Aydınlık Vladivostok’ta Doğu Ekonomi Forumu’ndaydı: Pasifik'ten yükselen fırsatlar

Rusya’nın en doğusunda bulunan Vladivostok şehrinde her sene düzenlenen ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve bölge ülkeleri liderlerinin düzenli olarak katıldığı Doğu Ekonomi Forumu, 10-13 Eylül tarihleri arasında yapıldı

VATAN PARTİSİ, TÜRKİYE’DEN TEK KATILIMCI

Foruma Türkiye’den Vatan Partisi adına Rusya temsilcisi Dr. Mehmet Perinçek katıldı. Perinçek, Forum sırasında birçok temaslarda bulundu, Rus ve yabancı basın mensuplarına röportajlar verdi.

VLADİVOSTOK’UN İSTANBUL’LA ORTAK NOKTALARI

Vladivostok, Moskova’dan uçakla yaklaşık 9 saat. Moskova’yla arasında 7 saat dilimi fark var.

Vladivostok’un kelime anlamı, Doğu’nun hâkimi/sahibi. Kentin “Bosfor” denilen bir boğazı, “Altın Boynuz” isimli bir de körfezi var. Üstündeki köprüleri de şehrin tepeleri de İstanbul’la büyük benzerlikler taşıyor. Şehrin bağlı bulunduğu Primorye bölgesinin Çin ve Kuzey Kore’yle kara sınırı mevcut. Japonya ise tam karşısında yer alıyor. Trafikteki arabaların büyük çoğunluğu Japonya’dan. Dolayısıyla direksiyonları sağda. Forum haricinde de Çin ve Koreli turist sayısı oldukça fazla. Her yerde Çince ve Korece tabelalara ve menülere rastlamak mümkün.

KATILIMDA ÇİN BİRİNCİ SIRADA

Forum, düzenlenmeye başladığından beri 2012 Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) zirvesi için inşa edilen Uzak Doğu Federal Üniversitesi kampüsünde gerçekleşiyor. Bu sene 68 yabancı ülkeden sırasıyla en kalabalık katılan heyetler şunlar oldu: Çin, Myanmar, Moğolistan, Hindistan.

BATI’NIN BAŞVURDUĞU EĞİTİM HİLESİ

Açılış gününün dikkat çeken en önemli etkinliği, “Doğu’da Sömürgecilik ve Günümüz Dünyasına Etkileri” başlıklı konferans oldu. Etkinliğe Rus Dış İstihbarat Servisi’nin (SVR) başı ve Rusya Tarih Kurumu Başkanı Sergey Narışkin ve Rus Bilim ve Yükseköğrenim Bakanı Yardımcısı Konstantin Mogilevskiy’in yanı sıra Myanmar Sanayi Bakanı Charlie Than, Rusya Şarkiyat Enstitüsü Müdürü Vitaliy Naumkin, Uzak Doğu Federal Üniversitesi Rektörü Boris Korobets gibi isimler katıldı.

Narışkin, açılış konuşmasında Batı’nın dünya üniversiteleri sıralamalarını yaparken hileye başvurduğunu, Asya ve Afrika ülkelerinden beyin göçünü kışkırttığını ve bu ülkelerdeki milli eğitimin gelişimini baltaladığını vurguladı. Rus devlet adamı, bununla birlikte konuşmasında Komünist Enternasyonal ve SSCB’nin Doğu halklarının kurtuluş mücadelesinde oynadığı rolün üstünde de durdu.

SÖMÜRGECİLİĞİN BUGÜNE KALAN MİRASI

Myanmarlı bakan ise kendi ülkesinin pratiğinden hareketle İngilizlerin kültür emperyalizmine dikkat çekti ve Londra’nın Myanmar’ın eğitim sistemini nasıl kendi çıkarları doğrultusunda düzenlediğini, ona göre teknik eleman ve bürokrat yetiştirdiğini anlattı. Sömürgecilik en fazla iş gücünün kalitesine zarar vermişti.
Konferansta yapılan diğer konuşmalarda da emperyalizmin “böl ve yönet” politikasına, etnik grupları kullanma yöntemlerine, sömürgecilik karşıtı bağımsızlık hareketlerinin gelişim süreçlerine ve günümüzün çok kutuplu dünyasına yer verildi.

Forumda “Sömürgecilik ve Asya Ülkelerinde Bağımsızlık Mücadelesi” başlıklı bir sergi de açıldı. Sergide sömürgeciliğin ve kurtuluş mücadelelerinin sanata yansıması ve Vietnam, Filipinler, Hindistan, Endonezya, Kamboçya, Kore gibi farklı ülkelerdeki siyasal kronolojisi ortaya kondu.

ALTERNATİF PARA VE FİNANS SİSTEMLERİ

Forumun önemli diğer gündem maddelerinden bir tanesi de Avrasya coğrafyasında alternatif uluslararası para ve finans sistemlerinin yaratılmasıydı. Rus, Çinli ve Myanmarlı üst düzey yetkililer ve uzmanlar, Batı’dan pompalanan, “dolara alternatif yeni para biriminin mümkün olmadığı” propagandasına dikkat çektiler ve bu konuda iyimser olduklarını dile getirdiler. Bu çerçevede somut önerilerin de tartışıldığı oturumda, şuana kadar atılmış adımlar da sıralandı.

YAPTIRIMLARIN DOĞURDUĞU FIRSATLAR

“Kalkınma İçin Fırsat Olarak Yaptırımlar” başlıklı oturumda ise Batı’nın tek taraflı yaptırımlarına Rus ekonomisinin uyum sağlayarak nasıl büyüme açısından önemli bir potansiyel elde ettiği ele alındı. Milli üretimin artırılması için alınan tedbirler ve Asya, Afrika ve Güney Amerika ülkeleriyle ekonomik ilişkilerin geliştirilmesiyle yaptırım baskısının etkisinin terse çevrildiği ortaya kondu. Konuşmacılar, yaptırımların yerli üreticilere sunduğu fırsatları, hükümetin destek ve teşvik politikalarını masaya yatırdı.

YENİ EKONOMİK MODEL

Doğu Ekonomi Forumu’ndaki bir başka oturum başlığı da “Dünyanın Yeni Siyasal-Ekonomik Modeli”ydi. Konuşmacılar, pandemi ve Rusya’nın özel operasyonu sonrası yeni bir dünya resminin ortaya çıktığı konusunda hemfikirdi. Çok kutupluluğa ve ağırlığın Atlantik’ten Pasifik ve Avrasya’ya kaydığı gerçeğine dikkat çekildi.

STALİN’İN EKONOMİ MODELİ BUGÜNE ÖRNEK

Rusya’nın eski Uzak Doğu Kalkınma Bakanı Aleksandr Galuşka’nın moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda ise Stalin dönemi ekonomi ve para politikalarının elde ettiği başarılar üzerinden bugüne çıkarılması gereken dersler tartışıldı. Oturumda Galuşka’nın Kaynak Yayınları tarafından da yayınlanacak olan “Kristal Büyüme” başlıklı kitabında ele aldığı 1920-30’ların kalkınma modelinin bugüne nasıl uyarlanabileceğine dair fikirler oturumun eksenini oluşturdu.

Forumda özellikle eğitim alanına dönük oturumların yoğunluğu da dikkat çekti.

ŞAHİN GÜNÜ

Forumda sadece siyasal, ekonomik ve jeopolitik konular ele alınmadı. Bununla birlikte çevrebilim de ön plana çıktı. Örneğin forum sırasında Şahin Günü kutlandı. Doğada yaşayan şahin cinslerinin korunmasına yönelik bir dizi etkinlik yapıldı.

TÜRK İŞ DÜNYASI İÇİN FIRSATLAR

Doğu Ekonomi Forumu, dünya ekonomisinin merkezinin Pasifik’e kaydığını bir kez daha ortaya koyarken, Batı’nın uyguladığı tek taraflı yaptırımlarla aslında kendini yalıttığını yeniden gözler önüne serdi. Diğer taraftan Doğu Ekonomi Forumu, Rus Uzak Doğu’sunun Türk iş dünyası açısından da önemli fırsatları barındırdığını tekrardan bizlere hatırlattı.