Bakan Yaşar Güler’den dikkat çeken Suriye mesajı: Yeni yönetime şans vermek gerek, önceliğimiz terörün tasfiyesi
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler önemli mesajlar verdi. "Suriye’de yeni yönetime bir şans vermek gerektiğini düşünüyoruz." diyen Güler, Türkiye’nin öncelikli konusunun terör örgütünün tasfiyesi olduğunu vurguladı. Güler ekledi: "ABD’nin de pozisyonu tekrar değerlendirmesini bekliyoruz."
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, PKK/YPG’nin belirsizlikten yararlanmasına izin vermeyeceklerini bildirdi. Güler, Suriye’de yeni yönetime şans vermek gerektiğini söyledi. ABD’nin Rumlara silah ambargosunu kaldırmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Güler, İsrail’in Filistinlilere devlet terörü uyguladığını ifade etti. Güler, “Montrö’yü tavizsiz bir şekilde uygulamaya devam edeceğiz.” dedi.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileri ile yaptığı yıllık değerlendirme toplantısında açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı. Güler, özetle şu mesajları verdi:
BELİRSİZLİK HAD SAFHADA
“Yakın coğrafyamızdan başlamak üzere bölgesel ve küresel gerilimlerin arttığı, istikrarsızlığın ve belirsizliğin had safhaya çıktığı bir güvenlik ortamından geçiyoruz. Çok boyutlu ve karmaşık hâle gelen mevcut güvenlik ortamı ve bölgemizdeki kaotik gelişmeler, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin her an harekâta hazır, etkin ve caydırıcı bir güç olmasını ve bu gücünü pekiştirmesini zorunlu kılmaktadır.
TERÖRLE MÜCADELEDE KONSEPT DEĞİŞİKLİĞİ
“Terörle mücadelede yaptığımız konsept değişikliğiyle ‘terörü kaynağında yok etme’ anlayışını uygulamaya koyduk. Geçmişte yürütülen ‘sınırlı hedefli ve süreli’ askerî harekâtların yerine, bugün artık sürekli ve kapsamlı operasyonlarla terör örgütüne ağır darbeler vuruyoruz. Sahanın gerekliliğine uygun, alışılmadık, öngörülemez, süratli ve sürekli icra esaslarında gerçekleştirdiğimiz operasyonlarla; Irak ve Suriye’nin kuzeyi dâhil bu yılın başından itibaren 2 bin 939 teröristi etkisiz hâle getirdik. Ayrıca, yıl içerisinde 99 terörist de teslim olmuştur. Pençe-Kilit Harekâtı’nda bugüne kadar toplam 3 bin 158 mayın ve el yapımı patlayıcı imha edilmiş, bin 327 mağara ve sığınak kullanılamaz hâle getirilmiş, 957’si ağır silah olmak üzere 2 bin 421 muhtelif silah ve bu silahlara ait 910 binden fazla (910 bin 481) mühimmat ele geçirilmiştir.
SURİYE
“Suriye’de yaşanan olayların maddi, manevi, sosyal ve toplumsal yükünü en fazla çeken ülke Türkiye’dir. DEAŞ, ardından da PKK/KCK-PYD/YPG-SDG terör örgütü Suriye’deki güç boşluğundan yararlanarak bölgede terör devleti kurmaya çalıştılar. Suriye’de icra ettiğimiz harekâtlarla terör örgütünü engelledik ve sınırlarımızın güvenliğini sağladık. Suriye’nin toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bölgemizin güvenliğine yönelik ağır tehdit oluşturan PKK/YPG terör örgütünün bölgedeki belirsizlikten faydalanmasına asla izin vermeyeceğimizi, bölgede varlık gösteren terör örgütleriyle mücadele konusundaki tutumumuzun net olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Şimdi Suriye’de ortaya yeni bir durum ve gerçeklik çıktı. Suriye’nin artık; istikrarlı, demokratik ve siyasi açıdan birleşmiş müreffeh bir ülke olma vakti gelmiştir.
KIBRIS
“Millî meselemiz olan Kıbrıs konusunda bugüne kadar ortaya konulan çözüm yöntemlerinden, maalesef bir sonuç elde edilememiştir. Kıbrıs Barış Harekâtı ile birlikte 50 yıldır Ada'ya (hem soydaşlarımıza hem de Rumlara) barış ve huzur ortamı gelmiş, akan kan durmuştur. Orta Doğu’da yaşananlar sonrası Kıbrıs Adası’nda son dönemde artan hareketlilik ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin silahlanma faaliyetleri, Ada’daki hassas dengeye zarar vermektedir. Son olarak ABD ile GKRY arasında ‘Savunma İş Birliğine İlişkin Yol Haritası’ anlaşması yapıldı. Bu tutum ABD’nin Kıbrıs Adası’na yönelik tarafsızlığına zarar vermektedir. ABD’nin 2020 yılında aldığı, 2022’de kapsamını genişlettiği ve 2023’te uzattığı GKRY’ye yönelik silah ambargosunu kaldırma kararını, 1 Ekim 2024 itibarıyla bir yıllığına yeniden uzatacağını açıklaması da kabul edilemez bir durumdur.
İSRAİL SALDIRGANLIĞI
“İsrail bugüne kadar alınmış kararlara rağmen, bölgede haksız ve hukuksuz uygulamalarına, masum sivilleri, özellikle çocukları hedef alan katliamlarına devam etmekte, Filistinlilere devlet terörü uygulamaktadır. İsrail’in Lübnan’a yönelik son saldırıları ve İran ile yaşadığı gerginlik tüm bölgenin kaosa sürüklenme tehlikesini artırmış, İsrail saldırılarının Gazze ile sınırlı kalmayacağı, bölge geneline yayılacağı endişemizin ne kadar haklı olduğunu da göstermiştir. Zira İsrail, işgalci zihniyetini her fırsatta ve gittikçe artan bir saldırganlık ve hukuk tanımazlıkla ortaya koymaktadır. Öyle ki Suriye’de meydana gelen son gelişmeler sonrası İsrail’in Golan Tepeleri bölgesindeki yeşil hattı işgali ve Şam’a yönelik saldırıları, bu konudaki haklılığımızın son göstergeleridir. Uluslararası camianın bölgeyi büyük bir tehlikeye sürükleyen bu saldırgan devlete karşı daha da somut adımları bir an önce atması gerekmektedir.
RUSYA-UKRAYNA
“Karadeniz’de Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş nedeniyle hassasiyet devam etmektedir. İki komşumuz arasındaki bu savaşın sonlandırılması için Türkiye olarak en başından itibaren ortaya koyduğumuz çok yönlü çabalarımızı sürdürüyoruz. Bu doğrultuda Karadeniz’de gerginliği azaltan ve dengeyi tesis eden Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni dikkatle, sorumlu, tarafsız ve tavizsiz bir biçimde uyguladık, uygulamaya devam ediyoruz.”
‘S-400 tutumumuzda değişiklik yok’
Bakan Yaşar Güler, S-400 ile ilgili tutumlarında bir değişiklik olmadığını, ABD’de görevi devralacak yeni yönetimle de CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasını konuşacaklarını bildirdi. Güler şu mesajları verdi:
F-16, EUROFIGHTER, F-35, S-400
“40 adet F-16 alımı ile ilgili süreç ve teknik görüşmeler devam ediyor. Eurofighter konusunda da görüşmeler olumlu şekilde sürüyor. Katar’da tatbikata katılan Birleşik Krallığa ait 2 adet Eurofighter,18 Aralık’ta Ankara'ya gelecek ve uçakları görme fırsatı bulacağız. F-35 konusunda da almak istediğimizi daha önce söylemiştik. F-16 alım sürecindeki olumlu havanın F-35 sürecine de yansıyacağını düşünüyoruz. ABD’de görevi devralacak yeni yönetimle de müttefiklik ruhuna aykırı CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasını konuşacağız. S-400 ile ilgili tutumumuzda ise bir değişiklik yoktur.
TEĞMENLER
“Türk Silahlı Kuvvetlerinde müesses disiplinin muhafazası ve idamesi olmazsa olmazdır. Biz olaya en başından itibaren disiplin açısından baktığımızı defalarca ifade ettik. Konu yürürlükten kaldırılan andı okumak veya ‘Mustafa Kemal’in Askerleriyiz’ demek değil, amirlerin ikazlarına rağmen kasıtlı, organize ve planlı bir disiplinsizlik yapmaktır. Olaya ilişkin yapılan inceleme ve soruşturmanın okunan metinle veya içeriğiyle bir ilgisi yoktur. Disiplin soruşturmasında hiçbir teğmene okunan metnin içeriği veya neden ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz dedin?’ diye soru sorulmadı. Burada önemli olan, içerik ne olursa olsun disiplin sürecinin her zaman aynı şekilde işletilecek ve disiplinden asla taviz verilmeyecek olmasıdır. Yüksek Disiplin Kurulu süreci devam etmektedir. Kurul kararını henüz vermedi. Bu aşamada kesin kanaat belirtmek uygun değil. Hep birlikte sonucu bekleyelim.”
‘Yeni yönetime bir şans vermek gerektiğini düşünüyoruz’
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlarda şunları söyledi:
‘ASKERİ DESTEĞE HAZIRIZ’
“Esad’ı deviren yeni yönetim ilk açıklamasında tüm hükûmet kurumlarına, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlara saygı göstereceğini açıkladı. Ayrıca, kimyasal silah tespit etmeleri hâlinde elde edecekleri bilgileri şeffaf şekilde Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne bildireceklerini özellikle ifade ettiler. Yeni yönetimin yapacaklarını görmek ve onlara bir şans vermek gerektiğini düşünüyoruz. Hâlihazırda birçok ülke ile ‘Askerî Eğitim ve İş Birliği Anlaşmamız’ bulunuyor. Yeni yönetimin talep etmesi durumunda gerekli desteği sağlamaya hazırız.
‘ABD POZİSYONUNU YENİDEN DEĞERLENDİRMELİ’
“ABD’nin Suriye’de bugüne kadar belli bir tutumu vardı ancak ortam değişti. Artık herkes istese de istemese de ortaya çıkan gerçekliği kabullenmek zorunda. Nitekim, PKK/YPG’nin ana gelir kaynaklarından biri olan ve petrolün ana bölgesi Deyrizor muhaliflerin kontrolüne geçti. Şu anda PKK/YPG terör örgütü bu gelir kaynağından mahrum kaldı. Zaten TUSAŞ saldırısı sonrası düzenlenen operasyonlarla Suriye’nin kuzeyindeki teröristlere kaynak sağlayan tesisler vurulmuştu. Örgüt şu anda parasal konuda çok ciddi sıkıntıya girdi. Ayrıca Esad’ı deviren yeni yönetimin vermiş olduğu mesajlara dikkat edersek ülkede kapsayıcı rol oynayacaklarını açık açık ifade ettiler.
“Suriye’deki terör örgütünün elebaşı Ferhat Abdi Şahin kendi televizyonuna yaptığı açıklamada, ‘Biz yeni yönetimle anlaşıyoruz. Suriye’de bulunduğumuz alanlarda yeni Suriye bayrağından başka bayrak dalgalandırılmayacak.’ mesajı verdi. Bu mesaj, terör örgütünün yeni dönemde kendini kurtarmaya yönelik bir arayış içerisinde olduğunu gösteriyor.
“PKK/YPG terör örgütünün artık tek başına hareket etmesine ve kendisine alan açmasına ne Suriye halkının ne yeni yönetimin ne de bizim müsaade etmemiz söz konusu değildir. Öncelikli konumuz PKK/YPG terör örgütünün tasfiyesidir. Bunu ABD’li dostlarımıza da açık ve net şekilde ifade ettik. Onların da pozisyonlarını tekrar değerlendirmelerini bekliyoruz.
‘KÜRTLERLE SORUNUMUZ YOK’
“Yeni dönemde Suriye’de PKK/YPG terör örgütü er ya da geç tasfiye edilecek. Bunu hem Suriye’deki yeni yönetim hem de biz istiyoruz. Suriye dışından gelen örgüt mensupları Suriye’yi terk edecek. Suriyeli olanlar silahlarını bırakacak. Bizim ne Irak’ta ne de Suriye’de yaşayan Kürt kardeşlerimizle hiçbir sorunumuz yok. Bizim problemimiz sadece ve sadece teröristlerle.
‘SİLAHLAR FARKLI GRUPLARIN ELİNE GEÇTİ’
“Suriye’de yaptığımız mutabakatlara uyduğumuzu, muhataplarımızın da uyması ve terör örgütünün elindeki ağır silahların toplanması gerektiğini defaatle söyledik. Ayrıca ABD tarafından verilen bu silahların birçoğu çatışmalarda kullanıldı veya farklı grupların eline geçti, bir kısmı da terör örgütü tarafından Irak’ın kuzeyine aktarıldı. Irak’ın kuzeyine eleman temininde zorlanan terör örgütü, Suriye’den örgüt elemanı ve malzeme aktarmaya çalışıyor. Ancak Irak’ın kuzeyine gönderilenler bölgeyi bilmedikleri ve zorlandıkları için ya teslim oluyor ya da çok kısa zamanda örgütten kaçıyorlar.
‘DEAŞ’IN SALDIRDIĞINI DUYAN VAR MI?’
“ABD’ye ‘Terör örgütü PKK/YPG ile hareket etmeyi bırakın. Görevlendireceğimiz 3 komando tugayı ile DEAŞ’a karşı birlikte mücadele edelim.’ dedik. Hatta onlara binlerce DEAŞ’lı teröristin ve ailelerinin tutulduğu El-Hol kampının kontrolünü sağlayabileceğimizi ilettik. Buna rağmen ABD’li dostlarımız buna sessiz kaldılar ve DEAŞ ile mücadele adı altında PKK/YPG terör örgütü ile işbirliği yaptılar. Bir terör örgütü kullanılarak başka bir terör örgütü ile mücadele edilmeyeceğini her zaman vurguladık. Yani, terörle mücadele teröristlerle yapılamaz. Ayrıca son 3 yıldır Suriye’de DEAŞ’lı teröristlerin saldırı yaptığını duyan var mı? Şu an DEAŞ ile ilgili bir şey duymuyoruz, görmüyoruz.
RUSYA’NIN SURİYE’DEKİ DURUMU
“Rusya’nın Suriye’deki birliklerini tam anlamıyla çektiğine yönelik kesin bir emare yok. Bazı gemileri bakım ve değişim kapsamında Rusya’ya götürebilirler. Şu anda oradan ayrılacaklarını sanmıyorum. Kalmak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklardır. Hatta bir Rus yetkili, Suriye’de kalmaya devam edeceklerini ve yeni yönetimle de bu konuda görüştüklerini açıkladı. Rusya, Suriye içerisinde farklı yerlerde bulunan değişik büyüklükteki birliklerini Tartus ve Lazkiye’ye topladı. Bu süreçte onlara gerekli desteği sağlayabileceğimizi söyledik. Ancak bu konuda bizden bir talepleri olmadı. Bölgedeki son gelişmelerden sonra her ülkenin bir oyun planı var. Biz savunma ve güvenlikle ilgili tüm gelişmeleri yakından takip ediyor ve alınması gereken tüm tedbirleri alıyoruz. Suriye’den kaçan Beşar Esad’ın hava sahamızı kullandığı iddiaları da doğru değildir.”