68 hareketinin getirdiği kaya

Vatan Partisi Aydın İl Yönetim Kurulu Üyesi ve 55 yıllık Aydınlıkçı Abdurrahman Taşçı, 29 Mayıs günü Aydın’da geçirdiği beyin kanaması sonucu hayatını kaybetti. Taşçı için ilk tören bugün Aydın Adnan Menderes Mahallesi’ndeki evinin önünde, saat 11.30’da... Törenin ardından Taşçı'nın naaşı Isparta Senirkent’e gönderilecek. 1 Haziran günü Senirkent Kıbrıs Camisi’nde öğlen namazından sonra kılınacak cenaze törenin ardından Taşçı'yı uğurlayacağız.

KENDİNİ PARTİ’YE ADADI

7 Nisan 1947 tarihinde Erzurum’da doğan Taşçı, ilk ve lise eğitiminden sonra üniversite eğitimi için Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’ne girdi. Burada eğitimini tamamlayamadan 68 gençlik hareketine katıldı, Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisinde mücadele etmeye başladı. 12 Mart 1971 darbesi sonrası arananlar listesinde olduğu için Aydın Söke Beşparmak Dağlarında görev yaptı. Ayrıca Adana bölgesinde de çalıştı. 12 Eylül 1980 darbesi sonrası da partiyle bağını koparmayan Taşçı’nın evi, örgüt toplantılarının yapıldığı yer oldu. Türkiye İşçi Köylü Partisi ve Sosyalist Parti kurucu kadrosunda yer aldı. Uzun yıllar İşçi/ Vatan Partisi MKK, İstanbul il ve Eyüp ilçe yöneticiliği yaptı. 2009 yılından bu yana da Aydın il yöneticisi olarak çalışıyordu. Taşçı evli ve biri erkek, ikisi kız; üç çocuk babasıydı.

Mücadele arkadaşları Abdurrahman Taşçı’yı Aydınlık’a anlattı...

KIZ İSTEMEDE ENÇ AMCA OĞLU OLDU

Vatan Partisi Merkez Disiplin Kurulu üyesi Ercan Enç: “12 Mart sonrası arananlar listesinde ismim de vardı. Söke’de iken Kızıldere katliamı oldu. Benim ismim ölenler arasında geçti. Gazeteler öldüğümü fotoğraflarla yayımladı. Bu durumda Söke Afşar Köyü ile Beşparmak dağları arasında saklanmak zorunda kaldım. Köylüler de beni bir süre sonra tanıdı. Sonra bir yolunu bulup Ankara’ya geçtim. O günlerde Taşçı, Söke’de şehir çalışması içindeydi. Ben dağda Daşar Karadağ ile beraberdim. Sonra yakalandık. DGM yargılamaları ve Mamak’ta yattık. 1974 affıyla çıktıktan sonra bu sefer Aydınlık matbaası basıldı. Aranır duruma düştük. Osmaniye- İskenderun- Adana bölgesinde kaçak olarak çalışmaya başladım. Parti ile aramdaki irtibatı burada Abdurrahman Taşçı sağlıyordu. Burada yakından tanıdım. 26-30 Ağustos 1975 İskenderun-Adana-İncirlik Bağımsızlık Yürüyüşü düzenlendi. Ben de oradaydım. Bu yürüyüşü Taşçı tertipledi. Bu pek bilinmez. Birlikte çok anımız oldu. Onun evlenmesinde ‘amcasının oğlu’ olarak kız istemeye gittim. Çok hoş sıkıntılar yaşadık ve sonunda çözdük. Taşçı da evlendi. Esprili, şakacı, güler yüzlü bir arkadaşımızdı.”

EVİ HERKESE AÇIKTI

Vatan Partisi Genel Başkan Başdanışmanı Daşar Karadağ: “Abdurrahman Taşçı, 68 dalgasının Aydınlık Hareketinin önüne özene bezene bıraktığı bir kaya parçası idi. ‘Yel kayadan ne alır’ misali sağlam duranlardandı. 68 Gençlik Hareketi Ankara’da Dil Tarih’te başlamış, çatışmalı ortamda solcular Fakülteye epeyce mücadele verdikten sonra hakim olabilmişlerdi. Abdurrahman Taşçı o mücadele içinde devrimci oldu.

“Erzurumlu idi. Yüz hatları sertti, ilk bakışta soğuk, mesafeli bir görünümü vardı. Ancak, ısındıkça o sert hatlar yerini kolay kahkaha atan, neşeli bir ifadeye bırakırdı. Yüz hatları kavgacı, dik başlı bir kişi izlenimi yaratırdı ama Apo’nun kimse ile gerginlik yarattığını, herhangi bir arkadaşına karşı, bırakalım kötü bir davranışı, sesini bile yükselttiğini hatırlamıyorum.

“Az konuşur, çoğunlukla dinler, kimseye tepeden bakmaz, küçük iş-büyük iş ayrımı yapmaz, verilen görevleri sessizce yerine getirirdi. Devrimci terminoloji ile ‘görev adamlarındandı.’

Abdurrahman yedi ateşten geçenlerdendi. Parti’deki ideolojik çatışmalarda yalpalamadı. İstikrarlı yürüyüşü sağduyusunun güçlü oluşundan kaynaklanıyordu bence. 12 Eylül sonrası Gün Zileli partiyi tasfiye etmek istedi. Bu tartışmaların yapıldığı günlerde ilk Merkez Komite toplantımız onun Fatih’teki evinde yapıldı. Evi herkese açıktı. 1982 Dünya Kupası maçlarını onun evinde izlerdik. Kahkahalar sokağa taşardı… Ceyhan’da düğününde bulundum. Eşyasını İstanbul’a ben yükledim. Örgütlenme ustasıydı.

“İnsanları tanır, onlara not verirdi. Devrimci mücadele içinde öncünün yanı sıra az sayıda arkadan gelen, arkada kalan, kimi zaman ayağını sürüyen arkadaşlar da vardır. Yürüyüş kolunun ortasında kalan, bir büyük kesim de vardır. Uygun adım yürüyen, ne yaptığını bilen, cefakâr, fedakâr bir kesim… Abdurrahman onlardandı.

“Dil-Tarih öğrenciliği 12 Mart’ta sonlandı, Fakülteyi bitiremedi geçimini sağlamak için muhasebeciliğe başladı. Alaylı mı, mektepli mi, bilmiyorum. Hesabı kitabı ne kadar kuvvetliydi, bilemiyorum. Ama hayatının geri kalan yıllarını hesap kitap işi ile geçirmesinin nedeni, o işi ayakta durmanın, hayatta kalmanın, Parti için, dava için çalışmanın bir aracı olarak görmesindendi.

Giderek Aydın’a yerleşti. Sık sık haberleşemiyorduk ama Apo’nun hayatta olduğunu, davayı her hal ve şartta bir ucundan mutlaka tuttuğunu bilmek yetiyordu. Sonunda ölüm haberi geldi bir anda…”

GÜLER YÜZLÜ DEVRİMCİ

Vatan Partisi Aydın İl Başkanı Doğan Özkan: “Birlikte çalışmaktan gurur duyduğum, tecrübesiyle bizlere yol gösteren Abdurrahman Ağabey mücadelemizde yaşamaya devam edecek… Ankara’dan Beşparmak Dağları’na, Beşparmak Dağları’ndan İstanbul’a ve en sonunda Aydın’a uzanan mücadelesine, azmine, sarsılmaz tavrına layık olmaya çalışacağız.”

ÇELİK İRADE

Vatan Partisi Üsküdar İlçe Başkanı İsmet Öğütücü: “Ulu çınarımızın derindeki köklerinden, Türkiye İşçi Köylü Partisi (TİKP), Sosyalist Parti (SP), İşçi Partisi (İP) ve Vatan Partisi'nin (VP) emektar öncülerinden, 45 yıldır tanıdığım değerli arkadaşım, yoldaşım, sevgili Abdurrahman Taşçı'yı kaybetmenin üzüntüsü içerisindeyiz. İdeolojik tartışma ve ayrışmalarda çelik gibi bir iradeyle Partinin yanında yer alan, sözünü esirgemeyen, rotasını şaşırmayan bir devrimciyi kaybettik. Seni yakından tanıyanların çok iyi bildiği şen kahkahaların kulaklarımızda, hayatın ve mücadelen bilincimizde yaşıyor, yaşayacak. Tartışmalarda sert, mücadele içinde mert, arkadaşlıkta cömert arkadaşım güle güle.”

KIYASIYA DÖVÜŞÜR OMUZ OMUZA YÜRÜR

Vatan Partisi İstanbul İl Yöneticisi Mevlüt Usta: “Abdurrahman Taşçı'yı, tanıyalı 30 yıldan fazla olmuş, 10 yıla yakın İstanbul'da aynı yönetimde birlikte çalıştık. Her şeyi ciddiye alır, sert eleştirir. Kıyasıya dövüşür. Toplantı biter, yoluna hiçbir şey olmamış gibi omuz omuza yürürsünüz. Her şakayı kaldırır, sert görünümünün altında, yumuşak bir ruhu, kahkahalarla gülen çocuk neşesi vardır. Duygusaldır, yaşanan olumsuzluklar onu çok etkiler. Mücadelede çelik gibi serttir. Parti disiplini dışına çıkanlara karşı tavizsizdir. Partinin kuruluşunda önemli görevler yapmış, aynı heyecan ve kararlılıkla son nefesine kadar bayrağı hiç elinden düşürmeden taşımıştır.”