‘Bartholomeos’ kitabı yayınlandı: Kilisenin Türkiye karşıtı taleplerini dillendirdi
Fener Rum Patriği Bartholomeos’un hayatını anlatan bir kitap yayınlandı. Kitapta Fener Patrikhanesi ile ABD ilişkilerine ilişkin görüşler, Bartholomeos’un hukuk dışı talepleri ve FETÖ elebaşı Gülen’e güzellemeleri dikkat çekiyor.
Prof. Dr. Elçin Macar, Fener Rum Patriği Bartholomeos’la yaptığı uzun röportajı Kasım 2021’de yayınladı. “İmroz’dan İstanbul’a Patrik Bartholomeos” ismiyle yayınlanan kitapta Patriğin hayatı ele alınıyor. Kitapta bazı Türkiye karşıtı ifadeler yer alırken, kilisenin hukuk dışı talepleri ve FETÖ güzellemeleri de açıkça belirtiliyor.
Kitabın önsözü “1990 yazıydı, arkadaşlarımda Gökçeada’ya gitmiştik” cümlesiyle başlıyor. Ama kapakta İmroz kelimesiyle veriliyor. Hatta Bartholomeos bile, röportajın başında “29 Şubat 1940 senesinde Gökçeada, o zaman İmbros, Türkçesiyle İmroz’da doğdum, Zeytinli Köyü’nde.” diyor. Ama Macar, Gökçeada’yı sansürlüyor.
KİLİSENİN ‘GLOBAL AKTÖR’LÜĞÜ
Macar, İstanbul’da Fatih kaymakamlığına bağlı bir kurum olan kilise için “global bir aktör” vurgusu yapıyor ve Bartholomeos için de “Fener semtindeki eski evlerin arasında sıkışıp kalmış, sürekli önüne çıkarılan hukuki ve siyasi kısıtlamalarla boğuşan, uzak olamayan bir gelecekte sönümlenmesi beklenen bir kurumu yeniden ayağa kaldırması, ona hayat vermesi, global bir aktöre dönüştürmesi unutulmayacak.” ifadelerini kullanıyor.
Macar önsözü “Türkiyeli okur açısında bu konuyu biraz anlaşılabilir kılabildiysem, ne mutlu bana.” Türk yerine Türkiyeli demesi, Türk milletine karşı yapılan Batıcı liberal siyasetlerden yana tavır aldığına işaret ediyor.
PATRİK’İN ODASINDA ABD BAŞKANI RESMİ
14 yaşında Heybeliada Ruhban Okulu’nda okumak için İstanbul’a gelen Bartholomeos, önce Patrikhane’ye dönemin Patriğinin elini öpmeye geldiği şöyle anlatıyor:
“Titreyerek girdim Athinagoras’ın huzuruna… Celal Bayar’ın resmi vardı odada karşıda, yanında Eisenhower, dönemin ABD Başkanı…”
ABD’NİN ÖZEL İLGİSİ
Patrikhane binası 1941’de yandıktan sonra yeniden yapılmak için yıllarca bekliyor. Ancak yapım 80’leri buluyor. O dönemde Turgut Özal’ın izninin haricinde ABD Başkanı Jimmy Carter da devreye giriyor. Carter Türkiye’ye gelince Bartholomeos ile birlikte yemek yiyor. O görüşmeden sonra Patrikhane inşası hızlanıyor. Bartholomeos o dönemi şu cümleyle anlatıyor:
“Bildiğim kadarıyla Turgut Özal’a telkinde, ricada bulundu. Muhtemelen, ‘Niye izin çıkmıyor; mademki Patrikhane binası yandı ve yenisi yapmak niyetindeler’ dedi ve bunun da katkısı oldu. Rahmetli Özal bazı gizli emirler çıkardı, evrakların üzerinde ‘gizli’ yazıyordu, valiliye oraya buraya, böylece gereken izinler çıkarabildi 1987’de.” (s. 47-48)
TÜRK YASALARI DEĞİL KİLİSE HUKUKU!
Barholomeos, bir Türk kurumu olan Fener Patrikhanesi’nin Türk yasalarına göre değil, kilise hukukuna göre işletilmesi gerektiğini söylüyor. Bartholomeos’un ifadeleri, laik bir ülke olan Türkiye’nin yasalarına aykırı.
Macar’ın yönelttiği “Patrikhane’ye 6 Aralık 1923’te Vilayet’ten gönderilen talimatta, ‘Türkiye dahilinde gerçekleştirilecek dini ve ruhani seçimlerde, katılacak adayların Türkiye vatandaşı ve seçim sırasında Türkiye dahlinde görevli olmaları’ koşulu getirilmişti. O seçimden söz ettiği için soruyorum bunu özellikle. Demek ki bir seçim yok.” Sorusuna Bartholomeos şu yanıtı veriyor:
“Hakkımız. Yani Ortodoks kilisesinin iç hukukuna göre… Birisi, ikisi, üçünü ihraç edersen; haklarını kendilerine vermezsen bu gayrikanunidir, kilise hukuku açısından…” (s. 57)
‘VATİKAN OLMAK’ MASALMIŞ’
Ekümeniklik konusunda açıklama yapan Bartholomeos, “Ankara resmen tanımak istemedi, zannediyordu ki bu sıfatla, ekümenik sıfatıyla biz ikinci bir Vatikan kurmak istiyoruz. Ve reaksiyon gösterdi, ‘devlet içinde devlet’, bütün bu masallar.” ifadelerini kullandı. (s. 67)
Kitapta sık sık “Patrikhaneyi dünyaya açtığını” belirten Bartholomeos, Avrupa Partlamentosu ve Avrupa Konseyi’nde konferanslar verdiğini de söylüyor. Beyaz Saray’a defalarca davet edildiğini, diğer ülkeler tarafından en büyük nişanlara layık görüldüğünü dile getiriyor. (s. 68)
Vatikan gibi olmadıklarını iddia eden Bartholomeos, ülkelerin kendi kiliseleri hakkında karar veremeyeceğini, bunda tek hakkın Fener Patrikhanesinde olduğunu söylüyor. Makedonya kilisesinin Tito döneminde otosefal (bağımsız) ilan edilmesini tanımadıklarını söyleyen Bartholoemos şunları kaydediyor:
“Makedonya Ortodoks Kilisesi Tito tarafından otosefal ilan edildi, ki Tito’nun buna hakkı yoktu. Kimse tanımadı ne biz ne başka kimse. Sırbistan Ortodoks Kilisesi’nden kopmuş oldu. Ayrılıkçı kilise yani beraber ayin yapmıyoruz, ortak komünyon yok.”
Bartholomeos, Karadağ kilisesi için de benzer fikri dile getirerek, “Evet. Bu kiliseyi tanımak mümkün değil.” diyor.
Fener Patrikhanesinin bu yaklaşımı, ülkelerin laik hukukunu yok sayarken kiliseye de hukuksuz şekilde uluslararası bir güç atfediyor.
‘ABD MEMNUN KALDI’
Rus Ortodoks Kilisesinin, Fener Patrikhanesi yerine Rus devletine bağlı olmasından rahatsızlığını dile getiren Bartholoemos, “Rus kilisesi Putin’in elinde. Rus dış politikasının bir enstrümanıdır. Bunu herkes biliyor. Ukrayna bunun için önemli tabii. Kırım yarımadasını işgal etti. Donetsk şu bu… Aslında sen de anlıyorsun Elçin, Doğu-Batı sürtüşmesi. Çünkü Ukrayna Avrupa’nın göbeğinde.
Ukrayna kilisesinin Rus kilisesinden ayrılması sürecini anlatan Bartholomeos, ABD’nin bundan memnun kaldığını belirtiyor. Macar’ın “Batı bu işle ilgileniyor diyorsunuz, Ukrayna Kilisesi konusunda Avrupa Birliği’nden veya Amerika Birleşik Devletleri’nden bir telkin aldınız mı? Sizinle açıkça bunu konuşuyorlar mı?” sorusuna Bartholomeos şöyle yanıt veriyor:
“Telkin almadım ama memnuniyetlerini gizlemediler. Fakat bir telkin veya ‘yapın ille’ gibi bir baskı olmadı. Gerçi Ruslar bunu iddia ediyorlar ama yok tabii. Ancak memnun kaldılar, bunu açıkça söylüyorlar zaten.”(S. 123)
İNÖNÜ’NÜN TEPKİSİ
Bartholomeos, 1991’de Patrik seçilince Ankara’da Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü’yü ziyaret eder. İnönü, Bartholomeos’a tepki gösterir. Bartholomeos’un ifadesiyle “Siz Eyüp kaymakamına gitmeliydiniz, niye bana geldiniz?” demeye getirir.
GÜLEN AÇIKLAMASI: HOCAEFENDİYİ SEVİYORUM
Macar’ın FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’le ilgili sorduğu soruya yanıt veren Bartholomeos, Gülen’le defalarca kez görüştüğü belirtiyor. Harbiye’de kongre sarayında katıldığı bir etkinlikte yaptığı konuşmayı anlatan Bartholomeos, “Kimse kıskanmasın, biz Hocaefendi’yle birbirimizi seviyoruz dedim” ifadelerini kullanıyor.
Gülen’in daha önce Üsküdar’da verdiği bir iftara katıldığını söyleyen Bartholomeos, “Yüz yüze başka görüştünüz mü hiç?” sorusuna şu yanıtı veriyor:
“İftarlarda… Bir de Üsküdar’da bir okulları vardı, oradaki iftara katılmış, servis yapan çocukların ne kadar düzgün, temiz, güzel giyimli olduklarını görmüştüm, müspet bir intiba yaratmıştı bende.”
‘TÜRK VATANDAŞLIĞI KALDIRILSIN’
Bartholomeos, kendisine yöneltilen “Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bir masada otursanız somut olarak talepleriniz neler olurdu?” sorusuna dikkat çekici yanıtlar veriyor. Cevabını 3 maddede anlatan Bartholomeos şunları söylüyor:
“Ruhban Okulu başta gelecek. Bu sene kapatılalı tam 50 sene oldu biliyorsun. ABD Dışişleri Bakanlığı 29 Temmuz’da açıklama yaptı.
“İkinci talebim elimizden alınan gayrimenkullerin iadesi olacak. Papa Eftim’deki kiliseler için mahkemeye başvurduk, kaybettik.
“Ayrıca patrik adaylarının Türk vatandaşı olma zorunluluğunun kaldırılması gerektiği de söyleyeceklerim arasında.”
Bartholomeos’un taleplerinin en dikkat çekeni, sonuncusu. Çünkü bu talep, Lozan Anlaşmasında kabul edilen “Ekümenikliğin kaldırılması” maddesine tamamen aykırı. Bunun kabul edilmesi durumunda kiliseye dışardan daha fazla müdahale edilmesinin önü açılabilir.