Azerbaycan - İsrail ilişkisi: Devlet aklının sınandığı alan
Baykar şirketinin Rusya karşıtı ticaret aklının, İran’da da tekrarlamasının Türk Dışişleri tarafından geliştirilmekte olan Türk-İran diplomasisini zayıflatması kaçınılmaz. Türkiye'nin İran'a karşı İsrail'e alan açacak adımlar atmaması önemli.
Amerikan emperyalizmi ve İsrail siyonizminin insana karşı savaşı, ikinci asrını göremeyecek. Bu kaçınılmaz yenilginin insani sebeplerinin yanı sıra stratejik sebepleri var. İsrail geçen günlerde 465,000 yedek askerini dünyanın dört bir yanındakiler de dahil olmak üzere çağırdı. Hazırdaki 169,500 askerine eklenen bu sayı ile yarım milyonu biraz aşan bir ordudan bahsediyoruz. İsrail Özel Harekâtı ekiplerinin uzmanlık alanı, kara harekâtından ziyade istihbarat toplama, stratejik olarak gördüğü gruplara sızma ve keşif üzerine. İsrail ordusunun geri kalanının askeri eğitimi, Filistinlilerin evlerini, bağ ve bahçelerini işgal eden siyonist yerleşimcileri silahla korumak ve savunmasız sivilleri vurmak ile kısıtlı.
GÜÇSÜZ VE YALNIZ İSRAİL
Bu sebeple geçen yıl, “Ateş Arabaları” tatbikatının son ayağında Güney Kıbrıs'ı da kapsayan ve Yunan donanmasından Jason tipi tank çıkarma gemilerinin de katıldığı bir askeri tatbikat yaptı. Doğu Akdeniz üzerinden bir cephe açılabilir miydi? Bu yıl, İran ile olası bir savaşta Amerika ve bölgedeki müttefiklerinin İsrail'e ne kadar hızlı yardım edebileceğinin test edildiği “Ardıç Meşe” tatbikatı bizzat ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) Generali Michael Erik Kurilla tarafından izlendi. Kurilla'nın aynı dönemde, PKK'nın Suriye kamplarını ziyareti Türk basınında yer aldı. İsrail'in bölgede açılması olası ilave cephelere karşı hazırlık amacıyla yaptığı en son “Firm Hand” askeri tatbikatından tam üç ay sonra Eylül 2023 tarihli, Amerikan Kongresi Araştırma Merkezi tarafından “İsrail: Önemli Sorunlar ve ABD İlişkileri” adlı bir rapor yayımlandı. Jim Zanotti'nin kaleme aldığı raporda “bazı Amerikan yetkililerinin” İsrailli mevkiidaşlarının iddialarının aksine, İsrail ordusunun her ne kadar en son teknoloji teçhizat ve ekipmanla desteklenirse desteklensin, İran'ın nükleer programına karşı geniş çaplı bir operasyonda başarılı olacağına inanmadıkları yer aldı. İsrail ordusunun kendi internet sitesinde yayınlanan haberde ise “Tatbikatın planlanması ve uygulanması boyunca, İsrail Silahlı Kuvvetlerinin operasyonel faaliyetlerini ve hazırlık durumunu iyileştirmek amacıyla bir inceleme ve çalışma süreci gerçekleştirildi.” denildi. Ayrıca, Zanotti’nin raporunda, ‘İsrail’in Çin ile ilişkilerinin önüne geçilmesine’ dair güncel bilgiler yer aldı. Netanyahu'nun İran'a karşı ‘sürpriz bir saldırı’ konusunda, Amerika'yı şaşırtmayacağı garantisi için ‘ikna edilemediğinin’ belirtilmesi dikkat çekti.
Rapordan bir ay sonra başlayan savaşta İsrail'in Gazze'yi terk etme çağrısı yaptığı günlerden 12 Ekim 2023 tarihinde Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü John Kirby, İsrail'e kara harekâtı için asker gönderilmesinin planlanmadığını açıkladı. Dört gün sonra ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, hazır olma çağrısı yapılan 2,000 Amerikan askerinin İsrail'e bir kara harekâtı için değil, bazı bölge ülkelerine gönderilerek tıbbi yardım ve sınır geçişlerini kontrol amacıyla konuşlandırılabileceklerini söyledi. Aynı günlerde, Amerika Birleşik Devletleri, Amerikan vatandaşlarının İsrail’den ayrılmaları için özel tarifeli uçuşlar başlattı. Geçtiğimiz hafta yayımlanan Foreign Policy raporunda Amerikalı uzmanlar, ABD savaş gemisinin bölgeye İran, Lübnan Hizbullah’ı ve olası müttefiklerinin savaşa dahil olma ihtimaline karşı caydırma amaçlı gönderildiğini belirtti. Başka kaynaklar, Netanyahu’nun Amerika’yı Hamas ve Lübnan Hizbullahını bombalamaya ve Amerikalı rehineleri kurtarmak için sınırlı sayıda kara operasyonuna katılmaya ikna etse bile bölge ülkeleri arasındaki olası bir savaşa müdahil olma ihtimalinin zayıf olduğunu belirtiyor. Peki İsrail kime güveniyor?
TÜRKİYE VE İRAN İTTİFAKINA KARŞI AZERBAYCAN KARTI
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, TRT World'e yaptığı açıklamada iki muhtemel senaryoya dikkat çekti. İlk senaryonun savaşın bölgeye yayılarak daha büyük bir savaşa evrilmesi olduğunu, ikinci senaryonun ise, bu savaşın bölgede geniş kapsamlı bir barışla sonuçlanması olduğunu belirterek, Türkiye'nin barıştan yana olduğuna ve Filistin'i desteklemeye devam edeceğine vurgu yaptı. Geçen hafta, İsrailli kuruluş Ulusal Güvenlik ve Siyonist Strateji Enstitüsü (MISGAV)’nün yayımladığı raporda, Gazzeli sivillerin para karşılığı Mısır'a yerleştirilmeleri ve Gazze Şeridi'nin tamamının boşaltılması için “eşsiz ve nadir bir fırsat” doğduğu yazıldı. “Mısır ekonomisine acil bir teşviğin (...) Sisi rejimine çok büyük ve acil bir fayda sağlayacağı” belirten raporda, “20 veya 30 milyar dolar dahi olsa, yapılacak birkaç bin milyarcık yatırımın ucuz ve sürdürülebilir bir çözüm” olacağı söylendi. Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah Sisi, Gazzelilerin Mısır'a sürülmelerini reddetmiş, bunun Filistin devletinin bir daha asla kurulamaması demek olduğunu ve Mısır'ın Filistinlilere “sarsılmaz destek” verdiğini söylemişti. Güney Çin Denizinde Çin donanması ile mücadeleye odaklanan Amerika'nın İsrail'in önceliklerine eskisi kadar odaklanmayışının İran ve Lübnan Hizbullah'ı tarafından fark edildiğini bildiren Haaretz her Hamas eyleminden haberdar olmamakla birlikte, İsrail'e karşı yapılan eylemleri, hem Suriye'deki birliklerine yönelik saldırılara hem de İsrail jetlerinin sınır ihlallerine bir karşılık olarak gördükleri için iki kuvvetin de memnuniyetle karşıladıklarını yazıyor. Bölgedeki en güçlü askeri kuvvetler olan Türkiye, Mısır ve İran, Filistin'e destek konusunda aynı dili konuşuyor. Karşı cephenin insana karşı savaşında umduğu bölgesel savaş senaryosunu değiştirebilecek üç kadim insanlık kalesi.
22 ülkenin sınırlarını yeniden belirleyen, Türkiye, Irak, İran ve Suriye'yi bölerek sözde Kürdistan kurulmasını öngören Büyük Orta Doğu Projesi haritasına göre bölgede tek toprak kazanarak genişleyen ülke Azerbaycan. NATO kaynaklı haritaya göre İran’ın kuzeyinden bir parça koparılarak Azerbaycan’a veriliyor.
Azerbaycan’ın topraklarını işgalden kurtarmasını coşkuyla kutladık. Türk siyaseti, kazanılan bu zaferlerin, İsrail'in ciddi askeri yardımlarının da katkısıyla olduğu gerçeğini ise halı altına süpürdü. Bu ayrı bir yazı konusu. Sözde İslamcı ve sözde Atatürkçü aydınlar tarafından, “İsrail’le normalleşme” aldatmacası üzerinden Azerbaycan'ın İsrail ile stratejik işbirliğine sessiz bırakıldık. Bu aydınlar, İsrail ile “normalleşmenin” ikinci İsrail, yani sözde Kürdistan'ın kurulmasına boyun eğmeden olmayacağını gün gibi biliyorlar. Tıpkı Kuzey Irak'ta bir bölgesel Kürdistan devletinin kurulması sürecinde telkinleriyle Türk siyasetini pasifize ettikleri gibi, şimdi de İran'da bir bölgesel Kürdistan devletinin kurulmasına Türkiye'nin sessiz kalmasını ve hatta işbirliği yapmasını istiyorlar. Ahmet Davutoğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Davos'taki “One Minute” tavrına nostaljik atfı olan “Bir lider tanıdım...” çıkışı, AK Parti içerisinde bu ideolojik sapmaların hâlâ yer bulabildiklerini ve Türk milliyetçilerinin kolunu bükme çabasında olduğunu gösteriyor. İran ile aramıza sokulmaya çalışılan bu kibir ve nefret nifağını saptamamız ve tavır almamız hayati önem taşıyor.
Azerbaycan, Karabağ'da arkasında hem Türkiye hem de İsrail desteği ile ciddi bir gövde gösterisi yaptı. Sadece Ermenistan'a karşı mı? Hayır. Aynı zamanda İran'a karşı. Azerbaycan, İran'ın kuzeyindeki toprakların kendisine ait olduğunu ve bu toprakların da günü geldiğinde geri alınacağını ilan etmekten çekinmiyor. Dolayısıyla, emperyalizm ve siyonizmin insanlığa karşı savaşında Azerbaycan'ın konumu sorgulanır duruma geliyor. Azerbaycan'a ait bir kargo uçağı Amerika'dan İsrail'e ilk ambulans sevkıyatını geçen hafta sonu yaptı. İsrail’den Azerbaycan’a silah sevkiyatı yapan en son uçak, 13 Ekim 2023’te Azerbaycan’a ulaştı. İsrail savaştayken bile Azerbaycan’a silah sevkıyatı yapmaya devam ediyor. Azerbaycan medyası, İsrail yanlısı yayınlar yaparak halka İsrail’den yana olunması telkinlerinde bulunuyor. Bununla birlikte, Bloomberg’den Sherry Su’nun 19 Ekim tarihli haberine göre, bir milyon varil Azerbaycan petrolü taşıyan Seaviolet tankeri İsrail'in Eilat limanına doğru ilerliyor. Resmi olarak tanker Ürdün'ün Akabe limanına gidiyor, ancak Bloomberg muhabirine konuşan tüccarlar, İsrail rafinerisi Paz Oil tarafından satın alınan petrolün aslında altı kilometre uzaklıktaki Eilat limanına teslim edileceğini söyledi. Peki, İsrail'e giden bu petrol nereden yüklendi? Adana Ceyhan petrol terminalinden İsrail'e bir milyon varil petrolün gönderilmesine müsaade mi ettik?
BAYKAR VE AZERBAYCAN
Geçen yıl, Baykar şirketi tarafından Ukrayna'ya yapılan Bayraktar TB2 Taktik Silahlı İnsansız Hava Aracı yardımları sebebiyle Rusya ve Türkiye arasında siyasi ve ekonomik gerilim yaşanmıştı. Rusya, hem Türk devleti hem de Baykar şirketi tarafından, şirketin devlet politikalarını yansıtmadığını, ticari ve özel bir girişim olduğu ileri sürülerek ikna edilmişti. Baykar şirketi Ukrayna'da Bayraktar üretim tesisinin inşasına devam ederken, en son Bayraktar TB2 SİHA'sını, iki ay önce, 24 Ağustos 2023 tarihinde Ukrayna Bağımsızlık gününü kutlamak amacıyla Ukrayna'ya hediye etti. Önceki gün ise, Selçuk Bayraktar, Baykar şirketinin Gazze'ye insani yardıma hazır olduğunu açıkladı. 2022 yılında 1,18 milyar dolar ihracat geliri ilan eden Baykar'ın, Gazze'ye 10 milyon dolar gibi cüzi bir insani yardım açıklaması ile yetinmesine gelen eleştirilerin “devlet aklı” denerek bastırıldığını biliyoruz. Elbette Ukrayna'da ticari, Gazze'de devlet aklıyla hareket edildiğine inanmayı seçebiliriz. Bununla birlikte, Ukrayna ve Azerbaycan'da açılan Bayraktar üretim tesislerini, Azerbaycan'a ait TB2 Bayraktar SİHA'larını, Selçuk Bayraktar'a takılan Azerbaycan devlet nişanını hatırlayabilir ve evreni bir bütün olarak kavramayı da seçebiliriz. Bayraktar Teknolojileri Azerbaycan şirketi, bugün Azerbaycan askeri envanterine girmiş özel bir şirket. Dolayısıyla, Baykar'ın Gazze'ye Ukrayna'ya yaptığı gibi SİHA hediye etmemesinin sebebi devlet aklından çok, ticaret aklı ve NATO pazarından dışlanma korkusuyla açıklanabilecek bir olgu. Türk devlet aklını, bugün Gazze'ye hediye edilmeyen SİHA'lar değil, yarın komşusu İran işgal altındayken İsrail ve Azerbaycan'a karşı alınacak tavır gösterecektir.
Baykar şirketinin Rusya karşıtı ticaret aklının, İran’da da tekrarlamasının Türk Dışişleri tarafından geliştirilmekte olan Türk-İran diplomasisini zayıflatması kaçınılmaz. Aynı zamanda, Türk ordusunun Suriye’de PKK’ya karşı yürüttüğü mücadelenin de zayıflatılması, İran’dan PJAK’a karşı mücadelede alınan güvencenin de kaybolması demek. Azerbaycan'ın bir Türk şirketinin yardımıyla İran'a saldırısı Türkiye'de ekonomik krizin derinleşmesine ve bölgesel bir savaşa sürüklemesine sebep olabilecek ciddi bir durum. Bugüne kadar bir kuruş hibe almamış olsa bile, tüm dünyada Türk devletine olan güven ve sempatinin ekmeğini yiyen bir şirketin ticari aklı, Türkiye ve İran'ın 700 yıldır savaş görmemiş sınırını tehdit ediyorsa, bu tehdidi hiçbirimizin görmezden gelme lüksü olmamalı.