04 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bakanlık el atmalı, çocuk komisyonu kurulmalı

Prof. Dr. Neslihan İnal, ‘Ekran bağımlılığında aşırı artış, gece gündüz döngüsünün bozulması buna bağlı olarak kaygı ve duygu durum bozukluklarının artması kliniklerimize yansıyor’ dedi. Bu gidişi tersine çevirmenin yolu ise birbirimizin ihtiyaçlarını anlamak ve daha fazla ruhsal temas.

Bakanlık el atmalı, çocuk komisyonu kurulmalı
A+ A-
ÖZLEM KONUR USTA

Kovid-19 salgını çocukları, hem akademik yönden hem de sosyal yönden etkiledi. Bir buçuk yıldır hiç okul yüzü görmeyen öğrenciler oldu. Arkadaşları ile uzun süredir yalnızca canlı dersler aracılığıyla temas kuran çocukların ekrana bakarak geçirdiği süre arttı. Salgın nedeni ile sokağa çıkamayan, yaşıtları ile oyun oynayamayan çocukların ruh sağlığını Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı Başkanı da olan Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Neslihan İnal ile konuştuk. Haziranda telafi eğitiminin gündeme geldiği şu günlerde İnal, çocukların ruhsal durumuna yönelik önlemler için bir komisyon oluşturulması gerektiğini söyledi.

Salgının çocukların ruh sağlığına ilişkin etkileri açısından elimizde veriler var mı?

Ülkemiz, salgın sürecinde uzaktan eğitim sürecini hızlı bir şekilde uygulamaya koydu. Diğer ülkelerde olduğu gibi, öğrencilerin uzaktan eğitim sürecinde derslere katılımı, ödevlerin takibi, eğitim teknolojilerine erişim ve sosyalleşme ile ilgili sorunlar dile getiriliyor. Uzaktan eğitim sürecinde öğrencilerde ekran bağımlılığı, davranış sorunları, aile içi iletişim sorunları, kaygı bozuklukları riski artabilmekte. Salgın süreci ile ilgili olarak yaşanan belirsizlikler ve ertelemeler de bu sorunların riskini artırabilir. Diğer yandan küçük yaştaki öğrenciler ve özel eğitim ve rehabilitasyon ihtiyacı olanlar uzaktan eğitim teknolojilerine görece sınırlı uyum sağlayabilir.

Uzaktan eğitim süreci ailelerin çocuklarla ilgili sorumluluklarını artırabilmekte, ebeveynliğin yanı sıra yardımcı öğretmen rolünün de üstlenilmesine neden olabilmekte, özellikle nöro-gelişimsel bozukluk tanılı, özel eğitim ihtiyacı olan çocukların davranış sorunları karşısında tükenmiş hissetmelerine neden olabilmektedir. Sayılan nedenler çocuk ihmal ve istismarı için riski de artırabilir. Öğretmenler ise uzaktan eğitim teknolojileri ile ilgili bilgi ve motivasyonlarının artırılmasını, uzaktan eğitimin bağlam ve şartlar uygun olduğunda yüz yüze eğitimle desteklenmesini, kendileri için bireysel destek sağlanmasını istediklerini bildiriliyor.

İDEALLER ETKİLENDİ

Salgın sonrasında hasta profiliniz ve şikayetler değişti mi?

Ekran bağımlılığında aşırı artış, günlük sirkadiyen ritm anormalilikleri, gece gündüz döngüsünün bozulması buna bağlı olarak kaygı ve duygu durum bozukluklarının artması kliniklerimize yansıyor. Diğer önemli bir etki çocuk ve ergenlerde umudun yara alması, geleceğe yönelik ideallerin etkilenmesi ve dolayısı ile motivasyon kaybı.

SONUÇLARI İKİ YÖNLÜ

Salgının sosyal boyuttaki sonuçları neler oldu?

Salgın hastalıklar, birey ve toplumda oluşturdukları psikolojik ve psikiyatrik sonuçlardan bağımsız olarak değerlendirilemeyebilir. Salgınların toplumsal çatışmaları ve “yabancı” olarak algılanan bireylere tepkiyi artırabildiği kadar, çatışmaları azaltıcı ve yardımlaşmayı artırıcı etkiler de gösterebileceği bildiriliyor. Khan ve Huremović; bulaşıcı hastalık salgınlarının adil bir dünya inanışını ve gelecekle ilgili olumlu beklentileri bozarak hem birey hem de toplum ruh sağlığını olumsuz olarak etkileyebileceğini dile getiriyor. Kovid-19 salgınına özgü bir fenomen olan bilgi salgını da bireyler ve toplumların yaşadığı belirsizliğe katkıda bulunarak kaygıyı artırabilir. Bazı araştırmacılar bu yönüyle Kovid-19 salgınını, gerçeklik sonrası şartlarında yaşanan ilk salgın olarak değerlendiriyor. Sayılan koşullar altında; bilimsel nesnelliğin korunması geçmişte olduğundan daha zor olsa da imkansız değil.

DAYANIŞMAYI ARTIRABİLİR

Genellikle geniş aile yapısına sahip bir toplumuz. Dayanışma ve teması seviyoruz. Pandemi kuşağı farklı mı olacak?

Pandeminin ne kadar uzun süreceği ve pandemide edindiğimiz alışkanlıkların devam etmesine bağlı olarak toplumsal alışkanlıklar değişebilir. Ancak pandemi sırasında toplum ruh sağlığının düzeltilmesine yönelik önerdiğimiz daha fazla iletişim kurma fiziksel olarak temasa geçemesek bile ruhsal teması sürdürmeyi başarabilirsek dayanışma devam edebilir. Ruhsal temastan kastımız birbirine özen gösterme, birbirinin ihtiyaçlarını anlama… Sokak canlılarını düşünme, büyükleri düşünme onlar için bir şeyler yapma belki pandemi sonrası toplumsal dayanışmanın artmasını, merhamet duygularının artmasını bile sağlayabilir.

KOMİSYON KURULMALI

Telafi için MEB ve Sağlık Bakanlığı'na düşen görevler neler?

Kovid-19’un sağlıkla ilgili sonuçları göz önüne alındığında yayılmasını engelleyebilmek için önlemler alınmalı. Tek başına veya uygun şartlar altında yüz yüze eğitim ile desteklenen dijital teknolojilerin kullanıldığı uzaktan eğitim bu önlemler arasında yer alıyor. Uzaktan eğitim, salgın sürecinde eğitime tamamen ara verilmesinden daha iyi bir seçenek. Uzaktan eğitim özellikle akademik düzeyi daha yüksek olan, büyük yaştaki çocuklarda daha faydalı olabilir. Uzaktan eğitime erişim şartlarının iyileştirilmesi, materyalin öğrenci etkileşimini artıracak şekilde düzenlenmesi, eş zamanlı ve eş zamanlı olmayan yöntemlerin bir arada kullanılması eğitsel kazançları artırabilir. Uzaktan eğitimin, tüm önlemlerde olduğu gibi getirileri ve kısıtlılıkları ile bir arada değerlendirilmesi uygun olabilir. Okulların eğitim dışında sosyalleşme ve zamanı yapılandırma açısından da önemli olduğu göz önüne alındığında, uzaktan eğitim çocukların akran ilişkilerini kısıtlayabilmekte, stres düzeyini artırabilmekte, uyku- uyanıklık döngüsünü bozarak depresyon ve kaygı gibi içe yönelim sorunları ve beslenme bozuklukları için riskleri artırabilmektedir. Nöro-gelişimsel bozuklukları olan çocuklarda evde geçirilen zaman belirtilerin alevlenmesine neden olabilir ve ihmal, istismar riskini artırabilir. Evde geçirilen, yapılandırılmamış zamanın artışı ekran bağımlılığı gibi davranışsal bağımlılıklar için riski artırabilir ve aile içi ilişkileri de bozabilir. Okulların yeniden açılabilmesi ve açık tutulabilmesi için Kovid-19 yerel yayılım hızları, var olan ve yeni saptanan mutasyonların etkileri, ulusal ve uluslararası güncel kılavuzlar ve yönergeler göz önüne alınmalı ve bulaşı engelleyici yöntemler okulla ilgili süreçlerin tamamında eksiksiz olarak uygulanmalıdır. Yüz yüze, uzaktan eğitim kararları ve okullarda alınacak önlemler ile ilgili olarak bu konuda bilimsel görüş verebilecek çocuk enfeksiyon hastalıkları uzmanları, çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanları, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı yetkilileri başta olmak üzere tüm paydaşları kapsayan bir komisyon kurulmasının faydalı olacaktır.

DAHA FAZLA İLGİ VE ŞEFKAT

Pandemi dönemi ailenin evde bir arada geçirmek zorunda olduğu zamanlar birlikte daha fazla etkileşime girmek için bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Aileler çocukları ile iletişimi artırmalı, birbirlerine daha fazla ilgi ve şefkat göstermeli. Dışarıdaki canlıların, mağdur insanların farkında olmak ve çocuklarına bu konuda örnek olmalılar. Toplumsal yardımlaşma ve dayanışmayı artırmak belki de çocuklarımızın hem etkilenimini olumluya çevirmek hem de durumu atlatmak için uygun olabilir. Aileler kendi içlerinde kaliteli vakit geçirebilir, birlikte etkinlik yapabilir, yapamadıkları hobilere eğilip çocukları buna dahil edebilirler.

Son Dakika Haberleri