Bankanın soygununa ‘dur’ dedi hakkını söke söke aldı
Vatandaş Harun Demir, Bankaların ATM üzerinden yaptığı kesintiye karşı Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurdu. Lehine sonuçlanan başvuruda Demir, 9 ay sonra hakkını bankadan aldı.
İzmir’de yaşayan Harun Demir, emekli maaşını çekmek için çalıştığı bankanın ATM’sine gitti. Banka, belirlenen para çekme limiti aşılınca 81 lira 56 kuruş masraf kesti. Demir, bu durumu kabul etmeyerek İzmir Bayraklı Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurdu. 9 ay sonra heyet, Demir’in lehinde karar aldı. Limit aşımı nedeniyle alınan işlem ücretinin "ayıplı hizmet" olduğuna hükmetti. Tüketici Hakları Derneği (Tüko Der) İzmir Şube Başkan Yardımcısı Tamer Gören, Aydınlık’a süreci değerlendirdi. Gören, “Banka alınan kararı onaylarsa bu karar emsal niteliği taşıyacak. Bu şekilde bu karara dayanarak bütün tüketiciler 10 yıl içerisinde bu şekilde limit aşımı yapılarak hesaplarından kesilmiş ücretler varsa hakem heyetlerine başvurup geri isteyebilir.” dedi.
HİZMET BEDELİ ADI ALTINDA VATANDAŞI SOYUYORLAR
Demir, yaşadığı süreci anlattı ve tüm tüketicileri hakkını aramaya şu cümlelerle davet etti:
“Ben 3 aylık maaşımdan 9 bin lira çekecektim. 5 bin lirası bankanın verdiği limitti. Ben çekim yaparken banka bana 81 lira 56 kuruş masraf aldılar. Ben de bu parayı Tüketici Hakem Heyeti’ne gidip karar çıkartarak geri aldım. Bankadan maaşımı çektim. Çektiğimde benden limit aşımı diyerek hizmet bedeli ücreti olarak para kestiler. Ben bu paranın kesintisine itiraz ettim. Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurdum. Tüketici Hakem Heyeti, beni haklı bularak bankanın benden kestiği ücreti geri ödemesini istedi ve kararı çıkarttı. Ben de bu kararı bankaya tekrar ilettim. Bu tür işlemler herkesin başına gelebilir. İşlemler uzun sürdü ama sonuca ulaştık. Bütün bankalara maaşlara limit uygulamasını yapıyor. Vatandaşlar Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurarak kesintileri geri alabilir.”
‘EMSAL NİTELİĞİ TAŞIRSA HERKES BAŞVURABİLİR’
Olayı değerlendiren Tüko Der İzmir Şube Başkanı Tamer Gören şöyle konuştu:
“Bu konu İzmir’de Bayraklı Tüketici Hakem Heyeti tarafından karara bağlandı. Muhatabı olan bankanın bu kararı itiraza götürüp götürmeyeceğine dair bir bilgiye sahip değiliz. Banka bunu itiraza götürüp de tüketici hakem heyetinin kararını bozarsa bu sefer tüketiciler aleyhine karar ortaya çıkar. Şayet tüketici hakem heyetinin kararını onaylarsa bu karar emsal niteliği taşıyacak. Böyle bir emsal niteliği bu karara dayanarak bütün tüketiciler 10 yıl içerisinde bu şekilde limit aşımı yapılarak hesaplarından kesilmiş ücretler varsa hakem heyetlerine başvurup geri isteyebilir.”
SÖZLEŞMELERE DİKKAT!
“Hakem heyeti bu durumu 6502 sayılı tüketicilerin korunması hakkındaki kanunun haksız şart başlığını taşıyan bir maddesi var bu maddeye dayalı olarak şöyle diyor, ‘Tüketiciyle müzakere edilmeyen, standart olarak hazırlanmış sözleşmelerde tüketici aleyhine düzenlenmiş olan hükümler, haksız şartlı olarak değerlendirir ve bu şekilde işlem görür.’ Yani o hükmün var olmadığı kabul edilerek işlem yapılabilir. Burada hakem heyetinin vermiş olduğu kararı incelediğimizde kanunun 13-15. maddelere dayandırdıklarını görüyoruz. Bu da ayıplı hizmet ile ilgili hususları içeriyor. Bankanın bu hizmeti ayıplı hizmet oluyor. 6998 sayılı borçlar kanunun genel hükümlerine göre de karşılıklı yapılan sözleşmelerde iyi niyet usulünün aranmadığını gösteriyor. Banka müşterisiyle bir sözleşme imzalayıp da bu sözleşmenin içerisine günlük para çekme limitiyle ilgili bir hüküm koymadıysa bunla ilgili yaptığı her uygulama haksız şart olarak değerlendirilecek ve bu konu tüketici lehine yorumlanacaktır.”
YASALAR BANKANIN LEHİNE
Gören, 2014 yılında yürürlüğü giren 6502 sayılı kanunun tüketiciyi bankalar karşısında mağdur bıraktığını şu cümlelerle ifade etti:
“2014 yılında yürürlüğe giren 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkındaki kanunun en hassas noktalarından birisine temas ediyoruz. Bu durum tüketici örgütleri tarafından çok fazla kabul görmüş bir durum değil. Biz bu kararı olumlu olarak karşılıyoruz. Özellikle bankacılık sektörü, tüketiciler arasındaki finansal işlemlerde tüketici aleyhine yapılan faaliyetler nedeniyle vatandaşı mağdur duruma düşürüyor. 2014 yılından önce kredilerden kesilen dosya masraflarını yargı yoluyla geri alabiliyorduk. Bu yasa yürürlüğe girdiğinden beri binde 5 oranında dosya masrafı alınması yasal hale geldi. Yine kredi kartı aidatı alınması konusunda da bankalar ellerini güçlendirmiş oldu. Vatandaşlara bu bedelleri yansıtıyorlar.”
HER BANKADA PARA ÇEKME LİMİTİ DEĞİŞİYOR
Her bankanın kendi kafasına göre para çekme limiti koyduğunu söyleyen Gören, şunları vurguladı:
“Tüketiciler de bankalara müracaat etmek üzere yıllık üyelik ücretine itiraz edebilir. Bankalar, kartınızı şu kadar yıl içerisinde şu kadar limit kullanırsanız size para puan olarak iade edeceğiz ya da kartınızı kapatmazsanız sizin üyelik ücretinizi iade edeceğiz şeklinde geri dönüşler sağlanıyor. Şimdi ATM’lerden para çekilmesi durumunda bankaların belirlemiş olduğu bir para çekme limiti var. Bu limitin üstünde para çekme yapıldığında finansal tüketicilerden alınacak ücretlere ilişkin Merkez Bankası’nın 2020 yılında çıkarmış olduğu bir yönetmelik var. Bu yönetmeliğe dayalı olarak ücretler kesebiliyorlar. Fakat bunun bir sınırlaması yok. Örneğin bir banka günlük para çekme limitini 11 bin lira olarak belirlerken hatta müşterilerine kısa mesaj yoluyla duyurular yapmış olmasına rağmen bir başka banka günlük para çekme limitini 4 bin lira olarak belirleyebiliyor. Benim de başıma geldi. Bu kararı gördükten sonra yargı yoluyla bu konu kesinleşir ve emsal teşkil ederse ben de başvurmayı düşünüyorum.”
‘BU KÂRARLAR NASIL ELDE EDİLİYOR?
Gören, şu cümlelerle bankaların kazandığı kârları sorguladı:
“Bütün bankalar, Türkiye Bankalar Birliği’ne bağlıdır. Türkiye Bankalar Birliği tarafından konulan kurallar neyse o çerçevede faaliyetlerini yürütüyorlar. Tüketiciyi kendi bankalarıyla çalışmaya yönelik reklamlarla cazibeli hale getirmek suretiyle müşterisi yapmaya çabalıyorlar. Bu arada da tüketicinin kendi parasını kullanmasıyla ilgili bir kısıtlamaya gidiyorlar. Para satarak para kazanan bir finansal kuruluş, kendi menfaatlerini koruyacak ve buradan kar elde edecek şekilde davranıyor. Gayesi kendi menfaatini sağlamak. Yani 4 bin lira işlem limiti koyacak siz 4 bin lirayı çekeceksiniz kalan kısmını ertesi güne bırakacaksınız. Aşan kısmını bir gün sonra çekebileceksiniz. Bu bankanın parayı bir gün işletmesi demektir. Dolayısıyla milyonlarca tüketiciden bu şekilde bekletilen paralarla elde edilen kaynak, bankalar için muazzam bir gelir. Biz şunu duyuyoruz ilk 6 ayında bilançolarını açıkladılar bankalar %40 büyüdü. Hiçbir yatırıma yönelik faaliyeti olmayan hiçbir ticari faaliyeti olmayan sadece parayla para kazanan bankacılık sektöründe bu karlar nasıl elde ediliyor? Bu da ayrıca bir soru işareti.”