‘Bahçeli’nin yaptığı hükümeti yıkma faaliyeti’
Vatan Partisi, İYİ Parti ve Gelecek Partisi yöneticileri kayyımı ve ikinci açılım söylentisini tartıştı. Özgür Bursalı’nın, Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’ı Meclis’e çağıran çıkışıyla ilgili ‘Bu yaptığı açıkça hükümeti yıkma faaliyetidir’ yorumu dikkat çekti.
Vatan Partisi, İYİ Parti ve Gelecek Partisi temsilcileri Ulusal Kanal’da bir araya geldi, kayyımları ve ikinci açılım söylentilerini tartıştı. Yapım ve sunumunu üstlendiğim Ankara Gündemi programının bu haftaki konukları Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Kadir Ulusoy ve Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Rumi Bekiroğlu idi.
Ulusoy ve Bekiroğlu, kayyımların hukuki olmadığına, siyasi ve keyfi olduğuna işaret etti. Ulusoy, “Hukuken ispatı gerekiyor. Sadece bir siyasi irade istiyor diye yapılmamalı” şeklinde konuştu. Bekiroğlu da “Kayyımlar vesayettir” ifadelerini kullandı. Bursalı ise “Devlet zaafı kayyımların yanlış olduğunu göstermez” dedi. Bursalı’nın Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’ı Meclis’e çağıran çıkışıyla ilgili “Bu yaptığı açıkça hükümeti yıkma faaliyetidir” yorumu dikkat çekti.
‘SEÇİMLE GELEN SEÇİMLE GİDER
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Kadir Ulusoy, “Bu iktidara kadar kayyım uygulamaları bu şekilde gündem olmazdı. ‘Genelde hukukun bir bildiği var’ denirdi” sözleriyle başladı. “DEM Parti terörle ilgiliyse kapatılmalı” diye devam etti. Hükümetin çifte standart uyguladığını aktaran Ulusoy şunları söyledi:
“İYİ Parti olarak bizim ilkemiz: Seçimle gelen seçimle gider, bakışıdır. Tabi suç ve suç örgütü, terör örgütü varsa buna da seyirci kalınamaz. Fakat bunun hukuken ispatı gerekiyor. Sadece bir siyasi irade istiyor diye yapılmamalı. Çifte standart olmamalı. Bir boşluk da şu: Hep aynı siyasi geleneğin yapılarından bahsediliyor. O zaman devlet bu işi kökten çözmeli. Bu geleneğin şuanki tarzıyla ve terör ağzıyla siyaset yapmasına izin verilmemeli. Buna parti kapatmak ve yöneticilerine siyasi yasak getirilmesi dahil.”
‘KAPATILMASINA HUKUK KARAR VERMELİ’
“DEM Parti terörle ilgiliyse kapatılmalı. Hadiselere hukuki temelden bakıyoruz. DEM Parti’nin kapatılmasına hukuk karar vermeli...
“Anayasa Mahkemesi’nin ‘Meclis’e sok’ dediği Can Atalay’ı almıyorlar, ‘Terör örgütü lideri Meclis’e gelsin’ diyorlar. Geldiğimiz garabete bakın. Bu garabetin sebebi pazar fiyatları, emekli maaşları, yeni asgari ücretin konuşulmaması; gündem değiştirme... Hükümetin söylediği bu yapının terörle iltisaklı olduğu. Bunun propagandasını yapmasınlar bize. Gereğini yapsınlar. Kapatsınlar. Fakat kapatmıyorlar, sonra da diyorlar ki ‘Bunlar terörist, işbirliği yapan da terörist’. Sonra da dönüyorlar, o yapının kendisiyle işbirliği arıyorlar. Ayaklarına gidiyorlar, tokalaşıyorlar. ‘Anayasa değişikliği için işbirliğine hazırız’ diyorlar. İkinci saçılıma, Türk milleti izin vermeyecektir. Birincisine karşıydık, ikincisine de karşıyız.”
‘KAYYIM VESAYETTİR, KEYFİ UYGULAMA’
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Rumi Bekiroğlu, yargı kararlarının kesinleşmediğinin altını çizdi. “Bir hafta önce Cumhurbaşkanı Yardımcısının yanında iki aileyi barıştırma yemeğine katılan Ahmet Türk, ne oldu da br günde terörist oldu” diye soran Bekiroğlu şöyle anlattı:
“Hukuk garabetleri ve keyfi uygulamalar nedeniyle ne yazık ki ülkemizin gerçek sorunlarını konuşamıyoruz. Gerçekten bir suç varsa böyle atamalar yapılabilir ancak bunun için kesinleşmiş yargı kararları gerekir. İçişleri Bakanlığının keyfi hareketleri ile bu olmaz. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Bu durum AK Parti’nin kuruluş felsefesine de terstir. Masumiyet karinesi diye bir şey var. O nedenle kesinleşen yargı kararları dışında konuşamayız. Biz bu kayyımları vesayet olarak değerlendiriyoruz. Bir hafta önce Cumhurbaşkanı Yardımcısının yanında iki aileyi barıştırma yemeğine katılan Ahmet Türk, ne oldu da br günde terörist oldu?.. Cumhurbaşkanı, Bahçeli’nin çıkışı konusundaki görüşlerini açıklamalı. Şuanda ikisi çelişiyor.”
‘BAKIRHAN KELEPÇEYLE GÖTÜRÜLMELİ’
Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, DEM Parti Eş Genel Başkanının “Seyit Rıza, Şeyh Saitler, Mazlumlar, Sakineler ne yaptıysa Kürt halkı da onların yaptığını yapacaktır" sözlerine tepki gösterdi. “Tuncer Bakırhan, kelepçeyle götürülmeli. Bu sözlere ve manzaraya tahammül edilemez” cümlelerini kurdu. Kayyımların yerinde olduğunu ve devamının gelmesi gerektiğini savunan Bursalı şunları kaydetti:
“İlkemiz devletin ve milletin bölünmez bütünlüğüdür. Bundan daha büyük bir hukuk yok. Dolayısıyla Türkiye’de bölücülüğe özgürlük olamaz. Bu dünyanın hiçbir yerinde de olmaz zaten. Türkiye PKK ve DEM Parti gerçeğini çok ağır bedeller ödeyerek yaşadı. DEM Parti, PKK’dır ki onlar bile PKK olduğunu gizlemiyor. Dolayısıyla bu atanan kayyımlar doğrudur. O belediyelerde bir millet iradesi yok, PKK iradesi var.”
‘KAPATMAMAK BÜYÜK BİR DEVLET ZAAFI’
Bursalı, Türkiye Cumhuriyetinde hükümet kaynaklı bir devlet zaafı yaşandığını öne sürdü. Terör iltisaklı kişilerin aday yapılmasını, DEM Parti’nin kapatılmamasını örnek verdi. İkinci açılımın başlamadan bittiğine dikkat çeken Bursalı, Devlet Bahçeli’nin AK Parti’ye dirsek attığını dile getirdi. Bursalı’nın konuşmasında şunlar öne çıktı:
“İnsanlar haklı olarak suçlularsa neden aday yapıldıklarını soruyor. Burada tabi bir devlet zaafı var. Bu kurumsal yapıyı kapatmamak büyük bir devlet zaafı. Hükümet zaafların tam ortasında, Anayasa Mahkemesi de bu sorumluluğa ortak. Ama bu zaaf bugünkü kayyımların yanlış olduğunu göstermez. Biz geçen hafta DEM Parti’nin kapatılması için Yargıtay’a başvuruda bulunduk. Çünkü böyle bir partinin var olması bir hukuk cinayetidir.”
‘BAHÇELİ’NİNKİ HÜKÜMETİ YIKMA FAALİYETİ’
“Devlet zaafı ve Devlet Bahçeli zaafı birleşmiş oldu. ABD-İsrail aklıya Türk milletinin önüne getirilen ikinci açılım başlamadan yerle bir oldu. Hem Sayın Cumhurbaşkanının ifadeleri, hem hükümete yakın bazı isimlerin verdiği bilgiler, hem de Türk devletinin attığı adımlar kayyım vs. bunu gösteriyor. Bahçeli’nin kendi ajandası olduğu görünüyor. Bahçeli’nin girişimi bir hükümet krizi doğurdu. Kendi partisini bitiriyor, AK Parti’yi de bitiriyor. Paçasından aşağı çekiyor. Bu AK Parti’ye muazzam bir dirsek atma olayıdır. Ecevit’e nasıl yaptıysa öyle. Bu yaptığı açıkça hükümeti yıkma faaliyetidir...
“Türkiye buna esaslı bir yanıt vermeli. O da Vatan Partisi’nin merkezinde yer aldığı, tüm milli unsurların bulunduğu üreticilerin milli hükümetiyle olur. Çünkü bir hükümet bunalımının içindeyiz. Bu milli hükümet de DEM Parti’yi kapatır, Suriye’yle askeri işbirliği yapar, İran ve Rusya ile de birlikte Suriye’deki YPG başta olmak üzere bölgedeki bütün terörün kökünü kurutur, sorun çözülür.”