Bakanlığın gündemine ne zaman girecek?
6 Aralık Türk Sanat Müziği Günü'nü bu yıl dokuzuncu kez kutluyoruz. Zeki Müren'in doğum gününde kutladığımız bu özel günün oluşmasını sağlayan ses sanatçısı Onur Akay'la, Türk Sanat Müziği Günü'nü, kitaplarını ve Türk Sanat Müziği'ni konuştuk.
Ses sanatçısı Onur Akay'ın önerisiyle 2012 yılından beri Zeki Müren'in doğum gününde 6 Aralık'ta kutlanmaya başlayan Türk Sanat Müziği Günü'nü bu yıl koronavirüs önlemleriyle kutluyoruz. Bu özel günü kazandıran Akay için Müzeyyen Senar, 'Birçok sanatçı beni taklit etti. Behiye AKSOY, Zeki Müren ve Bülent Ersoy’la devam eden ekolüm günümüzde sadece Onur Akay’la devam ediyor ve uzun yıllar bayrak onda…' demişti. Cemal Safi, Akay'ı şöyle tarif etmişti: ''Onur Akay’ın şiirlerine giydirilmiş müziği aldığınızda, şiirlerinin ayakta durduğunu, eser olduğunu göreceksiniz. Piyasadaki çeyrek ve yarım şairlerden değil, hece veznine göre yaratılmış tam şairdir, şair doğmuştur. Zaten şair olunmaz şair doğulur!'' Semahat Özdenses, Akay için şunları söylemişti: ''Türk sanat musikisinde çok genç yaşta mühim bilgiye sahip olan, tesirli sesi, şiirleri, besteleri ile halka hitap eden sanatçı oğlum Onur AKAY’a uzun ömürler, sevgiler diliyorum.''
Musikimizin ustlarının övgüyle anlattığı, ses sanatçısı Akay'la Türk Sanat Müziği Günü'nün oluşum sürecini ve gelecek tasarımlarını, yazdığı kitapları ve sanatını konuştuk.
'MUSİKİNİN BÜYÜK SANATÇILARI TAKDİRLE KARŞILADI'
- Türk sanat müziği günü nasıl doğdu ve neden bir başka sanatçı değil de Zeki Müren'in doğum günü tercih edildi?
27 Mart 2012 yılında “Dünya Tiyatro Günü” kutlanırken, neden "Türk Sanat Müziği Günü" yok diye düşündüm ve sosyal medyada bir paylaşım yaparak, Zeki Müren'in doğum günü olan 6 Aralık tarihi, "Türk Sanat Müziği Günü" olarak kutlansın dedim. Kısa süre sonra bu paylaşımım binlerce müzikseverler tarafından desteklenince, önerim TRT’nin ve Aydınlık Gazetesi’nin dikkatini çekti. Beni canlı yayına bağladılar ve bu önerimi TRT ekranlarından tüm Türkiye’ye duyurdum. Musikinin büyük sanatçıları tarafından da takdirle karşılanana bu önerim, daha sonra Aydınlık Gazetesi’nden Recep Erçin’e verdiğim röportaj ile yazılı basında yankı buldu ve “Türk Sanat Müziği Günü” ilk defa 2012 yılında tüm yurtta kutlandı. Zeki Müren, şüphesiz ki Türk sanat müziğinin gelmiş geçmiş en başarılı ve en sevilen sanatçılarından biriydi. Halk, ona “Sanat Güneşi” demişti ve bu özel gün “Türk Sanat Müziği Günü”, güneşin doğduğu gün başlamalıydı diye düşündüm. Hemen Zeki Müren’i Bursa Emir Sultan Mezarlığı’ndaki kabri başında ziyaret ederek, doğum günü hediyemi söyledim ve dua ettim. Bugün dokuzuncu kez kutlanan kendi öz müziğimizin bu özel gününe, her sene geniş yer veren Aydınlık’a ise sevgi ve saygı doluyum. Türk Sanat Müziği Günü kutlu olsun.
'BU SENE SOSYAL MEDYADAN KUTLAYACAĞIZ'
- Türk Sanat Müziği Günü’nde ne gibi etkinlikler yapılıyor ve sanatçılar, musiki severler ve medya bu özel güne ilgi gösteriyor mu?
Sanatçılarımız, Türk sanat müziği koroları ve musiki cemiyetleri, Türk Sanat Müziği Günü’ne özel konserler veriyor. Musiki severler bu özel günü büyük bir coşku ile kutluyor ve sosyal medyada en çok konuşulanlar arasında yer alıyor. Basın ve medya özel haberleri ile büyük bir ilgi gösteriyor. Özellikle önde gelen haber kanalları ekranlarında duyuruyor ve televizyon ve radyo programlarında kutlamalar yapılıyor. Belediyeler ve Üniversiteler bugüne özel konferanslar düzenliyor ve Türk sanat müziğini anlatıyor. Geçtiğimiz yıllarda ise Türk Hava Yolları bu güne özel bir reklam filmi hazırlamıştı. Maalesef bu sene koronavirüs salgını nedeni ile tüm etkinlikler iptal olduğu için, buradan musiki severlere bir çağrıda bulunmak istiyorum. Bu sene sosyal medyada kutlayacağız ve herkesi, #TürkSanatMüziğiGünü hashtagi ile en sevdiği Türk sanat müziği şarkısını paylaşmaya davet ediyorum. Gelin birlik olup Türk sanat müziğini genç nesle tanıtalım efendim.
- Bugüne dair gelecek tasarımlarınızda neler var? Elinizde büyük imkânlar olsa bugünün nasıl kutlanmasını dilerdiniz?
Türk Sanat Müziği Günü’nü 2021’de onuncu kez bir festivalle kutlamayı planlıyoruz. Bugünün, tüm belediyeler ve üniversiteler tarafından konserler ve konferanslarla dolu bir festivalle kutlanmasını dilerdim. O nedenle Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da bu özel güne dikkat çekmesini çok isteriz. Ayrıca bir Ortaköylü olarak Beşiktaş Belediye Başkanı Sayın Rıza Akpolat’a, buradan seslenmek istiyorum. Beşiktaşlı müzikseverler, 2021 yılında 6 Aralık Türk Sanat Müziği Günü’nü bir “Türk Sanat Müziği Festivali” ile onuncu kez kutlamak istiyor.
'ÖĞRENCİLERİN SEYİR TEKNİĞİNİ DE KAVRAMALARINI AMAÇLADIM'
Konservatuvarlar için çıkan ders kitabınız var. Kitaptan ve müzikteki kıstaslarınızdan bahseder misiniz?
- Yirmi yıl süren araştırmalarımın ve kendi geliştirdiğim tekniğin bir ürünü olan, “Türk Mûsıkîsinde Makamların Oluşması ve Seyir Tekniği” isimli ders kitabım, 2020 Ağustos ayında Billur Yayınları’ndan çıktı. Öğrenci tarafından deftere not tutulmuş tarzda ve anlaşılabilir bir dille yazdığım kitabımda, lisans eğitimi süresince gerekli olan Türk musikisi makamlarının oluşumunu teorik olarak anlatırken, öğrencilerin seyir tekniğini de kavramalarını amaçladım. u kitap, konservatuvar öğrencilerini konu tekrarına yönlendiren test sorularını da içermektedir. Ayrıca kitabı, kendi başına makam teorisini öğrenmek isteyen amatör müzisyenlere, hem de profesyonel müzik eğitimcilerine faydalı olacak bir eser olarak hazırladım.Yaptığım müzik esnasında bir tüy ürpertisi ve heyecan yaşar ve yaşatırsam, istediğimi yakaladığıma inanıyorum. Eğer gözyaşı varsa kesin sonuca ulaştığımı görüyorum. Yetenek ve eğitimin yanı sıra iyi insan olmak ve kalbinde taşıdığı o duyguları sesi ve enstrümanı ile müziğe yansıtabilmek, benim için en önemli kıstasların başında gelir.
ÖZKAN VE VAROL KABUL ETTİ TAŞAN TRT'DEN DUYURDU
- Türk musikisinde üç makam buldunuz. Bulduğunuz makamları kim kabul etti ve buluş süreci nasıl gelişti?
Müsteâr’lı Nikrîz, Müsteâr’le Hicâz ve Zigûle’li Pençgâh isimlerini verdiğim üç bileşik makam buldum ve terkîb ettim. 2000 yılında yaptığım üç bestenin başka bir çeşni olduğunu fark ettim ve hemen notaya aldım. Üzerinde analiz yapınca ise bunun yeni bir makam olduğunu düşündüm ve takım besteleyerek makamları terkîb ettim. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarında hocam olan, büyük nazariyatçı İsmail Hakkı Özkan’a gösterdim. Sınıfta tek öğrenciydim ve Hakkı Hocam o gün benimle olan dersini yapmadı, terkîb ettiğim makamları inceledi, bestelediğim takımı ve örnek eserlerimi deşifre ederek analiz etti. Daha sonra bana “Çeşni ve dizilerin birbirine geçkisi ile kişilik kazanmış yeni makamlar ortaya çıkmış. Seni kutluyorum. Bulduğun üç makamı ben kabul ediyorum ve bileşik makam olarak kabul edilmesi de gerekmektedir” deyince, çok büyük bir mutluluk yaşadım. O sene yine dönemin büyük nazariyatçılarından İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Türk Mûsıkîsi Öğretim Görevlisi Necdet Varol Hocanın çok dikkatini çekti ve incelemek istedi. Önce makamları ve bestelediğim takım ve örnek eserleri analiz etti. İlk sözü “peynirli börek” oldu. “Peynir ve börek var ama senden önce peynirli börek yapan olmamış.” deyince dünyalar benim oldu. Bulduğum makamlar dönemimizin iki büyük nazariyat hocası başta olmak üzere çok sayıda nazariyatçı tarafından kabul edilince, “ANA” isimli dönemin ünlü edebiyat dergisi, beni bu özel buluşum nedeni ile “Yüzyılın Bestekârı Ödülü” ile ödüllendirdi. Ödülümü, Kale Grubu'nun Kurucusu ve Onursal Başkanı Dr. Hacı İbrahim Bodur'un elinden aldım. Makamları büyük bestekâr Turhan Taşan TRT’den duyurdu ve yine büyük bestekâr Suat Sayın, ''Ben Müsteâr’lı Nikrîz makamında bir şarkı besteleyeceğim. Diğer bestekâr arkadaşlarımızın da bu üç makamı ihya etmesi gerekir'' açıklamasını yaptı. Otuz yıldır beste yapıyorum ve bir daha hiçbir zaman böyle bir durumla karşılaşmadım.
'KARİYERİMDEKİ EN ÖNEMLİ SÖZLERDİR'
- Büyük nazariyatçı İsmail Hakkı Özkan, sizi Türk mûsıkîsi kültürüne katkı sağlayan ve müzikolojiyi geliştiren silsilenin son temsilcisi olarak göstermiş... Bu tespit için neler söylemek istersiniz?
İsmail Hakkı Özkan’ın kitabıma yazdığı sunum yazısında, “Kendi buluşun olan makamları ve Türk Mûsıkîsinde Makamların Oluşması ve Seyir Tekniği isimli kitabını incelediğimde, yarınlara çok iyi netîceler götüreceğinden son derece emîn oldum. Bu, Hammâmîzâde İsmâil Dede Efendi’den Zekâi Dede’ye, Rauf Yektâ Bey’den benim hocam Gavsi Baykara’ya ve onun kanalıyla bana ve benden de sana kadar uzanan bir meşk silsilesidir” ifadelerini kullanması, benim için sanat kariyerimdeki en önemli sözlerdir. Kitabıma ayrıca büyük nazariyatçı Necdet Varol da bir sunum yazdı.
'BESTELERİM, ANILARIM, ŞİİRLERİM VE RÖPORTAJLARIM BU KİTAPTA'
- Yakında zamanda çıkacak olan 'Görmeden Sevmek' isimli kitabınızda okurları neler bekliyor?
Otuz yıldır yazdığım şiirlerimi, bestelerimi, fotoğraflı anılarımı ve efsane isimlerle röportajlarımı topladığım ve her satırında nostaljinin dokusunu hissettirmeye çalıştığım “Görmeden Sevmek” isimli kitabımda, sizleri musikinin en güzel yılları ile buluştururken, Müzeyyen Senar’dan Zeki Müren’e, Behiye Aksoy’dan Bülent Ersoy’a kadar efsane sanatçılarla, Semahat Özdenses’ten Suat Sayın’a, Yıldırım Gürses’ten Avni Anıl’a, Necdet Tokatlıoğlu’ndan Zekai Tunca’ya ve Turhan Taşan’a kadar ölümsüz bestekârlarla ve Halil Soyuer’den Cemal Safi’ye, Turgut Yarkent’ten Mustafa Sevilen’e kadar ölümsüz güfte şairleriyle geçen yıllarımı, onlarla olan ilgi çekici anılarımla, sohbetlerimle ve yaptığım çok özel röportajlarımla süsleyerek, sizleri Türk müziğinin altın dönemine doğru bir yolculuğa çıkarmayı ve bir döneme eserleri ile damgasını vurmuş bu büyük sanatçıların bilinmedik yönlerine de ışık tutmayı hedefledim. Kitap önümüzdeki günlerde Billur Yayınları’ndan çıkıyor. Yayınevinin sahibi gazeteci ve yazar Yusuf Karahal’la son hazırlıkları yapıyoruz.
ÖDÜLÜ DUYUNCA İNTİHAR PLANINDAN VAZGEÇMİŞ
- Bu kitabınızda Zeki Müren'in ölümü ile ilgili çarpıcı bir detay var. Okuyucularımıza anlatır mısınız?
Zeki Müren intihar etti! Hulki Cevizoğlu, Zeki Müren’i vefat ettiği 1996 yılında televizyon programına davet etmek için telefonla aramış. Cevizoğlu ve Müren yaklaşık bir buçuk saat telefonda konuşmuş ve o konuşmada Sanat Güneşi, “Çok acı çekiyorum, ilaçlar fayda etmiyor. Her yerim delik deşik oldu. İntihar etmeyi düşünüyorum!” demiş ve yaptığı intihar planını da anlatmış. Zeki Müren’e çok yakın kaynaklardan bana anlatılan da bir intihar planı vardı ancak sahnede ölmek için her zaman dua eden Müren, TRT’de şarkı söylediği ilk mikrofonun kendisine ödül olarak verileceğini duyunca, o planından vazgeçmiş, intihar planını ilaçlarını almayarak sahnede uygulamayı düşünmüş ve yakınlarından iki kişiye söylemiş. Bunları, isminin verilmesini istemeyen o iki kişiden biri bana anlattı. Zeki Müren ilaçlarını almazsa kalbinin dayanamayacağını biliyormuş. TRT’de doğan Sanat Güneşi, TRT’de ölmek istemiş.
İLK TEK TİP KIYAFET MÜREN'DEN DEĞİL SENAR'DAN
- Kitabınızda Zeki Müren’le ve Türk musikisi ile ilgili yanlış bilinenler de dikkat çekiyor. Biraz anlatır mısınız?
Kitabımda yer alan Zeki Müren’le ve Türk musikisi ile ilgili yanlış bilinenleri, dört şiirimi besteleyen ve haftanın üç günü evimize akşam yemeğine gelen efsane sanatçı Semahat Özdenses anlattı. Semahat Hanım, “Sahnelerde saz sanatçılarına tek tip kıyafeti ilk giydiren Zeki Müren’dir derler ama aslında Müzeyyen Senar’dır. Ayrıca sahnelerde kablolu mikrofonla ilk şarkı söyleyen kişi yine Zeki Müren’dir derler ama aslında Müzeyyen Senar’dır” demişti. Itri’nin, “Tûtî-i Mu’cize-Gûyem Ne Desem Lâf Değil” isimli eserinin orjinalinin “Ah” olarak başlamadığını söyleyen Semahat Özdenses, “Müzeyyen Senar Ankara Radyosu’nda esere “Ah” diyerek girdi ve öyle kaldı.” ifadelerini kullanmıştır. İçkili gazinolarda hiç çıkmadığı söylenen Münir Nurettin Selçuk’un, aslında on beş gün içkili bir gazinoda çalıştığını söyleyen Semahat Özdenses, “Münir Nurettin Selçuk ve Müzeyyen Senar, 1935 yılında Taksim Av Salonu’nda on beş gün aynı kadroda sahneye çıkmıştır. Yani Münir Bey’de içkili gazinoda çalışmıştır” İfadelerini de kullanmıştır. Zeki Müren’in de bir dönem alt kadroda sahne aldığını anlatan Semahat Özdenses, “Zeki Müren 1956 yılında Küçük Çiftlik Gazinosu’nda sahneye çıktı ama başarılı olamadığı için, daha sonra bir süre Bebek Gazinosu’nda Müzeyyen Senar’ın alt kadrosunda çalıştı. Ben Zeki’yi ilk orada dinledim.” açıklamasını da yapmıştır.