Azerbaycan Almanya ilişkileri ve bölgesel güç Türkiye
Azerbaycan’a karşı Ermenistan esas olarak ABD tarafından kışkırtılmıştır. Birleşik bir Batı ittifakı yoktur. Almanya, Rusya-İran-Türkiye ortaklığının gücünü dikkate almaktadır. Batı Asya’daki ve başka milli devletleri parçalamak isteyen Atlantik dayanışması ve hegemonyacılık sona eriyor
Alman dış politika bülteni German Foreign Policy (GFP), uzmanlara dayanarak özetle şu olguları sunuyor: “Berlin Güney Kafkasya’da etkisini artırmak için son gelişmelerden yararlanmalıdır. Alman silah sanayicileri petrol dağıtıcısı Azerbaycan’la işbirliği içindedir. Berlin, Ankara’nın cephe gerisi destekçisidir. Yeşiller Partisi ise Rusya’yı hedef alarak fiilen ABD çizgisinde hareket etmektedir. Türkiye artık sadece ekonomik, politik bakımdan değil askeri alanda da Batı Asya’da bölgesel bir güçtür.”
‘ALMANYA TÜRKİYE’NİN ARKASINI SAĞLAMA ALIYOR’
GFP ekim başındaki bülteninde, Berlin’deki Hükümet danışmanlarının ısrarlı önerilerine dayanarak şöyle yazıyor: “Almanya ve AB, Dağlık Karabağ üzerindeki çatışmalardan Güney Kafkasya’da ilişkilerini geliştirmek için yararlanmalıdır.” Danışmanlar bunu Almanya’nın ve AB’nin çıkarları açısından önerirken, Yeşiller Partisi’ne ait Heinrich-Böll-Vakfı “Bölgeyi ve sorunların çözümünü maalesef Rusya’ya bıraktık” diye yakınmaktadır. Bilindiği gibi Alman Yeşiller Partisi uluslararası politikalarda ABD çıkarlarına göre hareket etmektedir. AB içinde Atlantik temsilcisi olarak davranmaktadır. Son günlerde tırmandırılan Türkiye karşıtı iç cepheyi karıştırma faaliyetinin de en önünde yer almaktadır.
Ermenistan ve Azerbaycan arasında şiddetli çatışmalar sürerken, “NATO üyesi Türkiye Azerbaycan’ı bütün olanaklarıyla desteklemektedir. Türkiye, Suriye’de, Irak’ta ve Libya’da yıllardır askeri güçleri ve desteklediği paralı askerlerle faaliyetler yapmaktaydı, şimdi de Kafkasya’da. Bu arada Ankara’nın arkası Berlin tarafından sağlama alınmaktadır. Ankara ile jeostratejik nedenlerle bir işbirliği sürdürülmektedir.” (GFP)
Bunun yanında Almanya da Azerbaycan ile işbirliği yapmaktadır. Azerbaycan, Almanya’nın önemli bir gaz tedarikçisidir. Enerji tekeli Uniper, Azerbaycan’la uzun vadeli enerji nakli üzerinde anlaştılar. Bunun yanında Alman silah üreticisi Rheinmetall de Azerbaycan ile ortak projeler içindedir.
Başbakanlık tarafından finanse edilen Bilim ve Politika Vakfı (BPV) Almanya ve AB’nin “bölgede diplomatik çabaların güçlendirilmesi için uyarıcı rol” oynaması gerektiği çağrısında bulunmaktadır. Yeşiller Partisi’nin Heinrich Böll Vakfı Müdürü Stefan Meister, Başbakan Angela Merkel’i Azerbaycan ve Ermenistan liderleriyle görüştüğü ve AB’nin diplomasi yolunu kullanmak istediği için övdü. Meister, Başbakan Merkel’in partisini bölgede sonuç alıcı bir etki sağlayamamakla eleştirdi ve sorun ve çözümünün Rusya’ya bırakıldığını iddia etti. Yeşiller Partisi Almanya ve AB içinde Çin ve Rusya karşıtlığının başını çekerek Atlantik çıkarlarını savunan partilerin başında gelmektedir.
TÜRKİYE’NİN AĞIRLIĞI ARTMIŞTIR
GFP bülteni, bölgedeki gelişmeleri anlamak açısından anahtar bir tespit yapmaktadır: “Türkiye geçen son 20 yılda Batı ve Kuzey Amerika karşısında ekonomik ve aynı zamanda politik olarak ağırlığını oldukça artırmıştır. Gerçi bu ağırlık bölgesel çaptadır. Hindistan ve Çin boyutlarında değildir. Bölgede en etkili olan güç Türkiye’dir.”
Alman dış politika bülteni, Türkiye, adı geçen küresel iki güçten farklı olarak bölgede askeri olarak da etkilidir. Örneğin Türkiye, Suriye’nin egemenlik bölgesinde, Kuzey Irak’ta, Libya’da askeri olarak varlık göstermektedir. GFP, Türkiye’nin “Akdeniz’de Kıbrıs ve Yunanistan’ı tedirgin edecek şekilde donanmasını hareket ettirmektedir” diye yazıyor.
GFP’nin bölgedeki durum ve Türkiye’nin elindeki kozların daha da iyi anlaşılması için Batılı kaynaklardan ortaya koyduğu olgular önemlidir: “Bu arada Ankara şimdiye kadar Berlin tarafından güvence altındadır. Bunun sebebi, Federal Almanya’nın birçok açıdan çıkarları nedeniyle Türkiye ile ortaklığın bozulmasını istememesidir. Birinci olarak bu ülke Batı Asya’daki Alman dış politikası açısından bir köprüdür. Öte yandan Kafkasya ve Merkezi Asya’dan AB’ye petrol ve doğal gaz iletim yolu, Rusya’ya paralel olarak Türkiye’nin egemenlik alanındadır. Bütün bunların üstüne mültecilerin istenmeyen göç dalgalarını önleme konusunda Berlin için Ankara ile varılan anlaşmanın alternatifi yoktur.
Bülten, Türkiye’nin askeri eğitim ve yardımlarla Azerbaycan’ın güçlenmesini sağladığını yazıyor. “Bir millet iki devlet” anlayışı gereği ortak tatbikatlar yapılarak, Türkiye’nin etki alanlarının genişlemesine vurgu yapılıyor. “Hava Kuvvetleri çok güçlenen Türkiye, savaş uçakları ve SİHA’larının kendi hava sahalarını ihlal ettikleri” gibi, Ermenistan iddialarına bir kanıt gösterilemediğine de değinilmektedir.
AZERBAYCAN İLE ORTAK ÇIKARI
Alman hâkim sınıfları arasında Azerbaycan’la ortaklığa ağırlıklı bir ilgi vardır. Çünkü Azerbaycan büyük oranlarda petrol ve doğal gaz yataklarına sahiptir. Bunlar Almanya’ya iletilmektedir. Öyle ki, toplam petrol ihtiyacının beşte biri Azerbaycan kaynaklıdır. Aynı şekilde doğal gaz ithalinde de Azerbaycan önemli yer tutmaktadır.
Azerbaycan’dan başlayan, Gürcistan, Türkiye üzerinden Akdeniz’e ulaşacak Nabucco gerçekleşememişti. Bunun yerini dolduracak Trans Anadolu Gaz Boru Hattı (TANAP) ile Azerbaycan şirketi SOCAR ve BOTAŞ ve BP’nin kısmi bir katılımıyla Güney Gaz Koridorunun bu yılın sonunda faaliyete geçmesi planlandı. Bu yoldan Azerbaycan gazı Batı Avrupa’ya iletilecek. Alman Uniper (Ex-EON) 2045’e kadar Azerbaycan’dan yıllık 1,5 milyar metre küp doğal gaz alacak. Uniper, Azerbaycan gaz tekeli SOCAR ile “uzun süreli enerji ortaklığı” anlaşması da imzaladı.
SİLAH ANLAŞMALARI
Yıllar önce Alman basınında Azerbaycan için “otoriter rejimler” listesinde yer verilirken, 2018’de şu açıklama kamuoyu ile paylaşıldı: “Alman silah sanayi devi Rheinmetall Azerbaycan yetkililerine “işbirliği imkânları” üzerine niyet bildiriminde bulundular.” Gerçi 1992’de AGİT silah ambargosu Azerbaycan’ı da kapsıyordu. Buna rağmen Alman Ekonomi Bakanı Peter Altmaier, özel durumlarda Azerbaycan’a silah satışının yapılabileceğini belirtti. Geçen yıl Rheinmetall temsilcileri Bakü’de diğer muhatapları yanında Savunma Bakanlığıyla da görüştüler. Çeşitli alanlarda işbirliği olanaklarını değerlendirdiler. Heyetin ziyareti resmi Alman-Azerbaycan Dış Ticaret Odası tarafından koordine edilmişti. Görüşmede şu noktaya vurgu yapılması unutulmadı: Ayrıca Azerbaycan silahlı kuvvetleri yıllardır Mercedes-Benz kamyonlarına sahiptir.
Azerbaycan’a karşı Ermenistan esas olarak ABD tarafından kışkırtılmıştır. Genel bir Batı ittifakı yoktur. Almanya, Rusya-İran-Türkiye ortaklığının gücünü dikkate almaktadır. Batı Asya’daki ve başka milli devletleri parçalamak isteyen Atlantik dayanışması ve hegemonyacılık sona eriyor. Bunu sağlayan Avrasya ve Batı Asya’nın milli devletlerinin mücadelesi içinde Türkiye’nin belirleyici bir yeri vardır.