Bakan Kirişci'den ekmek açıklaması
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulunarak "Vatandaşın ekmeğe erişiminde en ufak bir tereddüt yaşanmasın istiyoruz." dedi.
Bakan Kirişci bir markanın Singapur'a ihraç ettiği baharatlarda kanserojen madde olduğuna ilişkin soruya yanıt olarak "Bizim ülkemizden bu ürünün ihracatı yapılmadı" dedi.
Bakan Kirişci "İstanbul için hiçbir yağış olmasa 4 aylık suyumuz var. Ankara için 8 aylık rezervlerimiz var. Yeraltı depolarıyla ilgili olarak şu ana kadar 102 adet yeraltı depolamaları sayesinde 70 milyon metreküp suyu tutabilir hale geldik. 22 milyon metreküplük de içme suyu rezervimiz oluşuyor. Aralık ayında tarımsal kuraklıkla mücadele eylem planını açıklayacağız." dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci'nin açıklamalarından satır başları;
Çok talihsiz bir ifade bence herhalde ekmekten nasiplenmeyen kişi sıfatını da alır yakında. Çünkü ekmek en temel gıdamız. Dünyanın gelişmiş, geri kalmış, gelişmekte olan bütün ülkelerinde en çok tüketilen bir ürün. Malumunuz en son Rusya – Ukrayna savaşında da koridorun adı meyve sebze koridoru değil tahıl koridoru. Dolayısıyla tek başına tahıl koridoru kavramı bile ekmeğin ve bu ekmeğin buğdaydan veya mısırdan yapılmasından bağımsız olarak söylüyorum ne kadar temel ve vazgeçilmez olduğunu gösteriyor. Tabii şu anda yargıya intikal etmiş olan bir süreç var. Ama ifadeyi asla kabul etmiyoruz.
Biz bakanlık olarak da ekmekte özellikle fiyatla ilgili vatandaşlarımız bunu tüketmede herhangi bir yavaşlama veya gerileme olmasın diye de un regülasyonu adı altında 7.450 TL'den aldığımız buğdayı 4.500 liradan un yapıp bunu fırıncılara veren sanayiciye veriyoruz. Yani 2.950 lira ton başına da bir regülasyon çerçevesinde destek uygulamış oluyoruz. Amacımız vatandaşımızın ekmeğe erişimini ekmekle ilgili en ufak bir tereddüt yaşatmayalım onlar yaşamasınlar istiyoruz.
TAHIL KORİDORU KRİZİNİ TÜRKİYE ÇÖZDÜ
Öncelikle tahıl koridorundan da kısaca bahsetmek lazım. Türkiye'yi tarif ederken Asya ile Avrupa arasında köprü görevi gören bir ülke denip geçilirdi fakat gördük ki Türkiye şu son 20 yılda ne kadar önemli bir ülke olduğunu ve ne kadar vazgeçilmez bir ülke olduğunu tüm dünyaya gösterdi. Tabii bu durup dururken de olmadı 20 yıllık süreçte ve Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde ve Türkiye'nin sahip olduğu kurumsal kapasitesi bir devlet yapısı mekanizmaları sayesinde bir noktaya gelindi. Türkiye sürdürülebilir, dengeli ve lider diplomasisiyle bu süreci başarıyla tamamlamış oldu. Türkiye ne kadar vazgeçilmez ülke olduğunu gösterdi.
Ayın 31'inde bir aksama oldu yeniden Sayın Cumhurbaşkanımız devreye girdi ve tekrar kaldığı yerden devam ediyor. Bugün 432 gemi dün itibarıyla söylüyorum 10.1 milyon ton tahıl başta olmak üzere gıda ürünlerini bu koridordan geçirdi. Yüzde 60'a yakınının yani 6 milyon tonluk kısmını Avrupa ülkeleri alıyor aslan payını onlar alıyor. Asya için yüzde 21.4 gibi bir oran. Afrika için biraz daha düşük. Ama burada en çarpıcı olan BM'nin en geri kalmış ülkeler kategorisindeki ülkeler için verilen pay sadece yüzde 5,5.
Sayın Putin'in biz bedelsiz ücretsiz buğday vereceğiz ifadesinden sonra Sayın Cumhurbaşkanımızla yaptığı görüşmede biz de devamında inşallah bu ülkelere bunu sadece buğday olarak değil aynı zamanda un olarak makarna olarak bulgur olarak onların ihtiyacı olabilecek formatlarda bu ürünleri onlara vermiş olacağız. Bu da tabii ki hem bir insani göre hem de dünya barışı adına böyle sıkıntıların yaşandığı bir dönemde ülkemiz için de milletimiz için de bir asil davranış. Bu konuya ilişkin detayları da Sayın Cumhurbaşkanımız Endonezya'da malum önümüzdeki hafta G20 Zirvesi var, Sayın Putin ile yapacağı görüşmede yine bunun gündeme geleceğini biliyoruz. Ondan sonra da büyük bir ivmeyle bu süreç yaşatılacak.
İSTANBUL'UN HİÇ YAĞIŞ OLMASA 4 AYLIK SUYU VAR
İstanbul için hiçbir yağış olmasa 4 aylık suyumuz var. Ankara için 8 aylık rezervlerimiz var. Yeraltı depolarıyla ilgili olarak şu ana kadar 102 adet yeraltı depolamaları sayesinde 70 milyon metreküp suyu tutabilir hale geldik. 22 milyon metreküplük de içme suyu rezervimiz oluşuyor. Yapılan çalışmalar, stratejiler var. Aralık ayında tarımsal kuraklıkla mücadele eylem planını açıklayacağız. Son 20 yılda yapılan barajlarla 47 milyar metreküp su rezervlerine kazandırılmış toplam su rezervi 180 milyar metreküp olmuştur. Muazzam bir rakam. Sadece 3'te1'i 20 yılda yapıldı. Türkiye'nin en yüksek gövde yüksekliği olan Yusufeli Barajı var. 56 kilometre bu barajın yapımı için yapılmış tüneller var. TARSİM'le kuraklık yaşayan çiftçilere sigorta devreye girip, hasarı karşılamış oluyor.
ORMAN YANGINLARI
Geçtiğimiz yıl afet düzeyinde yangın sürecinde kaybettiği orman alanları var. Biz özellikle bu sezonun başında çok önemli uygulamaları hayata geçirdik. 10 tanesi gece de kullanılabilir özelliği olan helikopterler, toplam 55 tane. 20 uçağımız var. 8 tane İHA'mız var. Yapay zeka kullanıyoruz. 776 tane kulemiz var. Akıllı kule. Yangın gördüyse analiz edip ilgili yere alarm olarak gönderen sistemlerimiz var. Bizim insan kaynaklarımız noktasında da 25 bin çalışanımız var. 462 kişiden oluşan ORKUT adı verilen timimiz var, özel eğitimliler.
SU ÜRÜNLERİ İÇİN HEDEFİMİZ 2 MİLYAR DOLAR
1380 sayılı su ürünleri avcılığıyla ilgili kanunumuz var. Bu kanunun hepimizi bağlayan hükümleri var. Marmara Denizi'miz hasarlı bir ekosisteme sahip. Çok dikkat etmemiz gereken bir deniz. İstanbul ve Çanakkale Boğazı 20 yıldan beri şu anda ticari su ürünleri avcılığına kapalı olan bölge. Buradaki balıkların Karadeniz'e çıkışına ya da boğazdan geçip Marmara'ya girmesine izin vermemiz gerekiyor. O balıkların o coğrafyaya eriştikten sonra daha iyi geliştiklerini görüyoruz. Tarımın zaten kendisi net ihracatçıyız. 19 yılda ihracat fazlası elde edilen miktar 87 milyar dolardır. Hem kendi vatandaşı için üreten hem de dışarıdakiler için üreten ülkeyiz. Bunun içinde bizim su ürünleri ihracatımız 2021 yılında 1.4 milyar Dolar. 200 milyon dolarlık da ithalatımız var. Bizim şu anki teknelerimiz Avrupa'da lider konumunda diyebilirim. Balıkçılarımızın avlanmalarına yasak getirmiyoruz. Atlantik'ten Hint Okyanusu'na kadar avlanma yapmalarını sağlıyoruz. Su ürünleri için 2023 için hedefimiz 2 milyar dolar. Ulaştırma Bakanlığımız yaptığı açıklamayı geri çekti. Bizim bakanlığımızda olan bir husus.
SAHİPLERİNE KİRA BEDELİ ÖDEYECEĞİZ
6 milyon 600 bin dekarlık bizim atıl olan arazimiz var. Bu TARIM arazilerinin kullanılmayan bir kısmı nadasla ilgilidir. Nadastan kaynaklı olarak veya kırsalı terk edip kente göçenler var. İlgisiz kalmış tarım arazileri var. İşletme sahibi tarla yakınındaysa ekeceği tohumun yüzde 75'ini biz veriyoruz, işletme sadece yüzde 25'ini veriyor. Ekilmeyen alanlarla ilgili eğer 2 yıldan fazla orası boş kalmaya devam ederse sahiplerine "Siz 2 yıldır ekmiyorsunuz, biz burada size kira bedeli ödeyeceğiz, üretim yapması için portföye üretim yaptıracağız" diyeceğiz.
BİZİM ÜLKEMİZDEN İHRACATI YAPILMADI
Bu konuda yetkili birimimiz var. Düzenli kontroller yapılıyor. 1 milyonun üzerinde kontrol yapılmış. Bu firmaya ait Mayıs ve Temmuz aylarında sumakla ilgili ürünlerinde bahse konu kimyasallar olduğu için tespit ediliyor ve savcılığa suç duyurusunda bulunuluyor. Yargıya intikal etmiş durumlar var. Bu ülkenin bize herhangi bir şekilde kendi ülkenizin markasında bu çıktı diye resmi başvuruları yok. Bizim ülkemizden bu ürünün ihracatı söz konusu değil. Bunu söylemem yeterli sanırım