Aydınlık 1979 işgalinde de Afgan halkının yanındaydı
Aydınlık’ın o dönem “sosyal emperyalist” olduğunu saptadığı Sovyetler Birliği, 24 Aralık 1979 günü Afganistan’ı işgal etti. 15 Şubat 1989 tarihine kadar süren işgal Afganistan’ın bugünlere gelmesinde etkili olmuştu. Ülkedeki dengeler bozulmuş ve Afganistan her yönüyle büyük bir krize girmişti. Kendisini toparlayamadan Asya’nın kalbindeki bu güzel ülke 7 Ekim 2001 tarihinde ABD işgaline uğradı.
Afgan bir lider yıllar önce şöyle demişti: “Bizi bize bırakmadılar.”
Aydınlık gazetesi ilk günden itibaren her iki işgale de karşı çıktı. Mazlum Afgan halkının yanında oldu. Onların sesini Türk okurlarına da duyurdu.
Aydınlık muhabiri Nuri Çolakoğlu Afganistan’a gitti ve dağlarda vatanlarını savunan gerillalar ile görüştü. Çolakoğlu haberini, 28 Şubat 1980 günü Aydınlık’ta 10 günlük bir dizi olarak yayımlamaya başladı. İlk günkü yazıda Pakistan sınırından Afganistan’a girme macerası vardı. Sıkı güvenlik nedeniyle bunu başaramayan Çolakoğlu, Pakistan’ın Peşaver kentinde ismini vermediği bir Afgan gerilla lideriyle görüşmüştü. Peşaver, Afganistan sınırındaydı ve ülkeye geçiş ve lojistik merkeziydi. O tarihte yeni başlayan direnişte yer alan komutanın anlattıkları ilginç:
‘YOLLAR ONLARIN DAĞLAR BİZİM’
“Ruslar hem soğuktan, hem de karşılaştıkları şiddetli direniş yüzünden afalladılar. Durumu değerlendirmek için kardeşlerimizi görmeye geldim. Durum çok iyi. Bütün Afgan halkı işgalcileri sürüp atmak için mücadelede kararlı. Cephanemiz, silahımız az. Bu yüzden istediğimiz kadar çok insanı savaş için seferber edemiyoruz. Ruslar sadece ana kara yollarını, bir de bazı büyük şehirleri… Ha şunu da söyleyeyim. Yolların hepsi de ellerinde değil. Ancak çok sıkı güvenlik önlemleri alarak yolları kullanabiliyorlar.”
Konuşma sırasında bir direnişçi söze giriyor ve şu anlamlı lafı ediyor: “Doğrusunu isterseniz, şimdilik yollar onların, dağlar bizim.”
Komutan anlatmaya devam ediyor: “Önceleri Kâbil’deki Rus uşakları ve Rus işgalcileri, serbestçe at oynatabileceklerini sandılar. Ama beklemedikleri bir direnişle karşılaşınca, tankları, kamyonları, cipleri pusuya düşmeye başlayınca, akılları başlarına geldi. Bir ay kadar önce iki kardeşimiz, Afgan subayı kılığına girdi. Kâbil-Kandahar yolunun bir yerinde arabalarını durdurup beklemeye başladılar. Az sonra önde tanklar, arkada kamyonlar bir askeri konvoy gözüktü. Bizimkiler ellerini kaldırıp konvoyu durdurdular. Mücahitlerin ileride yolu kestiğini bunun için yan yoldan gitmeleri gerektiğini söylediler. Ruslar yan yola saptığında pusu çoktan kurulmuştu. Dar bir boğazda bekleyen mücahitler, iri kayaları aşağı yuvarlayıp hem öndeki hem de en arkadaki tankları hareketsiz bıraktılar. Bunun üzerine taşıttan inmeye kalkıştı işgalciler ile uşakları, üzerlerine cehennemi bir ateş açtık.”
AFGANLARIN SAVAŞ OYUNU
Afganlar Rus ordusuna sürekli tuzak kuruyor. Bunlardan birini de Nuri Çolakoğlu şöyle aktarıyor: “Afgan atlıları buzağının peşinde birbirine girerken o sırada yoldan geçen bir Rus konvoyu oyunu görüyor. Çok keyiflenen Ruslar, cipleri, tankları durdurup oyunu seyretmeye koyuluyorlar. Oyun hızlanıyor, buzağıyı kapan, atını Ruslara doğru sürüyor. Peşinde de diğer atlılar. Ruslar oyunu daha yakından seyredeceklerini düşünürlerken, en öndeki atlının kamçısı, kendisine en yakın Rus’un suratında patlıyor. Diğerleri de ne olduğunu anlayamadan, Afganların üstlerine atladıklarını görüyorlar. Ve göz açıp kapanıncaya kadar buşkaşi seyri Ruslara beş ölü, 15 esir ve yıkılmış iki tanka mal oldu.” (Aydınlık, 28 Şubat 1979-9 Mart 1980.)
Aydınlık daha sonraki günlerde de bölgeye muhabirlerini göndererek gelişmeleri yakından izledi. Aydınlık dün olduğu gibi bugün de Afgan halkının yanında ve ABD emperyalizminin yenilgisini aynı duygularla verdi.