23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul 11°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ayşe Cemre Ağırgöl Başarısıyla Türkiye’yi gururlandırdı

Avurturya ve Almanya’dan 500’ün üzerinde yarışmacının katıldığı ‘Zeig Dein Talent’ adlı yarışmada ilk 100’e giren Ayşe Cemre Ağırgöl, Salzburg Filarmoni Orkestra’sıyla çalışmaya hak kazanan tek piyanist oldu.

Ayşe Cemre Ağırgöl Başarısıyla Türkiye’yi gururlandırdı
A+ A-
ÇİĞDEM ERÇİN

Böylece büyük final konserinde Şef Elisabeth Fuchs yönetimindeki Salzburg Filarmoni Orkestrası ile Frederik Chopin'in 1 numaralı piyano konçertosunu seslendirdi. Ağırgöl, 2023 yılında yeniden Salzburg Filarmoni Orkestrası ile birlikte sahne alacak.

Ayşe Cemre Ağırgöl henüz 4 yaşındayken piyanoyla tanışıyor. Ailesinde enstrüman çalan kimse olmamasına rağmen özellikle klasik müziğe gönül vermiş bir evde büyüdüm diyor. İlkokul 4. sınıftan sonra Mimar Sinan Devlet Konservatuvarı sınavına giriyor ve kazanıyor. O günden sonra hayatı müzik oluyor. Henüz 15 yaşındaki Ayşe Cemre Ağırgöl başarıdan başarıya koşuyor. Almanya ve Avurturya’dan 500 yarışmacının katıldığı ‘Zeig Dein Talent’ adlı yarışmada Salzburg Flarmoni ile çalışmaya hak kazanan tek piyanist oldu. Başarısının arkasında azim ve çok çalışmak var. Mozarteum Üniversitesi’ndeki piyano eğitiminin yanı sıra Salzburg Mozart Musikgymnasium 11’inci sınıf öğrencisi. Okuldan sonra her gün düzenli 4 saat piyano çalışıyor. Fırsat buldukça bisiklete biniyor, yüzmeyi seviyor.

 Müziğe ilginiz ilk ne zaman fark edildi?

Ailemde müzisyen olmamasına rağmen özellikle klasik müziğe gönül vermiş müzikle dolu bir evde büyüdüm. İlk olarak müzik dinlerken gösterdiğim ilgi ve dikkatli bir şekilde dinlemem, enstrümanlara olan merakım anne ve babamın dikkatini çekmiş. Enstrüman çalmanın faydaları, müziğin insanları birbirine bağlaması ve sosyalleşmemiz gibi nedenleri göz önünde bulundurarak müziğin benim ve kardeşimin hayatımızda olmasına ailem özen göstermiş. 4 yaşıma geldiğimde beni piyano ve ritim derslerinin verildiği çocuklara yönelik bir müzik atölyesine kaydettirdiler. Müziğe ilgim ve piyano serüvenim bu atölyede verilen dersleri çok sevip bağlanmamla başladı.

‘MÜZİSYEN OLMAK ÇOK ÇALIŞMAYI GEREKTİRİYOR’

Peki sonrasında eğitim hayatınız nasıl şekillendi? Okul ve müzik ayrı ayrı mı ilerledi?

Müzik eğitimime hobi amaçlı olarak dört yaşımda başladım. Sonrasında ilkokula başladıktan sonra da müzik eğitimime hiç ara vermeden devam ediyordum. Zaman geçtikçe piyano öğretmenim ve ilkokulu okuduğum kolejdeki müzik öğretmenlerimin benim absolut (mutlak) kulağım olduğunu ve konservatuvar hocalarıyla görüşülmesini tavsiye edince piyano eğitimi almam konusunda ailem daha ciddi adımlar atmaya karar veriyor. Bu konuda ne yapılabilir diye araştırdıklarında ise çocukların üniversite bünyesinde konservatuvara gidebildiklerini öğreniyorlar. İlkokul 4’üncü sınıfta konservatuar sınavlarını kazandım ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda yarı zamanlı olarak başladığım piyano eğitimine 2017 yılından itibaren tam zamanlı olarak 2020 yılında 8’inci sınıfı bitirene kadar devam ettim.

2019 Eylül döneminde hayalimdeki okul olan Mozarteum Üniversitesi’nin Pre-College piyano bölümüne sınav birincisi olarak kabul edildim ve Prof. Gereon Kleiner’in öğrencisi oldum. Eylül 2020’den itibaren de Mozarteum Üniversitesi’ndeki piyano eğitimimin yanı sıra Salzburg Mozart Musikgymnasium'u11’inci sınıf öğrencisi olarak müzik eğitimimi Salzburg/Avusturya’da sürdürmekteyim.

Günde kaç saat pratik yapıyorsunuz? Sıradan bir gününüz nasıl geçiyor anlatır mısınız?

Müzisyen olmak çok çalışmayı gerektiriyor ve ben hep çok çalıştım. Mozarteum Üniversitesi, Musikgymnasium ve kendi çalışmalarım nedeniyle aslında günümün çoğu müzikle geçiyor. Müziği ve piyanoyu hayatımın merkezine koyduğum için yeteneklerimi geliştirmeye hep daha çok önem verdim. Okul dışında günlük çalışmalarım en az 4 saat sürüyor.

Zamanımı çok dikkatli kullanırım ve boşa zaman harcamamaya özen gösteririm. Çalışmalarım dışında zaman buldukça bisiklete biniyorum, yüzmeyi çok seviyorum. Bunların dışında kitap okumayı çok severim ve özellikle yabancı dil öğrenmek çok hoşuma gidiyor. Çok iyi Almanca ve İngilizce konuşuyorum ve şu anda da okulumda Fransızca öğreniyorum.

Biraz da sosyal hayatınızdan bahsedelim. Arkadaşlarınızla aranız nasıl? Neler yapıyorsunuz?

Müzikle uğraşıyor olmam nedeniyle sosyalleşme konusunda şanslı olduğumu düşünüyorum. Eğitimime devam ettiğim Mozarteum Üniversitesi ve Musikgymnasium’un müzik okulları olması nedeniyle neredeyse tüm arkadaş çevrem müzisyen ve ben arkadaşlarımla konserler, aktiviteler ve yarışmalar nedeniyle çok sık bir araya gelip hem çalışıyorum hem de çok eğleniyorum.

Bunun dışında zaman buldukça ailem ile geziler yapıyorum ve kardeşimle birlikte film izliyorum.

‘SALZBURG FİLARMONİ İLE ÇALIŞMAK HEDEFLERİM ARASINDAYDI’

Geçen aylarda ‘Zeig dein Talent’ adlı yarışmaya girerek 500 yarışmacının arasından ilk 100’e girip Salzburg Filarmoni Orkestrası ile çalışmaya hak kazanan tek piyanist oldunuz. Biraz duygularınızdan bahseder misiniz?

Salzburg’ta yaşamaya başladığımdan beri Salzburg’un en önemli orkestrası olan Salzburg Filarmoni Orkestrası ile çalmayı çok istiyordum ve bu hedeflerim arasındaydı. Salzburg Filarmoni Orkestrasının Şefi Elisabeth Fuchs’un düzenlediği “Zeig dein Talent” yarışmasını duyunca hemen katıldım. Tüm Avusturya ve Almanya’nın Bavyera eyaletinden bu yıl 500’ün üzerinde 6-18 yaş arası katılımcının değerlendirildiği yetenek yarışmasında ikinci tura 100 kişi kalmıştı ve birisi de bendim. Canlı performansların değerlendirilmesinin ardından Şef Elisabeth Fuchs yönetiminde Salzburg Filarmoni ile çalmaya hak kazanan tek piyanist oldum. Bu sanırım benim gibi müzisyen olan her gencin hayalini süsleyecek bir başarı ve ben bunu kazandığım için çok mutluyum.

Sonrasında Salzburg Flarmoni Orkestrası’yla birlikte bir konser verdiniz.

Evet, 24 Haziran 2022 akşamı Salzburg Havalimanı Amedeus Terminali’nde düzenlenen büyük final konserinde Şef Elisabeth Fuchs yönetimindeki Salzburg Filarmoni Orkestrası ile Frederik Chopin'in 1 numaralı piyano konçertosunu seslendirdim. Salzburg’daki müzikseverlerin yoğun ilgi gösterdiği konserde, Şef Elisabeth Fuchs bana tekrar ödül olarak 2023 yılında Salzburg Filarmoni Orkestrası ile birlikte yeniden sahneye çıkma hakkı tanıdı. Bu benim mutluluğumu bir kat daha artırdı ve şimdi heyecanla bu konseri bekliyorum.

Biraz da hedeflerinizden bahsedelim.

Salzburg Filarmoni Orkestrası’ndan sonra en büyük kişisel hedefim dünyanın en önemli ve saygın piyano yarışmalarından birini kazanmak. Daha uzun vadede ve daha geniş düşündüğümde ise Türkiye’de ve dünyada mümkün olduğu kadar çok konser vererek müziğin evrensel dili sayesinde duygularımı insanlarla paylaşmak ve sosyal sorumluluk projelerin içinde yer almak istiyorum.

Bir başka önemli hedefim ise yurt dışındaki eğitim hayatım sona erdiğinde ülkemde klasik müzikle ilgilenmek, isteyen çocuklara bildiklerimi aktarmak, onlara destek olmak ve Türkiye’de de klasik müziğin gelişmesine katkıda bulunmak hedeflerim arasında.

‘HER ÇOCUK ENSTRÜMAN ÇALMAYA YÖNLENDİRİLMELİ’

Bu kadar yoğun çalışırken sıkıldığınız, yapamıyorum dediğiniz anlar oldu mu? Kendinizi nasıl motive ediyorsunuz?

Çalışırken bazı parçalar ve bazı bölümler tabii ki biraz daha zor geliyor. Bazen bir pasaj birkaç hafta olmuyor, bazen de çok küçük bir kısımla saatlerinizi geçiriyorsunuz. Böyle durumlarda öğretmenimle hemen ne yapmam gerektiğini konuşup teknik ve müzikal konularda yardımını alıyorum ve onun anlattığı şekilde çalışmaya devam ediyorum. Sonrasında da iyi bir piyanistten parçayı dinliyorum. Biraz sabırla da o bölüm oluyor. Bu tür problemlerle uğraşmak ve çözmek bana çok keyif veriyor ve geliştiriyor.

Kendime kısa ve uzun vadede hedefler koyarak ve bunları başarmak için çalışarak motivasyon sağlayan birisiyim. Önce İstanbul’da 9 yaşımda konservatuara girdim. 12 yaşımda hayalimdeki okul Mozarteum Üniversitesi’nin Pre-College piyano bölümüne birincilikle kabul edildim ve Prof. Gereon Kleiner’in öğrencisi oldum. Salzburg Filarmoni Orkestrası ile çalmayı çok istiyordum ve 15 yaşımda Şef Elisabeth Fuchs yönetiminde Salzburg Filarmoni Orkestrası ile “Zeig dein Talent” yarışması sonunda bu hakkı elde eden tek piyanist oldum.

Aynı zamanda büyük bestecilerin hayatlarını, öğrencilerinin eserleri hakkında yazdığı kitapları okumak çok hoşuma gidiyor. Eserlerin yorumu konusunda bestecileri ve eserin bestelendiği dönemi bilmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Geçmişte yaşamış ve günümüzde yaşayan önemli piyanistlerin kayıtlarını dinleyerek ve izleyerek onların çalış tekniklerini incelemeyi seviyorum. Onları dinleyerek uzun zaman geçiriyorum. Onların özellikle en iyi performanslarını takip ediyorum. Büyük yarışmaların hem eski kayıtlarını hem de yeni yapılanlarını mutlaka izliyorum.

Son olarak sizin gibi genç yeteneklere neler önerirsiniz?

Özellikle ailelere hobi amaçlı bile olsa çocuklarının mutlaka sevecekleri bir enstrüman çalmaları için yönlendirmelerini mutlaka tavsiye ederim. Örneğin Salzburg’ta çocukları çok küçük yaşlarda müzik aletleri ile tanıştırıyorlar. Burada herkesin hayatında mutlaka müzik var ve müzisyenlere çok büyük saygı duyuluyor. Çocuklara en önemli tavsiyem ise çekinmeden merak duydukları her şeyi aileleri ile paylaşmaları ve müzikle ilgilenmek istiyorlarsa ilerlemek için iyi bir öğretmen gözetiminde çok çalışmalarını ve başarıya ulaşmak için sabırlı olmalarıdır. Müziği profesyonel olarak yapmaya karar verenlerin ise mutlaka klasik müziğin geliştiği ülkelerdeki tanınmış profesörlerle ustalık sınıfı çalışmalarına katılmalarını öneririm. 

Son Dakika Haberleri konservatuvar Ayşe Cemre Ağırgöl