Avusturya’da bir hayalet dolaşıyor
Kâr odaklı ev projelerinin yerine, konut yapılarına yatırım. İnsanları bölgelerinde tutacak istihdama odaklanmak. Toplu taşımanın bilet ücretlerini düşürmek ve alt yapıyı genişletmek. Bir zamanlar 170 oy alan ‘marjinal’ KPÖ, şimdi Avusturya’nın ikinci büyük şehri Graz’ı yönetmeye hazırlanıyor
Avusturya’nın Steiermark eyaletinin başkenti Graz’da, 26 Eylül günü yapılan belediye meclis seçimini Avusturya Kömünist Partisi (KPÖ) kazandı. Oyların yüzde 29’unu alan KPÖ adayı Elke Kahr, ülkenin ikinci büyük şehiri olan Graz’ın, yeni belediye başkanı oldu. 295 bin nüfusa sahip başkentte, yaklaşık yüzde 3 Türk göçmen topluluğu da bulunuyor. Belediyeyi bugüne kadar yöneten Avusturya Halk Partisi (ÖVP)’ni de sollayan KPÖ, bu başarıyı nasıl elde etti?
Neoliberal politikaların ve özelleştirmelerin zirve yaptığı dönemlerde, kamucu siyaset nasıl yükseldi? 2000’li yılların başında komünizm ‘yasaklansın’ söylentilerine rağmen, hayalet nasıl vücut buldu? Komünistler ‘Kommune’yi (belediye) nasıl kazandı?
NEDEN GRAZ?
1945’den bu yana Graz belediye meclisinde, hemen hemen her dönem komünistler varlığını koruyabilmiştir. 80’li yıllardan itibaren oylarda tekrar artış başlar. 2003 yılında yapılan eyalet seçiminde Ernest Kaltenegger önderliğinde, yüzde 21 başarı sağlanır. 2008 Graz belediye meclis seçimlerinde yüzde 12 oy alan parti, 2012 den itibaren oylarını yüzde 20 bandında tutabilmiştir. Başta demir çelik olmak üzere, Steiermark eyaleti sanayinin yoğun olduğu işçi sınıfının kalelerindendir.
HALKIN VERGİLERİ HALKA
2005’den sonra Graz konut idare dairesi ve 2017’den bu yana trafik işleri bölümlerinden sorumlu KPÖ, aynı zamanda halkla ilişkiler faaliyetleri çercevesinde yoğun mesai harcıyor. Sayın Elke Kahr sabah sekizden akşamın onuna kadar, yurttaşlarla bire bir sorunlarını görüşüyor. Küçük sorunlar zamanında çözülmezse, çığ gibi büyüyebilir diyen KPÖ, önlem için örneğin sosyal yardımlaşma fonu kuruyor. Elke Kahr ve yoldaşları belediye maaşlarının yüzde 50'den fazlasını bu fona aktarıyorlar. KPÖ, “siyasete aktarılan bütçenin kaynağı halkın vergileridir ve tekrar halka aktarılmalı” görüşünü savunuyor. 700 bin Euro’yu aşan fondan, yoksulluk sınırı altından yaşayanlar, evsiz kalanlar ve kiralarını ödeyemeyen vatandaşlara yardım ediliyor. Kira ücretleri düzenlemesinde ve ev sorununda KPÖ önemli başarılara imza atıyor. Çok sayıda boş duran özel dairelerin, yeni bir düzenlemeyle kooperatife devredilmesi hedefler arasında. Hâlâ ısınma için odun kullanan yurttaşlara, orman idaresiyle kooperasyon sağlanarak, ihtiyaca göre ücretsiz odun dağıtılır.
ÇİZGİSİNDE ISRAR EDİYOR
Eskiden Graz sokaklarında KPÖ standını görenler yönünü değiştiriyordu, ama KPÖ yönünü değiştirmedi. KPÖ ‘mangalda kül bırakmayan teorisyen solcuların’ yerine, pragmatik insanlarla çalışmayı tercih ediyor. 2007’den sonra, KPÖ adını değiştirirse ‘daha çok oy alabilir’ eleştirileri yapılıyordu. Aynı yıllarda ‘sosyal demokrasi ile komünizm arasında’ boşluk olduğunu analiz eden yeni sol oluşum ‘Linke’ örgütlenmeye başlar, ancak genel seçimlerde başarısız olur. Partilerin isim değiştirmesi dünyada sosyalizmin düşüş ve neoliberalizmin yükselişi dönemlerine denk gelir. Örneğin 90’lardan sonra Avusturya Sosyalist Partisi (SPÖ) adını sosyal demokrat partiye dönüştürür. Sonraki yıllarda parti tabanından kopan emekçi kökenli insanlar, SPÖ bir zamanlar işçilerin partisiydi şimdi o çizgiden uzaklaştı diyeceklerdi. KPÖ ise çizgisini koruyarak ilerlemeye çalıştı. 2000’lerin başında komünizm ‘yasaklansın’ yaygaralarına karşı direndi. O dönemde yasaklamayı hararetle savunan sağ kesime şu soru yöneltildi: Komünizm ve bunun sembolleri yasaklanırsa, Avusturya bayrağı da ‘yasaklanacak veya değiştirilecek mi’? Ulusal bayraktaki orak çekiçe atıfta bulunan önemli soru, yanıtsız kaldı.
ZENGİNLERİN PARTİSİ DEĞİL
Parti şiddetle şu ayrımlara karşı konumlanıyor: Aşı olanlar olmayanlar, bisikletli yaya, toplu taşıma özel araba, yabancı yerli gibi, ayrımların karşısında. KPÖ sınıf perspektifinden dünyaya baktığından sermaye ile arasına net tavır koyuyor. ‘Zenginlerin partisi değiliz’ diyerek, yüksek servet vergisinin düzenlenmesiyle gelir dağılımının adil olamsını savunuyor. Neoliberalizmin devlet kasalarını boşaltarak küçültüğü sosyal devleti ‘kurtarmak’ bahanesiyle, konutlar satışa çıkarılır. KPÖ kamusal yatırımlarla konut satışlarını önlemek ve kira ücretlerini düşürmek istiyor.
‘EN BÜYÜK PARTİ’ KPÖ
Graz KPÖ örgütü, “En güzel fikir ve projeleri herkesten daha çok dillendirebiliriz, ancak bunlar olgulardan uzak ve karşılık bulamaz!” görüşünü vurguluyor. Önümüzde duran sorunları çözmeliyiz açıklamasını yapıyor: Kâr odaklı ev projelerinin yerine, konut yapılarına yatırım. İnsanları bölgelerinde tutacak istihdama odaklanmak. Toplu taşımanın bilet ücretlerini düşürmek ve alt yapıyı genişletmek. Bir zamanlar 170 oy alan ‘marjinal’ KPÖ, şimdi Avusturya’nın ikinci büyük şehiri Graz’ı yönetmeye hazırlanıyor. Yıllar önce reportaja gittiğimiz bir il binasında, yetkili ‘can sıkıntısından’ fotokopi makinasıyla uğraşıyordu. Varlığı bile tartışılır hale gelen partinin, büyüme vakti geldi artık. KPÖ’nün kendisi ‘küçük’ gözükebilir, ancak programı toplumun en geniş kesimini temsil ediyor. İşçi sınıfını, emekçileri, üretenleri ve çalışanları temsil eden programıyla ‘en büyük’ parti KPÖ’dür. Graz sokaklarında dolaşan bu hayalet, Avusturya burjuvazisinin uykularını kaçıracak mı?