21 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Polonez işçileri Ulusal Kanal’dan seslendi: Hakkımızı verin fabrikayı büyütelim

Anayasa’yı yok sayan işveren bir mesajla 120 kişiyi işten attı. Masaya oturmadı. Polisler ekmeğinin peşindeki işçilere kanunsuzca müdahale etti. Ekmek teknelerini korumaya çalışan işçiler yaşadıklarını anlattı: Hakkımızı verin, işbaşı yapalım, hep birlikte kazanalım

Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa İlker Yücel, Ulusal Kanal Ezber Bozan programında Polonez işçilerini ağırladı... Polonez işçileri neden atıldı?
A+ A-
EMEK SERVİSİ

Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa İlker Yücel, Ulusal Kanal Ezber Bozan programında Polonez işçilerini ve Tek Gıda İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Yunus Durdu’yu ağırladı. Programda konuşan Durdu, Polonez işverenlerinin Kaymakam tarafından çağrılmasına rağmen görüşmeye gelmediğini belirterek, ”Devleti yok sayıyor.” ifadelerini kullandı.

Çatalca Emniyet Müdürü’nün işçilere haksız yere müdahale edilmesini sağlayarak, bir işçinin başından yaralanmasına, bir işçisinin ise ayağının kırılmasına, birçok işçinin de gazdan etkilenmesine neden olduğu vurgulandı.

Emniyet Müdürü’nün işçilerin değil işverenin yanında olduğunu söyleyen Durdu, “Bu bize reva görülmemeli, devleti tanımıyorum diyen işverenin yanında olamazsınız. Böyle bir yetkiniz yok. Biz değil, onlar anayasaya aykırı davranıyor.” dedi. İlker Yücel ise Emniyet Müdürlüğü’ne seslenerek, “Bunlar PKK’lı, FETÖ’cü değil bizim insanımız, emekçimiz. Kendi insanına biber gazı sıkan emniyet müdürü olmaz.” diye konuştu.

Polonez işçileri Ulusal Kanal’dan seslendi: Hakkımızı verin fabrikayı büyütelim - Resim : 1

KANUNSUZ İŞÇİ ALIMI

Çatalca’da çalışan yaklaşık 360 işçinin olduğunun ve fabrikanın yüzde 77’sinin 6 yıldır Ürdünlü yabancı bir şirketin elinde olduğunun bilgisini veren Yunus Durdu, şöyle devam etti:

“Toplu iş sözleşmesine yeterli sayıya ulaşabilmek için fabrikada çalışanların yüzde 51’inin üye olması gerekiyor. Biz yüzde 80 üyeye ulaştık. İşveren, bir şekilde bilgi sızmasından dolayı sendikanın yetkisini engellemek ve sayıyı yüksek göstermek için fabrikaya gece saat saatlerinde 170 tane işçi girişi yaptı.

"Fabrikanın çalışan sayısı 530 oldu. O sırada 12 tane işçiyi de küçülmeden dolayı işten attı. Bu Bakanlığın sorumluluk alanına da giriyor. Bu hileye Bakanlığın dikkat etmesi gerekirdi. İşçinin haberi olmadan işe alıyor, sigortalı yapıyor. Bunların ücretini kim alıyor onu da bilmiyoruz. Böyle bir yapıyla karşı karşıya geldik.

YÜZ KIZARTICI SUÇ İFTİRASI

“Herhangi bir evrak vermeden işten atılan 12 arkadaşımız, KOD-46 denilen yüz kızartıcı suç ve hırsızlıktan atıldı. Arkadaşların 20 yıllık emeği gece saatlerinde mesaj atarak feshediyorlar. İşçiler damgalanıyor. İşçi arkadaşlarımız o fabrikanın önüne gittiler, herkes birbirini tanıdığı için destek oldu.

“Fabrikanın müdürünü aradım. ‘İşçinize içeride baskı yapıyorsunuz, mobbing uyguluyorsunuz. Sendika bir anayasal haktır.’ dedim. Barışçıl düzenden yanayız. Sendikalaşmanın iş yerine zarar değil, dünya pazarında daha fazla reklam yüzü olmasıyla yarar sağlar. Zaten bir numara olan Polonez sucukların daha da güzelleşmesine yol açar. Fabrika müdürü ‘Benim haberim yok, üst düzey yöneticilerimizle de konuşacağım.’ diye yanıt verdi. Dönüş yapmak yerine, 68 arkadaşımızın daha iş haklarını feshettiler.

Bugün toplam rakamımız 127.

“Biz firmanın kapatılmasından yana değiliz. Çatalcalıların ve Türkiye’nin fabrikası. Biz bunun bilincindeyiz. Üretimi yapalım, fabrikayı güçlendirelim diyoruz. Günlük 40 ton üreten bir fabrika 10 gündür, 2 ile 10 ton arası üretim yapıyor. Bu fabrikaya, markaya zarar gelmesini istemiyoruz. İki şey istiyoruz; anayasanın bize verdiği hakkı kullanmayı ve haksız yere atılan arkadaşlarımız iş başı yapmasını. Bir tane işçi atılmayacağına dair taahhüt verildiğinde o kapının önünde kimse kalmaz.”

‘BÖYLE BİR EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ OLMAZ’

Polisin ve Mehmetçiğin baş üstünde yeri olduğuna dikkat çeken İlker Yücel Çatalca Emniyet Müdürü’nün ise burada sıradışı bir olay yaptığını ifade etti. Yücel, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İstanbul Valisi Sayın Davut Gül yapıcıdır. Sorunları sessiz sedasız çözer. Sayın Gül’ün özellikle dikkatine sunuyorum. Böyle bir Emniyet Müdürü olmaz. Fabrikanın önünde işçiye gaz sıkmak olmaz.

“Güçlü Türkiye, üreten Türkiye diye nutuklar atılıyor kürsülerde. Güçlü Türkiye’yi yapacak emekçiler burada. Haksız yere işçiye müdahale ederse o zaman Çatalca Emniyet Müdürü demem. Polonez işverenin bekçiliğine mi soyunuluyor? Bugüne kadar işçiyi hedef alan hiçbir Emniyet Müdürü yerinde oturamadı. Birilerinin gözüne girmek için yapılıyorsa o da olmuyor. Böyle devam ederse emekçiler bugün iki kişi, yarın beş kişi gelir yine zaferini kazanır. Bugün Ulusal Kanal, Aydınlık; yarın bütün televizyonların gündemine girer.

"Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek de konuyu yakından takip ediyor. Sürece müdahil olacağını, emekçilerle buluşacağını açıkladı. Keyfi müdahalelerin her bakımdan hesabı sorulur. Emekçiyi bastırmaya kalkmak olayların büyümesine sebep olmaktır. Bunlar PKK’lı, FETÖ’cü değil bizim insanımız, emekçimiz. Kendi insanına biber gazı sıkan emniyet müdürü olmaz. Bu durumun peşini basın bırakmaz.”

KAVGA DEĞİL HAKKIMIZI İSTİYORUZ

Programa katılan işçilerden Seda Kurt Altın Taş, fabrikada güveni kötüye kullanılmasıyla sendika üyesi olduklarını söyledi. Taş, şunları kaydetti:

“Biz kötü bir şey yapmadığımızın bilincindeyiz. Hakkımızı istiyoruz. Çalışmak, üretmek istiyoruz. Firmamızı kötülemek veya kötü duruma düşürmek istemiyoruz. 20 yıla yakın çalışan arkadaşlarımız var. İşlerinin, emeklerinin karşılığını istiyorlar sadece. Orası bizim firmamız. Biz kazanana kadar oradayız.”

Fabrikayı birlikte büyütüp tek mesajla işten atıldıklarına dikkat çeken Emine Güner, şu vurguları yaptı:

“Ben 2009 yılından beri çalışıyorum. Bir mesajla atıldık. Bizi muhattap almıyorlar. Arkadaşlarımıza destek verdiğimiz için atıldık. Ben bu yabancı şirket gelmeden önce de çalışıyordum. Çalışma ortamımız, arkadaşlıklarımız ile birlikte güzeldi. Fabrikayı birlikte büyüttük, satışları arttırdık. Arttığı için Ürdünlü firma fabrikayı aldı. Biz firmayla birlikte büyümedik, emeğimizin karşılığını bireysel olarak alamadık. Örgütlendik.”

‘ARKADAŞLARIMIZI SAVUNMAK SUÇ OLDU’

Sendikaya üye olduktan sonra öncü olan arkadaşlarının atıldığını aktaran Saniye Taş, şu ifadeleri kullandı:

“Taşeron işçileri onların yerine aldılar. Ertesi gün gittiğimde güvenlik beni içeriye sokmadı. İşe girerken önümüze evrakların konulduğu gibi işten çıkarken de yüzümüze söyleyip iftira atmadan çıkarmalarını istedik. Bu kadar emeğin karşılığı bir mesaj olmamalıydı. Polis müdahalesinin olduğu akşam ben de oradaydım. İmeceyle bir şeyler yiyorduk. Bir anda çevik kuvvetler geldi, neye uğradığımızı şaşırdık. Herhangi bir uyarı olmadan doğrudan yüzümüze biber gazı sıktılar.”

Daha iyi şartlarda çalışmak istediklerini belirten Onur Bayar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bayramda herkes 9 gün tatil yaparken biz 2 veya 3 gün yaptık. İşimizi hiçbir zaman terketmedik. Asgari ücretle çalışıyoruz, yetmiyor. Sendikaya gitmeden önce biz işverenlere bunları belirttik. ‘Biz de kazanamıyoruz.’ dediler. Fakat sendikalı olunca yüzde 25 zam ve ikramiye teklif ettiler. Kazanamıyorlarsa bunları nasıl teklif ettikler? Gece vardiyası çalışıyoruz ama gözükmüyor. Herkes tek gündüz vardiyasında gözüküyor. Daha iyi şartlarda çalışmak istedik.”

‘TÜRK POLİSİ YASA TANIMAYANIN YANINDA OLAMAZ’

Vatan Partisi İşçi Sendika Bürosu Marmara Bölgesi Başkanı Mevlüt Usta, Çatalca'da bulunan Polonez Sucukları Fabrikası'nda yasal haklarını kullanarak, Tek Gıda-İş Sendikası'nda örgütlenmeye çalışan işçilere polisin saldırması üzerine bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasında, şu ifadeler kullanıldı:

“2021 yılında Ürdünlü bir firmanın satın aldığı, Polonez Sucukları Fabrikası adıyla bilinen Trakya Et ve Süt Sanayi Ticaret A.Ş'de çalışan işçiler, anayasadan kaynaklanan haklarını kullanarak Tek Gıda-İş Sendikası'nda örgütlenmeye başladılar. Sendikalı işçi sayısının yüzde 80'leri bulduğu fabrikada işveren durumu kabul ederek sözleşmeye oturacağına, türlü hilelere başvurarak sendikanın fabrikaya girmesini engellemeye çalışmış, ilk başta 13 işçiyi daha sonra onları destekleyen 100 işçiyi kanunsuzca işten atmıştır.

“İşçiler fabrika önünde, işverenin yasaları hiçe sayan bu tavrına karşı mücadeleye başladılar. Bunun üzerine 27 Temmuz 2024 Cumartesi günü polis işçiler üzerine saldırdı. Cop ve biber gazı kullanılan saldırıda, Tek Gıda-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Yunus Durdu ile beraber 6 işçi yaralandı. Yaralılar hastaneye kaldırdı.

“Yabancı bir firmanın ülkemizde yasalarımızı hiçe sayan tavrına rağmen; polisimizin, yasal haklarını kullanan işçilerimize saldırması kabul edilemez. Türk Polisi yasal haklarından kaynaklı işçilerin sendikalaşma hakkını engelleyen, yasaları çiğneyen işverenden yana olamaz.

“Çalışma bakanlığını acil göreve çağırıyoruz; işçilerin yasal haklarına sahip çıkılmasına sağlanmalıdır. Vatan Partisi olarak işçilerimiz işlerine tekrar geri alınarak, sendikal haklarına saygı gösterilinceye kadar takipçisi olacağız.”

Polonez Ulusal Kanal Mustafa İlker Yücel Doğu Perinçek Tekgıda-İş Sendikası