Bakan Akar: Macron'un politikaları iflas etti
Milli Savunma Bakanı Akar, Yunanistan'ın gerginliği artırıcı, tırmandırıcı, provokatif davranışlarını mutlaka bir tarafa bırakması gerektiğini söyledi. Akar ayrıca 'Yunanistan’ın Macron’un kendini kurtarma operasyonlarına meze olmaması lazım. Macron'un politikalarının iflas ettiği ortadadır.' dedi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Antalya'nın Kaş ilçesinde canlı yayında Anadolu Ajansı (AA) Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Metin Mutanoğlu'nun gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
"Son dönemde Türkiye ile Yunanistan'ı karşı karşıya getiren adalar meselesi tekrar gündeme geldi. Meis Adası da bunlardan bir tanesi. Yunanistan bu adalar üzerinden 40 bin kilometrekarelik bir alan talep ediyor. Yunanistan Cumhurbaşkanı bugün Meis Adası'na gelmiş, bununla ilgili kanaatlerinizi paylaşır mısınız?" sorusuna karşılık Akar, bilindiği gibi birkaç gündür komutanlarla birlikte silahlı kuvvetlerin bazı unsurlarını ziyaret ederek denetimlerde bulunduklarını ve sahadaki komutanlardan bilgi aldıklarını söyledi.
"Şu anda bulunduğumuz yer, Deniz Kuvvetlerimize ait bir unsurun bulunduğu bölge. Burada sizlerle beraberiz." diyen Bakan Akar, bulundukları yerin hemen karşısında Kaş'ın bir mahallesinin olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Hemen bunun karşısında gördüğümüz ada da ana karamıza 1900 metre mesafedeki Meis Adası. Hemen onun sağında, batısında gördüğümüz de Türkiye'ye 4 kilometre civarında uzaklığı olan Karaada. Meis Adası'nın doğusunda da Fener Adası var. Fener Adası'nın ana karaya mesafesi 4 bin 500, 5 bin metre civarında olmakla beraber, Fener Adası'nın bizim adalarımıza olan mesafesi ise 1700 metre. Dolayısıyla iç içe bulunuyoruz. Hemen karşımızda da Kaş ilçemiz bulunmaktadır. Dolayısıyla buradaki görüntü, coğrafi konum, geometrik konum, gerçekten anlatılması ve anlaşılması, ayrılması gerçekten zorluklar içeriyor, birbirine girmiş vaziyette."
'BUNLAR KARŞILIKLI DİYALOG İMKANINI VE ANLAYIŞI TAHRİP EDİYOR'
"Meis Adası'nı Yunanistan, kendi deniz sahası olarak ilan ediyor. Buna göre, Türkiye'nin deniz sahası şu gördüğümüz alan mı oluyor sadece?" sorusu üzerine Akar, "Burada, Yunanlı komşularımız, daha önce yapılan mahkeme kararlarını, uluslararası anlaşmaları vesaire bir tarafa bırakıp, adaların sadece olması gereken kara sularının ötesinde çok ciddi şekilde birtakım deniz yetki alanları bakımından ısrar ediyorlar." dedi.
Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Diğer bir değişle biraz önce bahsettiğimiz gibi bize 1900 metre mesafede, Yunanistan'a, anakaraya mesafesi 580 kilometre. Sayın Cumhurbaşkanı büyük bir ihtimalle 5-6 saatlik bir yolculuktan sonra buraya ulaşabilmiştir. Gördüğünüz gibi bizim burada bazıları yüzerek gidip gelebiliyorlar, turistlik gidiş gelişler var, ekonomik ilişkiler var, ticari ilişkiler var. Dolayısıyla burada halklar birbirine çok yakın bir şekilde yaşamaktadırlar. Buradaki, Meis'teki Yunan halkının da ihtiyaçlarının büyük bölümünün buradan, Kaş'tan karşılandığını biraz önceki yaptığımız görüşmeler sırasında ilgili arkadaşlarımız ifade ettiler. Yani böyle bir ada, büyüklüğü de takriben 10 kilometre kare büyüklüğünde. Hal böyleyken Akdeniz'e 1870 kilometre uzunluğunda kıyısı olan Türkiye bir tarafa bırakılmak suretiyle, bu 10 kilometrekarelik adaya 40 bin kilometrekarelik deniz yetki alanı değerlendiriliyor, düşünülüyor, iddia ediliyor, talep ediliyor. Bunun kabulü mümkün değil. Bunun akılla, mantıkla, hukukla izahı mümkün değil. Dolayısıyla bu konudaki çalışmalar bildiğiniz gibi yapılmakta, tezler konuşulmaktadır."
Bu adanın da diğer 23 ada gibi silahtan arındırılması gerektiğini bildiren Hulusi Akar, "Buranın silahsızlanması lazım. Bu daha önce yapılan bütün anlaşmalarda, 1912, 1923, 1947 Paris Antlaşması, bütün bu anlaşmalarda silahtan, askerden arındırılmış olması lazım, gayri askeri statüdeki adalar bunlar." diye konuştu.
Herkesin bildiği ve gördüğü gibi bu statüye sahip 18 adanın Yunanlılar tarafından anlaşmalara aykırı bir şekilde silahlandırıldığını ifade eden Akar, şöyle devam etti:
"Oraya asker konuşlandırılmış, bunlar tabii ki gerginliği tırmandırmakta, bunlar karşılıklı diyalog imkanını yok etmekte ve anlayışı tahrip etmekte. Bu konuda çok duyarlı olmak lazım, dikkatli olmak lazım. Bu tür gerginliği artırıcı tırmandırıcı, provokatif davranışların bir tarafa bırakılması lazım ki gerçekten uluslararası hukuka göre, iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde diyalog ortamı olabilsin, karşılıklı siyasi yol ve yöntemlerle konuşup, görüşüp problemlerimizi çözebilelim."
'MUTLAKA SONUÇLANMASINI SAĞLAYACAĞIZ'
Bakan Akar, "Egaydaak dediğimiz, birtakım kayalıklar, birtakım adalar meselesi henüz daha uluslararası anlamda da çözüme kavuşturulamışken, Yunanistanlı bazı yetkililerin, bu adaları ziyaret ettiklerini görüyoruz. Bugün de Yunanistan Cumhurbaşkanı Meis Adası'na geldi. Bu konu nasıl çözülecek? Sizin bu konudaki tavrınız, fikriniz nedir?" sorusuna şu karşılığı verdi:
"Egemenliği anlaşmalarla Yunanistan'a devredilmemiş ada, adacık ve kayalıklar var. Egaydaak, açılımı bu. Burada maalesef Yunanlı komşularımız, yine son derece bencil davranmakta, bütün hukuku kendine doğru yorumlamakta, hep kendileri açısından yorumlamakta ve bu egemenliği anlaşmalarla devredilmemiş olan bu adaların mutlaka konuşulması, görüşülmesi, buradaki hakkımızı, hukukumuzu almamız gerekiyor. Bunun tanınması lazım, bizim haklarımızın hukukumuzun. Bu konuyu da tekrar tekrar gündeme getiriyoruz, bunların takipçisiyiz. Dolayısıyla bugüne kadar şu veya bu şekilde gelmiş bazı faaliyetler, çalışmalar, bunların uluslararası hukuka, teamüllere, mahkeme kararlarına uygun şekilde gerçekleştirilmesini istiyoruz. Buradaki hakkımızın, hukukumuzun çiğnenmemesini istiyoruz, bu oldu bittilere meydan verilmemesini istiyoruz. İnşallah bu konudaki çalışmamızı da tamamlayacağız ve bunun mutlaka sonuçlanmasını sağlayacağız. Bu konuda şu anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti son derece kararlı. Biz diyalogdan yanayız. Bunu başlangıçtan itibaren ifade etmek isterim. Biz gerçekten buradaki sorunlarımızın barışçıl yöntemlerle siyasi çözümlere kavuşmasını arzu ediyoruz. Bu konuda uluslararası hukukun adil bir şekilde uygulanmasını istiyoruz. Bu konuda herhangi bir şekilde önyargılardan uzak, taassuptan uzak, hep bana hep bana demenin ötesinde bir yaklaşım içinde çalışmaların gelişmesine gayret gösteriyoruz."
"Burada biz bunları söylerken diğer taraftan maalesef Yunanlı komşularımız adaları silahlandırmaya devam ediyor. Birtakım askeri hareketliliklerle söz konusu gayrı askeri statüye sahip adalara asker getirip götürmelerini sürdürüyorlar." diyen Bakan Akar, şunları kaydetti:
"Bu çerçevede bunların biraz önce sizin de bahsettiğiniz gibi bize çok yakın adalar, işte gördüğünüz gibi elimizi uzatsak tutacağımız Meis Adası var. Bu adaya sanki kutlama için başka ada kalmamış gibi, Yunanlı komşularımızın sahip olduğu birçok ada var. Bu adalara değil, hep bu adaya geliniyor, Türkiye'ye yakın oluyor. Bunlar tabii ki bizleri, Türk kamuoyunu rahatsız eder. Bunu kışkırtıcılık olarak görüyoruz. Bunlara gerek yok, bunları biz arzu etmiyoruz. Biz olayların sükunetle, suhuletle çözülmesini ve konuşmaların gerginliklerden uzak yapılmasına gayret gösteriyoruz."
'YUNANİSTAN'DA SİLAHLANMA YARIŞI BAŞLADI'
Son zamanlarda Yunanistan'da bir silahlanma yarışı başladığını belirten Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle Fransa'nın da Sayın Macron'un da tahrik ve teşvikiyle bu konu daima gündemde tutulmakta ve sanki bir gelişmeymiş veya bununla bir çözüm olacakmış gibi devamlı karşımıza çıkan haberler var, şu kadar uçak gelecek, bu kadar gemi gelecek vesaire. Tabii bunlara güvendiklerini söylüyorlar, bunların kendileriyle alakalı bölümünü söylüyorlar fakat güvenilen dağlara karlar yağmadan bizim bir an önce diyalog yapılarını açmamız, konuşmamız, görüşmemiz lazım ve karşılıklı diyalogla, konuşmalar, görüşmeler yoluyla problemlerinizi çözmeye çalışmamız lazım. Bunun çok daha sağlıklı, çok daha akılcı bir yol olduğunu herkesin de görmesi lazım."
Gerginliğin, kışkırtıcılığın, provokasyonun hiç kimseye yararı olmadığını vurgulayan Akar, "Özellikle Yunanistan'a bir yararı yok, yani bunun anlaşılması lazım. Burada özellikle Macron'un liderliğinde, Macron'un öncülüğünde bir provokatif yaklaşım var, bu konularda bir kışkırtıcılık var. Her seferinde bir şekilde Yunanistan tahrik edilmekte, Yunanistan yönlendirilmekte, silahlanmaya teşvik edilmekte, birtakım planlı plansız tatbikatlara sevk edilmekte." diye konuştu.
Son 15 günde 4 kez, 4 büyük kara, deniz ve hava kuvvetleri unsurlarının katıldığı çok uluslu tatbikatlar gerçekleştirildiğine dikkati çeken Akar, "Bunlar tahrik değil de nedir?" derken, Türkiye'nin Kuzey Kıbrıs ile yaptığı tatbikatın her yıl gerçekleştirilen planlı tatbikatlardan biri olduğunu belirtti.
Söz konusu tatbikatta, Türkiye'nin kararlılığını, yürütülen faaliyetlerin koordinasyonunun sağlandığını aktaran Akar, "Dolayısıyla burada herhangi bir sürpriz, herhangi bir farklı uygulama yok iken Yunanistan konuyla alakası olmayan bölgede, alakası olmayan diğer devletlerle, diğer kuvvetlerle, birtakım tatbikatlarla buradaki huzura, insicama, istikrara zarar vermektedir. Bunun bilinmesi lazım." görüşlerini paylaştı.
'MACRON'UN POLİTİKALARININ İFLAS ETTİĞİ AÇIK VE SEÇİK GÖRÜLMEKTE'
Bir soru üzerine Akar, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un bu süreçte asıl maksadının ticari olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"(Fransa'nın) Çok açık ve net bir şekilde görülmektedir ticari maksadı olduğu kesin. Kendi ekonomilerine katkı sağlamak bakımından birtakım uçak ve gemi satmak suretiyle, Yunanistan'ı silahlandırmak suretiyle, Yunanistan'dan alacağı paralarla kendine ekonomisine katkı sağlayacak. Fakat bunun ötesinde ve dışında daha da önemli bir husus var, belki bundan daha da önemli o da şu; Macron liderliğinde yapılan çalışmalardan, uygulanan siyasetten, uygulanan politikalardan herhangi bir sonuç elde edilemediği, bu yönde giden sayın Macron'un bir anlamda politikalarının iflas ettiği açık ve seçik görülmekte. Dolayısıyla bunu örtbas etmek için kendilerince bazı roller kapmakta, bazı roller almaya çalışmakta. Bunun da en somut örnekleri yıllarca YPG'yi desteklediler, PKK'yı desteklediler, daha sonra Libya'da Hafter'i desteklediler ve bu politikaları çöktü, hem dünya kamuoyu önünde, hem Fransız kamuoyu önünde. Fransız halkı son derece bilgili, bilinçli, kültürlü insanlar. Buradaki yanlışları görüyorlar.
Sayın Macron, Fransız kamuoyundaki desteğinin kaybolduğunu gördüğü için çok açık ve seçik bir şekilde, çok iyi de takip ettiği için bunun verdiği asabiyetle kendince birtakım girişimlerle, birtakım eylem ve söylemlerle bu hatalarını örtbas etmeye çalışıyor ve ancak bununla bunların yapılması da mümkün değil. Bu konuda bizim temennimiz Yunanlı komşularımızın Fransızlar tarafından Macron liderliğinde yapılan bazı bu girişimlere vesaire kapılmaması, bunlara 'evet' dememesi, gerçeği görmesi. Geçenlerde ifade ettiğimiz gibi Yunan halkı bunu çok iyi biliyor. Bilgili, bilinçli bir Yunan halkı var, bu halkın bunu görmesi lazım ve Yunanistan'ın bu şekilde Macron'un kendini kurtarma operasyonlarına meze olmaması lazım."
'YUNANLI DOSTLARIMIZIN AKLI SELİMLE DAVRANMASINI BEKLİYORUZ'
Bakan Akar, bir başka soru üzerine, Doğu Akdeniz'deki deniz yetki alanları ve egemenlik konusunda, Türkiye'nin akılla, mantıkla, uluslararası hukukla, mahkeme kararlarıyla, teamüllerle, yazılı metinlerle, daha önce yapılmış olan süreçlerle çalışılmasının, o şekilde meselelere bakılmasının taraflar için yararlı olacağı kanaatinde olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
"Şimdi bir karasuları meselesi var. Şimdi karasuları 6 mil, adaların karasuları 6 mil Ege Denizi'nde. Şimdi hal böyleyken, her şekilde bu devam ederken, dünyada hiç örneği görülmemiş bir şekilde Yunanlı komşularımız hava sahasını 10 mil olarak ilan ediyorlar, 10 mil kabul ediyorlar. Böyle yapıldığı zaman hayati idamesi mümkün değil. Yani bir gemi 6 ila 10 mil mesafede orada uluslararası sularda seyrederken, o gemiden herhangi bir şekilde helikopter kalktığı zaman o helikopter Yunan hava sahasını ihlal etmiş duruma düşüyor. Dolayısıyla tarihte ve günümüzde örneği olmayan bu tür uygulamalardan vazgeçilmesini, bunların mutlaka Yunanlı dostlarımız tarafından, komşularımız tarafından değerlendirilmesini bekliyoruz ve aklı selimle davranmasını bekliyoruz."
Milli Savunma Bakanı Akar, egemenliği anlaşmalarla Yunanistan'a verilmeyen ada, adacık ve kayıtlarla ilgili de bencil davranılmamasını, hakkaniyete göre, hak hukuka göre, adaletli bir şekilde meseleye bakılması çağrısında bulundu.
NATO'DAKİ GÖRÜŞMELER
NATO'daki görüşmeleri de değerlendiren Akar, "Diyalogla, müzakerelerle problemlerimize siyasi çözüm bulmaktan yanayız. Bu çerçevede her türlü girişimi destekliyoruz." diyerek, "Dördüncü toplantıya ev sahipliği yapmaya hazırız, buyursunlar gelsinler. Haklıyız, görüşmekten çekinmeyiz." şeklinde konuştu.
'MACRON'UN İFADELERİ VE BENZER SÖYLEMLER FİTNE ÇALIŞMASIDIR'
Bakan Akar, Macron'un ifadeleri ve benzer söylemlerin fitne çalışması olduğunu belirterek, "Bu fitne çalışmalarının da asil milletimizin zihninde hiçbir karşılığı yoktur." ifadesini kullandı.
ABD'NİN GÜNEY KIBRIS'A SİLAH AMBARGOSUNU KISMEN KALDIRMASI
ABD'nin Güney Kıbrıs'a silah ambargosunu kısmen kaldırması ile ilgili Bakan Akar, "Bizi barışa, çözüme değil çözümsüzlüğe götürecek. Müttefiklik ruhuna yakışmaz." dedi.
LİBYA'DAKİ GELİŞMELER
"2011'den itibaren Suriye'de yapılan hataların aynen Libya'da yapıldığını endişeyle takip etmekteyiz." ifadelerini kullanan Akar, "Libyalı kardeşlerimizin kendi birlik ve bütünlükleri, güvenlikleri için gerekli olan düzenli ordu kurmalarına yardımcı oluyoruz." dedi.
Bakan Akar, "Birçok ülke ve kurum maalesef buradaki haksızlığa, Hafter grubunun saldırılarına karşı sessiz kalıyor." şeklinde konuştu.