21 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Aziz Tomas adasına ve civarına el uzatmak

Geçenlerde Cumhurbaşkanımız ile Aziz Tomas Adası başbakanı Patrice Emery Trovoada, Dolmabahçe'de görüşme yaptı

Aziz Tomas adasına ve civarına el uzatmak
METİN AKGERMAN

Aziz Tomas adasının haritalarda yaygın kullanılan Portekizce kökenli ismi 'Sao Tome and Principe' yani Aziz Tomas ve Prens Adaları. Araları 150 Km olan toplamda iki adadan oluşan bir ülke. Konumları Afrika'da, Nijerya'nın birkaç yüz Km güneyinde ve Gabon un birkaç yüz Km batısında.

Ölçek gerçekten küçük. Afrika'nın en küçük 2. ülkesinden bahsediyoruz. Kıbrıs adasının yedide biri kadar alan. Toplam nüfus sadece 200 bin. Yanı Sarıyer ile karşılaştırsak, Sarıyer nüfusunun yaklaşık yarısı kadar nüfus var ve ülkenin bütçesi de Sarıyer ilçemizinki kadar. Görüşmeyi ölçeklersek, Sarıyer belediye başkanı ile Türkiye Cumhurbaşkanı görüşmesine benzetebiliriz. 

Yine de gelin biraz fikir jimnastiği yapalım, bu ilişkiden Türkiye'ye ekmek çıkartabilir miyiz?

Ölçek çok küçük olduğu için uğraşmaya değer mi? Hesabımızı iyi yapmamız lazım, sonuçta hariciyemiz sınırlı miktarda bütçe ve kaynak yönetiyor. Bu ülke ile ilişkilerinden Türkiye'nin kazançlı çıkması için ince hesap gerekli açıkçası. Cumhurbaşkanımız ile Patrice beyin görüşmesinde iki anlaşma imzalanmış. Enerji ve savunma. 

ENERJİ

Enerji işbirliği, muhtemelen ada ülkesinin deniz sahasında petrol ve gaz çalışmaları olabilir. O civardaki bütün ülkeler ve hatta ada ülkeleri petrol ve gaz üretiyor. Doğuda Gana'da üretim var, Kuzeydoğu ‘da Kamerun'da petrol var, kuzeydeki E.Gine'ye bağlı Bioko adasında üretim var, Nijerya'da var vs... Yani bulan bulmuş. Daha doğrusu Amerikan, Fransız ve İngiliz şirketler bulmuşlar, işletiyorlar. Aziz Tomas adaları civarında da elbette vardır ama derin okyanus olayı var, muhtemelen önceden kısmen arama yapılan yerler de vardır... Önemli miktarda arama kaynağını tahsis etmeğe değer mi acaba? Belki değer... Verilere bakmak, uzmanlar ile çalışmak lazım... 

Aziz Tomas adasındaki halk fakir ama huzurlu sayılabilir. Suç oranı düşük. Misal, son dönemde petrol bulunan E.Gine ülkesinde kan gövdeyi götürüyor. Fakir ülkede Mobil firması petrol bulunca nedense ortalık fena karışmış... 

SAVUNMA 

Savunma konusunda da işbirliği fırsatları belli. Türkiye SİHA satacaktır, Aziz Tomas ülkesi de adalar bölgesini ve karasularında güvenliği sağlayabilecektir. Korsan gemi olayları ve yasadışı balıkçılık vs. konularına müdahale imkanları genişleyecektir. Ülkenin egemenliğini güçlendirici yönde bir girişim olacaktır.

ÇİKOLATA ADALARI 

Aziz Tomas ve Prens adaları ülkesinin diğer ismi Çikolata Adaları'dır çünkü ülkenin temel üretimi kakaodur.

Ülkenin tarihine baktığımızda ise sadece köle ticaretini görüyoruz. Zamanında Portekiz bu adalara gelmiş, Afrika'dan kölelerin ticaretini yaparken bu adayı da lojistik merkez ve kakao üretim plantasyonları için kullanmış. Bu yüzden adanın nüfusu Afrika'nın her yerinden gelme karışık zenci Afrikalı yapıda. Portekiz bunları Hristiyan yapmış, Portekizce öğretmiş, bugün de bu durum aynen devam. Diğer taraftan Afrika'ya misyonerlerin getirdiği Hristiyanlık çoğu ülkede sağlam tutmamış. Aziz Tomas'da da çok tuttuğu söylenemez. 'Bizi işgal eden Portekiz bize bunu zorla dayattı' gözü ile bakılıyor, tam özümsenmemiş. 'Mazlum Afrika kültürü' en baskın kültür. 

Ülkeye yurtdışından yegâne erişim yolu havayolu. Tek tük havayolları çalışıyor. Avrupa'dan sadece Portekiz bağlantısı var. Maalesef ticaret merkezlerinden uzakta olan küçücük ülkelerin ölçek ekonomisini tutturması ve vatandaşını refah içinde yaşatması, petrol, gaz vs. olmadıkça çok zor.

Aziz Tomas da büyükelçiliği olan ülkeler bir avuç. Avrupa'dan ve hatta Batılı ülke olarak sadece Portekiz’in var. Çin, Hindistan, Nijerya, G. Afrika var. Onun dışındaki ülkeler genelde civardaki Afrika ülkelerindeki elçiliklerinden yürütüyorlar ilişkileri. Nijerya, Gabon, Angola gibi veya eski sömürge ağası Portekiz gibi. Aziz Tomas'dan sorumlu Türk elçiliği de Gabon'un başkenti Libreville'deymiş. Bence çok ideal bir durum olmamış, malum Gabon'da Fransızca konuşuluyor, Aziz Tomas'da ise Portekizce. 

Aziz Tomas ve civar adaları hakkında, politika yapıcılarımıza ne tür politikalar önerebiliriz? 

1) Adaların en büyük ekonomik potansiyeli turizm. Bu bağlamda belki bir turistik tesis yatırımı yapılabilir, hatta büyükelçilik ve ilintili hizmet kurumları da (Ziraat banka şubesi, PTT, heliport, dükkânlar vs..) bu kapsamda ilgili tesise eklenebilir. İlgili arazinin satışı karşılığında Aziz Tomas'a Türkiye'den sanayi, savunma ürünleri de satılabilir.

THY 

2) Adanın İstanbul'a kuş uçuşu uzaklığı 5000 Km yani dar gövde uçak menzili içinde. Bu bağlamda THY haftada bir sefer koymayı değerlendirebilir. Bu durumda bu uçuş, ülkenin en önemli lojistik bağlantı noktası olacaktır ve çoğu ülkeye erişim ülke vatandaşları için iki aktarmadan tek aktarmaya (İstanbul) inecektir. 

3) Ülke ile Türkiye'nin ticaret miktarı yok seviyesindedir. Kimsenin adını duymadığı, haritada nokta kadar görünen bir ülke. Anlamlı bir ticari aktivite için kuru yük veya konteyner gemisi yanaştırmak gerekecektir. Ülkenin mevcut ekonomik potansiyeli buna pek izin vermiyor.

VİZEYE GEREK OLMAMALI

4) Türkiye ile Aziz Tomas arasındaki vizeleri kaldırmak ve STA anlaşması yapmak uygun olabilir. Türkiye kakao ithalatını öncelikli olarak bu ülkeye kaydırabilir, karşılığında Aziz Tomas da Türk malı ürün ve hizmet satın alır. Vizelerin kaldırılmasının Türkiye'ye olumsuz etkisi beklenmemelidir. Sonuçta 200 bin nüfuslu ülke. Gelse gelse 5-10 bin kişi ancak gelir, onlar da bizden Avrupa'ya geçerler. Bizden ise oraya yılda birkaç bin turist gidebilir ve bir kısmı orada yerleşerek zaman içinde önemli ticari hacimlerin oluşmasına vesile olabilirler. Ülkeler arasındaki ticarette karşılıklı göçen vatandaşların etkisi çok güçlü oluyor. Misal, İngiltere'ye son yıllarda on binlerce vatandaşımız ekonomik gerekçeler ile göçtüler, bunun ülkemize bazı geçici olumsuz etkileri oldu ama giden Türklerin girişimleri ve yoğun emekleri sayesinde her sene ihracatımız önemli seviyede artıyor.

RADAR VE GÖKBEY 

5) Türkiye, son senelerde radar teknolojileri konusunda mesafe aldı. Aziz Tomas'a da radar üssü kurmak, bunları Türk uyduları ile bağlamak faydalı olabilir. Afrika'nın petrol üreten ve hızlı büyüme gösteren bu bölgesinde hava ve deniz sahalarının kontrolü ve gözleminin stratejik faydaları olacaktır. Ayrıca bölgede zaman içinde Türkiye donanma, denizaltılar ve SİHA'lar için de tesisler kurabilir. Hürkuş gibi pırpırlı uçaklarının satışı veya kiralanması için de ülke coğrafyası uygundur. İki ada ve Afrika anakarası ile yolcu transferi için bir adet helikopter tahsisi de faydalı olabilir. Gökbey’in menzili 740Km, tam yükle dahi gerekli menzili sağlar. 

6) Aziz Tomas'ın Portekiz'den bağımsızlığını kazanmasında Çin Halk Cumhuriyeti destek olmuş. Daha sonra, Aziz Tomas farklı etkiler altına girmiş ve Tayvan ile ilişkiler geliştirmiş ve Çin ile ilişkisi kopmuş. 2016'dan itibaren tekrar Tayvan'dan Çin'e dönmek gibi akıllıca karar vermişler ve faydasını görmüşler. Afrika'nın dekolonizasyon süreci ve egemen devletlerin oluşması süreciyle beraber Koca Afrika'da zaten Tayvan'ı Çin temsilcisi olarak tanıyan pek ülke kalmamış durumda. 

7) Aziz Tomas borçlu bir ülke. Türkiye bu ülke ile danışıklı dövüşerek, batılı ülkelerin Aziz Tomas'a daha çok kaynak aktarmalarına vesile olabilir. Misal, Türkiye ve Aziz Tomas askeri işbirliği anlaşması açıklarlar ve bazı radar üsleri ve SİHA üsleri kurulacağını açıklarlar ise veya KKTC'nin tanınmasını görüşürler ise, muhtemelen birkaç gün içinde bazı batılı diplomatlar Aziz Tomas hükümetini ziyaret edip borçların azaltılması ve çeşitli ilave destekler karşılığında anlaşmaların iptalini isteyeceklerdir. Yani Türkiye sadece aktif bir diplomatik misyon ile dahi Aziz Tomas'a farklı ülkelerden kaynak aktarımı yapılmasını sağlayarak ülke halkına destek olabilir.

ATLANTİK'E ASKER ÇIKARTMA ZAMANI 

8) Türkiye’nin yaptığı bazı SİHA'ların menzili 7500 Km civarında. Yani Türkiye'den kalkıp, Akdeniz, Libya, Nijer, Nijerya, E.Gine geçip Aziz Tomas'a bu SİHA'lar iniş yapabilirler. Aziz Tomas merkezli, 7500 Km menzilli SİHA, bütün Afrika'yı gözlemleyip Güney Afrika'dan Fas'a kadar askeri operasyon yapabilir hale gelecektir. Ayrıca bu hamle ile Atlantik okyanusunda ve deniz ticaret yollarında Türkiye'nin önemli miktarda kontrol/gözlem alanı oluşur. Tarihi olarak ne Osmanlı ne Türkiye Atlantik Okyanusuna pek asker çıkartamamış, belki zamanı gelmiştir.

BATEPA'Yİ UNUTMA

9) Aziz Tomas ülkesi, sömürgecilik ve esir ticareti ile özdeşleşmiş bir markadır. Türkiye'nin bu geri kalmış ve büyük felaketler yaşamış ada ülkesi ile ilişkileri biraz da davul zurna ile duyurması ve ülke ismini gündeme getirmesi halinde, sömürgeci ülkelerin tarihlerindeki bu kara leke ile hesaplaşması ve sömürülen ülkelere kaynak aktarmaları, tazminat ödemeleri konusunda beklentiler artacaktır. Türkiye için bu durum ilave bir diplomatik kart olabilir. Kolonizatör ülkelerin 1953 yılında yaptıkları Batepa katliamının anılması her sene 3 Şubat'ta yapılmaktadır. Bu önemli anmalara ilgili diplomatlarımızın katılımı uygun olabilir.

10) Türkiye'de Portekizce de pek rağbet gören yabancı dil değildir oysaki Brezilya gibi çok önemli bir ülkede konuşulur ve 260 milyonluk nüfus ile dünyanın sekizinci en çok konuşulan dilidir. Bu ülke ile ilişkiler vesilesiyle belki Portekizce ile milletimizin ilişkisi de biraz düzelebilir.

HAVALİMANI VE LİMAN İŞLETMEK

11) Aziz Tomas'ın havalimanı ve limanlarının işletilmesi konusunda Türk firmalarının görev alması uygun olabilir. Bu tür ülkeler ile ticaret yapabilmek için ülkenin üretebildiği meyve, sebze, balık, kakao, kahve vs. gibi tarımsal ürünlerin öncelikli alıcısı olabilmek gerekir, hatta ederinden biraz daha fazla para vererek bu ürünleri alabilmek lazım, böylece Aziz Tomas ithalatını da Türkiye'den yapacaktır. Yani bir ülke kime mal satabiliyorsa ondan mal almayı tercih edecektir. Aziz Tomas'ın kakaosunu alan ülke, ona buzdolabı, televizyon, jeneratör, traktör, çimento satabilecektir.

12) Aziz Tomas, ne kadar küçük bir ülke ve ekonomi dahi olsa, Birleşmiş Milletler'de bir oyu vardır, Portekizce konuşan ülkeler başta olmak üzere, çeşitli ülkelerin siyasetinde az dahi olsa etkisi vardır. Bu bağlamda Türkiye, bu ülke ile ilişkileri geliştirmek için çaba göstermelidir.

13) Bu ada ülkesi volkanik bir dağ etkisi ile okyanusta oluşmuştur. Bu bağlamda Komorlar'a benzer. Komorlar konusunda uzunca bir yazı yazmıştım, önerilerin bir kısmı Aziz Tomas için de geçerlidir.

https://www.aydinlik.com.tr/haber/ay-adalari-komorlar-ve-mayota-sefkat-eli-uzatmak-470132

14) Türkiye'de balıkçılık yasağı olan ölü sezonda, bizim balıkçıların bu tür ülkelerde balıkçılık yapmasının önünün açılması uygun olabilir.

15) Ülkenin GSM sistemi çanak anten ile intelsat uyduları üzerinden çalışıyor. Buna alternatif olarak Türk uyduları da bu ülkede mobil telefon ve veri hizmeti sunabilir. 

16) Ülkede sınırlı televizyon yayını mevcuttur. Türk dizilerinin sunulmasının, tüm yukarıdaki faaliyetleri kolaylaştıracak bir etkisi beklenmelidir.

HARİCİYE YAKLAŞIMI

17) Hariciyemizin, ada ülkeleri ve hatta bağımsız olmayan fakat farklı kültürlere sahip olan adalar konusunda genel bir yaklaşım benimsemesi uygun olabilir. Aziz Tomas ada ülkesinin karakteristiklerine sahip olan dünyada çok sayıda ada veya ada devleti var. Buralarda Hariciyemiz az kaynak ile çok etki devşirmeyi hedeflemeli ve uzun vadeli planlar yapmalı. Kritik konu, ilgili ada ülkesinin sağladığı faydanın, aktarılan kamusal kaynaktan fazla olmasıdır yoksa durum sürdürülemez bir hal alır ve tüm hariciye yapısını olumsuz etkiler. Küçük de olsa her ada ülkesinde bir Türkiye diasporasının oluşması hayli kritik önemde çünkü Türklerin gittikleri yerde ilk yaptıkları iş Türkiye ile ilintili bazı işlerin veya ticaretin arayışı oluyor bu da kamu kaynağı harcamadan iki ülke ilişkilerini geliştiren zemini oluşturuyor. Para transferleri başlıyor, seyahatler başlıyor, lisan öğreniliyor, diplomatik hizmet ihtiyacı oluşuyor, çifte vatandaşlık durumları zaman içinde oluşuyor, ticaret ve kültürel alışveriş oluşuyor ve zaman içinde ilgili toplum siyasetinde önemli bazı isimlerin oluşmasının yolu açılıyor. Ada ülkeleri için ortak bir ekonomi/politik yaklaşım gösterilirse zaman içinde Türkiye'nin deniz ticaret yollarındaki, liman işletmelerindeki ağırlığı artacaktır. 

18) Aziz Tomas başbakanı Türkiye'ye geldiği için bu ada ülkesini örnek alarak yazıyı yazdık ancak bölgede çok daha önemli ada ülkeleri var, oralara da Hariciyemizin ilgi göstermesi gerekli. Misal Bioko adası ve Malabo şehrinde mevcudiyet önemli. Daha kuzeyde, yine eski Portekiz sömürgesi olan Yeşil Burun adaları (Cape Verde) var. Aziz Tomas için yazılan önerilerin tamamı burası için de geçerli. Yeşil Burun'da daha çok ada var. Nüfus, yüzölçümü, ekonomi, refah, turizm vs. her açıdan daha önemli bir ülke. Türkiye'nin burada da maalesef henüz elçiliği yok. THY buraya da uçmuyor, burasının da tek Avrupa bağlantısı Portekiz üzerinden.

GİNE BİSSAU ÖNEMLİ

19) Bölgedeki en önemli eski Portekiz sömürgesi olan ülke ise Gine Bissau ülkesi. (Yukarıda bahsettiğim Ekvator Gine'sinden farklı bir ülke. Adında Gine geçen 3 tane farklı ülke var). Bunlar Yeşil Burun ülkesi ile çok yakınlar yani aynı siyasi hareketler, aynı sömürge efendilerine karşı savaş vs... ama Gine Bissau'nun önemli farkı, yaygın dinin İslam olması. Ülke büyük, nüfus az ve seyrek. Birçok adası da var bu ülkenin. Belki Türkiye bu adalardan birini satın alabilir. Ülkenin stratejik öneminden dolayı ülke tarihinde sürekli darbeler, siyasi cinayetler olmuş. Potansiyel olarak bu ülke, sosyal yapısı gereği Türkiye'nin yakın müttefiki olabilecek bir ülke ama bu ülkeyi emperyalizm rahat bırakmaz. Gine Bissau'da neyse ki elçilik kurmuşuz ama THY buraya da uçmuyor. Bu kadar Müslüman yaşayan ülkede piyasa yine Portekiz'e bırakılmış. Haftada bir sefer dahi olsa düzenli bir uçuş koymak gerekli. Bu ülkenin ismini ileriki yıllarda daha çok duyacağız.

YERLİ TURİST AFRİKA’YA

20) Hazır Avrupa ülkeleri Türk vatandaşlarına vize konusunda bin bir zorluk çıkartıyorlarken, yapılacak en akıllıca iş, yerli turistimizi farklı ülkelere yönlendirmek. Afrika'daki ülkeler turizm için harika bir seçenek. Sonuçta Türk lirası buralarda hayli değerlidir, Avrupa gibi hepsi birbirinin aynı olan ülke ve kültürden de bahsedemeyiz. Afrika’da her görülen ülke bambaşka bir tecrübe. Vatandaşımızın parası da burnu havada kibirli Avrupalılara gitmez, fakir Afrika halkına gider.

Son Dakika Haberleri