08 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul 13°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Batı cephesinde yenilgiden başka bir şey yok

Bahmut’ta sonuna kadar dayanmak ve Rusları bitirmek gibi bir yol izlenmektedir. ABD Savunma Bakanlığı, Bahmut’un stratejik öneminden çok sembolik değerinin yüksek olduğunu belirtiyor. ABD ve Batı ısrarla kazanma ihtimali olmayan bir savaşı sürdürmeye çalışmaktadır

Batı cephesinde yenilgiden başka bir şey yok
Wagner özel askeri şirketinin kurucusu Evgeni Prigojin, askerlerinin Ukrayna’da Bahmut olarak anılan Artyomovsk’u tamamen kuşattığını açıkladı.
A+ A-
ALİ MERCAN

Batı’da aralıksız tekrarlanan, “Son Ukraynalıya kadar devam!”, “Sonuna kadar savaş!” gibi sahte solcuların sloganlarını andıran Batılı sesler çatallaşmaya başladı. Bu algıyı bertaraf etmeyi hedefleyen bir buluşma, tersine sonuçlar verdi. Alman 1. Kanalı ARD’nin 6 Mart’taki haberinde, “Olaf Scholz, şimşek hızıyla yaptığı ABD ziyareti sonrasında CNN’ye, 'Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, AB ve ABD ortaklığını küçümsüyor.' açıklaması yaptı.” dedi. Bu açıklamanın amacı, Batı ittifakının kenetlenmiş olduğu ve sürdüğü imajını güçlendirmekti. Alman basınında bazı yorumcular, “Biden’in gölgesinde duran Scholz”, “Scholz tembihleri dinlemeye gitti” gibi yorumlar yaptılar.

'DESTEĞE DEVAM'

Görüşmeden sonra Scholz, Putin'in “Avrupa, ABD ve Ukrayna'nın tüm dostlarının güçlü birliğini ve Ukrayna'ya aralıksız devam eden silah tedariğini anlamadığını” söyledi:

“Ukrayna bu şekilde ülkesini savunabilirdi, gelecekte de bunu yapmaya devam edecek. Ukrayna’ya diğer yardımlar yanında silah sevkiyatını sürdüreceğiz. Durumun ne göstereceğini bilemeyiz ancak şu kesindir: Batı ittifakı silah ve her türlü desteğini sürdürecektir.”

Görüşmeden sonra CNN muhabiri Fareed Zakaria’nın “Görüşmeler yoluyla sorunun çözümünü nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna Scholz şu cevabı verdi: “Bu tamamen Rusya Başkanı’nın elindedir. Birliklerinin geri çekilmesine bağlıdır. Ukrayna barışa hazırdır.”

Batı cephesinde yenilgiden başka bir şey yok - Resim : 1
Kiev'i ziyaret eden Biden defteri imzalarken, Zelenskiy böyle “hazır ol”da bekledi.

GİZEMLİ GÖRÜŞME

Der Spiegel, Scholz’un ABD ziyaretini şu şekilde duyurdu: “Başbakan Scholz, Biden’le görüşmek için ABD’ye gitti. Beraberinde heyet yoktu. ABD Başkanı'yla da bir basın açıklaması olmayacak diye duyuruldu. İki lider bir saat baş başa Ukrayna sorununun geleceği üzerine konuştular.”

Gizemli bir algı uyandıran bu ziyaret, birçok şekilde yorumlansa da malumun ilanının süslü sözlerle ifade edilmesidir: ABD liderliğinde Batı’nın Ukrayna’da zafer kazanma şansı yoktur. Vaziyeti idare edelim. Daha önce duyurduğumuz gibi Putin, “Yenilmek kırmızı çizgimizdir.” diyerek her türlü yol ve yöntemle NATO’nun durdurulacağını, hegemonyacılığın son bulacağını açıkladı. Ulusal Güvenlik Konseyi Şefi John Kirby, görüşmede “Çin’e karşı ortak tutum üzerinde de görüşüldü.” dedi. Oval Ofis’teki görüşmede iki lider arasında çelişmeler olduğu iddialarının geçersiz olduğu üzerinde de duruldu. Biden, panzer sevkiyatları konusundaki çabaları için Scholz’u övdü. Ayrıca Biden ve Scholz’un birlikte Çin’i Rusya’ya askeri yardım yapmaması için uyardığı da eklendi.

'KURBAN SAYISI KABUL EDİLEMEZ'

Scholz’un ABD ziyareti öncesinde şu açıklama geldi: “Raporlar Batı’nın Ukrayna’daki durumunun yön değiştirdiğini gösterdi. ABD’de hava değişti. Kiev, Moskova ile müzakere edecek.” Tek kutuplu dünya düzeninden ve hegemonyacılıktan vazgeçmemekte direnen ABD, Ukrayna’yı destekleme bahanesi ve Avrupa’nın sırtından bu hedefini sürdürmeye çalışıyor. Ancak değerlendirmeler Batı’nın dayanamadığını gösteriyor:

“Biden ile Scholz’un görüşmesi öncesinde, Batı'nın Ukrayna savaşında yön değiştirebileceği rapor edildi. Bunun sebebi olarak savaşta ölenlerin Ukrayna toplumu için 'kabul edilemez' sayıya ulaştığının görülmesi, ABD halkı arasında Biden’ın savaş politikasına onayın azalması... Bu gelişmeler Biden'ın yeniden seçilmesini tehlikeye atabilir. Biden'ın Zelenskiy'i geçtiğimiz günlerde Kiev'e yaptığı ziyarette Washington'un kaynaklarının sınırlı olduğu konusunda uyardığı bildirildi. Scholz ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Zelenskiy'e 'Moskova ile barış görüşmelerini düşünmeye başlamasını' önerdikleri söylendi. Ukrayna NATO'ya kabul edilmemeli, fakat silahlandırılmalıdır. Benzeri, Mart 2022'nin sonunda zaten tartışmaya açılmıştı, ancak Batı tarafından sabote edildi.” (German Foreign Policy, 3 Mart 2023 bülteni)

ABD HALKININ DESTEĞİ AZALIYOR

Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ), Biden yönetiminin olası rota değişikliğini inceledi: Anketler, Ukrayna'ya silah sevkiyatını destekleyenlerin Mayıs 2022'de ABD nüfusunun yüzde 60'ı iken yüzde 48'e düştüğünü gösterdi. Yüzde 37'si Ukrayna hükümetine doğrudan mali desteği onaylarken, yüzde 38'i buna karşı çıkıyor. Rusya'ya yönelik yaptırımları destekleyenlerin oranı da yüzde 71'den yüzde 63'e düştü. Aynı zamanda yüzde 59, yaptırımların ABD ekonomisi pahasına olmaması görüşünde. Eğilim devam ederse -ki bu muhtemel görülüyor- o zaman Ukrayna savaşı Başkan Biden'ın yeniden seçilmesini zorlaştıracak. Ayrıca ABD, Çin'e karşı güç mücadelesini giderek tırmandırıyor. Bazı ABD ileri gelenleri bir süredir Doğu Avrupa üzerinden Rusya'ya karşı çok sert olunmaması için uyarıda bulunuyor. Açılım alanlarına giren Asya-Pasifik bölgesinin bağımlı olduğu enerjilerin kısılmasına yol açtığı söyleniyor.”

FAZ, Biden'ın 20 Şubat'ta Kiev'de Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile yaptığı görüşmenin içyüzüne ışık tuttu: “Durum Biden'ın resmi açıklamalarda kullandığı gösterişli tonlardan önemli ölçüde farklıydı. Biden, 20 Şubat'ta 'Ukrayna'nın demokrasisine, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne olan sarsılmaz bağlılığımızı' yeniden teyit etmek için Ukrayna'nın başkentine gittiği mesajını verdi. Ancak 'dahili olarak', 'Zelenskiy'e (...) Washington'un bu arada Amerikalı vergi mükelleflerinden ne kadar para yatırdığına işaret ettiği' söyleniyor. Biden, 'Kiev'in daha fazlasını istediğini anlıyor'. Ama Biden 'zor durumdaki Amerika'yı iyileştirmek için göreve geldi ve  Ukrayna Lideri’nin gerçekçi kalacağına dair umudu var.' 'Gerçekçiliğe' dönüşün hududu, muhtemelen Amerika Birleşik Devletleri'ndeki başkanlık seçimleridir.”

Batı cephesinde yenilgiden başka bir şey yok - Resim : 2
ABD Başkanı Joe Biden ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz 3 Mart'ta görüştü.

ZELENSKİY MOSKOVA İLE GÖRÜŞMELERİ DÜŞÜNMELİ

Wall Street Journal'ın yayınladığı bir haber, Washington'un yeni bir rota çizebileceğine denk geliyor: “Ukrayna'nın 'Rusları Doğu Ukrayna ve Kırım'dan çıkaramayacağı' inancı Avrupa'da yayılıyor. Bir Fransız hükümet yetkilisinin 'Rusya'nın kazanmaması gerektiğini tekrarlayıp duruyoruz. ancak savaş bu yoğunlukta uzun sürerse, Ukrayna'daki kayıplar dayanılmaz hale gelir.' sözleri dikkat çekiyor. 8 Şubat akşamı Paris’te Macron ve Scholz, Zelenskiy’nin, 'Moskova ile barış görüşmelerini düşünmesi gerektiğini' söylediler. Bu arada Çek Cumhuriyeti'nin yeni Cumhurbaşkanı Petr Pavel de benzer bir açıklama yaptı. Bir general olan Pavel, Ukrayna topraklarının bazı kısımlarını geri almanın 'toplumun kaldırabileceğinden daha fazla can alabileceğine' dikkat çekti. Ukraynalılar o zaman farklı bir sonuç düşünmeye başlamalı.”

Wall Street Journal'a göre; “İngiltere, Fransa ve Almanya şimdiden bu olasılığa hazırlanmaya başladı. Bunlar, Ukrayna'yı başka bir Rus saldırısından korumak için tasarlanmış önlemlerdir.” Gazetenin yazdığı gibi, ülkenin NATO üyeliği yoktur. Bu nedenle, NATO birliklerinin Ukrayna topraklarında konuşlandırılması resmen planlanmadığı gibi, 5. madde ülkeyi kapsamaz. Kiev'in kendi başına savunmasını yapması esas alınmaktadır. Ukrayna Batı üretimi silahlarla donatıldığından ve “Batı silah endüstrisinin tedarik zincirine yakından entegre olmasından” söz edilmektedir. Almanya, hava savunma sistemleri, ana muharebe tankları, ağır toplar ve mühimmat tedarik etmeye istekli olduğunu zaten belirtmişti. İngiltere, savaş uçağı tedarik etmeyi düşünüyor. İngiltere'nin şimdi Ukraynalı pilotları F-16 savaş uçakları konusunda eğitmeye başlaması uygun. Bu konularda karar alınması 11/12 Temmuz’da Litvanya'nın başkenti Vilnius’taki NATO zirvesinde alınacağı öngörülüyor.

Ukrayna'nın güvenliğini garanti altına alma planları, Mart 2022'de Moskova ile Kiev arasındaki müzakerelerin durumuna çok benziyor. Her iki taraf ateşkesin ve barışçı çözümün temel özellikleri üzerinde anlaşmıştı. Ukrayna'nın kalıcı tarafsızlık taahhüdünde bulunmasını şart koşuyordu. Daha sonra anlaşma, Rusya'yı zayıflatma umuduyla NATO ülkeleri tarafından sabote edildi. O zamandan beri Ukrayna'da sayısız insan öldü ve büyük maddi hasar meydana geldi. Şimdi de 2022’dekine kıyasla Ukrayna için fark edilebilir bir avantaj yok.

BÜTÜN OLGULAR MASAYI ZORLUYOR

Elbette, Frankfurter Allgemeine Zeitung ve Wall Street Journal'ın ana hatlarıyla belirttiği gibi, yakın gelecekte barış görüşmeleri olacağı kesin değil. Bunun işaretleri fazlasıyla var ancak Batı Ukrayna kesesinden ağalık yapmaya devam etmektedir. Ukrayna'nın savaş alanında herhangi küçük bir başarı görüntüsü, Batı'nın Rusya'yı zayıflatma hedefini canlandırabilir.

Batı, Ukraynaya silah desteğini ve tank ve panzer sevkini sürdürüyor. Almanya bu amaçla Panter tanklarının üretimini artırıyor. Ancak Ukrayna’da şu anda bütün hedef daha çok Rusları etkisizleştirmeye kilitlenmiştir. Özellikle Donbass’taki Bahmut’ta sonuna kadar dayanmak ve Rusları bitirmek gibi bir yol izlenmektedir. ABD Savunma Bakanlığı, Bahmut’un stratejik öneminden çok sembolik değerinin yüksek olduğunu belirtiyor. Bu değerlendirmeden de anlaşılacağı gibi ABD ve Batı ısrarla kazanma ihtimali olmayan bir savaşı sürdürmeye çalışmaktadır. Scholz-Biden görüşmesi ve Atlantik ittifakının sıkı birliği üzerine söylenen abartılı sözlere rağmen, hegemonyacılık ve tek kutuplu dünya çökmektedir. Bütün olgular bu yöndedir. En doğru çözüm bir an önce Rusya ile masaya oturmak ve insanlığa daha fazla zarar vermemektir. Bu Batı’yı da kurtaracak çözümdür.

Özetle, yaptırımlar Rusya’yı etkileyemedi aksine yeni alanlar yarattı. Putin içerde ve dışarda daha da güçlendi. Rusya çok kutuplu dünyanın dayanağı haline geldi ve daha da önem kazandı. Uzun vadede, sadece ortak yönleri olan bir ülke olmak yanında Avrupa’yı Avrasya’nın Batı’sı olarak etkileyecek önemli bir aktör haline geldi. Daha önce belirttiğimiz gibi tekrar edelim. Rusya’nın NATO ve hegemonyacılıkla savaşında kırmızı çizgisi kaybetmektir. Rusya, kaybederse herkes kaybeder diyor. Batı için böyle bir kırmızı çizgi fazlasıyla risklidir.

Son Dakika Haberleri