‘Bağımlılığın panzehiri spor ve sanat’
Pazar günü ‘Sağlıklı Yaşamın Keyfini Birlikte Sürelim’ sloganıyla düzenlenecek 11. Yeşilay Bisiklet Turu saat 10.30’da başlayacak. Yeşilay Ankara Şube Başkanı Aslan, organizasyonun hedeflerini, Yeşilay’ın misyonunu Bindallı’ya anlattı
Spor bilincini teşvik etmek, bağımlılıklardan uzak, sağlıklı yaşamanın önemine dikkat çekmek amacıyla Yeşilay tarafından organize edilen 11. Geleneksel Bisiklet Turu yarın 81 il ile KKTC’de eş zamanlı olarak yapılıyor. Türkiye’de bisiklete ve bisiklet sporuna halkın ilgisini çekmek amacıyla düzenlenen turlara Yeşilay, düzenlediği değişik organizasyonlarla son yıllarda önemli katkılar sağlıyor. Geleneksel Bisiklet Turu’ndan başka, Türkiye Yeşilay Cemiyeti, Yeşilay Spor Kulübü, Türkiye Bisiklet Federasyonu, Gençlik ve Spor Bakanlığı ortaklığında, İstanbul’un Tarihi Yarımada güzergahıyla Caddebostan-Maltepe güzergahında ayda bir düzenlenen turlara bisikletseverler yoğun ilgi gösteriyor. Uyuşturucu madde, alkol, tütün, kumar, ekran gibi kötü alışkanlıklarla mücadelede sporun önemini göstermesi vesilesiyle konuyu gündemimize aldık. Yeşilay Ankara Şube Başkanı Avukat Sevilay Aslan ile keyifli bir sohbet yaptık.
- Nereden geldi aklınıza bisiklet turnuvaları organize etmek? Neden bisiklet?
S.A: Bu aslında bir turnuva değil, yarış da değil, bu bir tur organizasyonu. Ankara’dan örnek verirsem, Eymir Gölü etrafında yapılacak. İsteyenler kendi bisikletleriyle isteyenler organizasyon yerinde kiralanacak bisikletlerle katılacak. İsteyen turu tamamlayacak, gücü yetmeyen geri dönüp piknik alanındaki etkinlikleri takip edebilecek.
Seğmen gösterisi, bando takımı, halaylar, çeşitli oyunlar, halat çekme gibi yarışmalarla, katılım ödülleriyle, genç yaşlı her yaştan insanlar, sporcular ve özellikle ailelerle bir pazar günü etkinliği olarak düzenlenecek. Açık havada, sporun iyileştirici etkisine vurgu yapan, herkesi kapsayan, eğlenceli, piknik havasında bir organizasyon olacak. Çekilişle 150 katılımcıya sağlık ve kültür hediyeleri (lazerle göz tedavileri, check-up paketleri, termal tatiller, konser ve müze biletleri, yöresel ürünler) dağıtılacak.
HEDEF İYİLEŞTİRİCİ GÜCÜ ORTAYA ÇIKARMAK
- Bağımlılıkla mücadelede sporun iyileştirici etkisi bilimsel midir, biraz açıklar mısınız?
S.A: Mutluluk ve haz verici olarak bilinen dopamin hormonu örneğin, güzel bir yemek yerken, bir yer gezerken, bir arkadaşla sohbet ederken, spor yaparken beynimiz tarafından doğal olarak salgılanır. Uyuşturucu kullanıldığında ise suni olarak ve normalden onlarca kat fazla salgılanır. Bağımlılıkla birlikte aşırı dopamine alışan bünye normal aktivitelerle salgılananı yeterli görmez ve boşluğa düşer. Sıkıntılar ondan sonra başlar. Spor, hormonları dengeli çalıştırarak kişinin kendini daha iyi hissetmesini, bir amaç edinmesini, kötü alışkanlıklardan uzak durmasını sağlar. Sporla özgüven artar, empati yeteneği gelişir, olumsuz duygularla baş etme, zamanı iyi kullanma öğrenilir. Özellikle ergenlik gibi daha tahammülsüz, daha tepkili olunduğu dönemlerde spor kişinin sıkıntı ve boşluklarıyla daha rahat baş edebilmesine yardımcı olur. Spor ve sanat, kötü alışkanlıklara ve bağımlılığa karşı iki önemli panzehirdir. Hedefimiz sporun ve sanatın iyileştirici yönünü hayata geçirmektir.
EKRAN BAĞIMLILIĞI DA MÜCADELE ALANI
- Yeşilay’ın çalışma alanlarını anlatır mısınız? Mücadele bağımlılıkla mıdır, kötü alışkanlıklarla mıdır daha çok?
S.A: Kötü alışkanlıklar bizim genel çalışma alanımız, fakat bütün alışkanlıkları aynı anda ele alıyor değiliz. İhtiyaçlarımıza göre akademik çalışma yürüttüğümüz alanlar var, alışkanlığın bağımlılığa dönüşmesi ile alakalı ayrıca çalışmalar var. Teknik mücadelemiz bağımlılık alanında, sosyal mücadelemiz kötü alışkanlıklar alanında diyebiliriz.
1920’lerde ilk kuruluş iradesi alkole ve tütüne karşı olmuş mesela. Günümüzdeyse teknoloji ve ekran bağımlılığı en yaygın, uyuşturucu bağımlılığı en tehlikeli konular haline gelmiş… 29 kişilik bilim kurulumuz var, tamamı bu konularda çalışmaları olan profesörlerden oluşuyor. Yeşilay’ın yaptığı bütün çalışmalar, kullandığı bütün araçlar, programlar, yayınlar önce bu kurulun filtresinden geçiyor, sonrasında sahaya yansıyor. Ayrıca 2022’den beri çalıştaylar yapıyoruz. Türkiye’nin bütün şehirlerinden üniversiteler bu çalıştaylarda bildiriler sunuyorlar. Oradan da derlenen akademik birikime sahibiz. Ciddi ve kapsamlı bilgi havuzumuz var.
BİRİNİN HASTALIĞI HEPİMİZİN HASTALIĞI
- Kötü alışkanlıkların hatta bağımlılığın özgürlük olarak görülmesine ne diyorsunuz?
S.A: Özgürlük, bilinenin tersine, sınır koyabilme yeteneği gerektirir. Bu sınır ne kadar iyi koyulabilirse o kadar özgür olunur demek istiyorum. “Benim bedenim benim kararım” kolaycılığına düşen insana, özellikle gençlere, doğru referanslarla ve doğru frekanslarda şu anlatılmalıdır. Senin bedenine verdiğin zarar benim sosyal güvenlik sistemimi, benim psikolojimi, mutluluğumu tehdit ediyor. Senin sağlıksız olman, sınıfta arkadaşlarını, öğretmenini, evde aileni, sokakta başkalarını etkiliyor. Senin verimsiz olman çalıştığın işi etkiliyor. Bu artık toplum içinde, sadece senin sağlığın olmaktan çıkıyor.
Nerede, ne zaman ve nasıl biteceğini bilmediğimiz ömrümüzün günlerini olabildiğince güzel geçirmek, olabildiğince mutlu olmak temel felsefemiz olmalı. Sen hastalandığında bakılacağın hastane, aile, çevre, eş, dost ya da devlete külfetini düşün. Bu sana değil, bütün topluma yükleniyor. Bu külfeti paylaşıyorsam, sana zararlı olanla olmayanın ne olduğunu anlatmak ve sınır koymak benim sorumluluğumdur. Bu sınırı koymak, bedenine karşı senin de sorumluluğundur.
CEVAP YEŞİLAY’IN MİSYONUNDA
- Bu cevabınız neoliberallerin hoşuna gitmeyebilir. Onlar da söylem ve eylemlerinde; propagandalar, platformlar, filmler, şarkı sözleriyle önümüze getirdikleri kültürde hep o sınırları kaldırmaya çalışmıyorlar mı?
S.A: Onlara da cevabı Yeşilay’ın tarihçesi ve misyonundan verebiliriz. Tarihçemize bakarsanız, birinci cümlede; “Yeşilay, 5 Mart 1920’de İstanbul’da, işgal güçlerinin Birinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında, toplumumuzda alkol ve uyuşturucu maddeleri yaygınlaştırmasını ve işgale karşı mücadele ruhunu yıkmasını önlemek amacıyla, padişah izniyle ve Şeyhülislam himayesinde, Dr. Mazhar Osman’la arkadaşları tarafından kurulmuştur,” diye yazar. Dr. Mazhar Osman, Yeşilay’ın kurucu başkanlığını 25 sene boyunca yürütmüş, Cumhuriyetimize başka hizmetlerde de bulunmuş, Atatürk’ün dava arkadaşıdır.
Yeşilay kültürel hassasiyetlerimiz gözetilerek sağlıklı nesiller oluşturulması için mücadele eden asırlık bir millî mücadele derneğidir. Elbette gelişen dünyada olduğu yerde kalmamıştır, kendini geliştirmiştir. Dünyaya entegre olurken de kültürel kodlarından, temel ilkelerinden sapmamıştır, bu ilkelerle hatta liderlik üstlenmiştir. Tarihi cumhuriyetimizden eski bir kültürün iki, üç cümleyle anlatılması kolay değildir. 104 yıldır mücadelemizin temelinde tüm bağımlılıklara karşı geleceğimizi birlikte dönüştürmek, bağımsızlığımızı geliştirmek bulunmaktadır. Damarlarımızdaki asil kanı kirletmeyelim.