir istihdam yaratan bu sektör sıkıntı yaşayabilir.
Afrika ve Asya'nın yoksul ülkeleri kuraklık, aşırı yağış ve seller gibi iklim olayları, içme suyu ve gıda yetersizliği gibi sorunlarla sık sık karşılaşmaktadır. Gelir düzeyi düşük olup nüfus hızla artmaktadır. Modern (!) insanların besin olarak düşünemeyeceği pek çok şeyi tüketerek hayatta kalabilmektedirler. Zaten zor olan yaşamları bir kat daha güçleşecektir. Oysa insanlığı yok edebilecek boyutu çok geçmiş olan silahlanmaya ayrılan maddi ve beşeri kaynakların yarısı bile dünyanın açlık, eğitim ve sağlık sorunlarını kökünden çözebilir.
Dünyada aç kalan insan sayısından çok daha fazla obez insan vardır. Birkaç kez gittiğim Almanya'da dikkatimi çeken şeylerden biri muz ve çikolatanın ucuz olmasıydı. İklimi bir hevenk muz, bir kakao çekirdeği bile yetiştirmeye elverişli olmayan bir ülkede bu bolluk nereden geliyor? Dış ticaret ve döviz kuru aldatmacası, teknoloji, patent v.s. yoluyla yoksul ülkelerin kaynakları aktarılıyor kuşkusuz. Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü (WTO) gibi mekanizmalar da bu sömürüyü kolaylaştırıyor.
Avrupa’dan çağrı: Rusya Tahıl Anlaşmasına devam etmeli
Rusya’nın Tahıl Koridoru Anlaşmasından çekilmesi üzerine ABD, NATO ve Avrupa ülkelerinden ard arda kınama açıklamaları geldi. Avrupalı Liderler ‘Rusya Tahıl Anlaşmasını devam ettirmeli’ çağrısı yaptı. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Rusya'nın Karadeniz tahıl koridoru anlaşmasını bitirmesini kuvvetle kınadıklarını açıkladı.
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nde düzenlenen Ukrayna oturumunda, katılımcılar Rusya'ya savaşı sonlandırma ve Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması'na dönme çağrısı yaptı.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Rusya'nın Karadeniz üzerinden tahıl sevkiyatına ilişkin anlaşmayı yenilememesini, kötü bir haber olarak nitelendirdi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Karadeniz Tahıl Anlaşması'ndan çekilme kararı alan Rusya'yı "bu konuyu silah gibi kullanmakla" suçladı.
Avusturya Dışişleri Bakanlığı, "Rusya'yı Karadeniz Tahıl Girişimi'nin uzatılmasını acil kabul etmeye çağırıyoruz." Açıklaması yaptı.
İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly, Putin'in gıdayı "silah" olarak kullandığını belirterek, Rusya'nın anlaşmadan çekilmesini şiddetle kınadı.
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, "Dünyayı besleyen ham maddeyi silah olarak kullanmak, bir başka insanlık suçudur." ifadesini kullandı.
Erdoğan: Rusya’nın bazı beklentileri var
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Tahıl Anlaşması ile ilgili Körfez ülkeleri seyahatinden sonra gazetecilere açıklamalar yaptı. Erdoğan şunları ifade etti:
“Biz, şu anda Rusya ile ilişkilerimizi devam ettiriyoruz. Gerek Dışişleri Bakanım Hakan Bey gerek MİT Başkanım İbrahim Bey görüşmelerini devam ettiriyorlar. Görüşmelerle birlikte çok yakın bir zamanda Sayın Putin ile ama telefon diplomasisi ama aramızda daha önce konuştuğumuz Türkiye ziyareti ile inşallah bu işi belli bir yere bağlayacağız. Rusya’nın da bazı beklentileri var. Bunların aşılması halinde Rusya bu tahıl koridorunun aktif çalışmasından yana.”
‘İNİSİYATİF ALMAKTAN GERİ DURMAYIZ’
“Sayın Putin ile konuyu etraflıca konuşarak, bu insani hareketin devamını temin edeceğimize inanıyorum. Kendisinin de Batılı ülkelerden bazı beklentileri olduğunu biliyoruz. Bu konuda da Batılı ülkelerin harekete geçmesi gerekmektedir. Karadeniz Tahıl Girişimi ile dünya piyasalarına 33 milyondan fazla tahılın sevkini sağladık. Küresel salgının, ekonomik krizin ardından sonuçları çok daha ağır olacak küresel bir gıda krizinin önüne geçtik. Sonuçları itibariyle bu kadar hayati olan bir girişimin devam etmesi insanlığın hayrınadır. Diplomasinin tüm enstrümanlarını kullanacak, tüm gayretimizi bu meseleye yoğunlaştıracağız. Türkiye’ye dönüşte Sayın Putin ile görüşmelerimi gerçekleştireceğim. Öncelikle telefon diplomasisini kullanacağız. Sayın Putin’in ağustos ayında planlanan ziyareti de gerçekleşirse bu hususları tüm ayrıntısıyla görüşeceğiz. İnanıyorum ki süreç uzamadan, Karadeniz Tahıl Girişimi'nin devamını sağlayacağız.”