Yandex
16 Ocak 2025 Perşembe
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Barış değil işgal planı!

‘Yüzyılın Anlaşması’ yerleşim bölgeleri üzerinden İsrail’in işgalini meşrulaştırıyor. İsrail’in öne sürdüğü şartlara uyarsa dört yıl sonra bağımsız bir Filistin devleti kurulmasını öngören anlaşma maddelerine göre bu ‘devletin’ silahlı gücü olamayacak.

Barış değil işgal planı!
A+ A-

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Netanyahu ile birlikte “Yüzyılın Anlaşması”nı açıkladı. Plan, Kudüs’ü İsrail’in “bölünmez başkenti” olarak olarak kabul ediyor, Filistinlilere “bağımsız devlet” hakkı tanındığını iddia eden plana göre bu bağımsız devletin silahlanma izni yok.

Netanyahu’nun açıklamasına göre, “bağımsız Filistin” İsrail’in onayı olmadan uluslararası kuruluşlara da üye olamayacak. Filistin, İsrail’in terörist olarak nitelendirdiği Filistinli tutuklu ve şehit ailelerine maaş ödemeyecek ve İsrail’i Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) şikayet etmeyecek. Aslında planın maddelerini okumadan sadece Netanyahu’nun açıklamasına bakarak ne anlama geldiğini anlamlandırmak mümkün: “ABD’nin barış planı ‘Yüzyılda bir gelen ve değerlendirilmesi gereken’ bir plan çünkü İsrail, Filistinlilere ‘sınırlı ve şartlı’ bir egemenlik verecek.”

Planın ayrıntıları da Beyaz Saray’ın internet sitesinde paylaşıldı.

Trump’ın Filistinlilere “son şansınız” diyerek dayattığı planın maddeleri özetle şöyle:

  • Kudüs, İsrail’in birleşik ve bölünmez başkenti olacak. (ABD, 2017 yılında Kudüs’ü tek taraflı olarak İsrail’in başkenti olarak tanımış ve Tel Aviv’deki ABD Büyükelçiliğini Kudüs’e taşımıştı.)
  • İsrail’in güvenliğinden taviz verilmeyecek. İsrail’den ek güvenlik riski almasını talep etmeden İsrail’in kendisini her tür tehdide karşı kendisini koruması sağlanacak.
  • İsrail, Ürdün Nehri’nin batısında güvenlik sorumluluğunu muhafaza edecek. (Yani Ürdün Vadisi’nde yasadışı İsrail hakimiyeti meşrulaştırılacak.)
  • Batı Şeria’daki yasadışı Yahudi yerleşim yerleri kalıcı olacak ve buralar İsrail güçlerince ilhak edilecek.
  • İsrail’in 1948’den bu yana yerlerinden ettiği 6 milyonu bulan Filistinli mültecilerin geriye dönüş hakkı tanınmayacak.

Filistin eğer bu maddeleri kabul ederse; dört yıl sonra...

  • İsrail ile yan yana barışçıl bir şekilde yaşayacak askeri unsurlardan arındırılmış bir Filistin devleti kurulacak. (Yani bağımsız Filistin devletinin ordusu olmayacak.)
  • Filistinliler, İsrail bölgede askeri varlığını azalttıkça, güvenlik konusunda daha fazla sorumluluk üstlenmek için ABD ve İsrail ile çalışacak.
  • Fillistin Devleti’nin başkenti de Doğu Kudüs’teki bazı bölgeleri kapsayan “El Kudüs” olacak. (El Kudüs’ün sınırları; Kudüs ile işgal altındaki Batı Şeria arasında yer alan Ayrım (Utanç) Duvarı’nın Filistin tarafında kalan Kudüs’ün kenar mahalleleri olarak çiziliyor. Trump, ABD’nin Doğu Kudüs’te “gururla” bir elçilik açacağını söyledi.)

PLANIN EKONOMİK BOYUTU

Trump yönetiminin barış planının ekonomik unsurlarını geçen Haziran ayında planın mimarı olan Trump’ın danışmanı ve damadı Jared Kushner Bahreyn’de düzenlenen konferansta açıklamıştı. Buna göre: 50 milyar dolarlık ekonomik planla Filistin ekonomisi desteklenecek. 50 milyar doların yarısından fazlası (27.813 milyar dolar) yatırım olarak Filistin’e ayrılacak, geri kalanı Mısır (9.167 milyar dolar), Lübnan (6.325 milyar dolar) ve Ürdün (7.365 milardolar) arasında paylaşılacak.

Beyaz Saray’ın sitesinde yer alan ekonomi paketinin önsözünde planın hayata geçirebilmesi için özellikle zengin Arap ülkelerinin 50 milyar dolarlık fonun toplanması adına destek vermesi gerektiği vurgulandı. Haziran ayında Bahreyn’de düzenlenen çalıştaya katılan ülkeler bu plan üzerine uzlaşı sağlandı.

Israel HaYom gazetesi ilk 5 yılda 30 sonraki 5 yılda da 20 milyar dolar olmak üzere 10 yıllık yatırımın finansmanın nasıl sağlanacağı ile ilgili yayınladığı haberde ABD’nin yüzde 20’sini, AB ülkelerinin yüzde 10’unu ve Körfez Arap ülkelerinin de yüzde 70’ini karşılayacağını belirtmişti. Böylece ABD 6 milyar dolar gibi çok küçük bir bedel ödeyerek, İsrail ise hiçbir ödeme yapmadan, Filistin’in işgalini meşrulaştırmış olacak.

İSRAİL: TARİHİ KAZANIM!

İsrail Başbakanı Netanyahu planı “İsrail için çok büyük ve tarihi bir kazanım” şeklinde nitelendirdi.

ABD’nin, müzakerelere başlanması için İsraillilerden değil Filistinlilerden talepleri olduğuna işaret eden Netanyahu, “Bu talepler arasında Gazze’nin silahsızlandırılması, teröristlere (Filistinli tutuklu ve şehit aileleri) maaş ödemesinin durdurulması, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) şikayette bulunmaya son verilmesi, İsrail’e karşı provokasyonun durdurulması ve İsrail’in onayı olmadan uluslararası kuruluşlara üye olunmaması yer alıyor” değerlendirmesinde bulundu.

İSRAİL’İN DENİZ SINIRLARI

ABD’nin tek taraflı planı, İsrail’in “egemen bir ülke” olarak Akdeniz’deki sınırlarını da tanıyor. İsrail’in bir süredir Doğu Akdeniz’de izlediği agresif politikanın bir anlamda kabulü de sayılan plan, Gazze’deki Hamas etkisinin tamamen sona erdiği güne kadar bu bölgeye yardım yapılmamasını da öngörüyor.

Gazze’nin Hamas etkisinden arındırılması ve “silahsızlandırılmasını” öngören planda “Hamas’ın İsrail-Filistin meselesinin çözümünde engel olduğu” iddia ediliyor.

MÜZAKERE BİLE ETMEDEN İLHAK GÜNDEMDE

Plan, uzun yıllardır devam eden yasa dışı Yahudi yerleşim yerlerini tek kalemde “İsrail’in toprağı” olarak kabul ediyor. Filistin yönetiminin iki devletli kalıcı barışın sağlanması için sunduğu şartlar arasında, Batı Şeria’daki 250’den fazla yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin boşaltılması geliyor. İsrail ise 400 binden fazla yasa dışı Yahudi yerleşimcinin kaldığı bu birimleri, kendisine bağlamayı amaçlıyordu.

Plan açıklandıktan kısa süre sonra ABD’nin İsrail Büyükelçisi David Friedman, İsrail’in Batı Şeria’daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerini “ilhak” etmek için beklemesine gerek olmadığını açıkladı. Netanyahu da planın açıklanmasından sonra basına verdiği demeçte, yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin ve Ürdün Vadisi’nin “İsrail’e ilhakını” pazar günü kabine toplantısında oylamaya sunacağını belirtti. Ancak bu oylamanın “evrak işleri” gerekçesiyle bir süre erteleneceği belirtildi.

FİLİSTİNLİ GRUPLAR İLK KEZ BİR ARADA

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, ABD Başkanı Donald Trump’ın sözde barış planını reddettiklerini açıkladı. Abbas, “Kudüs satılık değildir” dedi.

İşgal altındaki Batı Şeria’nın Ramallah kentinde Filistinli liderlerle bir araya gelen Mahmud Abbas burada yaptığı açıklamada, “Trump’ın bu saçma sözlerini duyduktan sonra ‘Yüzyılın Anlaşması’ olarak adlandırılan sözde planına bin kere hayır diyoruz” ifadesini kullandı. Abbas, “Diz çökmeyecek ve teslim olmayacağız. Komplolar ve sözde barış planı başarısızlığa ve yok olmaya mahkumdur. Yeni bir hak doğurmayacak ve bağlayıcılığı olmayacaktır” dedi.

ABD’nin sözde barış planının Balfour Deklerasyonu’nun bir uzantısı olduğunu vurgulayan Abbas, uluslararası meşruiyete ve Filistin meselesiyle ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) kararlarına bağlılıklarını sürdüreceklerini ve söz konusu planı akamete uğratmak için var güçleriyle çalışacaklarını kaydetti.

TÜM GRUPLAR KATILDI

Hamas ve İslami Cihad da dahil olmak üzere tüm Filistinli grupların Ramallah’taki toplantıya katıldığına işaret eden Abbas, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’nin kendisini telefonla aradığını ve “yeni bir sayfa açma ve Gazze’de bir toplantı düzenleme konusunda anlaştıklarını” da belirtti. Abbas, kurulan komplolara karşı koymak için Filistinli grupların ortak hareket etmesi gerektiğine işaret etti

Hamas ve İslami Cihad’dan temsilciler yıllardan sonra ilk defa önceki gün ABD’nin sözde barış planının ele alındığı Ramallah’taki toplantıya katılmış oldu. Fetih ve Hamas arasında 2007’den bu yana devam eden siyasi bölünmüşlük, varılan pek çok anlaşmaya rağmen sona erdirilememişti.

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Komitesi Üyesi Azzam el-Ahmed de Gazze’de düzenlenecek toplantıya Hamas ve İslami Cihad’ın da katılacağını vurgulayarak, böylelikle Filistin iç siyasetinde yeniden birlik sağlanması için fiili olarak adım atılmış olacağını söyledi.

‘HİÇ BİR GÜÇ SİLAHIMIZI ELİMİZDEN ALAMAZ’

Hamas sözcüsü Hazim Kasım yaptığı yazılı açıklamada, Netanyahu’nun Gazze’nin silahsızlandırılmasıyla ilgili sözlerinin bir “kuruntu”dan ibaret olduğunu belirterek, “Direniş gruplarının elindeki silah meşrudur. Bu silahla halkımızı savunuyoruz” ifadesini kullandı.

Direnişin elindeki silahlarla kaybedilen toprakların geri alınmasına çalıştıklarını vurgulayan Kasım, hiçbir gücün bu silahları Filistinlilerin elinden alamayacağını kaydetti. Başta ABD’nin sözde barış planı olmak üzere Filistin meselesini tasfiye projelerini akamete uğratacak gücün birlik içindeki direniş olduğunu vurgulayan Kasım, İsrail’in Filistin topraklarını işgal etmeye devam ettiği sürece “Yüzyılın Anlaşması” ya da başka vaatlerle güvenliğinin sağlayamayacağına işaret etti.

DESTEK VEREN ÜLKELERE UYARI

Lübnan’daki Hizbullah örgütü de “Trump’ın acımasız yönetimi tarafından Filistin halkının hakları pahasına başlatılan utanç anlaşmasını reddediyor ve şiddetle kınıyoruz” dedi. Bazı Arap yönetimlerinin gizli veya açıktan ihanetleri nedeniyle bu planın ortaya çıktığı savunulan açıklamada, iktidarlarını korumak için uzun yıllardır haklı davalarında direnen Filistinlileri yüzüstü bırakan yönetimlerin hiçbir zaman affedilmeyeceği vurgulandı.

Açıklamada, Filistinli tüm gruplara “Yüzyılın Anlaşması”nı reddetme konusunda tek ses olma çağrısında bulunuldu.

BU PLAN HAYATA GEÇİRİLMEYECEK

Öte yandan Lübnan’daki Filistinli mülteciler, ABD’nin “Yüzyılın Anlaşması” olarak nitelendirdiği sözde barış planının açıklandığı günü “öfke ve grev günü” ilan etti. Mülteciler karşı gösteri ve yürüyüşler yaptı. İslami Cihad Hareketi Lübnan Sorumlusu İhsan Ataya ise “Bu plan hayata geçirilmeyecek, geçirilmesine hiçbir şekilde izin vermeyeceğiz” dedi.

BU SİLAH DA 'BARIŞ' İÇİN!

İsrail askerlerinin, işgal altındaki Batı Şeria’da, ABD’nin “Yüzyılın Anlaşması” olarak adlandırdığı sözde barış planını protesto eden göstericilere müdahalesinde 10 Filistinli yaralandı.

Ürdün, Batı Şeria ve Gazze’de ABD’nin “Yüzyılın Anlaşması” olarak adlandırdığı sözde barış planını protesto etmek için binlerce kişi meydanlara akın etti.

Gazze’deki öfkeli göstericiler İsrail bayrağı ve ABD Başkanı Donald Trump’ın posterini yaktı. Göstericiler caddelerde lastikleri ateşe vererek, ABD’nin sözde barış planına tepki gösterdi.

İşgal altındaki Batı Şeria’nın Nablus, Kalkilya, Ramallah ve El-Halil kentlerinde İsrail askerleri ile göstericiler arasında arbede yaşandı. İsrail askerleri ABD Başkanı Trump’ın “Yüzyılın Anlaşması”nı açıklamasına tepki göstermek için düzenlenen gösterilere göz yaşartıcı gazın yanı sıra plastik ve gerçek mermilerle müdahale etti.

Filistin Kızılayı yaptığı yazılı açıklamada, saldırıda 5 Filistinlinin plastik mermiyle yaralandığı, 3’ünde yanıklar oluştuğu, 2 kişinin ise atılan gazdan etkilenerek boğulma tehlikesi geçirdiği belirtildi. Plastik mermiyle yaralananların hastaneye kaldırıldığı kaydedildi.

İSRAİL'E VERİMLİ OVA FİLİSTİN'E ÇÖL

Trump planı açıklarken “dört yıllık bir müzakerenin sonunda kurulabilecek Filistin devletinin toprakları iki misli artacak” dedi. Trump’ın paylaştığı harita incelendiğinde Mısır sınırındaki Necef çölünde kurulması planlanan teknoloji bölgesi ve daha güneyde oluşturulması düşünülen yerleşim ve tarım alanlarının kast edildiği görülüyor. Özetle, Ürdün Vadisinin verimli toprakları İsrail’e bırakılırken bunun yerine Filistin’e çölden toprak vaad ediliyor.

TÜNELLE ULAŞIM

Haritada Filistin toprakları olan Gazze ile Batı Şeria arasında herhangi bir doğal bağlantı bulunmuyor. Birbirinden koparılan Gazze ile Batı Şeria’nın birbirine erişimi için köprü ve yeraltı tüneli öngörülüyor.

Filistin İsrail