20 Eylül 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Başka firma öneren müdürün kıdem talebi haklı bulundu

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, müşterisinin talebini işyerinin olanakları nedeniyle karşılayamayıp müşteriyi başka bir firmaya yönlendiren eski fabrika müdürünün işten çıkarılması sonrasında yaptığı kıdem tazminatı başvurusunun kabul edilmesi gerektiğine hükmetti.

Başka firma öneren müdürün kıdem talebi haklı bulundu
A+ A-
OLCAY KABAKTEPE / ANKARA

Bir işyerinde önce proje müdürü daha sonra ise fabrika müdürü olarak çalışan kişi, iş sözleşmesinin “asılsız iddialarla haksız olarak son verildiğini, iş yerinde sürekli fazla mesai yaptığını” savunarak kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve diğer alacaklarının tahsili istemiyle dava açtı. Görülen davada iş yeri avukatı, davacı eski fabrika müdürünün, şirketin iştigal konusuna giren kalıp üretimi konusunda işyerinin müşterisi olan yabancı bir firmaya Türkiye’de bulunan rakip başka bir firmayı önerdiğine ilişkin mailler gönderdiğinin tespit edildiğini iddia etti. Bu durumun ahlak ve iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığını kaydeden işyeri avukatı davanın reddini istedi.

YARGITAY YEREL MAHKEME KARARINI BOZDU

İlk derece mahkemesince, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın reddine karar verildi. Yerel mahkeme kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulundu. Başvuruyu inceleyen Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildi. Verilen bu karar sonrasında davacı eski fabrika müdürünün avukatı tarafından temyiz başvurusu yapıldı. Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, davacının kıdem tazminatı talebinin kabul edilmesi gerektiğini kaydederek yerel mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararını bozdu.

‘MÜŞTERİNİN İHTİYACININ ÇÖZÜMLENMESİ İÇİN GÖNDERİLDİ’

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kararında, davalı iş yerinin, davacı eski fabrika müdürünün iş sözleşmesine, müşterisi olan yabancı bir firmanın temsilcisine kalıp üretimi hakkında yine Türkiye’de faaliyette bulunan başka bir firmayı önerdiğinin tespit edilmesi nedeni ile son verildiğini iddia ettiği kaydedildi. Bu hususa ilişkin elektronik posta içeriklerinin dosya içerisine sunulduğu belirtilen kararda, “Söz konusu elektronik postalar incelendiğinde davacının bunları işverenin kendisine sağladığı elektronik posta adresinden gönderdiği tespit edilmiştir. İçeriğin incelenmesinde ise daha çok büyük ebatlı araç dış parçalarının kalıplarına ilişkin olarak tavsiyede bulunduğu görülmektedir. Müşterinin karşılık olarak gönderdiği teşekkür mesajı dikkate alındığında ise feshe gerekçe elektronik postanın karşı taraftaki müşterinin ihtiyacının çözümlenmesi hususuna ilişkin olduğu yönünde kanaat oluşmaktadır” ifadelerine yer verildi.

‘SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜNE AYKIRI BİR YÖN YOK’

Dosya kapsamında dinlenilen tanıkların beyanlarından, davalı şirketin iştigal konuları arasında kalıp üretiminin de bulunmasına rağmen iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte başka firmalara kalıp üretimi yapılmadığı ifade edilen kararda, “Söz konusu elektronik postada bahsi geçen büyük kalıpların davalı imkanları ile üretilmesinin mümkün olmadığı, davacının iş sözleşmesinin son bulduğu tarihe kadar da dışarıdan temin edilen kalıpların müşterilere satışının yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, işverenin kendi mevcut kapasitesinin söz konusu talebi karşılamaya yeterli olmadığını bilen davacı işçinin muhatabının yardım talebini karşılayabileceğini düşündüğü firmayı önermesinden ibaret olan eylemde, sadakat yükümlülüğüne aykırı bir yön bulunduğundan da söz edilemeyecektir. Açıklanan hususlar gözetilmeden davacının kıdem tazminatı talebinin kabulü gerektiği halde yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir” denildi.

emek Yargıtay işçi çalışan hakları çalışma kanunu