Ayrılıkçı Doğu Türkistan derneği terör örgütü propagandası yaptı
Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği, Türk devleti ve Birleşmiş Milletler tarafından terör örgütü olarak tanınan Türkistan İslam Partisi’nin El Kaide ve DEAŞ'la bağını gizlemeye çalıştı. Türkistan İslam Partisi, 27 Mayıs 2020’de İdlib'de Mehmetçiğe saldırmıştı
Başkanlığını Hidayet Oğuzhan'ın yürüttüğü İstanbul merkezli Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği, internet sitesinden "Uygur Türkleri Suriye’de Esed’e karşı savaşıyor" başlıklı bir makale yayınladı. Dernek, Türk devleti ve Birleşmiş Milletler tarafından terör örgütü olarak tanınan Türkistan İslam Partisi (TİP)’nin propagandasını yaptı. Makalede, TİP’in Suriye sorumlusu İbrahim Mansur’un sözleri yer aldı. Mansur’un ağzından TİP’in, El Kaide ve DEAŞ’la bağı gizlenmeye çalışılarak şu ifadelere yer verildi:
“1988’de kurulan TİP’in kadrolarının 1997’de Afganistan’a sığındığını anlatan Mansur, El Kaide terör örgütü ile bağlantıları olmadığını savunuyor. 2012’den bu yana silahlı militanlarını Suriye’ye gönderdiğini ifade eden İbrahim Mansur, Esed yönetimine karşı muhaliflerle dayanışma içinde olduklarını, IŞİD’e karşı da mücadele ettiklerini vurguluyor.”
‘ESED’LE SAVAŞIRKEN ÇİN İLE DE SAVAŞMIŞ OLUYORUZ’
“Mansur, Suriye’de savaşan diğer gruplarla herhangi bir sorun ya da sürtüşme yaşamadıklarını söylüyor. TİP Suriye Sorumlusu Mansur, muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve İslami Cephe ile koordinasyon içerisinde olduklarını ancak müstakil olarak hareket ettiklerini sözlerine ekliyor. Mansur sözlerine şöyle devam ediyor: Aynı zamanda Esed yönetimiyle savaşırken o’nun baş destekçilerinden Çin ile de savaşmış oluyoruz.”
TİP, İDLİB’DE TÜRK ASKERİNİ ŞEHİT ETMİŞTİ
TİP, ABD istihbarat örgütü CIA'nın desteğiyle Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nin Çin'den koparılmasını sağlamak için kuruldu. Bu amaçla her türlü terör faaliyetine başvuran ayrılıkçı radikâl cihatçı örgüt, Çin'de bomba yüklü kamyonla halkın arasına dalıp patlatmak gibi çok sayıda terör faaliyeti düzenledi. Daha sonra ABD eliyle Çin sınırında Türk devletlerinin ortasındaki Fergana Vadisi’ne ve Afganistan'a, oradan da Suriye'ye taşındı. ABD'nin Arap Baharı planı kapsamında Suriye’de olayların başlamasından sonra cihatçı koalisyonda yer aldı. İdlib'in güneyinde ve merkezinde, Lazkiye'nin doğusunda silahlı faaliyetlerini sürdürdü.
TİP, 27 Mayıs 2020 tarihinde İdlib'de devriye görevi yürüten Türk Silahlı Kuvvetleri konvoyuna saldırı düzenledi. Saldırı sonucu piyade teğmen Canbert Tatar şehit oldu.
ERDOĞAN VE ÇAVUŞOĞLU’NDAN ‘TERÖR ÖRGÜTÜ’ AÇIKLAMASI
Türkiye için PKK neyi temsil ediyorsa, Çin için de Türkistan İslam Partisi onu temsil ediyor. Nitekim TİP, Çin’de halkı hedef alan çok sayıda terör faaliyetinde bulundu. Örgüt, Birleşik Arap Emirlikleri, Çin, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya, Suriye ve Türkiye tarafından terör örgütü ilan edildi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 2015 yılında Çin’e yaptığı ziyarette TİP’i uzun zamandır terör örgütü olarak kabul ettiğini belirtmişti. 2017 yılında ise dönemin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Çinli mevkidaşı Wang Yi ile ortak düzenlenen toplantıda Türkiye’nin TİP’i resmen terör örgütü olarak tanıdığını açıklamıştı. ABD Hükûmeti 2002'de terör örgütü olarak tanıdığı örgütlerin listesine Türkistan İslâm Partisi'ni ekledi, fakat Ekim 2020'de TİP'i bu listeden çıkarttı.
CIA'NIN VERDİĞİ GÖREV: İPEK YOLU'NU SABOTE ETMEK
Aydınlık, 24 Aralık 2020'de TİP'in amacını ve faaliyetlerini, El Kaide ve DEAŞ'la bağını ayrıntısıyla anlatan haber yayınladı. “CIA'nın Türkistan İslam Partisi'ne verdiği görev: İpek Yolu'nu sabote etmek” başlıklı haberde terör örgütü TİP’le ilgili şu bilgilere yer verilmişti:
“CIA, Türkistan İslam Partisi terör örgütünü, Türkiye'nin ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri'nin kalkınma ve ekonomisinde çağ atlatacak projeleri aşama aşama hayata geçiren Kuşak ve Yol Girişimi'ni sabote etmek için kullanmayı amaçlıyor.
Birleşmiş Milletler (BM) terör örgütleri listesinde yer alan Türkistan İslam Partisi, Suriye Ordusu’nun terör örgütlerine yönelik etkin temizlik harekâtı üzerine yeni bir göreve, yeni bir bölgeye yönlendiriliyor. Türkistan İslam Partisi Türkiye Teşkilatı'nın Doğu Türkistan Bülteni isimli sitesinde yayımlanan bir yazıya göre ABD, IŞİD ile Türkistan İslam Partisi teröristlerini, Afganistan-Çin sınırındaki Bedahşan’da bulunan 60 kilometrelik Fergana Vadisi'ne (Wakhan Koridoru) taşımaya başladı.
Türkistan İslam Partisi, Mike Pompeo'nun kararıyla 20 Ekim 2020'de terör listesinden çıkarılmıştı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, kararı “Doğu Türkistan İslam Partisi'nin var olmaya devam ettiğine dair güvenilir bir kanıt olmadığı” gerekçesine dayandırdı. Türkistan İslam Partisi'nin yayınladığı açıklamada ise terör listesinden çıkarılmalarının, bölgede Çin'e karşı yürütülen mücadelenin ‘insani bir gereklilik’ olduğunu ortaya koyduğu ileri sürüldü.
ABD TEMELLERİ 2015’TE ATTI
Türkistan İslam Partisi teröristlerini Fergana Vadisi'ne yerleştirme planının temelleri, 2015 yılında atıldı. Operasyon Türkistan İslam Partisi'nin sözde Afganistan şube emiri Abdulhak Lamolla ile sözde Suriye genel emiri Ebu Ömer Türkistani tarafından yürütülüyor. Bu iki ismin, Türkistan İslam Partisi teröristlerinin bir bölümünü, Suriye'ye karşı kullanmak üzere o dönem IŞİD'e götürdükleri belirtiliyor. ABD’nin altyapısı kullanılarak Türkmendağı üzerinden Suriye'ye götürülen teröristler, şimdi Çin'e karşı kullanılmak üzere Fergana Vadisi'ne taşınıyor.
Abdulhak Lamolla ve İbrahim Mansur ile ABD arasında, Doğu Türkistan’ın yeraltı kaynaklarının 50 yıllığına Amerika’ya verilmesi için anlaşma yapıldığı ifade ediliyor.
REİNA SALDIRISINI DÜZENLEDİLER
Her türlü faaliyeti ABD tarafından planlanan ve fonlanan sözde ‘Doğu Türkistan’ davasının savunucuları Çin'deki kanlı eylemlerinin yanı sıra Orta Asya Türk Cumhuriyetleri'nde de terör eylemleri düzenliyor. Daha önce Doğu Türkistan İslami Hareketi adını kullanan örgüt, Özbekistan İslam Hareketi ile birlikte aynı selefi/radikal sözde İslam akidelerini savunuyor. CIA'nın Çin'e, Rusya'ya ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri'nde yönetimlere karşı oluşturduğu terörist havuzunda toplananların 1990'lı yıllardan itibaren ilk eğitim sahası Afganistan'dı. 1990'lı yılların ortalarından sonra bölgede terör ve tedhiş eylemleri gerçekleştiren bu unsurların bir kısmı, 2011 yılından itibaren CIA'nın yönetiminde Türkiye'ye ve Türkiye üzerinden Suriye'ye taşındı. Orta Asya'daki çeşitli ülkeler ile Türkiye, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri başta olmak üzere birçok ülke arasında mekik dokuyan terörist unsurlar, 2017 yılbaşındaki Reina eylemi gibi hem Türkiye'de hem de Kırgızistan, Özbekistan gibi ülkelerde çeşitli terör eylemleri düzenledi.
Suriye'de terörist eğitiminden geçirilen, Türkiye'de ise sözde insan hakları eylemcisi olarak sahneye çıkan çeşitli unsurlar, sözde Doğu Türkistan davasını savunan Türkiye'de kurulu bazı yasal derneklerle de işbirliği içinde faaliyet gösteriyor. CIA'nın Orta Asya'daki terörist havuzunda topladığı elemanlardan oluşan Türkistan İslam Partisi adı altında faaliyet gösteren örgütün önüne CIA'nın koyduğu esas görev, başta Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri olmak üzere gelişen dünya ülkeleri için yeni bir çağı başlatmış olan Kuşak ve Yol Girişimi'ni sabote etmek. 21. yüzyılın İpek Yolu olarak adlandırılan bu girişim kapsamında, Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri arasındaki işbirlikleri geliştiriliyor ve bu ülkelerin ortak kalkınmasında çığır açıcı gelişmeler için devasa projeler hayata geçiriliyor.
CİSR-EL SUGUR BOŞALTILDI
Türkistan İslam Partisi için simge yerlerden olan İdlib'in güneyindeki Cisr-el Sugur'un da yakın bir dönemde boşaltıldığı öğrenildi. Burada büyük bir karargâhları buluna Türkistan İslam Partisi Suriye Merkezi, tüm ekipmanlarını alarak bölgeden ayrıldı. Buradaki militanların bir kısmının Fergana Vadisi'ne geçmeye razı olduğu, bir kısmının ise Heyet-i Tahrir Şam (HTŞ) bünyesinde Suriye'de kalmaya devam edeceği öğrenildi.
Türkistan İslam Partisi'nin bölgedeki varlığının bitirilmesiyle birlikte ABD'nin Huraseddin gibi radikal örgütlerin üzerine gideceği, bunun yanında HTŞ'yi de radikallerle mücadele eden ılımlı bir muhalif örgüte dönüştüreceği tahmin ediliyor. HTŞ son dönemde bölgedeki radikal örgütlere yönelik operasyonlar düzenlemeye başlamıştı.
‘ABD'YE DEĞİL ÇİN'E DÜŞMANIZ’
Örgüt lideri Ebu Ömer Türkistani'nin görev yerinin de ‘Wakhan Koridoru Planı’ çerçevesinde değiştirildiği öğrenildi. Türkistani, Al Monitor'e 15 Kasım 2020’de verdiği bir demeçte ABD’ye düşman olmadıklarını şu sözlerle vurguladı: ‘ABD'ye Batı'ya değil, bize siyasi haklar vermeyi reddeden Çin'e düşmanız. Suriye halkını katletmek için Afganistan, Irak ve Lübnan'dan Şii milisleri getiren Esad rejimine karşı kardeşlerimize destek olmak için buraya gelmiştik. Suriyelilerin bizden ayrılmamızı istemesi durumunda mutlaka yapacağız. Bizim için önemli olan Suriyeli kardeşlerimizin Esad rejiminden ayrılma talebinin yerine getirilmesi.’”