Başhekim, hastalarını anlattı: ‘Kimsesi yok önce ona bak!’
Deprem günü ekibiyle Adıyaman'a giden Mamak Devlet Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Mevlüt Karataş, bölgede karşılaştığı insanlar arasındaki dayanışmayı, sağlık çalışanlarının fedakârlıklarını anlattı
Kahramanmaraş merkezli depremlerin meydana geldiği gün ekibiyle Adıyaman'a giden Mamak Devlet Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Mevlüt Karataş, tanık olduğu olayları anlattı, "20 senelik meslek hayatımda farklı illerde 14 hastanede çalıştım, böyle bir şeyle karşılaşmadım. Milletimizdeki o dayanışma ruhuna şahit olmak bizi çok duygulandırdı" dedi.
Doç. Dr. Karataş, hastanede hastaların ve yakınlarının büyük bir metanetle hareket ettiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hastalar ve yakınları bizleri çok duygulandırdı. Enkazdan çıkarılan sedyede yatan yakını için 'ben annemin başındayım, şuradakilerin kimsesi yok lütfen önce bize değil, onlara bakın' diyen kişilere şahit olduk. Bu inanılmaz bir dayanışmaydı. Adıyaman halkının metanetini, yardımseverliğini, merhametini gördüm."
TERLİĞİYLE GELEN DOKTORLAR
Göğüs hastalıkları uzmanı Karataş, depremlerin ardından ekibiyle 400 yataklı Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görev aldı. Hastanenin bazı yerlerinin depremden hasar gördüğünü ve orada görev yapan sağlık çalışanlarının da depremden etkilendiğini vurgulayan Karataş, "Hastaneye sürekli enkazdan çıkarılan yaralı depremzedeler getiriliyordu. Acilde yeşil, kırmızı ve sarı alanlar, yoğun bakım ve diğer servisler hızla organize edildi. Ameliyathanedeki ufak tefek bazı hasarlar da hemen onarılarak ameliyatlar başlatıldı." ifadesini kullandı.
Ailesi, yakınları enkaz altında olmasına karşın hastaneye gelip görev yapan, gözyaşı dökerek çalışan Adıyamanlı sağlık çalışanlarının olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Karataş, sağlık çalışanlarının bu süreçte büyük bir dayanışma gösterdiğini vurguladı. Karataş, "İçimizde valizini bile hazırlamaya fırsat bulamamış, önlüğü, stetoskopu, bonesi hatta ayakkabısı olmadan, terliğiyle gelenler vardı. Çok hızlı intikal etmişlerdi. Hiçbir karmaşa olmadan, herkes neyi nasıl yapacağını bilerek görev aldı. Genç doktor arkadaşlarımız, hemşirelerimiz ve tüm sağlık çalışanları çok özverili bir şekilde çalıştı." diye
‘ÜÇ KIZ KARDEŞİ UNUTAMIYORUM’
Doç. Dr. Karataş, bu süreçte unutamadığı birçok olay yaşadığını belirterek, şunları anlattı: "Hastanede, yaşları 8, 10, 12 civarında üç kız kardeş vardı. Hastanenin içinde bir kapının arkasına sığınmışlardı, orada ufak bir sedyede kız kardeşleri yatıyordu. Muhtemelen muayeneleri yapılmış, röntgen için bekliyorlardı. Kız çocuklarına 'Sizi daha güvenli bir yere alalım. Anneniz, babanız yok mu' diye sordum. Bana 'Annemiz-babamız enkaz altında hâlâ, bizi buraya birileri getirdi. Burada beklemek istiyoruz' dediler. Ben de ne ihtiyaçları olursa bana söylemelerini istedim, gelip geçerken devamlı onlarla ilgilenmeye çalıştım. Çocukların o durumu, çaresizlikleri beni çok etkiledi. Kız kardeşler hastanede tedavisini gördü, ardından çocuklarımızı ilgili sosyal hizmet uzmanlarına teslim ettik, onlar ilgilendiler.