Batı, silahlı Rum papazlara sessiz

Kıbrıs’ta Rum papazların silahlı eğitim aldıkları görüntülerin 11 Şubat'ta kamuoyuna yansıması gündem olmuştu. Videolarda papazlara Rum Muhafızların atış talimi yaptırdığı görülmüştü. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da geçen günlerde konuyu hatırlatmıştı. Olayın üzerinden iki hafta geçmesine rağmen Kıbrıs’la yakından ilgilenen ABD ve Avrupa Birliği’nden henüz bir ses çıkmadı. KKTC Cumhurbaşkanlığı Danışma Kurulu Üyeleri ve Prof. Dr. Ata Atun ve Hüseyin Macit Yusuf, Batı'nın da işin içinde olduğunu bildirdi.

‘İMAMLARIMIZ YAPSAYDI AYAĞA KALKARLARDI’

Aynı zamanda Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın Gezici Büyükelçisi olan Hüseyin Macit Yusuf görüntülerin şaşırtıcı olmadığını ifade etti. Rum kesiminde kilise kurumunun Türk düşmanı faaliyetlerin başını çektiğini aktaran Yusuf, “Adada Kilise 1821’den beri ENOSİS taraftarıdır. ‘Megali İdea’ ülküsünün gerçekleşmesi için militanca çalışmaktadır. EOKA terör örgütünün kuruluşunda da papazların önemli bir rolü vardır. Bilindiği üzere Makarios da papazdı.” dedi.
Yusuf şöyle konuştu: “Papazların silahlı eğitim görmesi hiç şaşırtıcı değil. Batı bu olayı görmezden geliyor. Bu da Batı'nın Rum kesiminin savaş taraftarı politikalarını desteklediğini gösteriyor. Zaten Rumları silahlandıran ve eğiten de onlardır. Başta ABD ve Fransa bunu yapmaktadır. Bir imam elinde silahla poz verseydi ne olurdu? Dünya ayağa kalkardı. Günlerce Türk düşmanlığı yapılırdı. Bu papazların kalbinde şeytan vardır. Neyse ki Kıbrıs Türk halkının bükülmez bileği ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Mehmetçik ruhu adadır. KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs’ta barışın teminatıdır.”

‘RUM HALKINA DA BASKI YAPIYORLAR’

Prof. Dr. Ata Atun da kilisenin siyasetteki ağırlığına işaret etti. Papazlar üzerinden verilen mesaja dikkat çeken Atun, çabanın nafile olduğunu kaydetti. Atun şunları söyledi:
“Rum papazların ellerine silah alması ilk değil. 1821 Mora İsyanı’nda Arnavut, Bulgarları ve Yunan halkını kışkırtan Rum papazlardı. 1963’teki saldırılarda da papazlar başı çekti. Kilise’nin Rumlar üzerinde büyük bir ağırlığı vardır. Zaman zaman Rum halkını da baskıyla politikalarına destek vermeye zorlamışlardır. KKTC’nin ve Türkiye’nin arka arkaya elde ettiği başarıların yarattığı moral bozukluğunu gidermeyi amaçlayan bir mesaj vermeye çalışıyorlar. Rum halkına, ‘Gerekirse savaşmaya hazırız, gördünüz mü papazlarımız bile hazır’ denmek isteniyor. Ancak Rum kesiminin tek başına ne KKTC’ye ne de Türkiye’ye kafa tutabilecek bir mecali yok. O nedenle sürekli ABD, İsrail, Fransa gibi ülkelere sığınıyorlar.”