Batı bükemediği eli öptü! Savaşta kazanan taraf Rusya

Rusya-Ukrayna savaşında üç yılın ardından son yaklaştı. Müzakereler ve pazarlıklar başladı. Ancak süreçten en çok etkilenen ve zarar gören iki aktör; Avrupa ve Ukrayna sürecin dışında bırakıldı. ABD ve Rusya savaş üzerine görüşmeler gerçekleştirirken, ABD’nin vekalet savaşını yapan Avrupa ve Ukrayna müzakerelerde söz sahibi değil. Zelenskiy Riyad’daki Rusya-ABD görüşmesi hakkında ‘sürpriz oldu, medyadan öğrendik.’ dedi. Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise Avrupa ülkelerinin Ukrayna ile ilgili müzakerelerin detaylarını artık ‘gazetelerden’ öğreneceklerini belirtti. Savaşın sona ermesi yakınken taraflardan hangilerinin bu savaştan galip ayrıldığı, hangi aktörlerin savaş öncesi duruma göre çok daha kötü duruma düştüğü tartışma konusu oldu. Merak edilenleri Vatan Partisi Rusya Temsilcisi Doç. Dr. Mehmet Perinçek yanıtladı. Perinçek şunları ifade etti:

‘KİEV REJİMİNİN HİÇBİR İRADESİ YOK’

“En başından beri ‘Bu savaş Rusya ile Ukrayna arasında değildir’ diyorduk. Bu savaş Rusya ile NATO, Rusya ile Atlantik güçleri arasında yapılan bir savaştır. Ukrayna bir enstrüman olmanın ötesine zaten hiçbir zaman geçemedi. Kiev rejiminin bu savaş boyunca ve hatta savaşın öncesinde de hiçbir iradesi söz konusu olmadı. Yani bu savaşın başlamasında, devamında ve sonuç olarak da bitişinde de Kiev rejiminin, Zelenski’lerin bir iradesi olmayacaktır. Biliyorsunuz İstanbul görüşmeleri yapılmıştı. O görüşmelerde belirli bir mutabakata varılmıştı. Ancak Boris Johnson'un Kiev ziyaretiyle birlikte bir anda İstanbul görüşmeleri rafa kaldırılmıştı. Yani yine orada Kiev’in ve iktidar sahiplerinin hiçbir söz haklarının olmadığı görülmüştür. Hatta savaşın hemen öncesinde bazı görüşmeler yapılmış, Zelenski belirli garantileri vermeyi kabul etmiş fakat ABD'den gelen talimatla verdiği sözlerden geri dönmüştür. Hemen arkasından bir iki gün sonrasında Rusya'nın özel operasyonu başlamıştır. Zelenski’lerin iradesinin olmadığı başından beri gözükmektedir. Bu bakımdan savaşın bitiminde de yine Zelenski’lere bir söz hakkı verilmemekte. Hatta önümüzdeki günlerde Kiev’deki iktidar sahiplerinin ABD tarafından değiştirilmesi de söz konusu olacaktır.”

‘ATLANTİK GÜÇLERİNİN KUŞATMA PLANI BAŞARISIZ OLDU’

“Trump'ın Ukrayna'da barış istemesinin sebebi dünyadaki gelişmelere daha gerçekçi bir şekilde bakmasıdır. Atlantik güçlerinin Rusya'ya karşı kuşatma planı ve bu çerçevede Ukrayna'yı Rusya'nın üzerine sürme planı başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Rusya ele geçirdiği toprakları daha da genişletmiştir. Ukrayna'nın bunları geri alma şansının olmadığı herkes tarafından kabul edilmektedir. Bu savaşla birlikte Rusya'yı ekonomik olarak boğma politikası yani yaptırımlarda sonuçsuz kalmıştır. Bunu zaten Batıdaki siyasetçilerden, uzmanlara, iktisatçılara kadar herkes kabul etmekte. Ayrıca Atlantik güçlerinin Rusya'yı yalnızlaştırma planı da başarısız oldu. Rusya, BRICS, Şangay örgütü gibi uluslararası birliktelikler içerisindeki etkisini arttırmış bu birliktelikler çok daha çekim merkezi haline gelmiştir. Son Kazan toplantısı bunun önemli örneği. Çok sayıda lider o toplantıya katıldı. İkili ilişkiler çerçevesinde Rusya'nın Çin’le Hindistan'la, Afrika ülkeleriyle, Latin Amerika ülkeleriyle, hatta bazı Avrupa ülkeleriyle ekonomik siyasal askeri vs ilişkileri gelişti.”

‘ATLANTİK DÜŞÜŞTE, KARŞITLARI YÜKSELİŞTE’

“Bir de sadece Rusya özelinde değil dünya çapında da Atlantik cephesi baskın güç olma konumunu kaybediyor. Askeri, teknoloji anlamında Atlantik karşıtı güçler yükselirken Atlantik güçleri inişte. Dünyanın ekonomik merkezi Atlantik’ten Pasifik’e kayıyor. Çin olgusu başlı başına önemli bir etken. BRICS, Şangay birliği bir çekim merkezi haline geldi. ABD'nin dolar saltanatı başarısızlıkta sonuçlanıyor. Bununla birlikte Afganistan'dan kovuluyor, Afrika'da özgürlük hareketleri yükseliyor.”

‘RUSYA MİLLİ EKONOMİSİNİ GÜÇLENDİRECEK BİR İMKAN ELDE ETMİŞ OLDU’

“Rusya görünen tabloda ciddi bir avantaj elde etmiş durumda. En basit göstergelerden bir tanesi Rusya'nın toprakları genişledi. Bununla birlikte ABD'nin, Atlantik güçlerinin Ukrayna'yı üs olarak Rusya'ya karşı kullanma planı suya düştü. Rusya ekonomik saldırıyı göğüsledi ve milli üretimini, milli ekonomisini güçlendirecek bir imkanda elde etmiş oldu. Uluslararası planda baktığımızda Batı ile hem ekonomik hem siyasal bazı bağlılıkların son bulması, Rusya'nın yüzünü çok daha fazla Doğu'ya ve Avrasya'ya dönmesine sebep oldu. Bu da Rusya'nın çıkarlarının örtüştüğü gerçek ortaklarıyla ilişkilerini geliştirdi. Böylece Rusya daha sağlam bir uluslararası ittifaklar manzumesine sahip oldu.”

‘RUSYA KAZANAN TARAF’

“Şimdi de Trump'la Putin arasındaki bu ilişkiler yeni bir dünya düzeninin kurulmasının bir işareti. Rusya ve lideri Putin'in başat rol oynayacağını görüyoruz. Amerika'da bükemediği bileği öpmek zorunda kaldı. Rusya bütün dünyaya hem gücünü göstermiş oldu hem de kurulan yeni dünyada emperyalist cephenin bile kabul ettiği temel güçlerinden biri oldu. Rusya bu savaşta kazanan taraf oldu.

‘YÜKSELEN AVRASYA’

“Kiev rejiminin içine düştüğü bu durum aslında dünyadaki bütün ülkeler açısından örnektir. Emperyalist devletlerin planlarında rol oynayarak kendi komşularına karşı suç işleyen ‘emperyalist enstrümanlar’ en fazla kendilerine zarar verirler. Bölge inisiyatifinden kopmak, emperyalistlerin çıkarlarına göre hareket etmek ‘emperyalist enstrümanların’ ülkesini harap etmektedir. Çünkü yükselen bir Avrasya vardır. Yükselen Avrasya güçlerinin olması da girişlikleri bu macerada kat ve kat daha fazla başarısız olmalarına yol açmaktadır. Çıkartılması gereken önemli ders budur.”

‘UKRAYNA KULLANILIP BİR KENARA ATILMIŞTIR’

“Ukrayna ekonomik, siyasal ve toplumsal olarak bir yıkım içerisinde. Özellikle sanayisinin ve önemli yer altı kaynaklarının bulunduğu bölgeleri kaybetmiştir.

Ukrayna kullanılıp bir kenara atılmıştır. Ukrayna’yı kışkırtan güçler de bir faydalanma politikasının içine girdi. Trump'ın yaptığı anlaşma önerisi bunun bir örneğidir. Polonya'nın ezelden beri Ukrayna'dan toprak talepleri vardır. Bunları hayata geçirilmek istenecektir. Bütün bunlara bakıldığında emperyalist devletlerin kullan-at politikası bir kez daha gözler önüne serilmiştir. ‘Kafkasya'da Türk-Sovvet Askeri İşbirliği’ başlıklı kitabımda Taşnak Ermenistan'ın yaşadığı son döneme baktığımızda Türk ordusunun ilerlemesiyle birlikte Taşnakların çaresiz kalması ve emperyalist devletlerin birer birer Taşnaklara yardım etmekten vazgeçmesi, onları yüz üstü bırakması ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor. Kitaptaki o bölümden Taşnakları kaldırın Kiev rejimi deyin. Oradaki Kaçaznuni’leri, o dönemin yöneticilerini kaldırın; Zelenski'nin ismini koyun. Birebir aynı olaylar bugün de yaşanmaktadır. Taşnakların yaşadığı o hayal kırıklığını şimdi Kiev rejimindekiler yaşamaktadır. Ağlamaktadırlar, sızlanmaktadırlar. Hatta Rusya'nın en büyük ortaklarının olan Çin'e başvurmak zorunda dahi kalmışlardır. Dolayısıyla emperyalist devletlerin politikalarına alet olmak büyük bir hüsranla sonuçlanmıştır. Bu Türkiye için de bir dersdir. Türkiye'nin denge politikasını Atlantik güçleri lehine bozması da ciddi bir hüsranla sonuçlanacaktır. Bunlardan dersler çıkartılması gerekir.