Bangladeş'te hükümet karşıtları başbakanlık konutunu bastı, hükümet devrildi
Bangladeş'te eylemciler Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina'nın resmi konutunu bastı. Hükümet devrildi. Ordu, geçici hükümet kurulacağını açıkladı.
Bangladeş'te Bağımsızlık Savaşı'na katılanların ailelerine kamuda ayrılan kontenjan oranına tepki olarak başlayan gösteriler, hükümet karşıtı protestolara dönüştü. Başbakan ülkeyi terk etti. Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina'nın askeri helikopterle resmi konutundan ayrılarak güvenli bir yere geçtiği bildirildi.
76 yaşındaki Başbakan Hasina'nın kız kardeşiyle birlikte askeri bir helikopterle uçurulduğu ve Hindistan'a gittiği belirtildi.
Yerel basın ve BBC'nin haberine göre binlerce kişi, Başbakan Hasina’nın başkent Dakka'daki resmi konutuna girdi. Ülkenin en korunaklı binalarından biri olan konutun oturma odaları kalabalıkla doldu, bazı kişilerin televizyon, sandalye ve masaları götürdüğü görüldü.
KURUCU LİDERİN HEYKELİNE BALTALI SALDIRI
Dakka'daki protestocuların, Hasina'nın babası bağımsızlık lideri Şeyh Mucibur Rahman'ın büyük heykelinin üzerine çıkıp, baltayla kafasını kesmeye çalıştıkları görüntüler paylaşıldı.
GEÇİCİ HÜKÜMET KURULACAK
Ordu komutanı da siyasi parti liderleriyle toplantı yaptı. Bangladeş ordu komutanı General Waker-Uz-Zaman, ülkede geçiş hükümeti kurulacağını duyurdu. Waker-Uz-Zaman, gösterilerin ve şiddet olaylarının durulması halinde "sıkıyönetime gerek kalmayacağını" belirtti.
Waker-Uz-Zaman, ülkedeki şiddet olaylarında göstericilerin hayatını kaybetmesine ilişkin soruşturma yapmayı taahhüt ederek, "Tüm siyasi partilerle verimli bir görüşme gerçekleştirdikten sonra geçiş hükümeti kurmaya karar verdik. Durumu çözüme kavuşturmak için şimdi Bangladeş Cumhurbaşkanı Muhammed Şahabuddin ile görüşeceğiz." diye konuştu.
General Waker-Uz-Zaman ayrıca Dakka Üniversitesi Hukuk Bölümünden Profesör Asif Nazrul'u, öğrencilerden protestolara son vermesini talep eden bir açıklama yayımlamaya çağırdı.
'GENELKURMAY BAŞKANI 'DEVRİM' DEDİ
23 Haziran'da genelkurmay başkanlığına getirilen 58 yaşındaki Zaman, "Ülke devrim döneminden geçiyor. Hepinize söz veriyorum, tüm cinayetlere ve adaletsizliklere adalet getireceğiz. Ülkenin ordusuna güvenmenizi rica ediyoruz. Tüm sorumluluğu üstleniyorum ve cesaretinizin kırılmamasını temin ediyorum." dedi.
ÇİN BASINI: RENKLİ DEVRİM
Olaylarla ilgili Çin basınında 'renkli devrim' yorumları yapıldı. Çıkan haberlerde Hasina'nın Mayıs ayındaki bir konuşması hatırlatıldı. Buna göre Hasina, ülkenin bölünerek Hristiyan devleti kurulması planı olduğunu açıklamıştı. Hasina, Bangladeş'in yanında Myanmar'ın da bölünmesini içeren bu planın kendisine sunulduğunu ve kabul etmediğini söyledi.
'BEYAZ TENLİ BİR YABANCI'
Hasina "Bangladeş'te bir hava üssü inşa etmesine izin vermesi halinde", kendisine ve partisi Avami Birliği'ne, "beyaz tenli bir yabancı" tarafından "Parlamento seçimlerinde sorunsuz bir şekilde yeniden seçilme fırsatı sunulduğunu" da ifade etmişti: "Doğu Timor gibi... Bangladeş'in (Çatogram) ve Myanmar'ın bazı kısımlarını alarak, Bengal Körfezi'nde bir üsle birlikte bir Hristiyan ülkesi kuracaklar."
Hasina'nın örnek verdiği Doğu Timor, Endonezya'dan ayrılan bir bölge. Bir Hint yayın organı da Hasina'nın 'Hristiyan devleti' çıkışı üzerine Haziran ayında "ABD, Kuzey Hindistan, Bangladeş ve Myanmarda Hristiyan devleti peşinde mi?'" başlığıyla haber yaptı.
Çinli bir güvenlik analiz sitesindeki analizde de dikkat çeken bir başlık kullanıldı: "ABD, bir Güney Asya İsrail'i mi yaratmak istiyor?"
Hasina Temmuz ayı başında Çin'i ziyaret etmişti. Önemli bir liman inşaası için Çin ve Bangladeş arasında anlaşma imzalanmıştı.
Yaşanan olaylar akılla, Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zaharova'nin geçen yıl yaptığı "Bangladeş'te seçimler ABD'nin istediği gibi sonuçlanmazsa renkli devrim girişimi olur" açıklamasını da getirdi.
BANGLADEŞ'TE NELER OLUYOR?
Bangladeş'te Bağımsızlık Savaşı'na katılanların ailelerine kamuda ayrılan kontenjan oranı ülkede tepki çekti. Gösteriler, hükümet karşıtı protestolara dönüştü. Son üç haftada yüzlerce kişi hayatını kaybetti veya yaralandı, yaklaşık 10 bin kişi gözaltına alındı.
Kamuda kontenjan kararının, Başbakan Şeyh Hasina liderliğindeki Avami Birliği Partisinin destekçilerine fayda sağladığını savunan bir grup öğrenci 15 Temmuz'da eylemlere başladı. Bu eylemlerde resmi rakamlara göre 147 kişi hayatını kaybetti. Dünkü eylemlerde de 93 kişinin daha hayatını kaybettiği belirtildi.
Eylemleri durdurmak için sokağa çıkma yasakları açıklandı, resmi tatiller ilan edildi ancak gösteriler sürdü. Protestolarda hükümetin istifası talep edildi.
KAMU KONTENJANI KARARI
Bangladeş'te kamuda işe giriş pozisyonlarının yüzde 56'sı belirli demografik gruplar ve sınıflar için ayrılırken bunun yüzde 30'u, 1971'deki Bağımsızlık Savaşı'na katılanların ailelerini kapsıyordu. Protestolar nedeniyle bu kontenjanlar 2018'de kaldırıldı.
Yüksek Mahkemenin haziranda kontenjan sisteminin yeniden uygulanması yönünde karar alması, protestoların temmuzda yeniden başlamasının çıkış noktası oldu.
ÜNİVERSİTELERDE BAŞLADI
Dakka Üniversitesi öğrencileri, 15 Temmuz'da kontenjan kararında reforma gidilmesi için pankart ve bayraklarla gösteri düzenlemeye başladı.
Üniversitedeki gösterilerde arbede çıkması ve polisin müdahalesi sonucu 6 kişi yaşamını yitirdi, 250 öğrenci yaralandı. Bunun üzerine ülkedeki tüm üniversiteler süresiz kapatıldı ancak öğrenciler, bu karara rağmen okulları terk etmeyi reddetti.
Protestocu öğrenciler, liyakate dayalı sistem talebiyle gösterilerini sürdürürken 18 Temmuz'da ülke genelinde "hayatı durdurma eylemi" başlattı.
Temmuz ortasında gösterilerde ölü sayısı 45'e, yaralı sayısı 2 bine yükselirken muhalefete ve vatandaşlara destek çağrısı yapıldı.
Bu arada aynı gün ülke genelinde internet hizmeti engellendi, metro ve tren seferleri süresiz askıya alındı. Göstericiler, devlet yayın kuruluşu BTV'nin binasını ateşe verdi.
Hükümet, 19 Temmuz'da sokağa çıkma yasağı ilan ederek durumu kontrol altına alması için orduya talimat verdi. Sokağa çıkma yasağının ilk gününde en az 30 kişi hayatını kaybetti.
Şiddet olayları sürerken iktidardaki Avami Birliği Partisi, kontenjanın yüzde 30'dan 20'ye düşürülmesini teklif etti.
MAHKEME KOTAYI İNDİRDİ
Bangladeş Yüksek Mahkemesi, 21 Temmuz'da gösterilerin fitilini ateşleyen kararında değişikliğe gitti.
Mahkeme, Bağımsızlık Savaşı'na katılanların ailelerine kamuda kontenjan oranını yüzde 30'dan yüzde 5'e çekti, toplam kontenjanın yüzde 2'sinin etnik azınlık ve engelli bireylere, yüzde 93'ünün ise liyakate dayalı şekilde tahsis edilmesini kararlaştırdı.
Bangladeş Başbakanı Hasina, 23 Temmuz'da protestolarda yaşanan şiddet olaylarına ana muhalefetteki Bangladeş Milliyetçi Partisi (BNP) ile Bangladeş Cemaat-i İslami Partisinin neden olduğunu savundu.
KARAR TANSİYONU DÜŞÜRMEDİ
Bangladeş hükümeti, 24 Temmuz'da mahkemenin kararına uyacağını açıkladı ancak bu da tansiyonun düşmesini engelleyemedi. Askerlerin kontrolü altında sokağa çıkma yasağı kısmen uygulanmaya devam etti.
OYUNCULARDAN, MÜZİSYENLERDEN EYLEMLERE DESTEK
Protestolar kota sorununun ötesine geçerek, film yıldızları, müzisyenler ve hatta giyim üreticileri de dahil olmak üzere toplumun çeşitli kesimlerinden destek alan daha geniş bir hükümet karşıtı harekete dönüştü. Rap şarkıları ve sosyal medya kampanyaları, Hasina'nın istifası çağrılarını artırdı.
2009'dan beri iktidarda olan ve ana muhalefet Bangladeş Milliyetçi Partisi tarafından boykot edilen seçimlerle Ocak ayında üst üste dördüncü dönemini kazanan Başbakan Hasina, devlet kurumları aracılığıyla iktidarı sağlamlaştırma ve muhalefeti bastırma suçlamalarıyla karşı karşıya. Son şiddet, Bangladeş halkı arasında artan memnuniyetsizliği ve değişim taleplerini vurguluyor.
DEVLET TELEVİZYONU ATEŞE VERİLDİ
Başbakan Hasina, 27 Temmuz'da protestocuların ateşe verdiği devlet televizyonu BTV'yi ziyaret ederek göstericiler hakkında kullandığı, 1971'deki Bağımsızlık Savaşı sırasında Pakistan güçleri için savaşan ve "hain" olarak nitelendirilen kişilere gönderme yapan ve ülkede aşağılayıcı karşılığa sahip "gönüllüler (razakars)" yorumunu geri almaya çalıştı.
Hasina, yine muhalefet partilerini "ülkenin kalkınmasına zarar vermek ve ülkenin yurt dışındaki imajını zedelemek için saldırılar düzenlemekle" suçladı.
KARŞILIKLI SUÇLAMALAR
BNP Genel Sekreteri Mirza Fahrul İslam Alemgir ise "öğrencilerin haklı hareketini bastırmak" için orduyu devreye sokmanın asla kabul edilemez olduğunu söyledi.
Alemgir, "Hükümet, terörist faaliyetlerini ve başarısızlıklarını gizlemek için BNP dahil olmak üzere muhalefet partilerinin liderlerini ve aktivistlerini keyfi olarak tutukluyor." dedi.
ACI BİLANÇO
Protestoların başlamasından sonra hükümet, bilançoya dair ilk açıklamayı 28 Temmuz'da yaptı.
Bangladeş İçişleri Bakanı Asaduzzaman Khan Kamal, "kamuda kontenjan" protestolarında 147 kişinin yaşamını yitirdiğini doğruladı.
Kamal'ın açıklamasının ardından ülkede internet hizmetleri yeniden erişime açıldı.
Organizatörler de kontenjan oranlarının indirilmesi kararına cevaben gösterilere son verdiklerini açıkladı. Taleplerinin hükümet tarafından karşılandığını belirten protestocular, yaşanan şiddet olaylarını kınadı.
Basında yer alan haberlerde ülkede son üç haftada gösterilerde yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği veya yaralandığı, yaklaşık 10 bin kişinin gözaltına alındığı bildirildi.
PARTİ KAPATILDI EYLEMLER YENİDEN BAŞLADI
Protestoların sona ermesinden bir gün sonra, 29 Temmuz'da Avami Birliği Partisi önderliğindeki 14 partiden oluşan grup, kamuda kontenjan protestolarında "vandalizm ve kargaşa ile ülkeyi istikrarsızlaştırmakla" suçladıkları Cemaat-i İslami Partisi ve partinin öğrenci kolunu yasaklama kararı aldı.
Parti ve öğrenci kanadı Chhatra Shibir, 1 Ağustos'ta resmen yasaklandı.
Bangladeş'te yaklaşık 2 bin kişi, 2 Ağustos'ta bu kez de protestolarda ölenler için başkent Dakka'nın çeşitli noktalarında toplandı.
Göstericiler, Hasina hükümetini protesto ederek gösterilerde yaşamını yitirenler için adalet istedi.
Göstericilere müdahale üzerine çıkan arbedede bir polis öldü, 100'den fazla kişi yaralandı.
DÜN YİNE EYLEM YAPTILAR İSTİFA İSTEDİLER
Bangladeş'in çeşitli bölgelerinde protestocular, 4 Ağustos'ta yine sokaklara inerek hükümetin istifasını istedi.
Gösterilerde "vergi ödememe ve işe gitmeme" gibi yöntemlerle sivil itaatsizlik çağrısı yapıldı, bazı kamu binalarına saldıran protestocular araçları da ateşe verdi. 4 Ağustos'taki gösterilerde Avami Birliği destekçileri ile protestocular arasında yaşanan şiddet olaylarında 93 kişi hayatını kaybetti.
İçişleri Bakanlığı, başkent Dakka ve bazı bölgelerde "aksi belirtilmediği takdirde süresiz sokağa çıkma yasağı", hükümet de 3 günlük resmi tatil ilan etti.
Hasina, protesto adı altında şiddete başvuranları "terörist" olarak nitelendirdi.