Avukat Nusret Senem: Baroların fitne bombası
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Merkez Hukuk Bürosu Başkanı Av. Nusret Senem 73 Baronun Çin Hükümeti’nin Uygur Türklerine zulüm yaptığı gerekçesiyle yayınladığı bildiriye sert tepki göstererek, baroların ABD’nin fitnelerine alet edilemeyeceğini bildirdi.
Nusret Senem dün Ankara’da düzenlediği basın toplantısında 73 baronun Çin’in Uygur Türklerine zulüm yaptığı iddialarına yanıt verdi. Baroların bildirisini “fitne bombası” olarak niteleyen Senem şunları söyledi:
‘ZAMANLAMA ANLAMLI’
“15 Mayıs 2021 Günü, 73 Baronun imzasıyla “Çin Hükümetinin Uygur Türklerine Yaptığı Zulmü Şiddetle Kınıyoruz” başlıklı bir açıklama yayınlandı. Batı Asya’da, ABD ve İsrail’in baskı ve tehditlerinin arttığı, Karadeniz’den, Yunanistan’a, Doğu Akdeniz’den Suriye ve Irak’ın kuzeyine kadar namluların Türkiye’ye döndüğü koşullarda, tamamen yalanlara dayanan bu fitnenin ortaya atılması anlamlıdır. Bu bildiriyi yalnız yalanlara yaslanan bir bildiri olarak değerlendirmek doğru olmaz. Bildiri, Türkiye’yi yalnızlaştırmak, Çin ve Asya ülkeleriyle arasını açmak adına Atlantik cephesinin hazırladığı bir fitne bombasıdır.
“24 Nisan tarihinde Biden, Ermeni Soykırımı yalanını tanıdığını ilan ederek, başta Türkiye, Rusya, İran, Çin ve büyün Asya’ya karşı bir hücum borusu öttürmüştü. Bugün de İsrail Siyonizminin saldırganlığı, Biden tehditlerinin devamı olarak Filistin üzerinden doğrudan Türkiye’yi ve bölgemizi hedef almaktadır.
“Türkiye’yi Batı Asya’da ve Doğu Akdeniz’de ABD ve İsrail tehditlerine karşı yalnızlaştırmak, aynı merkezden tehdit alan potansiyel müttefikleriyle arasını açmak Biden’ın ve Türkiye’deki tayfasının en önemli görevidir. Bu bildiri, Atlantik cephesinin, Türkiye’yi yolundan çıkartmak ve Tayyip Erdoğan’ı devirme senaryoları için tezgahladığı yaratıcı yıkıcılık planlarının tam ortasına oturmaktadır.
‘PSİKOLOJİK SAVAŞA ALET OLDULAR’
“Bu koşullarda Türkiye’nin doğru bir güvenlik stratejisi kurması, ABD ve İsrail’in baskı ve tehditlerine karşı iç cepheyi sağlam tutması belirleyicidir. Türkiye ve Çin Halk Cumhuriyeti ilişkileri önümüzdeki yüzyıla damga vuracak, sorun çözecek, tehditleri alt edecek, ekonomik ataklar yaratacak stratejik bir ilişkidir. Bu doğru stratejiyi bozmak, Türkiye’yi yalnızlaştırmak, iç cepheyi yarmak için Atlantik kuvvetleri çok kullanışlı yalan ve fitneler üretmektedir. 73 Baro bu açıklamayla işte bu psikolojik savaşa alet olmaktadır. Hatta alet olmaktan öte, bu bildiriyi hazırlayıp imza atan yöneticiler, ABD planlarında bir görev ifa etmektedir.
“Türkiye’yi soykırımcılıkla suçlayan Biden yönetimi, hasım olarak benimsediği Çin’e de ‘Uygur soykırımı’ suçlaması yapmaktadır. ABD Asya’yı uçtan uca bu yalan ve kışkırtmalarla hedef almaktadır. Türkiye’ye yönelik ‘Ermeni Soykırımı’ yalanlarıyla, Çin’e yönelik ‘Uygur soykırımı’ yalanları, aynı merkezden planlanmaktadır. 73 Baronun içinde, Türkiye ‘Soykırımla yüzleşmelidir’ diyen Diyarbakır Barosu’nun da bulunması, Biden planlarıyla olan ilişkiyi kanıtlamaktadır.
“73 Baronun Uluslararası Af Örgütü’ne gönderme yapması da açıklamanın hangi merkezlere yaslandığını göstermektedir. ABD emperyalizminin ‘insan hakları sopası’ olarak işlev gören bu örgüt, Türkiye’yi ve Asya ülkelerini defalarca hedef almıştır.
‘BAROLARIN FİLİSTİN HASSASİYETİ YOK MU?’
“Bu açıklamanın zamanlaması çok dikkat çekicidir. İsrail Siyonistleri Filistinli kardeşlerimizi katlediyor. Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı kirletiyor. ABD Birleşmiş Miletlerde işlenen bütün suçlarına karşı İsrail’e kol kanat geriyor. Ancak Uygurlara yapılan sözde zulme isyan eden 73 Baro, Filistin’deki gerçek zulme karşı tek kelime etmemektedir.
“Netanyahu’nun da teşekkür ettiği, onlarca ülke, Filistin’de bu zulmü destekliyor, ancak 73 Barodan bu ülkelere dair en ufak bir kınama mesajı dahi göremiyoruz.
“Biden Soykırım yalanlarıyla Türkiye’ye silah çekiyor, ancak 73 Baromuz ABD yalanlarına ve tehditlerine karşı birleşip bir açıklama yapamıyor.
AVUKATLARA ÇAĞRI
“Açıklamayı yapan Barolara üye yüz binin üzerindeki avukat, Yönetimlerin yaptığı açıklamanın yanında değildir. Daha dün ‘Ermeni Soykırımı ile yüzleşilmelidir’ diyen Diyarbakır Barosu ve onunla aynı açıklamaya imza atan diğer birkaç Baro ile aynı ihanete, işbirliğine savunma mesleğini yapan avukatları kimse sürükleyemez. Türkiye’nin bağımsızlığı ve egemenliğini savunan koruyan, Türk Milletinin safındaki avukatları imzacı Baro yöneticileri asla temsil edemezler.
“TBMM’de CHP, İYİ Parti ve HDP işbirliği ile Çin Halk Cumhuriyetini kınama kararı alamayanlar, Çin’i kınama çabaları TBMM’de reddedilen Biden tayfası şimdi de etkili oldukları İl Barolarını Türkiye-Çin işbirliğini bozma provokasyonuna alet etmişlerdir. Bu yıl ve önümüzdeki yıl Baroların seçim dönemidir. Türkiye düşmanlarına yarayan açıklamalarıyla, Türkiye ve Çin dostluğunu ve iş birliğini sabote etme girişimleriyle, gerçek kimliklerini de ortaya koyanları Barolarımızın başında görmek istemiyoruz.
“Barolarımız, milli yönetimlerle, ABD planlarına alet olmaktan kurtarılacaktır. Barolarımız, Atlantik’in değil Türkiye’nin hakkını ve hukukunu savunacaktır.