AYM'den Kovid-19 dönemi kararı
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Kovid-19 salgını sırasında uygulanan sokağa çıkma yasağına uymadığı için idari para cezası verilen kişi için hak ihlali kararı verdi.
M.K. isimli kişi 10 Mayıs 2020 günü saat 10.45 sıralarında aracıyla seyir halinde iken İstanbul'un Çamlıca Gişeler mevkiinde kolluk görevlileri tarafından durduruldu. M.K'ye sokağa çıkma yasağını ihlal ettiği gerekçesi ile 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 282. maddesi uyarınca 3 bin 180 TL idari para cezası uygulandı. İdari para cezasına dair tutanağın "Kabahat Filli" başlıklı kısmında, "1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu (282. Madde) Ayrıca Kovid-19 salgını tedbirleri kapsamında yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgeleri sokağa çıkma yasağı ihlali" şeklinde ifadelere yer verildi.
M.K. idari para cezası yaptırımına karşı İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hakimliğine başvurdu. Hakimlik idari yaptırım kararına yapılan başvuruyu 7 Ekim 2020 tarihli kararı ile reddetti. M.K'nin avukatı itiraz dilekçesi ile idari para cezası yaptırımına karşı başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü gerekçeleri tekrar ederek müvekkiline uygulanan idari yaptırım kararının suçta ve cezada kanunilik ilkesine aykırı olduğunu beyan ederek itirazın kabulü ile idari para cezasının iptalini talep etti. Söz konusu itiraz, İstanbul Anadolu 9. Sulh Ceza Hakimliğinin 26 Ekim 2020 tarihli kararıyla kesin olarak reddedildi. M.K. da bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiğine oy çokluğuyla karar verdi.
KARARIN GEREKÇESİ
Anayasa Mahkemesi kararında, şunlar yer aldı: “Başvurucunun eyleminin 1593 sayılı Kanun'un 282. maddesi hükmünde düzenlenen 'bu Kanunda yazılı olan yasaklara aykırı hareket etmek veya zorunluluklara uymamak' kapsamında yer aldığı kabul edilmiştir. Somut olaya uygulanan kuralın işaret ettiği (1593 sayılı Kanun'da yazılı) yasak veya zorunluklara temas etmemesine rağmen başvuruya konu eylem öngörülmesi mümkün olmayan bir yorum ile kural kapsamına dâhil edilerek ayrı bir kabahat ihdas edilmiştir. Bu şekilde bir cezalandırmada bireylerin hukuki yardım almak suretiyle dahi hangi eylem ve kusurların kendilerine atfedilebileceğini, suçlu duruma düşebileceklerini bilebilmeleri mümkün değildir. Kamu makamlarının söz konusu yorumunun anılan hükmün amacını aşan ve öngörülemez bir yorum olduğu sonucuna ulaşılmıştır.”