Bahçeli'den Kılıçdaroğlu'nun yurt dışı gezisine TOGG'lu gönderme: Parlak beyinleri uzaklarda değil Ahmet'te Mehmet'te ara
MHP Lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bahçeli, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun TOGG'la ilgili yaptığı açıklamaları "Parlak beyinleri uzaklarda değil Ahmet'te Mehmet'te ara" diyerek eleştirdi.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin partisinin grup toplantısında gerçekleştirdiği açıklamalarından satır başları:
TÜRKİYE YÜZYILI VURGUSU
Cumhuriyet’in üçüncü evresinin ve ikinci yüzyılının ruh köküyle felsefi muhtevası “Türkiye Yüzyılı” ifadesiyle ortaya konulmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 28 Ekim 2022 tarihinde açıklanan “Türkiye Yüzyılı” beyanı devlet ve toplum hayatımıza yeni bir hedef, yeni bir moment, yeni bir nefes, yepyeni bir ivme kazandırmıştır.
“Türkiye Yüzyılı” çağrısı yeniden bir Kızılelma seferberliğinin tefekkür safhasından tezekkür, terakki, teklif ve tedarik sahasına geçişidir. Kanaatimiz odur ki, Türk milletine hizmet azmi “Türkiye Yüzyılı” kavrayışıyla daha da zirveye çıkacak, nihai gayemiz olan İ’la-yi Kelimetullah’a biraz daha yaklaştıracaktır.
5 Kasım 2000 yılında gerçekleştirdiğimiz 6’ıncı Olağan Büyük Kurultayı'mızda “Yüzyılla Sözleşme” hedefimizi açıklamıştık.
Memnuniyetle ifade etmek isterim ki, o günkü “Yüzyılla Sözleşme” beyanımızla bugünkü “Türkiye Yüzyılı” kararlılığı üst üste çakışmış, birbirini tamamlamış, Türkiye ve Türk milleti muazzam bir kalkışa ve uyanışa geçmiştir.
Biz, Sayın Cumhurbaşkanı’nın, “Gelin, Türkiye Yüzyılı, vizyonunu birlikte oluşturalım, birlikte inşa edelim. Gelin, Türkiye Yüzyılını, yeni bir millî mutabakat zemini hâline dönüştürelim.” davetine icabet ediyor, çağrıya kulak veriyor, buna da hazır olduğumuzu açık yüreklilikle dile getiriyoruz. Türkiye Yüzyılı vizyonunun ruhunu ve özünü ifade eden 17 başlığın hepsini de yararlı ve yerinde buluyor, hiç kuşku yok ki destekliyoruz.
Türkiye Yüzyılı, örselenmek istenen hak ve hukukumuzun sembolüdür. Türkiye Yüzyılı, görmezden gelinen hakikat mücadelemizin semeresidir. Türkiye Yüzyılı, Türk yüzyılıdır, Türk tarihinin yüz akıdır.
Türkiye Yüzyılı, Türk milletinin yeni bir zafer atılımıdır.
Ayrıntısına girmeyeceğim zecri ve zedeleyici sebeplerden dolayı Cumhuriyet’in birinci yüzyılında treni kaçırdık.
İkinci yüzyılında ise kaçırdığımız treni bu kez biz yapacağız, gecikmeye fırsat vermeyeceğiz ve Türkiye Yüzyılı doğrultusunda hep birlikte ilerleyeceğiz.
Allah’ın izniyle muvaffak olacağız, yüzyılın alnına Türkiye Cumhuriyeti’nin gücünü gururla yazacağız.
Zillet ittifakı Cumhurbaşkanı adayının arayışıyla uğraşırken Cumhur İttifakı eserleriyle, hizmetleriyle, haysiyetiyle ve vizyon projeleriyle konuşmakta ve göz doldurmaktadır.
"TÜRKİYE’NİN HİÇ ŞAKASI YOKTUR"
Leyleğin ömrü nasıl laklakla geçiyorsa, bunlarınki de dedikoduyla heba ve heder olmaktadır.Bu ittifakta buluşanların alayının aklını toplasınız bir incir kabuğunu doldurmayacaktır. Bunlarda ufuk yoktur, umut yoktur, huzur yoktur, hayır yoktur, halktan yana irade yoktur.
Hep birlikte düşmüşler bir arka, yakında ya bir kuzgun kapacak ya da bir karga, durumları aynısıyla budur. Zillet, millete galip gelmeyecektir. Zillet, Türkiye Yüzyılının yakılan meşalesini söndüremeyecektir. Zillet, Türkiye’nin önünü kesemeyecektir. Siyaset yapıyorum diye çullarını yırtanlara, kumlu dereden geçip emeli çarpık olanlara Türk milletinin gönül kapıları sürgülüdür.
Siyasetimizin ilkesel çerçevesi, “Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben” anlayışıyla sınırlıdır.
Milletimizin ve ülkemizin çıkarlarının yanındayız, her zaman da yanında olacağız. Türkiye’nin gelişmesi, güçlenmesi, zenginleşmesi, büyümesi, kalkınması, mutlu ve müreffeh hale gelmesi maksadıyla yapılan her girişimin, gösterilen her çabanın, yapılan her çalışmanın istisnasız destekçimiz. Bugün milli ve yerli silah sanayimiz imrenilecek bir seviyeye ulaşmıştır. İhtiyacımızı karşılamanın yanında, İHA’lar, SİHA’lar, Akıncı’lar, kara araçları, deniz platformları, milli uçak ve helikopter projeleriyle birlikte yine milli silah ve füze imalatı milletimize haklı bir gurur yaşatmaktadır.
Türkiye 170 ülkeye savunma sanayii ürünleri ihraç eden bir konumuna gelmiştir. İşte Tayfun füzesini görüyorsunuz, dosta güven, almasını bilen husumet yuvalarına da en iyi mesaj verilmiş, buna da devam edilmektedir.
Türkiye’nin hiç şakası yoktur.
KILIÇDAROĞLU'NA TOGG TEPKİSİ
Milli güvenliğimizin, milli varlığımızın, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğümüzün risk ve tehlikelere atılması diye bir şey söz konusu olamayacaktır.
Üzerimizde hesap yapan, punduna getirip ülkemize zarar vermeyi amaçlayan terör çeteleri ve muhasım ülkeler dikkat etsinler, akıllarını başlarına alsınlar, bizden söylemesi, dev artık uyanmakla kalmamış çok şükür muhteşem bir teknolojik atılımla ayağa kalkmıştır. Büyük bir memnuniyetle müşahede ve mütalaa ediyoruz ki, Türkiye artık kendine has birikim, imkan ve kabiliyetiyle otomobilini yapacak bir aşamaya gelmiştir. Bundan sadece Türkiye alerjisi olan odaklar rahatsız olacaklardır.
Hani Kılıçdaroğlu, “otomobil üretiyoruz dediler. Hani nerede? Milleti kandırıyorlar” diye konuşmuştu ya, sorduğu sorunun cevabını Allah’a çok şükür gözlerimizle 29 Ekim 2022 tarihinde Bursa Gemlik’te gördük ve şahit olduk. Sayın Kılıçdaroğlu, sana kötü bir haber vereyim, TOGG’un seri üretimi 2023 yılında başlıyor, buna şimdiden hazır ol, siparişini vermek için de haydi şimdiden kuyruğa gir.
İlk yerli ve milli elektrikli otomobil olan TOGG’un banttan indirilme törenine katılarak ortak sevinci paylaştık, bundan da iftihar ettik. Tek bir fabrika kurulmadı diyerek kuyruklu yalanlarına yenisini eklemekten utanmayan Kılıçdaroğlu’na diyorum ki, zaman bulursan, yolunu öğrenirsen, Gemlik’e gitmeni hassaten ve hakikaten tavsiye ediyorum. Kılıçdaroğlu ABD’de ve bazı Avrupa ülkelerinde parlak beyin bulmak için gezip tozarken, bu beyinlerle Cumhuriyet’in ikinci yüzyılını konuşacağım derken, pırıl pırıl zekalarıyla, gerçekten volkan ağzı gibi fışkıran akıl ve bilgi dolu beyinleriyle vatan evlatları Gemlik’te harikalar yaratmışlar, hayranlık uyandıran işler çıkarmışlar.
Sayın Kılıçdaroğlu parlak beyinleri uzaklarda, johnda, hansta, onda bunda değil, Ahmet’te ara, Mehmed’te ara, yabancısı olduğun Türk milletinde ara ve mutlaka bulacağını da kafandan çıkarma. Akaryakıt koyulmadığından dolayı 100 metre sonra duran ve pek çok tartışmaya neden olan Devrim otomobilinden 61 yıl sonra Türkiye’de bir çığır açılmış, muhkem ve müstesna bir adım atılmıştır.Hayaller sonunda gerçeğe dönüşmüştür.TOGG Gemlik Kampüsü göz kamaştırmış, Türkiye Otomobil Girişim Grubu’nun ortakları ve paydaşları muazzam bir yatırıma imza atmışlardır.
Kılıçdaroğlu duymadıysa söyleyeyim, TOGG Gemlik Tesisi 1,2 milyon metrekare arazi üzerinde 230 bin metrekare kapalı alana sahip, çevreci nitelikli muazzam bir üretim sahasıdır. Bu tesiste maşallah yok yoktur. TOGG’un fikri ve sınai mülkiyet hakları yüzde 100 Türkiye’ye aittir.
Sayın Kılıçdaroğlu hani nerede diyordun, işte her şey meydanda, gerçi gemlenmiş iradenle Gemlik’e baksan bile göremeyeceğini de aziz milletimiz gayet iyi biliyor. TOGG Gemlik Kampüsü tam kapasiteye ulaştığında her yıl 175 bin aracın üretileceği, 4 bin 500 kişiye doğrudan, 20 bin kişiye dolaylı iş imkanı doğacağı anlaşılmış ve bu sevindirici gerçek ortaya çıkmıştır. 2030 yılına kadar üretilecek 1 milyon otomobille milli gelirimize 50 milyar dolar seviyesinde bir destek de sağlanmış olacaktır.
Türkiye'nin hem hassas bir coğrafyaya sahip olması, hem de dünyada yaşanan gelişmelerin ulaştığı karmaşık boyutlar bu mücadelenin çok cepheli yürütülmesini mecburi kılmıştır. Başka bir şekilde ifade edecek olursam, ekonomik istikrarı ön plana çıkartıp siyasi istikrarı ihmal etmek ya da ikinci plana itmek makul ve mantıklı bir tercih değildir.
Benzer şekilde, siyasi istikrarı temel alıp ekonomik ve toplumsal istikrarı ihmal etmek de akıl işi değildir.
Zaten ekonomik ve siyasi istikrarsızlık birbirinin yapışık ikizi gibidir.
Öyle ki iki istikrarsızlık hali de birbirini beslemekte, sorunların karşılıklı olarak derinleşmesine hizmet etmektedir.
1920'li yıllarda başlayan yeniden imar ve inşa çabaları, çeşitli şekillerde, değişen hızlarda günümüze kadar süregelmiştir.
Aynı dönem boyunca birçok aksama ve sıkıntılarla da iç içe geçen bu sürecin analizi her bakımdan çok iyi yapılmalıdır.
Bu analizin sonucunda ortak akıl ve katılımla alınacak köklü demokratik tedbirler Lider Ülke Türkiye’nin Cumhuriyet’in yeni yüzyılına damga vurmasının önünü açacaktır.
Türkiye bir yanda siyasi istikrar ve güvenliğini, diğer yanda da ekonomik istikrar ve dengesini aynı anda başarmış bir ülke mertebesindedir.
Tehdit nereden gelirse gelsin, Türk milleti tek yürek, tek nefes, tek bilek halinde azgınlaşan tehditlere karşı koyacaktır. Dünyayı Türkçe okuma amacı “Türkiye Yüzyılı”nın ana çatısı olacaktır.
Milli kimliğin, milli birlik ve kardeşliğin kudreti maşeri vicdanda saklı duran hükümran maziyi tekrar ayaklandıracaktır.
Başkalarına özenen, başkalarını taklit eden, kendine güveni olmayan, kendi insanına hor bakan, Tanzimatçı ablukanın altında on yıllardır debelenen siyasi ve sosyal elitler Türkiye’nin büyüklüğünü ve tayin edilmiş kutlu hedefleri anlayacak ve anlamlandıracak asgari milli ruha sahip olmayan nasipsizlerdir.
Gelişmeyi sarıktan fese, festen şapkaya geçişte görenlerin, yakıcı meselelerin özüne nüfuz etmeden şekilde, gösterişte ve yüzeyde çırpınanların milletimize anlatacağı hiçbir şey de olamayacaktır. Cumhuriyet’in yüzüncü ve devamında başlayacak yeni yüzyılı sıradan bir takvim değişikliği değildir. Bu durum ülkemiz ve milletimizle birlikte beşeriyeti, Türk-İslam alemini ve dünyanın tamamını yakından ilgilendiren tarihi bir kavşak noktasına işaret etmektedir.
Geçmiş yüzyılın kaotik dar kalıplarına sıkışıp kalanlar için Cumhuriyet’in gelecek yüzyılı sadece kuru hamasetten öte bir manaya gelmeyecektir. Sorunlarla beraber çözümler de aynı hızla gelişmektedir. Türkiye çözüm odaklı, insani ve vicdani diyalogların cazibe ve çekim mihveridir.
Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın İstanbul’da çözülme ümidi, Kanal İstanbul Projesi’nin İstanbul’dan tüm dünyayı etkileme kapasitesi, tahıl koridorunun ağırlık merkezi olarak İstanbul’un sivrilmesi Türkiye’nin siyaset ve diplomaside 2023’e ve müteakip yıllara tesir kuvvetinin de ön habercisidir.
Bu yüzden Cumhuriyet’in yeni yüzyılı Türkiye Yüzyılının doğumu ve doğruluşudur.
Zillet demek eğilmiş baş, çökmüş diz, taviz ve teslimiyet döngüsüne hapsolmuş siyaset anlayışı demektir. Bizim böylesi bir karanlık ve köhne siyaset anlayışına asla tahammülümüz yoktur. Bizim ABD’deki bir benzinlikte şaibeli isimlerle hamburger yiyen tok esirlerle yürüyecek yolumuz kesinlikle yoktur. Bizim zillete değil, cumhurun zaferiyle perçinlenmiş, Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümüyle taçlanmış şahlanmaya ihtiyacımız vardır.
Türkiye Yüzyılı vizyonu açıklanır açıklanmaz, CHP’lilerin taciz ve tahrik sırasına girmeleri, mesnetsiz itham ve isnatlarla çarpıtma görevini üstlenmeleri hayasızlığın siyaset görüldüğü ayıplı bir durumdur.
Sabrınıza sığınarak CHP’li Mersin Belediye Başkanı’nın şu alçak sözlerine dikkatinizi çekiyorum:
“Vizyona bakın, gözlerim yaşardı iki gündür. Vizyona bakın, ikinci yüzyıl vizyonuna, tank, top, SİHA, İHA, vur, öldür, kahramanlık türküleri, Cumhuriyet bunun için kurulmadı.”
Belediyesinde PKK’lıları işe alıp terör yuvası haline getiren CHP’li bir belediye başkanından başka bir söz duymak mümkün müdür? Teröristler sınır içinde, sınır ötesinde, dağda, ovada, bu küstahın yönettiği belediyede yakalanıp etkisiz hale getirildikçe kuduruyorlar, çılgına dönüyorlar. And olsun sizi kudurtmaya devam edeceğiz.
Biz kahramanlık türküleri söyleyeceğiz, siz saklanacak delik bile bulamayacaksınız. Tankımızdan, topumuzdan, SİHA’mızdan, İHA’mızdan rahatsız olanlar terörün yedeğine düşmüş onursuzlardır, nitekim onlara huzur yüzü yoktur, onlara rahat yoktur, onlara merhamet yoktur.
Kılıçdaroğlu, “Erdoğan benim aday olmamdan çok korkuyor”, demiş.Korkaklar milli başarıları gölgelemek için sıraya girenlerdir.Korkaklar Türkiye’yi taşa tutanlardır. Korkaklar terör örgütlerinin, emperyalist tertipçilerin arkasına saklananlardır. Sayın Kılıçdaroğlu davul sen de, tokmak başkasında, önce aday ol, sonra konuş. Ardından da siyasetinde milli ve ahlaklı olmaya çalış. Bu zihniyet zehirlidir, zillettedir.
BURAK HAKTANIR'A DESTEK OLDU
Sözde bir film yönetmeninin, düzenlenmiş bir ödül töreninde, PKK havarisi, terör heveslisi Tabipler Birliği Başkanı için, “sırf barış dedi diye hapse attılar” sözü ve aldığı kirli ödülü söz konusu bölücü şahsa ithaf etmesi de zillet ittifakının kokuşmuş ana fikri, ana eğilimidir.Terörizme, ihanete, melanete, rezalete barış diyenler, barışın yegane düşmanıdır.
Bu tiplerin barış, adalet, demokrasi ve özgürlük çıkışları Türkiye’ye kurulmuş bir nevi bombalı tuzaktır.
Buna karşılık doğrudan yana tavır alan, Türk Silahlı Kuvvetleri’mize iftira atıldığını haykıran, bu suretle milletimizin takdirini toplayan gerçek sanatçımız Burak Haktanır’ın cesareti ve dik duruşu da hakikaten alkışlanacak düzeydedir ve kendisini tebrik etmek, helal olsun demek boynumuzun borcudur.