Bakan Bekir Bozdağ'dan ‘Adaleti korumalıyız!’ mesajı
Adalet Bakanı Bozdağ, ‘8 milyon civarında davanın görüldüğü yerde Türk yargısına, verilen kararlara dönük eleştirilerin çok sınırlı olduğunu’ ancak birilerinin yargı üzerinden pozisyon aldığını söyledi. Bozdağ, ‘Adalet mülkün temeliyse, bu temeli yıkmak isteyenlere karşı herkes birlikte olmalı’ dedi
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, adalet mülkün temeliyse bu temeli yıkmak isteyenlere karşı herkesin birlikte olması gerektiğini belirterek, "Adaleti gözümüz gibi korumalı ve haksız saldırılara karşı onu korumalı ve yargı görevi yapanları da her türlü haksız saldırıya karşı töhmete karşı da birlikte korumalıyız." dedi.
Bakan Bozdağ, Yargı Reformu Stratejisi'nde yer alan "Performans Esaslı İzleme ve Değerlendirme Sistemi"nin Hakim ve Savcılar Kurulu (HSK) bünyesinde faaliyete geçirilmesi tanıtım toplantısına katıldı. Bozdağ burada yaptığı konuşmada, milletin adalete olan güveninin artmasının yargı hizmetlerinden memnuniyetin yükselmesinin ortak amaçları olduğunu dile getirerek, “Türkiye'de yargıya güvenin ve yargıdan memnuniyetin artması için sadece hakim ve savcılarımızın verdiği kararlar yetmez. Bunun yanında sistemin bütünü ile sağlıklı işlemesinde büyük fayda vardır. Adalet sadece mahkemelerde değil, aileden tutun toplumun her alanında ayakta tutulması gereken, her işin temeli görülmesi gereken ve ona göre değer verilmesi gereken yüce bir değerdir. Aileden okula, iş hayatına, hayatımızın her alandaki iş ilişkileri dahil her konudaki işbirliği ve ortak çalışmalarımıza kadar bunun yansıması hiç şüphesiz adalete olan güveni ve bundan duyulan memnuniyeti artıracaktır. Ama biz bunu özelleştirdiğimizde yargı hizmetlerine olan güven ve yargı hizmetlerinden memnuniyet konusunu ele aldığımızda daha farklı bir durumla karşılaştığımızı ifade etmek isterim.” ifadelerini kullandı.
'TAVSİYEDE BULUNACAK HALİMİZ YOK'
Bozdağ, 8 milyon civarında davanın görüldüğü yerde Türk yargısına verilen kararlara dönük eleştirilere bakıldığında, bunun sınırlı olduğunu gördüklerini belirterek, “Tabii bunların ne kadar doğru, ne kadar eğri olduğu tartışmasını bir tarafa bırakarak, salt eleştirilenleri aldığımızda bile Türk yargısının eleştiri aldığı konuların çok çok az olduğunu buradan ifade etmek isterim. Ancak herkes yargıyla ilgili konuştuğunda, değerlendirme yaptığında her gün televizyonlarda, gazetelerde her yerde bu konular konuşulduğunda yargı üzerinden birtakım pozisyonlar almaya kalkıldığında bundan en büyük adalet ve yargı hizmetlerinin zarar gördüğünü de buradan ifade etmek isterim. O yüzden herkesin ve her kesimin yargıyla ilgili konuşurken Anayasa’mızın 138. maddesi, 2. maddesi başta olmak üzere hukuk devletini esas alan, hukukun üstünlüğünü rehber edinen bir zihniyet ve kalp, akıl anlayışı içerisinde hareket edip konuşmaları bu esas çerçevesinde yapmasında fayda var. Kimseye nasıl konuşun diye tavsiyede bulunacak halimiz yok. Ama bir hassasiyetin altını çizmeye herhalde hakkımız var diyorum. Çünkü adalet mülkün temeliyse bu temeli yıkmak isteyenlere karşı herkes birlikte olmalı. Adaleti gözümüz gibi korumalı ve haksız saldırılara karşı onu korumalı ve yargı görevi yapanları da her türlü haksız saldırıya karşı töhmete karşı da birlikte korumalıyız." şeklinde konuştu.
ADAYLIK YERİNE YARDIMCILIK SİSTEMİ
Bozdağ, yargı hizmeti sunan hakim ve savcılarımızın kalitesini arttırmak, onların daha donanımlı bir biçimde göreve başlamalarını ve meslek hayatları boyunca da donanımlarını arttırmaları konusunda da önemli değişiklikleri hayata geçirdiklerini dile getirerek şunları söyledi:
“Bir yandan Türkiye Adalet Akademisi'ni kurarak bir akademi çatısı altında hakim ve savcı adaylarının yetiştirmesini sağlayan önemli bir adımı hayata geçirdik. Şimdi yeni bir adımı inşallah 1 Ocak 2023’ten sonra itibaren hayata geçiriyoruz, hakim ve savcı adaylığı müessesesini kaldırarak yerine hakim ve savcı yardımcılığı müessesesini hukuk sistemimize kazandırdık. Tabii hakim ve savcı, yardımcılığı süresini 3 yıla çıkardık. Eğitimin, hem arazide daha etkin, daha verimli yapılması hem akademide bu eğitimin tamamlanması konusunda da son derece önemli bir değişikliği hayata geçirdik. Türkiye inşallah yeni dönemde daha mesleğe girmeden önce daha iyi yetişmiş hakim ve savcıları kürsüye gönderme imkanını bulacaktır.”