Bale sanatçısı Bayburt’un ‘Kırık at’ müzikali destek bekliyor: ‘İmkan verilse dünyayı sallarız’

Boğaziçi Bale Festivali’ni başarıyla geride bırakan Günnur Bayburt ile söyleşimize, sahnelediği eserleri konuşarak devam ettik. Dar bir kadroyla düzenlediği büyük festivalde, 12 bale okulunu ve 230 bale öğrencisini bir araya getiren Günnur Bayburt, mücadeleci bir karaktere sahip. Balerin olarak performans sanatçılığı ve öğretmenliğinin yanı sıra onlarca eser sahnelemiş. Üstelik sahneye koyduğu eserlerin önemi çok büyük. 25 yaşında sahneye koyup ödül alan “Özgürlüğe Doğru” adlı eseriyle, Kurtuluş Savaşı ilk kez baleye uyarlanmış oldu. Aynı şekilde “Çanakkale” balesi de  Jack Delon'un ''200 Bale ve Dans'' kitabında yer alarak, bale tarihine geçmiş altı eserinden birisi. Bunların yanında doksanlı yıllarda iki müzikal sahneleyen Bayburt, “Kırık At” müzikalinde 1970’li yıllardaki sağ sol çatışması, uyuşturucu, yabancılaşma gibi güncel toplumsal olayları sahneye taşıdı. Üç perdelik müzikalde, köyden kente göç eden vatandaşın büyük şehirde başına gelenler anlatılıyor.

BİR TÜRK MÜZİKALİ: ‘KIRIK AT’

Sahneye koyduğu onca bale eserinden ancak altı tanesi bale tarihine geçen Günnur Bayburt, 90’lı yıllarda da iki tane de müzikal sahneledi. Bunlardan “Kırık At”, ülkemizde gerçek anlamda sahnelenmiş ilk pop müzikali oldu. Konservatuvarda balenin yanında piyano bölümünde de okuduğu için müzikal bilgisi de oldukça yüksek olan Bayburt, Broadway müzikallerini izlediği dönemlerde müzikal formuna hayran olmuş. Bir Türk müzikali sahneleme isteğiyle yola çıkarak sahnelediği “Kırık At” müzikalinin besteleri de kendisine ait.

‘YILLARCA KAPALI GİŞE OYNANIR!’

Bayburt, ilk müzikali olan “Kırık At”ın sahnelenmesiyle ilgili anısını şöyle anlattı:

“Çok acımasız bir sanat eleştirmeni olan Jack Delon, eğer ömrü olsaydı müzikal tarihini yazacaktı ve benim iki müzikalimi de kitabına alacaktı. İlk müzikalim ‘Kırık At’, Atatürk Kültür Merkezi’nde sahnelenmişti ve Jack Delon’u davet etmiştim. Jack Delon bana dedi ki, ‘Siz bu müzikali yıllarca kapalı gişe oynarsınız.’ Ben de dedim ki bu benim son oynayışımdı çünkü sponsorum yok.

“Bestelerin aranjmanlarını Tuğrul Karataş yapmıştı ve hiçbir maddi karşılık beklememişti sağ olsun. Çünkü ben zaten maddi imkânım olmadan sahneliyordum. Dershanemiz küçüktü, az öğrencimiz var ve çok para kazanamıyorduk. Ama ben baleden kazandığım bütün parayı daima baleye harcamışımdır. Yani kendi kendime yatırım yapmışımdır. Tabi o zamanlar benim bütçem yok, sponsorum yok, bir şeyim yok, kültür bakanlığından nasıl para istenir onu da bilmiyordum. Kültür bakanlığına projemi yazıp yolladım ve bana dediler ki ‘bize daha çok bilgi lazım projeyle ilgili.’ Yani aslında ben işin sahne kısmında iyiyim fakat maalesef işin arka tarafında, mali kısmında pek iyi değilim.”

ÇANAKKALE’Yİ İZLEYEN AĞLADI

Kurtuluş Savaşı’nın ardından sahnelediği “Çanakkale” adlı bale eseri, TRT tarafından televizyonda yayınlandığında, izleyici televizyona kilitlenmiş, televizyonun da telefonları kilitlenmiş. Bayburt, Çanakkale balesi ile ilgili anekdotları şöyle anlattı:

“İngiliz eleştirmen Jack Delon, üniversitede öğrencilerine benim yazdığım oyun tanıtımını okurken, öğrencilerine ağladığını belli etmemek için gözlüğünün altından gözyaşlarını sildiğini söyledi. Bir başka olay da, doksanlı yılların başlarında hiç tanımadığım Neil Scot adında bir İngiliz, bana mektup atmasıydı. Tesadüf benim resitalime gelmiş ve o gece bir sayfa mektup yazmış. Mektubunda diyor ki; ‘Niye Türk Hükümeti’nin sizden haber yok?’ Bütün dünyanın sizin eserinizi izlemesini isterdim diyor. Sonra bu adam, oradaki büyük bir festivale alınmam için gidip gazeteye ilan vermiş kendi cebinden harcayarak.” “Türkiye’de de bir keresinde gösterimize gelen bir Vali şöyle demişti, ‘Hocam bizim sizden neden haberimiz yok?’ Ben de dedim ki 'valla o sizin sorununuz.' Ne diyebilirim ki? Zamanında böyle şeyler yüzünden kendi ülkemde tabi ki kırıldığım oldu. Ama hiçbir zaman küsmedim. Kenara çekilmedim. Dedim ki yarışacağım kimse yok, ben de kendi kendimle yarışırım. Yoluma devam ettim. Kadromu kurup Kırık At müzikalimi sahneleyeceğim. Bize bir imkan verilse, biz dünyayı sallarız.”

Günnur Bayburt: Bale, maden işçiliğinden sonraki  en zor meslekKültür Sanat

Sihirli pabuçlarKültür Sanat