Ayrılıkçı vakfın başkanı tacizciyi böyle kolladı
Silivri'de Uygur İlim Marifet Vakfı’na bağlı Oku Uygur Bilig Yurdu’nda görevli A.K.’nin, yedi kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla yargılanmasına başlandı. Mağdur aileleri, vakıf yöneticilerinin suçluyu koruduğunu belirterek onların da yargılanmasını istedi
Silivri Selimpaşa'da bulunan Uygur İlim Marifet Vakfı’na bağlı Oku Uygur Bilig Yurdunda görevli Ahmet Kadeer'in yaşları 6 ile 13 arasında değişen yedi Uygur kız çocuğuna cinsel istismarına yönelik davanın ilk duruşması Silivri 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Baskı ve tehditler nedeniyle mağdur ailelerden Abdulehet Emin ve 3 kızı yurt dışına kaçtığı için dosyaları ayrılmış bulunuyor. Emin'in kızlarından ikisinin cinsel istismara , 7 yaşındaki kızının ise nitelikli cinsel istismara (tecavüz) uğradığı belirtiliyor.
Sanık Kadeer, duruşmada Uygur İlim Marifet Vakfı yöneticilerinin kendisine "En az 8 yıl yersin. O yüzden buradan kaç." dediğini ve bunun üzerine kaçtığını itiraf etti.
Mağdur ailelerinden Abdülhekim Gazi de yurdun bağlı olduğu Vakfın yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunduklarını belirterek, “Vakıf yöneticileri Habibullah Küseni ve Abdurrahim Teşna, ‘Sanık hakkında şikayetçi olmayın’ dediler, sanığı kaçırdılar. Sanığı ben yakalayıp jandarmaya teslim ettim. Vakıf yöneticileri bizi tehdit etti. Haklarında suç duyurusunda bulunduk.” dedi.
Ailelerin avukatı, Uygur Vakfı yöneticilerinin sanığı koruyup kolladıkları için onlar hakkında yaptıkları suç duyurusunun da davayla birleştirilmesini talep etti.
AİLE BAKANLIĞI VE İSTANBUL BAROSU MÜDAHİL
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Aydınlık'a davaya müdahil olacağını bildirmişti. Duruşmada Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı ile İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi avukatı da hazır bulunarak davaya müdahil oldular. Ayrıca, Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği'nden (UCİM) çok sayıda avukat da duruşmaya katılarak müdahillik başvurusunda bulundu.
VAKIF YÖNETİCİLERİ DURUŞMAYA GÖZCÜ GÖNDERDİ
Aileler, dava başlamadan adliye koridorlarında, sonrasında duruşma salonunda bulunan Mikail adında bir şahsın Uygur İlim Marifet Vakfı yöneticileri tarafından gözcülük yapması ve bilgi toplaması amacıyla gönderildiğini belirtti. Mağdur ailelerin avukatı, duruşma başında bu şahsın mahkeme salonundan çıkartılması talep etti.
SANIK ÖNCEKİ İFADELERİNİ İNKAR ETTİ
Hakim, duruşmada tutuklu sanık Kadeer'e nitelikli cinsel istismar olayını sordu. Sanık, suçu ve savcılıkta daha önce verdiği ifadelerini inkâr etti. Hâkimin okuduğu suçlamalar kan donduracak içerikteydi. Sanık, çocukların gittiği medresede 16 yıldır çalıştığını, mağdur çocukların sık sık evine televizyon izlemeye geldiklerini söyledi. "Çocukların evlerinde televizyon yok mu?" sorusuna "var" cevabını veren sanık, çocuklara pornografik içerik izletip izletmediği sorusuna ise mağdur kız çocuklarından 8 yaşındaki birinin uydudan kendisinin pornografik film açtığı cevabını verdi.
Sanık Ahmet Kader, 14 Temmuz 2023'de avukat eşliğinde verdiği ve suçlamaları kabul ettiği savcılık ifadeleri sorulduğunda reddetti. Sanık mahkemede 'Türkçeyi yeterince bilmemesi nedeniyle savcılıkta soruları anlamadan cevap vermiş olabileceğini' ileri sürdü. Kadeer, mahkeme sorgusunda hâkimin sorularına çelişkili yanıtlar verdi.
'OKUL MÜDÜRÜ KAÇ DEDİ'
Sanık Kadeer, suçsuzsa neden kaçtığı ve iki hafta sonra yakalandığıyla ilgili soruya, "Abdurrahim Hacir, 17 Haziran günü beni çağırdı. 'Çocukların şikâyeti var. Sen en az 8 yıl yersin. O yüzden buradan kaç.' dedi. Ben de kaçarak Esenyurt’taki evimde saklandım. Yurt dışına kaçmak için Sefaköy’de kişi başı 5 bin dolara insan kaçakçılığı yapan birine ulaştım." ifadelerini kullandı. Oku Uygur Bilig Yurdu müdürünün sanığı kaçmaya yönlendirirken 'en az 8 yıl ceza alırsın' demesi dikkat çekiyor. Keza, hukukçuların verdiği bilgiye göre kanunda çocuğa cinsel istismarın cezası 8 yıldan başlıyor.
'SANIĞI KORUYAN VAKFIN YÖNETİCİLERİ DE YARGILANSIN'
Mağdur ailelerden Abdülhekim Gazi, olayı öğrendikten sonra Uygur dernek ve vakıflarına gittiklerini, ancak kendilerine hiç kimsenin destek olmadığını söyledi. Gazi, duruşmadaki ifadesinde Vakıf yöneticilerinin de yargılanmasını istedi. Sanığın Abdürrahim Hacim diye bahsettiği kişinin Vakfı idare eden grubun önde gelenlerinden Abdürrahim Teşna olduğunu söyleyen Gazi şöyle devam etti:
VAKIF YÖNETİCİLERİ ‘JANDARMAYI ARAMA’ DEMİŞ
"Olayı öğrendikten sonra Oku Uygur Bilig Yurdu yöneticileri Abdürrahim Teşna ve Habibullah Küseni'yi aradım. Bana 'Jandarmayı arama kendi aramızda bu işi çözelim' dediler. Yurda çağırdılar. Gittiğimde sanığı kaçırmışlar. Sanık ve yurdun yöneticileri büyük ceza almalı. Burada büyük bir mesele var. Ben yalnız sanıktan değil, yurdun yöneticilerinden de şikayetçiyim. Jandarmaya haber verdiğim için bana baskı yapmaya başladılar onlar da yargılansın. Yurdun deposunda, sanığın kaldığı lojman evde ve medresede yani 3 yerde cinsel taciz olmuş. Bunu koruyan Vakıf yöneticileri de yargılansın!"
VAKIF YÖNETİCİLERİYLE İLGİLİ SAVCILIKTAN BİLGİ İSTENDİ
Mahkeme, açıkladığı ara kararda sanık Ahmet Kader’in tutukluluğuna devam kararı verdi.
9 Ocak'ta yeniden toplanacak mahkeme, sanık Ahmet Kadeer'e kaçmasını söyleyen ve ailelere baskı yapan Vakıf yöneticileri hakkında verilen suç duyurusuyla ilgili Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na bilgi talep edilmesine karar verdi.
‘VAKIF YÖNETİCİLERİ HAKKINDA ŞİKAYET’
Mağdurların vekili Av. Fatih Davut Ejder, duruşma sonrası Aydınlık’a yaptığı açıklamada, sanığın savcılığa ilk verdiği ifade ile bugün duruşmadaki ifadelerinin 180 derece farklı olduğunu söyleyerek şunları aktardı:
"Evet burada çocukların cinsel istismarı ile alakalı bir yargılama yapılıyor ama dava cinsel istismarların nerede yapıldığıyla da alakalı. Sanığın mahkemede beyan ettiği gibi çalıştığı yurttaki müdür tarafından kaçması için kendisine telkinde bulunulmuş. Bundan dolayı ailelerin ve bizim yurdun yöneticileriyle ilgili talebimiz oldu. Ceza hukukuna da baktığımız zaman suçun işlendiği yer kavramı ve suça dahil olan kişi ve kurumlar da var. Mahkemeden şunu istedik: Bizim temmuz ayında Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapmış olduğumuz, sanığın da bugün duruşmada beyan ettiği ve vermiş olduğu isimler hakkında bir suç duyurumuz var. Bu suç duyurumuz üç aydır bekletiliyor. Mahkemeye dedik ki ‘bunu siz sorun veya siz suç duyurusunda bulunun...’ Sanığın mahkemede ikrarda bulunması, 'bana kaçmamı söylediler, beni yanlarına çağırdılar ve beni buradan gönderdiler' gibi ifadelerde bulunması zaten olayın mahkemeye ikrarı. Burada savcılık kurum ve kişilerle alakalı bir iddianame hazırlama sürecine girerse direkt kullanabileceği delil önünde duruyor."
Avukat Ejder, Uygur İlim Marifet Vakfı yöneticileri Habibullah Küseni, Abdulgani Kutudi, Kurban Haci, Abdulkadir Bulak ve Abdurrahim Teşna hakkında “suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme” ile “tehdit” suçlamalarıyla Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na “tutuklanmaları” talebiyle suç duyurusunda bulundukları bilgisini verdi.
MERKEZ, MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NIN DENETİMİ DIŞINDA MI?
Silivri Selimpaşa merkezli Uygur İlim Marifet Vakfı’nın, burada kendisine ait konut sitesi ve Oku Uygur Bilig isimli eğitim merkezi bulunuyor.
Eğitim merkezi, içinde yatılı yurt da barındıran çok büyük bir yapı. 2014’de 4 bin 835 metrekarelik bir alana inşaat edilen ve 30 öğrenciyle başlayan eğitim merkezi, bugün 8 bin 550 metre alanda iki ayrı bina ve 300’den fazla öğrenciye sahip.
Vakıf ve eğitim merkezi yöneticileri aynı. Vakıf, ayrıca bölgede çok sayıda arsa ve inşaat faaliyeti yürütüyor.
Taciz olayın mağduru ailelerden biri, Vakfa bağlı Oku Uygur Bilig eğitim merkezinin, Milli Eğitim Bakanlığı resmi denetimi dışında olduğu söyledi. Aydınlık’a bilgi veren kişi, “Çalışanların resmi kaydı, sigortası yoktu.” diye konuştu.
Aydınlık, daha önceki haberinde; Milli Eğitim Bakanlığı’na Meclis’te soru önergesi verildiğini ama yanıt alınamadığını ve Oku Uygur Bilig eğitim merkezinde çocuklara kamuflaj ve uzun namlulu silahlarla askeri eğitim gösterileri yaptırıldığını duyurmuştu.