Basında sansürün kaldırılışının 113'üncü yılı
23 Temmuz 1908'te Hürriyet Devrimi ilan edildi. 24 Temmuz günü de ilk kez gazeteler sansürsüz çıktı ve o gün Basın Hürriyeti Günü ilan edildi.
İlginçtir, Türk basını devrimlerle özgürleşti ve kişiliğini buldu. Baskıcı dönemlerde de hep hapis ve cezalara maruz kaldı. 15 Temmuz zaferinden sonra da basın tekrar sorgulanmaya başlandı. Türkiye’de bağımsızlık damarı güçlenince yabancı devletlerden fonlananlara karşı tepki güçlü çıkmaya başladı. Gerçek manada halka dayanan gazete ve kuruluşların önemi arttı.
Sultan Abdülaziz döneminde 11 Mayıs 1876 günü ilk sansür kararnamesi çıkar. O gün öğrenciler Babıâli'yi basar. Sadrazam Mahmut Nedim Paşa, İran elçiliğine sığınır. 12 Mayıs günü de görevden alınır. Ertesi günü sansür kararnamesi kaldırılır. İki hafta sonra da Sultan Abdülaziz tahttan indirilir (30 Mayıs 1876). 'Anayasal düzene uyması şartıyla' getirilen Abdülhamid, 23 Aralık 1876'da Anayasayı ilan eder. '93 Harbi'ni bahane ederek de 1878'de Meclis-i Mebusan’ı kapatır, Anayasayı askıya alır. Ardından da basına sansür ve baskıyı getirir. Onun döneminde gazetecilik yapmak imkânsızlaşır. Yapanlar da bin bir zahmete katlanmak; özellikle Bab-ı Âli'deki sansür kuruluyla her gün cebelleşmek zorunda kalır. Hazırlanan gazetelerin bir örneği bu kurula götürülür ve denetimden geçirilirdi. Memurlar yazıları tek tek inceler ve 'hoşa gitmeyen' kelimeler ve satırlar çıkarılırdı. O günleri yaşayanların anlattıklarına göre, gazeteler neredeyse burada yeniden şekil alırdı.
Gazeteciler 'yasaklı kelimeler'i kullanmamakta olanca maharetlerini göstermelerine rağmen yine de memurların azizliğine uğrarlar. Yine o dönem, kitap yayımlamak da zordu. Sultan Abdülhamit döneminin baskılarından en çok Jöntürk ve İttihatçı devrimciler sıkıntı çektiler. Bu devrimcilerin hayatlarının büyük bir kısmı sürgünlerde geçti. Yurt dışında çıkardıkları dergi ve gazeteleri gizli yollardan Osmanlı sınırlarına sokuyorlar ve seslerini duyurabiliyorlardı. O dönem 'yasaklı gazete'yle yakalananlar, idam cezasıyla yargılanıyor; kurtulanlar ise sürgüne gidiyordu.
Basın özgürlüğü öyle bir hava yarattı ki adeta herkes gazete çıkarmaya başladı. İkinci Meşrutiyetin ilk üç buçuk yılında 607 gazete ve dergi, 1918 yılına kadar da 918 gazete ve dergi çıkarıldı.