Bafa'ya vurmayın efendiler!
Fabrikalarımızın ülke ve bölge ekonomisi açısından ne denli önemli olduğu açıktır. Yalnız ekonomik olarak değil sosyal yaşam, çevre, doğa bakımından da önemlidir. Bunlar her bakımdan örnek olmalıdır.
Çağdaş, kültürlü, aydın iş insanlarımıza gecekondu gibi, harabe görünüşlü, çirkin, eski teknolojilerle çalışan fabrikaları modernleştirmek, güzelleştirmek yakışacaktır.
Bir süre önce "Sınırlı Sorumlu Bafa Doğal Yaşam Tarımsal Üretim ve Pazarlama Kooperatifi" isimli bir kooperatif kuruldu. Muğla Belediyesi internet sayfasında verilen bilgiye göre, "Muğla Büyükşehir Belediyesi ile imzalanan protokol kapsamında mülkiyeti Büyükşehir Belediyesi’ne ait Milas İlçesi, Gölyaka Mahallesi’ndeki 6269 metrekare alan zeytin ve zeytinyağı üretimi için kullanılacak. Ayrıca protokol kapsamında kooperatif desteklenecek, kooperatif taşınmaz üzerine bina inşa edecek ve zeytinyağı sıkım tesisi kuracak. Ürünlerin üretiminden, şişelenip pazarlamasına kadar Büyükşehir Belediyesi kooperatife teknik destek sağlayacak".
Kooperatife ayrıca MİTSO aracılığıyla GEKA'dan 470 bin lira hibe sağlandı.
Gerek Muğla Belediyesi'nin, gerek MİTSO'nun ve gerekse GEKA'nın kooperatifi desteklemesini büyük takdirle karşıladık.
Ama...
DAKİKA BİR YANLIŞ BİR
Kooperatife fabrika kurması için verilen arazi Bafa Gölü kıyısında, zeytinliklerle tarlalar arasında, tabiat parkındadır. Zeytinliklere, tarlalara ve tabiat parklarına fabrika yapılamaz.
Bafa Gölü ve civarı sanayi bölgesi değildir. 1994 yılında Tabiat Parkı ilan edilmiştir. Ayrıca Bafa Gölü'nün ve civarının tarihi eserler bakımından çok zengin bir bölge olduğu da göz önüne alındığında, zararın neresinden dönülürse kardır dedirtecek cinsten ciddi bir yanlışlık söz konusudur. Bölge, gerek bitki yapısı gerekse hayvan çeşitliliği açısından zengindir. Koruma altındadır. Bafalılar, doğal yaşamı korumak için kaçak yapılara, kaçak lokantalara, gölün kirlenmesine karşı yıllardır mücadele etmaye çalışılıyorlar. Şimdi de Bafa'da en hassas bir bölgede fabrikalara yol açılması üzüntü vericidir. Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin kurulacak başka fabrikalar için emsal teşkil edecek şekilde, zeytinlik ve tarlalar arasında ve tabiat parkında bulunan bir yeri fabrika kurulması için vermesini büyük talihsizlik olarak değerlendiriyoruz. Gerek belediyelerimizin gerekse kooperatiflerimizin tarih, kültür ve tabiat varlıklarımızı korumaya özen göstermesi gerektiğine inanıyoruz.
BAFA GÖLÜNÜ YOK ETMEYELİM; KURTARALIM
14 Ağustos günü bölgeyi ziyaret ettik. Göl gene leş gibi kokuyor. Balçık kıyıya vuruyor. "BENİ KURTARIN" diye yalvarıyor. Kaç yıl daha can çekişecek bu göl?
Yıllardır toplantılara katılıyorum, yazıyorum, çiziyorum, radyo TV programları yapıyorum. Gölün durumunu uzmanların ağzından anlatıyorum. Düzelme, ilerleme yok. Yok.
1992 yılında İsveç Televizyonu için yapmış olduğum ÖLÜ GÖL BAFA belgeselinde Mikrobiyoloji Profesörü Velittin Gürgün göl kirliliğinin nedenlerini, Menderes'in getirdiği kirlilik ve zeytinyağı fabrikalarının atıkları, tarlalarda kullanılan tarım ilaçları/zehirler, olarak açıklamıştı. Prof. Gürgün, bir açıklamasında da "bırakın o gölün balığını yemeyi, parmağınızı bile o suya sokmayın" demişti.
Uzmanlar yıllardır bu gölün kirlenmekte ve hatta can çekişmekte olduğuna işaret ediyorlar. Gölün içinde dört metreye varan balçık biriktiğini ve ivedilikle temizlenmesi gerektiğini söylüyorlar.
Göl kirliliğinin pek çok nedeni var. 2007 Yılından bu yana Bafa Gölü’nün sorunlarıyla ilgili çalışmalar yürüten ve kendisiyle pek çok kez görüştüğüm, görüşlerini pek çok kez Aydınlık ve Ulusal.com.tr'de ve başka yayın organlarında yazdığım Doç. Dr. Erol Kesici, Bafa Gölü’nün kendisine özgü canlı ve dinamik bir yapısı olduğunu, doğal göllerin, doğal olmayan müdahalelerle biyolojik çeşitliliğinin ve ekolojik dengesinin olumsuz yönde bozulduğunu belirtiyor. Ve yıllardır ivedilikle temizlenmesi gerektiğini söylüyor.
Menderes her geçen gün daha da kirli akıyor, kuruyor. O da ölüyor. Fabrikalara, kızıl su ya da karasu dedikleri atıkları için çukur kazma ve çaylara akıtmama kuralları getirildi. Bu çok olumlu bir gelişmeydi. Ancak ne yazık ki, gene çaylarda karasular görülüyor, gene gölde yaz ayları geldiğinde alg patlaması oluyor, balıklar ölüyor. Uzmanlar, halk, hepimiz gölün mutlaka temizlenmesi konusunda ısrarlıyız.
Fabrikalarımızın ülke ve bölge ekonomisi açısından ne denli önemli olduğu açıktır. Yalnız ekonomik olarak değil sosyal yaşam, çevre, doğa bakımından da önemlidir. Bunlar her bakımdan örnek olmalıdırlar. Çağdaş, kültürlü, aydın iş adamlarımıza gecekondu gibi, harabe görünüşlü, çirkin, eski teknolojilerle çalışan fabrikaları modernleştirmek, güzelleştirmek yakışacaktır. Onlar bir kentin, bölgenin, Türkiye'nin çağdaşlık, uygarlık aynasıdırlar. İş insanlarımızın da ekonomi kadar, kültür, tarih ve doğayı sahiplenmeleri beklenir. Kooperatiflerden de bu konuda örnek olmaları beklenir.
Adında "Bafa Doğal Yaşam" olan bir kooperatifin kurulmasını da halka, üreticiye açık olmak kaydıyla, çok yararlı bulduk ve destekledik. Ancak adında BAFA ve DOĞAL YAŞAM olan bir kooperatifin, tabiat parkı olan Bafa gölü yakınına fabrika kurmasını onayla(ya)mıyoruz.
Zeytinyağı fabrikası Bafa - Gölyaka sınırında yolun göl tarafında kuruluyor. Gölün zaman zaman yükseldiği (1960'lı 70'li yıllarda yola kadar yükseldiği olurdu) dikkate alındığında fabrikayı su basma tehlikesi de var. Kurulmakta olan fabrika şu anda göle tahminen 100 - 150 metre uzaklıkta. Burada sıkılan zeytinden çıkacak olan prina ve kızıl su atıklarının göle sızmaması için nasıl önlemler alınacağı merak konusu.
ZARARI KARA DÖNÜŞTÜRELİM ZEYTİNYAĞI FABRİKASI YERİNE GERİ DÖNÜŞÜM TESİSİ YAPALIM
Zeytinyağı fabrikası Bafa Merkez Mahallesi'nde sanayi bölgesi olarak seçilecek uygun bir yere Bafa mimarisiyle bütünlük oluşturacak, Bafa ekonomik, sosyal ve kültürel yaşamına katkıda bulunacak, en mükemmel ve örnek olacak bir şekilde kurulmalıdır.
Çevre Bakanlığı, Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğü, Muğla Büyükşehir Belediyesi Bafa Tabiat Parkı içinde fabrika yapımına izin vermemeliydi. Vermemelidir. Şimdi buraya dünya kadar para harcanmış, bölge mimarisiyle, doğasıyla hiç uyum içinde olmayan, kocaman bir karton kutu görünümünde ÇİRKİN bir bina yangından mal kaçırır gibi kondurulmuştur. Yanlış yapılmıştır. Şimdi bizce yapılacak iş, "zararın neresinden dönersek kar" deyip, binayı bölge mimarisine de elden geldiğince uydurarak Bafa Gölü'ndeki balçığın, hayvan idrarlarının, dışkılarının ve çevre mahallelerin çöplerinin işlendiği bir temizleme ve geri dönüşüm tesisine dönüştürmektir.
Bu tesis Bafa Gölü'ndeki, Menderes ile Menderes Havzası'ndaki ve çevre mahallelerdeki kirliliğin temizlenmesi için kullanılmalı, biyogaz ve gübre üretme tesisi olarak değerlendirilmelidir. Bu, kooperatifler arasında işbirliği ve dayanışma ile kolayca başarılabilir. Böyle bir projeye Bafa Gölü'nün yarısına sahip olan Aydın'dan da destek gelecektir. Muğla ve Aydın Büyükşehir belediyelerinin katkısıyla kooperatiflerimiz ortaklaşa böyle bir projeyi gerçekleştirebilirler.
Hayvancılar hayvanlarının pisliklerini atabilmek için traktörcülere ve işçilere büyük paralar ödüyorlar. Bu pisliklerin nereye atıldığı da ayrı bir konu [çoğunlukla doğaya, çaylara, oradan yağmur sularıyla göle]... Oysa bunlar satın alınarak ham madde olarak kullanılabilir. Buna bir de tüm mahallelerin çöplerini eklerseniz, buraya kurulacak olan bir Bafa Geri Dönüşüm Tesisi'nin hem doğa için hem de yurttaşların ekonomisine katkısı açısından çok büyük yarar sağlayacağı besbellidir.
Hammadde var, bina yapılıyor, kooperatifler hazır.
FABRİKALARIMIZI HALKIMIZIN YARARINA EN UYGUN YERLERE KURALIM!
BAFA'YI VE ÇEVRESİNİ, BÜYÜK MENDERES VE HAVZASINI KURTARALIM!