Babacan: Dış politikada değiştirilmeyecek az şey var
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, ilk mitingini yaptığı Gaziantep'te Habertürk.com.tr yazarı Nihal Bengisu Karaca'ya röportaj verdi.
Türkiye'nin dış politikasına büyük ölçüde karşı olduğunu söyleyen Babacan “Bugün iktidarda olsanız şu anda uygulanan dış politika kalemlerinden hangisini 180 derece değiştirmek istersiniz?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Değişmemesi gereken çok az şey var. Doğu Akdeniz’de çıkarlarımızı korumamız doğru ama yöntemi böyle olmamalıydı mesela.”
Babacan, Karaca'nın 6'lı masanın cumhurbaşkanı adayı konusundaki ısrarlı sorularına karşılık, önce temel ilkelerde mutabakat hedefi koyduklarını belirtti. Babacan “Ekonomi konusunda da bir mutabakat ihtiyacı görüyor musunuz?” sorusu üzeirne şöyle konuştu:
“İster ekonomi, ister dış politika, eğitim, göç olsun biz bu konuların altı siyasi parti tarafından ortak çalışılması gereken konular olduğunu söyledik. Şubat, Mart ve Nisan toplantılarında söyledik. Mesela Merkez Bankası’nın bağımsızlığı konusunda farklı düşünen bir parti var mı? Yok. O halde çıkalım 'Merkez Bankası bağımsız olmalı' diye bunu söyleyelim. Böyle en az 10 tane 20 tane ana başlık rahat buluruz. Böyle 20 tane ana başlığı söylediğiniz anda da işin yüzde 90’ını bir çerçeve içine koymuş olursunuz. Çok önemli.”
'KURULDUĞUMUZDAN BERİ YATIRIMCILARLA GÖRÜŞÜYORUZ'
Ardından uluslararası yatırımcılarla temaslarına değinen Babacan, dikkat çeken açıklamalarda bulundu: “Uluslararası yatırımcılarla çok yoğun bir görüşme trafiğimiz var. Partimiz kurulur kurulmaz başladı ama artan bir tempoyla devam ediyor. Son bir ay içinde toplantı yaptık, yüzden fazla fon yöneticisi katıldı. Dünyanın en büyük fonları bunlar. Münferiden gelenler var. Dünyanın en büyük bankası, dünyanın en büyük fonu. Son bir ay içinde dünyanın en büyük bankasının risk yönetiminden sorumlu kişi çıkıp geldi. Neler neler soruyorlar. Didik didik ediyorlar.
'YENİ YÖNETİMİN POLİTİKASINI SORUYORLAR'
Artık geçen seneden farklı olarak yeni yönetimin ekonomi politikasını soruyorlar. Mevcut yönetim artık bitiyor bunu görüyorlar. Ben bunu 2001’de yaşamıştım. Üçlü koalisyon eriyor, Ak Parti belli ki iktidara yürüyordu. Bizim ekonomi politikamızı çok soruyordu herkes. Hatırlarsanız ben o zamanlar İstanbul’da, Boston’da, Londra’da road showlar yapmıştım. Onlar çok etkili oldu. Bu sayede işe başladığımız anda da sıfırdan başlamadık.”
'AYNI ORTAMI SEZİYORUM'
Ak Parti'nin iktidara geldiği dönemdeki gibi bir hava olduğunu savunan Babacan şöyle devam etti: “2002’de iktidara gelirken yaşanan ortamı yatırımcılardan seziyorum. Biz eğer seçimden sonra nasıl bir ekonomi politikası uygulayacağımız konusunda yeterli güveni oluşturamazsak yazık olur. Başka türlü güven oluşturmakta çok güçlük çekeriz. Ortak cumhurbaşkanı adayı da çok güçlük çeker. Özelleştirmeyi soracaklar, yap işlet devreti soracaklar. Ne diyecek. Diyecek bir şeyi yok. 'Ben bilmiyorum sormam lazım', 'ben bilmem, partiler bilir' diyecek bir cumhurbaşkanı adayıyla nasıl seçime gideceksiniz? Olmaz yani. Bizim kararlı, güçlü, ortak çalışılmış, brifinglerini almış, altı partiyle kendi düşüncesi örtüşmüş adayla pat diye yürüyüp devam etmemiz lazım.”