Batı, Çin otomobil endüstrisine dur diyebilir mi?
Çin; nitelikli işgücü, mühendis ve bilim insanlarıyla birlikte, devlet desteğini de yanına almış ve elektrikli araçlarda iki önemli başarıyı sağlamıştır: Ucuz ve kaliteli üretim. Batarya teknolojisi, yapay zeka, otonom sürüş gibi özellikleri ile Çin otomobil endüstrisine dur diyebilecek kimse yok
Çin otomobil endüstrisi son 5 yılda büyük bir ivmeyle pazara giriş yaptı. Çin yönetiminin kapsamlı planlaması ve teşvikleriyle beraber otomobil pazarının oyun kurucuları yer değiştirmeye başladı. Çin Maliye Bakanlığının 8 Haziran 2024 tarihinde yayınladığı rapora göre(1), 2024 yılında toplamda 6,44 milyar yuanlık (900 milyon dolardan fazla) “eski arabanı getir yenisini al” başlıklı mali sübvansiyon ve teşvik yapıldı.
Çin Maliye Bakanlığının 2022 yılının ilk kısmı için elektrikli araçlara verdiği sübvansiyon 15 milyar yuanı (2.083 milyar dolar) aştı.(2) Elbette en çok sübvansiyon alan şirketin başını 1 milyar dolar ile BYD çekti.
Peki Çin otomobillerinin başarısının sırrını sadece sübvansiyonlarla açıklayabilir miyiz? Elbette hayır... Çin, otomobil endüstrisinin gelişimini, kapsamlı ve uzun vadeli bir şekilde planladı. Bu kapsamda Çin’in üç önemli hedefi bulunuyor: Otomobil endüstrisinde benzine olan bağımlılığı azaltma, 2060 yılı karbon 0 hedefine ulaşma ve otomobil endüstrisinin lideri olma.
ENERJİ BAĞIMSIZLIĞI VE İKLİM KRİZİYLE MÜCADELE
Çin’in “Yeşil Dönüşüm” kapsamında başlattığı mücadele hafife alınamaz. Öyle ki 2017 yılında Pekin’e ilk ayak bastığımda, bir yıl içerisinde çok az sayıda gün, güneşi sarı göğü mavi renkte görebilmiştim. Aradan neredeyse 8 yıl geçti ve değişim gözle görülür bir şekilde devam ediyor.
Hava kirliliği hâlâ kimi zaman İstanbul’un havasından 2 kat daha fazla olsa da, Çin’in 2060 yılında sıfır karbon hedefine(3) ulaşması yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımlar göz önüne alındığında çok da zor gözükmüyor.
Çin’in karbon salınımı yüzde 31,8 ile dünyada birinci sıradayken (4) Amerika yüzde 14,4 ile ikinci sırada yer alıyor. Tabii bu rakamlar tek başına bir anlam ifade etmiyor. Çin’in, ‘dünyanın fabrikası’ olduğu göz önüne alınırsa, ülke içinde kişi başına düşen karbon tüketim miktarı verilerine bakmak daha anlamlı bir hale geliyor. Elektrikli arabalar hava kirliliğiyle mücadele kapsamında Çin’in çevreci politikalarıyla birleşiyor.
Çin aynı zamanda petrol bağımlısı bir ülke olarak biliniyor. 2023 yılında açıklanan veriler Çin'in toplam petrol tüketiminin 756 milyon tona ulaştığını ve bunun yaklaşık 563 milyon tonunun ithalata dayandığını, Çin'in yabancı ülkelere olan petrol bağımlılığının yüzde 73'e yükseldiğini gösteriyor.(5)
Çin, enerji bağımlılığından kurtulmak için yenilenebilir enerjiye yatırım yapmakta ve 2050 yılında birinci enerji üretiminin yüzde 60’ından fazlasını (5) güneş ve rüzgar enerjisinden üreteceği öngörülmektedir.(6)
Çin elektrikli otomobillere verdiği teşviğe iki önemli soruna dayanarak; enerji bağımsızlığı ve iklim kriziyle mücadele ve bir hedefte -pazarın öncüsü olmak- ele almaktadır. Elbetteki pazarın öncüsü olurken de 0 karbon hedefi ve binek otomobillerde petrol bağımlılığını azaltma hedefini de koymaktadır. Peki Çin, pazarın öncüsü olabilecek midir?
YENİ NESİL OTOMOBİLLERİN GELECEĞİ: ELEKTRİK VE HİBRİT ARAÇLAR
Çin, otomobil sektörünün öncüsü olmadan önce şu soruyu kendisine sordu: “Otomobil sektörü gelecek 50 yılda içten yanmalı motorlara bağımlı olmaya devam edecek mi?” Çin yatırımlarının önemli kısmını BEV yani tam elektrikli araçlara yaptı.(7) Hibrit elektrikli araçlar da gelecek için önemli olsa da bu yazıda elektrikli araçlar üzerinden açıklamaya devam edeceğiz.
2021 yılından 2023 yılına Çin’de elektrikli araçların payı neredeyse yüzde 100 artmış ve yüzde 12’den yüzde 23’e yükselmiş. Elektrikli araçların payı Avrupa ve Amerika’da da gün geçtikçe artıyor.
5 yıl önce, BYD’nin adını duymazken 2024 yılı otomobil satışlarında en fazla satılan 8’nci araç olarak pazarda yerini aldı. BYD ise sektöre binek otomobil üreterek değil batarya üreterek girdi. BYD’nin 2025 yılında 1000 kilometre menzili olan lityum bataryalar üreteceği konuşuluyor.[8]
1000 kilometre menzilli elektrikli araçlar bir dedikodudan ibaret değil. 2024 yılında aldığım “binek otomobillerin geleceği” isimli dersimde uzun uzun konuşuldu ve anlatıldı. Bu sayede elektrikli araçların zayıf karnı olarak görülen düşük menzil ile ilgili sorunlar yüksek yoğunluğa sahip lityum bataryalar ile aşıldı.
Çin’in en önemli üstünlüğü ise burada yatıyor. Elektrikli araçların bataryası Çin’de üretiliyor. Enerji yoğunluğu yüksek olan NCM tip lityum bataryalar üzerine yoğunlaşan Çin, lityum bataryalar üzerine binlerce makale yayınlamış ve bu konuda en fazla makale yayınlayan ülke haline gelmiştir.
Şimdiye kadar BYD ve Ningde Shidai gibi şirketler bataryalar üzerine binlerce patent başvurusunda bulunmuştur. O nedenle Çin araçların başarısını devlet teşvikleri veya ucuz işgücüne -kaldı ki Çin’de işgücü artık ucuz değil- bağlamak büyük bir hata olur.
Çin, kapsamlı bir devlet planlamasıyla birlikte, üretici güçlerini geliştirmiş, işçisini ve mühendisini eğitmiş ve üniversitelerin araştırma yapması için büyük teşvikler vermiştir. Öyle ki lityum bataryaların en önemli sorunlarından birisi olan ısıl kaçaklar(9) üzerine en çok makale yayınlayan üniversite ve profesörler gene Çin’den çıkmıştır.
BATI, ÇİN’İN KALKINMASINA DUR DİYEBİLİR Mİ?
Avrupa’da güç bataryası üreten Northvolt 1600 kişiyi işten çıkarmış ve çalışanlarının maaşlarını ödeyecek parası olmadığını açıklamıştır[10].
Aynı zamanda şirket Almanya ve Kanada’da olan yatırımlarını erteleme kararı aldı. Northvolt'un CEO'su Peter Carlsen, “otomotiv pazarındaki ve sektör genelindeki zorlu rüzgarlar karşısında, şirketin buna yanıt vermek için uygun önlemleri almasını sağlamalıyız.” dedi.
Bununla birlikte bölgenin en etkili ekonomi gazetesi Daily Industry'de Eylül ayı ortasında yayınlanan bir habere göre Northvolt maaşları zamanında ödeyememe gibi bir çıkmaza girmiş durumda ve Eylül ayı için çalışanlarına ödeme yapabilmek için acilen 7.5 milyar kron (720 milyon dolara eşdeğer) toplaması gerekiyor. Ancak İsveç Başbakanı Northvolt’u kurtarma gibi bir planı olmadığını açıkladı.(10)
Bu kapsamda şu soruyu sormak gerekir: “Batı, Çin otomobil endüstrisine dur diyebilir mi?” Aslında bu soru “Batı, Çin’in kalkınmasına dur diyebilir mi?” diye de sorulabilir. Çünkü Çin elektrikli araçlarla ilgili çoktan bir karar almış ve uygulamaya koymuş. Çin nitelikli işgücü, mühendis ve bilim insanlarıyla birlikte, devlet desteğini de yanına almış ve elektrikli araçlarda iki önemli başarıyı sağlamıştır: Ucuz ve kaliteli üretim.
Ucuz ve kaliteli üretimi yaparken de batarya teknolojisinde erişilmesi zor bir teknolojik altyapıyı bünyesinde bulundurmuş Çinli şirketler binlerce patent başvurusunda bulunmuş. Aynı zamanda hatırlamakta fayda var. Otomobil endüstrisi teknolojisi yalnızca batarya teknolojisine de dayanmıyor. Yapay zeka, otonom sürüş gibi birçok özelliği de bünyesinde bulunduran Çin otomobil endüstrisine dur diyebilecek kimse bulunmuyor.
KAYNAKLAR:
[1] https://www.gov.cn/lianbo/bumen/202406/content_6956361.htm
[2] https://news.yiche.com/hao/wenzhang/93508691/
[3] https://www.gov.cn/zhengce/202408/content_6967673.htm
[4] Sigma Earth
[5] https://www.163.com/dy/article/JCH3TO3505567K3S.html
[6] Matthias Thewes. FEV. 2022
[7] Akıllı Yeşil Araçlar ve Ulusal Ulaşım Laboratuvarı, Taşıtlar ve Ulaşım Okulu/Aeromotor Araştırma Enstitüsü, Prof. Shuai shikin Tsinghua Üniversitesi ders notları
[8] https://baijiahao.baidu.com/s?id=1812627270657605816&wfr=spider&for=pc
[9]https://www.researchgate.net/publication/382866448_Investigating_thermal_runaway_propagation_characteristics_and_configuration_optimization_of_the_hybrid_lithium-ion_battery_packs
[10] mp.weixin.qq.com/s/6UMJL1IIT6 QF6MufcsYj8w